Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için farklı kuruluşlar, farkındalık etkinlikleri ve kampanyaları düzenliyor. Ancak bu gerçekten çok saçma. Kadın erkek, yaşlı genç, doktor, öğretmen diye sınıflamamıza gerek olmadan topyekün şiddetin önlenmesi gerekir. 

Bir doktora saldırı olduğunda ortalık ayağa kalkıyor ve sağlıkta şiddet önlensin diye eylemler yapılıyor. Keza öğretmenlere yönelik bu tür davranışlarda da aynısı oluyor. O kesimler hemen ayağa kalkıyor ve kendilerine yönelik şiddetin önlenmesi yönünde taleplerini ortaya koyuyorlar. 

Olmaz öyle şey. 

Şiddet topyekün önlenmeli. İnsana yönelik tüm şiddet çeşitlerinin kanunların yeniden ele alınarak çok sert ve ağır cezaların getirilmesi, Orman Kanunu’nda olduğu gibi afsız ve infaz indirimleri asla uygulanmadan ağır şartlarda cezalandırılması şart. 

Daha önce de ifade etmiştim. İnsan bedeni dokunulmazlığı kanunlarda yer almalı ve en ufak müdahalenin bile çok sert bir şekilde cezalandırılacağı toplum tarafından bilinmeli. Bir kez daha tekrar etmekte yarar var. 

Ne yazık ki darp cezaları başta olmak üzere şiddetin çok türünde ne yazık ki ya cezalar çok hafif ya da caydırıcı olmaktan çok uzak. Oysa, bir devletin birinci görevi insanını koruyup kollamak, insani değerlerin en önündekilerden biri de beden dokunulmazlığı. 

Şiddetin öyle kadını, erkeği, doktoru, öğretmeni, mühendisi ya da işçisi, sokakta boş gezeni diye sınıflandırmanın doğru olmadığı ortada. Sokakta şiddet olaylarının hızla artmasının önemli nedeni cezasızlık. 

Batılı ülkelerde bırakın şiddet uygulamayı insan bedenine dokunmak bile ağır cezalarla karşı karşıya kalmaya yetiyor. O nedenle insanlar birbirleri arasında tartışırken bile ellerini arkadan bağlıyorlar. Bunun bir çok örneğini internette de okuyabilirsiniz. 

Bizde ise belli duyarlılıkların olduğu belli kesimler şiddete maruz kalınca şiddet olayları tartışılıyor ya da konu gündemde durabiliyor bir süre. Yapılması gereken çok net. Şiddetin her türlüsüne sıfır tolerans ve ağır cezalar. 

Öyle insanı darp edip savcıya ifade verdikten sonra elini kolunu sallayarak çıkamamalı şiddet suçu işleyen zanlı. O suçu işlediğinde devletin onun dünyasını karartacağını ve nefes aldığına bile pişman edeceğini bilmeli. 

Kadına uygulanan şiddetle erkeğe uygulanan şiddet arasında bir fark yok. Çocuğa uygulanan şiddetle yaşlıya uygulanan şiddet arasında bir fark yok. Daha da ötesi hayvanlara yapılan şiddet de aynı. Şiddeti bu topraklardan kazınması için topyekün şiddete karşı yasalar oluşturulmalı. 

Evet kadına şiddet önlenmeli, erkeğe, çocuğa, yaşlıya, doktora, öğretmene, mühendise, kısacası herkese karşı şiddet önlenmeli. 

Şiddete yönelenler de en ağır cezalarla karşılaşmalı. Sokakta zorbalığın, işyerinde zorbalığın, evde zorbalığın, hayatın her alanında zorbalığın önüne geçmek için devlet harekete geçmeli. Öyle farkındalık etkinlikleriyle de değil. Devlet kanun gücü başta olmak üzere tüm gücünü bu konunun son bulması için seferber etmeli.