SON DAKİKA
Hava Durumu

Seçime doğru

Yazının Giriş Tarihi: 13.03.2023 22:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.03.2023 22:35

Seçim kararının alınması ile birlikte tarafların biri birleri hakkında görüşleri, haberlerinde artış oluştur. Taraflar kendilerinin kesinlikle kazanacağı, rakip saydıkları tarafın ya da tarafların ise kesinlikle kaybedeceğine kendilerini, dinleyenleri, okuyanları en çok da kendi taraftarlarını inandırma yarışı içine girmişlerdir.


Tayyip Erdoğan kendi ittifakı içinde rakipsiz sayıldığından dolayı adaylığı da kolay olmuştur. Bir yıl öncesinden başlayarak “Adayımız belli kararımız net” mitingleri yapılmıştır. Hatta bu başlıkla yapılan mitingleri Ak Parti değil, MHP öncelikle yapmıştır. Kendi ittifak grubu içinde Tayyip Erdoğan’ın farkını ya da rakipsizliğini gösteren önemli bir husustur.


Yirmi yıllık iktidar döneminde yapılan hatalar, küsenler, kızanlar, hayal kırıklığı yaşayanlar, iktidar nimetleri kısıldığı ya da elinden alındığı için hemen muhalif olanların yanında, salgın döneminin getirdiği ekonomik sorunlar, dünya ekonomisinin yaşadığı daralma nedeniyle Türkiye ekonomisinde baş gösteren krizlerin, engellenemeyen fiyat artışlarının ardından çıkıp gelen deprem felaketi, büyük can kayıplarının yanında ekonomi içinde önemli bir felakete yol açmıştır. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan bütün bu olumsuz şartları sırtlanarak ya da sorumlu görüldüğü yeni bir seçim yarışına girmiştir.


Yirmi yıllık iktidarın ardından Tayyip Erdoğan’ın tek başına kazanacak aday ya da kazanacak adaylar arasında görülmesi kendi şahsı adına önemli bir siyasi başarıdır. Üstelik kendi partisi ve ittifakı içinde rekabet yoluyla kendisine sorun çıkaracak kimsenin olmayışı rakiplerine karşı önemli bir üstünlüktür.
Buna karşılık Cumhur ittifakının önemli rakibi sayılan millet ittifakında durum aynı netlikte değildir. Bir defa millet ittifakının bileşenleri fazladır. O bileşenlerin her birisi kendisini vaz geçilmez görmektedir. Bu görüş, ortak kararların alınması ve uygulanması için önemli bir badiredir. Millet ittifakının gizlenen üyelerinden sayılan HDP ve Fetönün varlığı siyasi bakımdan önemli bir olaydır. Millet ittifakının reklamı bakımından, gizli üyelerin varlığı bir avantajdır. Ancak bu gizli üyelerin millet çoğunluğu nezdinde şaibeli, terör mahkumu olarak bilinmeleri ise millet ittifakının aleyhinedir.


Kılıçdar’ın millet ittifakı adayı olmasında ciddi zorluklar yaşanmıştır. İttifakın diğer ikinci ayağı uzun bir süre Kılıçdar’ı “kazanamaz aday” olarak göstermiştir. Kazanamaz adaylık Kılıçdar’ın üzerinde bir etiket olarak kalmıştır. Zaten Erdoğan’ın şahsi özellikleri karşısında bir çeşit mağduriyeti olan Kılıçdar’ın, yarışa kazanamaz aday unvanıyla başlaması seçim sonuçları bakımından önemlidir. Kılıçdar’ın şahsi özellikleri (karizmasızlığı) ile Erdoğan’ın gerisinde kalması, konuşma yeteneğinin olmayışı, sık sık şehir adlarını karıştırması, dil sürçmeleri yaşaması, yönetim tecrübesine sahip olmayışı, seçim yarışında kendisinin aleyhine ilk akla gelenlerdir.


Kılıçdar’ı mevcut haliyle “Allah’ın Erdoğan’a yardımı, bağışı” olarak görenler bile vardır. Bu görüşün sonuçları ancak seçim akşamı görülebilecektir. Kılıçdar’ın adaylığını kendi partisi ve ittifakı kabullenmekte uzun bir zaman zorlanmıştır. Ancak Kılıçdar’ın adaylığını CHP’lilerden daha çok ve daha hızlı bir şekilde Saadet Partililer (SP) benimsemiştir. SP’liler, Kılıçdar’ı “mücahit” gibi yeni unvanlarla İslami kesime benimsetmeye çalışmışlardır. Böylece SP’lilerin siyasi söyleminde mücahit unvanının içinin boş olduğu, İslami bir karşılığının, içeriğinin olmadığı değerlendirmelerine yol açmıştır. Bununla yetinmeyen SP’liler, yanlızca kendilerinin bildiği anket sonuçları ile Kılıçdar’ın seçim zaferini şimdiden kutlamaya başlamışlardır.


Terör eylemlerinin tavan yaptığı 1990’lı yıllarda biri birinin amansız can düşmanları olan Hizbüllah (Hüda-Par) ve PKK (HDP) şimdi partileri aracılığı ile mücadelelerini sürdürmektedirler. HDP, millet ittifakının doğal üyesi durumundadır. SP lideri zaten 2016’dan beri küçük Demirtaş’ın neden tutuklu olduğunu bile henüz anlayamadığını açıklamıştır. SP ve Deva Partililer, CHP’den önce HDP ile ittifakı içselleştirmişken, itiraz eder gibi yapan İP’e verilen yeni ayarla, itiraz sesi kısılmış, susturulmuştur. Böylece cumhur ittifakına karşı millet ittifakı, kendisini PKK’nın siyasi ayağı ile tahkim etmiştir.


Buna karşılık cumhur ittifakı boş durmamış Hüda-Par’ı ittifaka katmıştır. Hüda-Par’ın her ne kadar HDP kadar seçmeni yok ise de HDP’nin terör estirdiği, muhaliflerini öldürttüğü, susturduğu hemen her il ve ilçede Hüda-Par, HDP’nin karşısında durmayı başarmıştır. Hüda-Par’ın, HDP’ye karşı tutumu, cumhur ittifakı için bir cazibe sebebidir. Ancak Hüda-Par’ın geçmişinin Hizbüllah’a uzanması, cumhur ittifakı için siyasi istismar konusu edilebilecek bir meseledir.


Bu ittifakların hatırlattığı önemli bir hususta İran faktörüdür. Dünyaya, Arap coğrafyasına Tahran’ın penceresinden bakan iki partiden SP, millet ittifakının içinde Hüda-Par ise cumhur ittifakının içinde yer alarak, aralarında Tahran ayarlı bir uzlaşmanın olmadığını göstermişlerdir. Zaten SP, kendisine yakın olanlarla, kendisine benzeyenlerle uzlaşmayı değil, kendisine uzak olan ve benzemeyen CHP ile uzlaşıp kader birliği yapmayı tercih etmiştir. Önümüzdeki seçimler sadece kazanması muhtemel olanlar bakımından değil, ittifak unsurları ve içeriği bakımından da önemli farklılıklar taşımaktadır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.