Küçüktüm, zannedersem 4 yaşında falandım. O zamanlar Muradiye’de kolsuz Faik’in apartmanında otururduk. Yolun ortasında bir çınar, karşıda “Horoz Ahmet’in” simit fırını. O cadde Demirkapı’ya çıkar… Dün gibi hatırlarım. Açma kolunda yeni aldığımız “Standart” marka transistörlü radyo asılı durduğu pencereden dışarıyı seyrediyordum. Omuzlarında tabut taşıyanlar, arkalarında büyük bir kalabalık…

Bunun bir cenaze olduğunu biliyordum. Ama dikkatime çeken başka bir şey vardı. Yol kenarında insanlar hazır ola geçiyordu. Babama sordum, geldi yola bakınca önce radyoyu kapattı daha sonra da bana dönerek “Ölene saygıdan oğlum. Bir cenaze geçerken ona saygı gösterilir.” dedi.

O gün bugündür ne zaman bir cenaze geçse ve ben de orada yaya olarak bulunuyorsan saygı duruşunda bulunurum ve daha sonraları Fatiha okunduğunu da öğrendiğimden, bir Fatiha okurum. Yüce rabbimin yarattığı bir kulunun cenazesine saygı önem taşır benim için.

Biliyor musunuz? Eskiden İrlanda’da da böyle olduğunu öğrendim. Artık pek kalmasa da cenaze geçerken saygı gösterme âdeti orada da varmış…

Televizyonda yayınlanan bir dizi var. Şu meşhur “House” dizisinin kötü bir taklidi. Dizinin adı “Hekimoğlu”. Bu dizide eksantrik bir doktorun olağanüstü derecede nadir görülen hastalıkları teşhis ve tedavi etmesi ele alınıyor. Bu uçuk kaçık doktor etik değerleri sınırlarının ötesinde esneterek teşhis koyuyor hastalarına.

Komşum çok methedince ben de izleyeyim bakalım diye düşündüm. Dizi Salı akşamları yayınlanıyor ama ben her biri yirmi dakika süren reklamlardan bezdiğim için Türk kanallarında pek dizi izleme eğiliminde değilim. Bu yüzden reklam çıktığında hızlı ileri sarabilmek için tekrarını seyrettim.

Uzatmayıp sadede gelelim. Şoka uğradığım, yerimden fırlayıp “Bu kadar da olmaz. Bu bir yüzkarası, rezalet!” diye bağırdığım sahne şöyle gelişti;

Dizinin başkarakteri Hekimoğlu teşhis koyabilmek için morga inip bir silah çıkardı ve doğrudan morgda yatan ölünün kafasına sıktı! Amacı o ölüyü tarayıp beynindeki kurşunun nasıl yol aldığını öğrenmekmiş… Bu dizide başkarakter olan Hekimoğlu'nun morga girip bir cesede ateş etmiş olması kabul edilemez. Bırakın Türkiye'yi, Dünya'da böyle bir sapkınlığı sergileyecek bir doktor yoktur, olamaz ve olmamalıdır. Ölüye saygısızlık, manevi değerlere hakaret mevcuttur. Hekimlik mesleğine karşı yapılabilecek en feci hakarettir. Bir doktorun böyle bir şey yapabileceğini akla getirmek dahi sapkınlıktır.

Ota ve bilmem neye maydanoz olan TTB’nin buna tepki göstermemiş olmasını anlayamadım. Bırakın onları aklıselim doktorlarımız da buna karşı çıkmalıdır. Hekimlik bu derece aşağılanamaz.

Bu dizinin senaristleri, yönetmeni ve oyuncuları bahse konu saygısızlıktan sorumludur. RTÜK olaya el koymalıdır. Gereken cezalar verilip bu dizi derhal yayından kaldırılmalıdır.