Yüksekdağ'a istenen ceza belli oldu

Van'da park açılışında yaptığı konuşmada, çatışmalarda öldürülen PKK'lı teröristlere "şehit" diyen HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Yüksekdağ hakkında 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ hakkında, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanuna muhalefet etmek" suçundan 6 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Anayasa'da değişiklik yapılmasını öngören kanunun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle, milletvekilleri hakkındaki dosyaların gönderildiği adliyelerde soruşturmalar sürüyor.

Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa değişikliği kapsamında dokunulmazlığı kaldırılan HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ'ın 28 Ekim 2015'te kentteki park açılışında yaptığı konuşmayla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.

Hazırlanan iddianame, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İddianamede, Yüksekdağ'ın 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinden önce park açılışı sırasında yaptığı konuşmada, çatışmalarda öldürülen PKK'lı teröristlere "şehit" diyerek terör örgütünün propagandasını yaptığı belirtilerek, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanuna muhalefet etmek" suçundan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

"Teröristlere 'şehit' dedi"

Halen Van milletvekili olan Yüksekdağ'ın soruşturmaya konu olay hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırıldığı vurgulandı.

İddianamede, şüphelinin, 1 Kasım 2015'te gerçekleştirilen Milletvekil Genel Seçiminden önce Van Büyükşehir Belediyesince inşa edilen parkın açılışında yaptığı konuşmada, "Yitirdiğimiz nice canımızı, barış ve demokrasi şehidimizin boynumuzdaki ağır vebalidir, bizim tek temel motivasyonumuz halkımıza ve şehitlerimize verdiğimiz sözdür. Bu sözün ağırlığıdır." şeklinde sözler kullandığı anımsatıldı.

İddianamede, şüphelinin, savunmasının alınması amacıyla usule uygun yapılan çağrı kağıdı tebliğine rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ifade vermeye gitmediği vurgulanarak, ilgili sevk maddelerince cezalandırılması talep edildi.