Ne yazık ki altında iyi niyetler yatıyor olsa da kulaktan dolma bilgilerle tavsiyelerde bulunmak ve daha da önemlisi bu duyduklarımızı uygulamak gibi kötü bir alışkanlığımız var. Toplum olarak genelde böyleyizdir, otobüste yan yana koltuklara denk geldiğimiz ancak hiç tanımadığımız birinin uzak bir ahbabından duyduğundan aklında kaldığı kadarını dinler ve yakınlarımıza anlatıp uygulaması için tavsiyelerde bulunuruz, ısrar ederiz. Bazı hastalıklarda yapılan bu uygulamalar sadece işe yaramaz iken, bazılarında ise büyük sıkıntıları peşinden getiriyor. ‘Romatoid artrit’ de bunlardan biri.

‘Romatoid artrit’ hastalığının sadece ileri yaşlarda görüldüğü en büyük yanılgılardan biridir; çünkü toplumdaki yaygın inanışın aksine, romatoid artrit sadece ileri yaşta görülmüyor. En sık 30-50 yaş aralığında gelişmekle birlikte çocukluk dönemi de dahil olmak üzere her yaş grubunu etkileyebiliyor. 

‘Romatoid artrit’ hastalarının en büyük korkularından biri de eklemlerde yaşanacak şekil ve işlev bozukluğudur, oysa Romatoloji Uzmanı Dr. Esra Dilşat Bayrak, tedaviye erken başlandığında ve hastanın tedavisini düzenli alması durumunda romatoid artrit hastalığında eklemlerde şekil ve fonksiyon kaybı görülmediğini belirterek, “Ancak özellikle tedavisi gecikmiş hastalarda kalıcı şekil ve fonksiyon kayıpları oluşabiliyor” diyor. 

Özel diyetler ve takviyelerle hastalığın düzeleceği düşüncesi de bir yanılgıdır ne yazık ki; Romatoid artrit sadece bazı özel diyetlerle düzelen bir hastalık değil. Ancak tedavilerin yanında hastaların klinik durumu ve ek hastalıkları göz önüne alınarak diyette yapılan bazı düzenlemeler ve takviyeler semptomların hafiflemesinde fayda sağlıyor. 

Kaplıca tedavisinin romatoid artrite iyi geldiği düşüncesi de en büyük yanılgıdır; sanılanın aksine, romatoid artrit gibi iltihaplı eklem hastalıklarında kaplıca ve sıcak uygulamalar önerilmiyor. Bunun nedeni ise sıcak uygulamaların eklemdeki ödem ve iltihabı artırarak hastalığın alevlenmesine neden olması. Osteoartrit, yani kireçlenme hastaları ise bu tedavilerden fayda görebiliyorlar. 

“Romatoid artrit sadece eklemleri etkiler” bilgisinin de yanlış olduğunu vurguluyor uzmanlar: Romatoid artrit en sık el ile ayağın eklemlerinde ağrı ve şişlikle başlasa da, bu sorunların yanında göz (özellikle göz kuruluğu), akciğer (akciğer zarında sıvı birikmesi, akciğer yapısında bozulma), kalp damar hastalıkları, kan sayımı bozuklukları, cilt döküntüsü ve böbrek tutulumu gibi birçok sistemik bulgu da görülebiliyor.

Ancak bu hastalığa iyi gelecek yöntemlerden biri egzersiz yapmaktır ve ne yazık ki insanlar zararlı olacağı düşüncesiyle hareketten uzak durmayı tercih ediyor. Halbuki; Romatoid artrit hastalığında özellikle aerobik ve direnç egzersizleri yapılması ağrıyı azaltıyor ve eklem fonksiyonunun korunmasında fayda sağlıyor. Romatoloji Uzmanı Dr. Esra Dilşat Bayrak, düzenli yapılan sporun ayrıca uzun dönemde gelişebilecek olan eklem kısıtlanmalarını da önlediğine işaret ederek, “Bu nedenle hastalar, eklem tutulum bölgeleri ve ek hastalıkları da göz önüne alınarak doktorlarının önereceği şekilde egzersiz yapmalıdırlar” diyor. 

Genelde tüm hastalıklarda yaşanan yanılgılardan biri, “Kendinizi iyi hissediyorsanız ilaçları kesebilirsiniz.” Uzmanlar bu konuda uyarıyor; romatoid artrit kronik bir hastalık olduğu için tamamen iyileşmek mümkün olmuyor. İlaçlara başlandıktan bir süre sonra şikayetler düzeliyor, ancak bu durum ilaç tedavisi sayesinde gerçekleşiyor. İlacı kesen hastalarda kısa bir süre sonra semptomlar şiddetli bir şekilde geri dönüyor. Tedavinin devamında hastalık iyi seyrediyorsa ilaç dozları ve sayısı azaltılabiliyor, ancak birçok durumda tamamen ilaç kesme önerilmiyor.

Unutmayalım, hastalıklarda en büyük yol arkadaşımız uzman doktorlar olmalı, onların önerileri ile yol almalıyız.