Son günlerde askeri öğrencilere verilen beraat kararı ve FETÖ’nün farklı alanlarda yeniden canlanma girişimleri kamuoyu gündeminde tartışmaların yeniden bu yöne doğru yoğunlaşmasını sağladı. Her ne kadar devlet tüm imkanları ile bu yapıyla mücadelesini sürdürse de bir çok alanda hala daha varlığını sürdürdüğü de yapılan operasyonlarda görülüyor. 

Türk devletine ve Türk milletine alçakça darbe yapmaya kalkan FETÖ’nün gözü dönmüş katillerinin bu girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. Ancak tartışmaları hiç bitmedi. Özellikle Bursa darbe girişimiyle ilgili ve Bursa yapılanmasıyla ilgili tartışmalar halen devam ediyor. 

Dönemin Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık Paşa yıllardır o gece yaşananlar ve sahte rapor tutulması ile ilgili adeta feryat ediyor. Dönemin valisi İzzettin Küçük’ün Garnizon’daki darbe girişimini raporlamadığını, hatta darbeci albayı evine çay içmeye davet ederek gözaltı yapılmasını da geciktirdiğini ileri sürüyor.  Malum; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumartesi Bursa’ya geliyor. Erdoğan’a bu konuyla ilgili bir dosya sunulacağı yönünde de bir bilgi var.

Umarız sunulur o dosya.

Bursa’daki darbe girişimi sürecini adeta anı anına Şehir Gazetesi olarak yıllardır yazıyoruz. Sehirmedya.com sitesindeki arşivimizden okuyabilirsiniz. Ancak birkaç önemli bilgiyi daha buradan aktarmak istiyorum.

Bursa’da 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar ve sonrasındaki gelişmeler yeniden gözden geçirilmeli. Dönemin Bursa Valisi ve Gelecek Partisi kurucularından İzzettin Küçük, o geceyle ilgili akılda kalan soruların tamamına belgeleriyle yanıt vermeli kamuoyunun tatmin olması için. Saldık Paşa, sahte rapor hazırlandı diye adeta kendisini parçalıyor. Paşa, Eski Vali Küçük Devlet Makamlarına ve Halka verdiği Raporda Bursamızda darbeye girişen Darbeci albay için “Garnizona alınmadı” şeklinde gerçek dışı bir rapor verdiğini adeta haykırıyor.  

Vali Garnizon’a alınmadı diye rapor vermesine rağmen mahkeme kayıtlarına da geçen ifadelerde Akkuş’un Garnizon’a girip ilçelere Yurtta Sulh Konseyi adlı cuntacıların gönderdiği sözde sıkıyönetim emrini ilçelere faksladığı biliniyor. Dahası Garnizon’daki erlere silah ve mermi aldırarak bizzat silahlı darbeye giriştiği de ifadelerde yer alıyor. 

Tüm  bu silahlı eylemler Garnizonda yaşanmasına ve bilinmesine rağmen dönemin valisinin raporda bunlara yer vermemiş olmasının bir şekilde izah edilmesi gerekiyor. Dahası Saldık Paşa’nın darbeyi engellediği de rapora ne yazık ki eklenmiyor. Sonrası malum. Saldık Paşa emekliye sevk edildi. 

Saldık Paşa aynı akşam Bursa Valisi Küçük’e ve Antalya Valisi Münir Karaloğlu’na telefon ederek sıkıyönetim emri geldiğini ve FETÖ’cü grubun darbeye giriştiği bilgisini de veriyor.

Neyse uzatmayalım.

Nizamiyeyi kapatıp askere emre uymamaları gerektiğini bildiren ve  “Gelen Sıkıyönetim emri kanunsuzdur ben emri Cumhurbaşkanımdan alırım.  Kimse bu kanunsuz emre uymasın” diyen Saldık,  herkesin gözü önünde darbe için emir getiren Fetö’cü Uzman Çavuşu yumruklayıp, askerin silah almasını da engellemişti. Darbeci albayın yakasına yapışarak, yaka paça nizamiyenin dışına çıkartan Saldık, böylece darbe girişimini engellemişti. 

Şimdi asıl meseleye gelelim.

O gece Bursa’da bir darbe girişimi var. Garnizonda yaklaşık 1 saatten fazla darbe yapılıyor. Garnizon Komutanı Saldık Paşa, bu durumu valiye aktarıyor ancak konuttan çıkmayan ve o gece güvenlik kulübesinde sabahladığı ileri sürülen İzzettin Küçük’ün tüm gelişmelere hakim olmasına rağmen raporla ilgili çelişkisi henüz açıklanabilmiş değil. Daha da ilerisi o gece makama geçmeyen dönemin Valisi Küçük, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin telefonla arayıp Şehreküstü Meydanı’nda darbeye karşı yapılan mitinge davet etmesine rağmen oraya da geçmemişti. 

Şimdi, o gece evinden çıkmamasına rağmen bir şekilde darbeci albayı yumrukladı efsanesi uydurulan İzzettin Küçük’ün raporu irdelenmek durumunda. Birinci hedefte olan isim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın milleti meydanlara çağırdığı, kendisinin de meydana çıktığı ve darbecilere direndiği gece Bursa’nın bir numaralı isminin evinden çıkmaması, meydana inmemesi ve dahası hazırlanan raporla ilgili iddialar ortadayken, dosyanın tekrar açılarak hakikatlere ulaşılması gerekmez mi?

Umuyoruz ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a o dosya iletilir ve Bursa’da yaşananlar bir kez daha gözden geçirilir.