SON DAKİKA
Hava Durumu

Pasaklılık genlerimizde mi var?

Yazının Giriş Tarihi: 21.08.2020 18:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.08.2020 18:54

Sadece bende mi var, bilmiyorum.
Sokakta yürürken her cm2 de bir sigara izmariti, 10 metrede bir sigara paketi ve bugünlerde de aynı mesafede maske görüyorum.

Geçenlerde Cumhuriyet caddesinde yürüyordum. Recep Altepe’nin nostaljik tramvayının rayları başından sonuna kadar sigara izmariti ile doluydu.

Evinin balkonunda, penceresinde, dükkanının kapısında,ya da sokakta yürürken sigara içen neredeyse herkes izmaritini sokağa bırakıyor. (Bazen de mazgala atıyor, ama tutturamıyor. Zavallı izmarit arada kalıyor. Biraz tütüp ayaklar altında eziliyor. Sonunda bir izbe bulursa çiğnenmekten kurtuluyor.)
Bu meşru, rutin, doğal bir hak, bir refleks olmuş halkımızda.

Yine geçenlerde dışarıdan bakınca efendi adam, temiz aile diyebileceğim bir aile önümden yürüyordu. 4-5 yaşında çocuk maskesini düşürmüştü. Almaya yeltendi. Annesi, ‘Alma, alma kızım, o pis oldu. Ben sana başka veririm’ diyerek çocuğunu alıp yürüdü…

Yolunuz düşerse bakın lütfen. Heykel’den Setbaşına doğru yürürken, alt geçit girişinin sağında bir mazgal var. O mazgalın içinde belki 50 yıllık sigara izmariti stoku vardır. Her defasında şunu düşünüyorum:
İnsanların sigarası tam orada mı bitiyor? Ya da rastgele atıyorlar yerlere de orada bir vakum mu var,  izmariti çekiyor?

‘Yok yok, sen kafayı yiyorsun. Düzgün düzgün, efendi adamlar ve bunların hepisi ‘memleketi bitirdiler, mahvettiler edebiyatı yapan adamlar bu mereti içiyorlar. İzmaritini de haliyle yere atıyorlar. Bunda bir şey yok. Sen fazlasıyla obsesifsin. Belki de Kuştefer’le fazla takılıyorsun’ diyorum kendi kendime.

Birkaç gün önce Maksem’den dere boyu yukarıya kadim dostlarımla bir yürüyüş yaptık. 1987- 88 lerde Hikmet Zeyveli üstadla yaptığımız yürüyüşü 32 sene sonra kalan ekiple yaptık. Maksem Şelalesini epey geçtik. (Maksem şelalesini bilen Bursalı yok gibidir)
32 sene öncesine göre değişen yol oldu. Eskiden yol yoktu. Patikalardan ve dere yatağından gidiyorduk. Şimdi epey bir yere kadar yol yaptılar.
Yaptılar da ne oldu?

Yolun gittiği yerlere kadar her yer çöp deryası oldu. Poşetler, meşrubat ve bira kutuları, içki şişeleri, yemek artıkları tiksindirici boyutlara varmıştır. Sadece patika yolu dahi olmayan, yürümenin neredeyse imkansız olduğu yerler sadece temiz kalmış.
Şelale ve sonrası çok temiz.
Ancak oraya kadar kendiniz temiz kalamıyorsunuz. Kızıyorsunuz, geriliyorsunuz, belki sövüyorsunuz, keyfiniz kaçıyor.
Bir insanın yanına aldığı yiyecek içeceklerin ambalajlarını toplayıp bir poşete koyup geri getirmesi için gerekli değerlere bile sahip olamayan insanlar kendilerine nasıl tahammül ediyorlar, bunu hiçbir zaman anlayamadım.
Ve madem ki belediye yol yapıyor. Neden haftada bir de olsa birkaç temizlik elemanı görevlendirip temizletmiyor.

Bizim köyün (doğduğum köy- Trabzon- Tonya- Sayraç, Yakçukur, Turalı, İskenderli. Hepsi ‘Kumyatak’ olarak bilinir.) ortasından bir dere akıyor.
Çocukluğumuzda bu derenin suyunu içiyorduk. Kendiliğinden oluşan göllerinde yüzüyorduk.
Hele ki Kutavas (Kodavas)  şelalesinin döküldüğü göl kocaman, yuvarlak, her tarafı eşit derinlikte bir küvet gibi bir göldü. Hepimiz orada yüzmeyi öğrendik. Etrafındaki ağaçlara çıkıp çılgınca atlıyorduk göle.


Birkaç sene önce profesyonel bir fotoğrafçının çektiği bir fotoğrafına rastladım. Çok güzel bir fotoğraftı. Geçen yaz abimle gittiğimde, ‘Abi ben girip yüzeceğim’ demiştim. ‘Sakın’ dedi abim. ‘Su çok pis’ dedi.

Birkaç ay önce bir arkadaş Kutavasın videosunu çekip yayınladı. Köylüler çöplerini, giymedikleri elbiseleri, terlikleri, çuvalları, modern- betonarme evlerinin katı ve sıvı atıklarını olduğu gibi dereye akıtıyorlar/ atıyorlar.

Aynı köylülerim ilçenin bir yerinde kurulması düşünülen çimento fabrikasına direnen insanlardır.
Hem de ne direnmek. Marjinal solun gazete ve dergilerinde efsane oldular.
Kod adı: Fadime abulalar lahanaları için savaşıyorlar’
Ve Tonya’da çimento fabrikası kurulmasını engellediler (bildiğim kadarıyla)
Tuvaletlerini, eskimiş terliklerini, elbiselerini dereye boca eden halk çevre adına büyük bir zafer kazandı.
Ve yamaçlara yaptıkları betondan evlerinde huzurlu huzurlu yaşamaya devam ettiler…

Ah ah, bi de ‘öteki’ler memleketi mahv etmeseler stepsteril, tertemiz bir hayat yaşayacağız.



 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.