Vatikan aniden Jorge Mario Bergoglio yani Papa Francis’in Irak’ı ziyaret edeceğini duyurdu. Ziyaret 5 Mart’ta yani bugün. Dünya basını bunu birinci haber olarak verdi. 84 yaşındaki Papa 4 gün sürecek gezisinde 6 şehri ziyaret edecek. Vatikan bunu bir “Barış gezisi” olarak adlandırıyor. Yapılan açıklamada şöyle deniliyor; 
“Papa'nın Irak gezisi bölgedeki Hristiyan azınlıklara moral destek sağlamak ve Vatikan'ın Müslüman dünyasıyla köprü kurma hedefine hizmet edecektir.”
Bu gezi bizim için de büyük önem taşımakta. Şöyle biraz geriye gidip bir düşünün bakalım. Terörist başı da Hristiyan dünyası ile köprüler kurma niyetiyle hareket ediyordu. Bunu unutmayalım.

Gezilecek altı şehir arasında Erbil de var. Yabancı basın burayı “Özerk Kürt bölgesinin başkenti” olarak pompalıyor. Utanmasalar “Kürt devleti” diyecekler. Hatta bazı İngiliz gazeteleri utanmayıp diyor. Diğer bir şehir ise Musul.
Hassas bir dönemde, ortalığı korona sarmışken Papa neden bu ziyareti yapıyor? Tamam, adamın aşısı var ama 84 yaş için yine de riskli. Buna rağmen bu gezi yapılacak.

Burada Kürtlerle ilgili kaygılar ön plana çıkıyor. Ayrıca Türkiye’nin teröristlere karşı mücadelesini iyice etkinleştirdiğini ve terör örgütünün liderlerinin iyice sıkıştığını da hatırlayalım. Sağdan soldan yardım istiyorlar.

Batı Türkiye’nin güçlenmesine tahammül edemiyor. Bunu önlemek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bu ziyaret sırasında yaşanabilecekler azami dikkatle takip edilmelidir.
Papa’nın Irak ziyareti çok şaşırtıcı olaylara gebe olabilir.

Hülleci Muharrem Paşa!
Önümüzdeki yüz küsur sene sonra yazılacak tarihe bir karakter olarak geçecek kuantumcu Muharrem. Muhtemelen “Hülleci Muharrem Paşa” benzeri bir lakapla anılacak. Çünkü yaptığı iş bundan ibaret. CHP içindeki bir kesimi toplayıp onlarla bir parti kuruyor. İlk seçimlerde Kemal’in gideceği ve ardından partilerine geri dönebilecekleri bir ortam yaratmak için bütün yaygara. Hülle partisi kuruluyor yani. 

Hayal edilen, şöyle otuz sene önceki ayarlarına dönmüş bir CHP için bu çabalar.

Çıkıp bir iki laf etti Muharrem. Arada makul bir iki söylemin serpiştirildiği ancak bunların da kem-kümler içinde boğulup gittiği şeyler anlattı. Çıktı “Biz iyi yapılana iyi diyeceğiz, eleştirilmesi gerekeni eleştireceğiz.” gibi bir laf etti. Yüzde elli artı 1 için çalışacaklarını söyledi. Hemen sonra da o beğenmediği muhalefetle işbirliği yapacağını ilan etti. Tabii hayalleri gerçek olur da Başkanlık seçimi ikinci tura kalırsa… 

Bu arada, “Çatı aday” düşüncesinin yanlış olduğunu vurguladı. İlk turda ne kadar çok aday çıkarsa şansları o kadar artacak bunun hesabına göre. Yüzde 30’u gördü ya kendini Kara Murat zannediyor artık. (Kardeş Bizans işi şöyle bir 5-6 yüz sene önce hallolmuştu zaten. Bilmem haberin var mı? Kara Murat işi o döneme tarihleniyor da ondan söyleyeyim dedim. Ha bu arada Ayasofya’yı da Reis geri aldı bu arada. Sen iki cami arasında namaz kıldığın için bunu da belirteyim.) 
İkinci tura kalacak ve Muharrem o zaman kimin adayı en güçlüyse onunla mutabakat yapacak. Daha doğrusu bütün muhalefet partileriyle. Kemallerin CHP ile malum HDP de buna dâhil. Maksat “Tayyip gitsin” gerisi tufan.

2023 seçimlerinden sonra olacakları şöyle hayal ediyor bizimki;

Uğradığı hezimetle Kemal ve şürekâsı partiden uzaklaşacak, Muharrem de CHP’nin başına geçip Ana Muhalefet Lideri olacak.
Nasreddin Hoca’nın “Ölme eşeğim” hikâyesi daha mantıklı geliyor bununla kıyaslandığında…
Muharrem sen hiç merak etme. Şu kasetler falan CHP’yi zaten yıktı yıkacak. Adamların her yerinden bu tip iğrenç olaylar fışkırıyor. İstanbul çok güzel oldu! Merak etme onlar kendilerini imha ediyorlar zaten.
Yani, bu cephede değişen bir şey yok…

Biz ileriye bakalım…