Bursa Büyükşehir belediye meclisi ilk toplantısını yaparak göreve başladı, öncelikle yeni dönem tüm Bursa’ya hayırlı olsun.

İlk toplantıdan izlenimlerini paylaşan köşe yazarlarını okuduğumda aklıma takılan bir yığın soru oluştu.

Örneğin bir yazarımız şu satırları kaleme almış:

“Bozbey'in önerisiyle su fiyatlarında yüzde 25 indirime gidilmesi ve yabancı dildeki tabelaların Türkçeye çevrilmesi kamuoyunu hayli memnun etti.Bilhassa Türkçe tabela kararı sosyal medyada fazlasıyla desteklendi.Bazı mahalleleri âdeta küçük Şam'a dönen, sistematik şekilde kimliksizleştirilen Bursa adına atılan bu adım sahiden kayda değerdi”.

Başka bir köşe yazarımız ise;

“Bursa Büyükşehir Belediyesi bir de tarihi karara imza attı.Arapça tabelaların kaldırılmasına karar verildi” şeklinde bir paragrafa yer verdi yazısında.

Sizde muhtemelen benim gibi şaşırdınız, şimdi bu meclis kararında ne yapıldı?

Arapça tabelalar mı yasaklandı? Yoksa Türkçe tabela kararı mı alındı?

Ama bu iki yazarımıza bakarsak bu yasak sadece Arapça tabelaları kapsayacak şeklinde uygulanacak ama işin reklamı Türkçeyi korumak için yapılan bir meclis kararı olarak lanse edilecek.

Şimdi tam kitabın ortasından yazayım bu karar tamamen tribünler için alınmış büyük bir şovun ilk adımıdır, CHP yöneticileri, bir kısım CHP seçmeni yasaklarla beslenir, yasaklarla soluk alır.

Yıl olmuş 2024, dünya nerelere ulaşmış, ama bu CHP zihniyeti maalesef 1940 larda takılıp kalmış, bir milim ilerleme yok.

Dünya sanayi devrimini araba yapmayı tartışırken biz fes takmayı yasaklıyorduk bunu tartışıyorduk, dünya aya çıktığında bilişim devrimi olduğunda biz başörtüsünü, kamuda sakal bırakmayı yasaklıyorduk ve tüm bu yasaklar CHP eliyle yapılıyordu.

Seçim dönemi demokrasi naraları atan CHP yönetimi seçim bitince tarihsel kodlarına geri döndü.

CHP’nin belediyeleri kazandığı illerden Afyon, Uşak, Bolu, Yalova, Bursa, hatta ve hatta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup ezelden beri Kilis’te yaşayan Araplara bile Arapça tabela yasağı getirildi.

CHP’nin Tek parti döneminde yapılan yasakları hatırlıyoruz değil mi? Arapça kamet yasak, Arapça ezan yasak, Arapça öğrenmek yasak, Arapça öğretmek yasak.

Yasak demek CHP demek

Bugün Dünya’nın hemen hemen her ülkesinde her dilden tabela görmek mümkündür, Almanya’da, Hollanda’da hatta ABD’de Türkçe dahil her dilden tabelalar sıklıkla görülür.

Bursa özelinde; Arapçadan başka bir dilde yazılan hiçbir tabelaya Bozbey ve avanesi dokunmaz, dokunamaz.

Şimdi kalkıp birileri “bunlar beynelmilel markalar” edebiyatı yapmaya çalışmasın.

Mustafa Bozbey Nilüfer belediye başkanı olduğu dönemde sanırım 2014 yılında İhsaniye’de bir çarşı yapmıştı çarşının adı AGORA.

AGORA Türkçe mi?

Elbette değil, peki anlamı ve kökeni nedir? Yunan klasik çağında, bir sitenin yönetim, siyasal ve ticaret işlerini görüşmek üzere yurttaşların toplandığı kent alanı, kelimenin kökeni Yunanca.

Peki bu tabela kaldırılacak mı? hani Türkçe tabela kararı almıştı ya Mustafa Bozbey.

Mustafa Bozbey’in açıkça söyleyemediği yasak sadece Arap harflerine uygulanacak yani Latin harfleriyle ne yazarsan yaz Bozbey için sakıncası yok, Bozbey’in Türkçeye bir sevdası bir saygısı yok tek sevdası Latin harfleri.

Bundan önceki yazımda da bahsetmiştim, emin olun şov ve algı dolu 5 yıl geçireceğiz ve bu kent bu beş yıl boyunca bu şovlardan dolayı hizmet alamayacak.

Bu şehrin belediye başkanı, bu şehrin çöpünü nasıl toplarım, ulaşımı nasıl kolay hale getiririm, suyu nasıl sağlarım, havasını nasıl daha temiz yaparım, yolları nasıl yaparım, yeşili nasıl korur ve çoğaltırım bunlara kafa yoracağına, şov yapmaya kalkıyorsa, tribünlere oynayacak işler yapıyorsa bilin ki bu şehre dairhiçbirsevdası, hiçbir projesi yoktur ve bu şovlar; tek vakıf olduğu konuda yani bir takım “vakıf” işlerini gizlemek için kullanılacaktır.

Bozbey konuşmasında “bütçede 6 ayda harcanması gereken paranın 3 ayda harcandığını, ne olup bittiğini tüm detaylarıyla paylaşacaklarını da açıkladı”.

Şimdi bu bütçe işi kesinlikle açıklanmalı ve öyle çamur atıp üstüne oturulmamalı bu konuda hemfikiriz ama seçim gecesinden bugüne 16 gün geçmiş şehrin her yanında tüm ilçelerde, metro istasyonlarında, yandaş medyalarda yer alan “Gülümseyin Bursa’dasınız” ve Bozbey’in şaşkın fotoğrafının yer aldığı afişlerin kaç milyon liraya mal olduğu, bütçede para yoksa bu gereksiz israfın niye yapıldığı? Kime yaptırıldığı da açıklanması gerekmez mi?

Ve asıl önemlisi Bursa gibi büyük bir şehrin belediye başkanı olan Mustafa Bozbey’in ne seçim öncesi ne de seçim sonrası mal varlığını neden hala açıklamadığı büyük bir soru işareti değil mi?

Yine meclis konuşmasında sayın Bozbey "Büyükşehir'deki çalışma arkadaşlarımın sosyal haklarını koruyan, alın terine saygı gösteren bir yönetim anlayışı sergileyeceğim. Tek şartımız bu kentin insanlarına eşit ve adil hizmeti vermeleridir. Hiç kimse bürokrasinin gücünü kendi kişisel gücü olarak kullanamayacak. Adil, adaletli, saygılı, nezaket sahibi ve topluma örnek olma çabası vazgeçilmezdir." Dedi ve beni aldı bir korku.

Hatırlarsanız Bozbey’in gizli kasası NilVak kurulurken neredeyse aynı cümleyle kurulmuştu “çalışma arkadaşlarımızın sosyal hakları….diye devam eden cümle TV’de canlı yayında aile vakfımız olmuştu” hatırlarsınız.

Dolayısıyla ben bu cümleyi not ettim bakalım yeni ve daha büyük bir kasa olması beklenen BurVakkurulacak mı? müteahhitler Nilüfer’de NilVak’a, diğer ilçelerde BurVak’a mı “yardım” yapacaklar, izleyip göreceğiz  .

Yine ilk toplantıda Bozbey, toplantının başında meclisi bir dakikalık saygı duruşuna ve İstiklal Marşı'nı okumaya davet ediyorsaygı duruşunun ardından İstiklal Marşı banttan çalınmayınca "Arkadaşlar İstiklal Marşı için hazır mıyız" sorusunu yöneltiyor. Ancak yine salona ses verilmeyince İstiklal Marşı bu kez meclis üyeleriyle söyleniyor.

Bozbey, "Arkadaşların neden hazırlanmadıklarını çok merak ediyorum" diyor.

Belki her şey hazırdı ama PKK’nin siyasi ayağı ile ittifak yapanlar, İstiklal marşını unutmuş, okumaktan utanmış olabilir diye düşünüyor insan ve bu unutkanlık ve utançtan kayıttan okunmasını talep etmiş olabilir diye düşünüyor.

Bu arada seçim gecesi Mustafa Bozbey’in uydurduğu yalan ve iftira hala aklımızda, neydi o yalan “Bursa büyükşehir belediye binasına tır yanaşmış içeriden dosyalar, evraklar götürülmüş” kim uydurdu bu yalanı elbette Mustafa Bozbey ve bu yalanı uyduran kişiye maalesef Büyükşehir belediyesi bütçesi emanet edildi, muhtemelen Nilüfer’de yaptıklarını yapacak ama bizde yazmaya devam edeceğiz.

Şimdi tekrar soralım, TIR olayı ne oldu? Belediye’de onlarca kamera var, yollarda Mobese var yıl 2024 CHP’nin tek parti döneminden çok çok ileride bir ülke ve Bursa var, nerede bu tırlar?  

Bu konuda yalan söyleyen bir belediye başkanının bundan sonra kuracağı cümlelere kim inanır?

"Komşu komşu!
Hu!
Oğlun geldi mi?
Geldi.
Ne getirdi?
İncik boncuk.
Kime kime?
Sana bana.
Başka kime?
Kara kediye.
Kara kedi nerede?
Ağaca çıktı.
Ağaç nerede?
Balta kesti.
Balta nerede?
Suya düştü.
Su nerede?
İnek içti.
İnek nerede?
Dağa kaçtı.
Dağ nerede?
Yandı, bitti, kül oldu..."

(Ha bu arada NilVak’a tırlar yanaşmış, üzerinde Kafkas turizm yazıyormuş, neler neler yüklenmiş …)

Şaka şaka şimdi tansiyonu çıkmasın Bozbey’in…

Selam ve saygıyla