SON DAKİKA
Hava Durumu

Şam'da cuma namazı

Yazının Giriş Tarihi: 08.10.2022 20:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.10.2022 20:39

Suriye’de 20 Mart 2011’de Dera şehrinde direnişin fitili ateşlendiğinde, Ankara’da “Bir hafta sonra Şam’da Emevi Camisinde Cuma Salatı (Namazı) kılarız” denildiği tekrarlanmaktadır. Bu cümleyi kim söylemiştir? İşte rivayet bu konuda çeşitlidir. Bazıları dönemin Başbakanı T. Erdoğan’ın, bazıları da Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun söylediğini iddia etmektedir.


Ne Erdoğan ne de Davutoğlu bugüne kadar kendilerine bağlanan bu cümleyi kabul etmedikleri gibi red de etmediler. Davutoğlu bir eksen kayması yaşadığından, eğer kendisi bu cümleyi söylemiş ise büyük bir üzüntü içinde olmalıdır. Çünkü eksen kayması insanın adresini değiştirdiği gibi, dünyaya bakışını da değiştirmektedir. Buna karşılık bazı çevreler de “Her zaman Şam’a gidip Cuma salatı kılmak mümkündür” diyerek Şam’da Cuma salatı kılma özlemini hiç anlamadıklarını göstermektedirler. Hatırlanmalıdır ki Mekke döneminde Cuma salatı yoktur. 


Çünkü ilk Müslümanlar Mekkeli olsalar bile hicretten önce, Mekke’de büyük bir baskı ve zulüm altındaydılar. Özgür değillerdi. Bu yüzden Cuma salatı ancak Medine döneminde başlamıştır. Hicretten sonra Medine’de Müslümanlar, özgür olmuşlardır. Özgürlükleri ile birlikte Cuma salatı başlamıştır. Yani İslam tarihinde Cuma salatı, özgürlüğün işaretidir. Müslümanların özgür olmadıkları yerde Cuma salatı kılmaları söz konusu değildir. 


Günümüzde de üzerinden Cuma salatı yükümlülüğü kalkan kimseler arasında hapishane mahkumları örnek olarak gösterilir. Çünkü onlar tutukludur, özgür değillerdir. Özgürlüğü olmayanlar için, Cuma salatı yükümlülüğü yoktur. Türkiye’nin tarihinde de bunun çeşitli örnekleri vardır. Maraş’ı Fransızlar işgal edip bayraklarını kaleye astıklarında, Sütçü İmam Maraşlılara, “siz özgür değilsiniz bu yüzden Cuma salatı kılmanız gerekmez” demiştir. 


Zorla Müslüman bir hanımın başörtüsünü açmaya çalışan işgalci Fransız askerlerini Sütçü İmam öldürmüş, böylece Maraş direnişini başlatmıştır. Sonradan her ne kadar işgalcilerin mirasçısı olanlar, başörtüsünü Fransızlardan, İngilizlerden daha çok ve kanlı bir şekilde açtırmış iseler de bu eylemlerini de işgalcilerden miras ve görev olarak almışlardır. Demek ki Şam Emevi Camisinde, Cuma salatı kılma isteği her zaman mümkün değildir. 


Şam ve çevresi yani Suriye işgalcilerden, daha zalim, daha barbar bir idare tarafından gasp edilmiş ise orada kim, nasıl Cuma salatını kılacaktır? T. Erdoğan bunları bilmeyecek birisi değildir. Nerede hangi şartlarda Cuma salatının kılınacağını takdir edecek durumdadır. “Bir hafta sonra Şam’da Cuma salatı kılarız” cümlesi gerçekten T. Erdoğan’a ait ise bu istek bir hedefi açıklamaktadır. Bir hedefe ulaşmak, planlanan zamandan fazla sürebilir. 


Zamanın uzaması o hedefin değerini ortadan kaldırmaz. Aksine uzanan zaman ile ödenen bedeller arttıkça, hedefin önemi de değeri de katlanarak artar. Cuma salatının sahip olduğu özgürlük unsurunu bilmeyenlerin ya da bilmek istemeyenlerin, “Şam’da her zaman Cuma kılınabilir” nakaratları beyhudedir. Şam’da Cuma, oraya bahar gelince, orası özgürleşince kılınacaktır. Zamanın geçmesi, ödenen bedellerin ağırlaşması, bu temel gerçeği değiştirmeyecektir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.