SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ekrem İmamoğlu’na siyasi operasyon

Yazının Giriş Tarihi: 28.03.2025 12:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.03.2025 12:28

Ekrem İmamoğlu siyasi bir operasyonla karşı karşıya mı kaldı? Sanırım muhalif kardeşlerimizin en çok merak ettiği soru bu.

Peki, Ekrem İmamoğlu yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma iddiasıyla neden tutuklandı? Yine Ekrem İmamoğlu teröre destek vermekten dolayı niçin yargılanıyor? Bu sorular, muhalif arkadaşları çok ilgilendirmiyor gibi davranıyorlar, çünkü öyle bir kinle sokağa sürüklendiler ki oturup bunları araştıracak, dinleyecek, okuyacak zaman bulamadılar.

Biz bu yazımızda bu “siyasi operasyon” kısmına odaklanıp diğer başlıklara ikinci yazıda cevap arayalım.

Bugünü anlamak için geçmişi bilmek ve geleceği böyle öngörmek gerekir.

CHP ve Siyasi operasyon diye düşündüğümüzde; ne çok başlık var değil mi?

Rahmetli Deniz Baykal’a kurulan kaset kumpası önemli bir siyasi operasyondu, ne kadar önemli olduğunu sonraki süreçte gördük ve yaşadık

Peki, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, Bakırköy belediye başkanının evinde boynunda kravatla darbeyi “seyreden” Kemal Kılıçdaroğlu videosu ve fotoğrafı da siyasi bir operasyon değil miydi? Kim servis etti o görüntüleri?

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu evde yemek yaparken mütevazi mutfağını bizlere sergilerken, son derece pahalı ve lüks otel odasında seçim çalışmasını yürüttüğünü fotoğraflamak siyasi operasyon değil miydi? “Bakmayın mütevazi mutfağa bizimki otellerde kalıyor” gammazlamasını kim yapmış olabilir? Kim servis edebilir bu fotoğrafları?

Devam edelim biraz ayrıntılı yazalım;

İmamoğlu hakkında "YSK üyelerine hakaret ettiği" iddiasıyla 28 Mayıs 2021'de dava açıldı.

İmamoğlu, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 14 Aralık 2022'de 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı ve kendisine Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53'üncü maddesi uyarınca hakkında "siyasi yasak" hükmü uygulandı.

Karar istinafa taşındı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi'nde bekleyen dosyada henüz bir karar verilmedi.

Davadan karar çıktığı gün yine Saraçhane’de bir büyük miting organize edilmiş, otobüsün üstünde dönemin il başkanı Canan Kaftancıoğlu, Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener yer almıştı.

Fotoğrafta yer almayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu o tarihte Almanya’ya gittiği için otobüsün üstünde yer almamıştı ilginç değil mi?

CHP içinden, Ekrem İmamoğlu’na çekilen bir siyasi operasyon değil mi?

Ekrem İmamoğlu 2014-2019 yıllarında Beylikdüzü belediye başkanıydı ve hakkında 2015 yılında düzenlediği bir ihaleden dolayı bir dava açıldı. Beylikdüzü Belediyesi, Kültür Merkezleri'nde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi ihalesine çıktı.

İhaleyi kaybeden firma, kazanan firmanın yeterliliğinin bulunmadığını öne sürdü ve itirazda bulundu.

Ancak bu itiraz belediye yetkilileri tarafından reddedildi.

Konu, İçişleri Bakanlığı gündemine geldi. Bakanlık, ihale süreciyle ilgili inceleme başlattı.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği, inceleme sonucunda hazırladığı raporu Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.

Başsavcılık, soruşturma izni istedi.

Bakanlık izin verdi, izne itiraz edilince dosya Danıştay’a taşındı.

Danıştay, 20 Ekim 2020’de soruşturma izni verilmesini yerinde buldu.

Danıştay kararı sonrası Savcılık soruşturmasına devam etti. Savcılık, bilirkişi raporu aldı.

Raporda; söz konusu firmanın ihale şartlarını taşımadığı belirtildi.

Savcılık; İmamoğlu ile yedi ismin ifadesini aldı. İmamoğlu’nun avukatı savcılığa yazılı ifade sundu.

İfadede İmamoğlu’nun söz konusu ihale sürecinin hiçbir aşamasına dahil olmadığı, talimat veya yönlendirme yapmadığı vurgulanarak “cezai sorumluluk yüklenemeyeceği” belirtildi.

Savcılık savunmaların alınmasının ardından soruşturmasını tamamladı.

İmamoğlu dahil yedi isim hakkında “ihaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.

Savcılık, İmamoğlu ve yedi isim hakkında kamuoyunda “siyasi yasak” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu’nun “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı 53. maddenin uygulanmasını da talep etti. Bakın ortada Ekrem İmamoğlu’nun iktidara siyasi rakip filan olmadığı olamayacağı bir tarihte alınıyor bu karar.

İddianamede, “Beylikdüzü Belediye Başkanlığı'nın 250 bin TL fazladan para ödemesine ve kamu zararına neden olan şüphelilerin üzerlerine atılı ihaleye fesat karıştırma suçunu işledikleri anlaşılmıştır” denildi.

Bu davada da sadece CHP’lilerin şikâyeti var, konu malum CHP içi taht ve rant kavgası, para paylaşımı.

Bu davanın diğer bir önemi, davanın diğer duruşması 11 Nisan 2025 tarihine yapılacak (Muhtemelen bak yeni davalarla geliyorlar diye nara atılacak dolayısıyla biz şimdiden gerçeği yazalım)

*

Hepimiz hatırlıyoruz, CHP’li bir avukatın bürosunda çekilmiş çok miktarda döviz ve TL’nin sayılığı, sayılırken insanların eğlendiği bir video vardı.

Bu video 2024 yılı Mart ayının ilk haftasında gündeme bomba gibi düşmüştü. Videoya kısaca “CHP’nin para kuleleri” adı verilmişti.

CHP’li yetkililer videonun eski bir tarihte 2019 yılında çekildiğini ve paraların il binası almak için toplanan paralar olduğunu iddia etmişti.

Şimdi o videoya dikkatlice bakalım; videoda kimler var? Parayı kimler sayıyor? Para nereden gelmiş?

Görüntülerde yer alan isimlerden birisi İmamoğlu'nun kasası olduğu iddia edilen ve halen İBB Spor Kulübü Başkanı olan Fatih Keleş.

Diğer bir isim ise daha önce İmamoğlu'nun şirketinde çalıştığını söyleyen eski CHP İstanbul İl Basın Danışmanı Can Poyraz.

Daha fazla dikkat çeken bir isim ise İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz. İş insanı Hüseyin Köksal'ın şoförü Servet Yıldırım.

Bu isimler İmamoğlu’nun sağ kolu olan isimlerdi ve hafta sonu sonuçlanan İmamoğlu’nun çıkar amaçlı suç örgütü lideri olarak tutuklandığı yolsuzluk dosyasında tutuklanan isimlerdi.

Bu video CHP’liler tarafından dolaşıma sokulduktan sonra iş yargıya intikal etmişti, savcılık 21 kişiyi sorgulamış, ifadelerde; CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının alınmasıyla ilgili Küçükçekmece İlçe Başkanlığı ve belediyenin, çantayla 80-85 bin lira gönderdiği öne sürülmüştü. Eski Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin bağışçılardan 200 bin, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç yine bağışçılardan 200 bin TL topladığını söylemişti. Metin Gül isimli müteahhit ise kendisinden 2 milyon istendiğini ancak 1 milyon verdiğini ifade etmişti.

(Şimdi bu ifadelerde “belediyenin” diye devam eden cümle önemli çünkü belediyenin bütçesi partiye akıtılıyor anlamına geliyor ve bu suç, yine Metin Gül ismini özellikle unutmayalım çünkü yolsuzluk dosyasında ismi defalarca geçiyor, hem de nasıl)

Peki, 2019 yılında çekilen bu videoyu kim çekti?

Niçin beş sene saklayarak 2024 yerel seçimleri öncesi piyasaya sürdü? Videoyu çekenin CHP’li bir yetkili olduğunu, bu mahrem görüntülere şahit olacak kadar CHP’de etkin bir isim olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

Bu anlattığımız olay aslında çok önemli ve daha ayrıntılı da anlatılmalı ama bu siyasi operasyonunda CHP içinde taht ve rant kavgasının önemli bir olayı olduğu muhakkak.

Siyasi operasyon savaşında şah çekmek için en uygun zaman CHP büyük kurultayıydı, kurultayda kazanan siyasi operasyonlarda da galip olan taraf olacaktı ve tüm yasal, yasadışı “imkanlar” bu kurultayda kullanıldı.

Adaylar arasında olmasına rağmen son anda adaylıktan çekilen İlhan Cihaner şu açıklamayı yapmıştı.

“Partimizin geçmiş muhasebesinin yapılması, geleceğe ve iktidara giden yolun tartışılması, politik doğrultunun belirlenmesi gereken 38. Kurultayımız, maalesef partiyi bugüne getirenlerin ikiye ayrılarak, ilerletici bir dönüşümün ve yeniden inşanın boğulduğu bir açmaza mahkum edilmiştir. Siyasi yaklaşımların tartışılması, yetkin kadroların belirlenmesi yerine belediye olanaklarının yarıştırıldığı çirkin bir ortam yaratılmıştır. Öte yandan yoğun bir medya manipülasyonu ile güç algısı yaratılarak kurultay süreci yalnızca iki kişinin yarıştığı “siyasetsiz” bir psikolojik savaşa dönüştürülmüştür. “Vatan Cephesi” katılımlarını andıran imza açıklamaları baskıya dönüştürülerek diğer aday adaylarının demokratik temsilleri engellenmiştir. O kadar ki “diğer adaylara imza desteği verileceği” dedikoduları yayılarak bizlere destek olan delegelerimizin destekleri şaibeli hale getirilmiştir. BU ANTİDEMOKRATİK, SİYASETSİZ VE KİŞİLERE İNDİRGENMİŞ YARIŞIN PARÇASI OLMAYI REDDEDİYORUZ!”

Bakın kurultayda “belediye olanaklarının yarıştırıldığını” ilk iddia eden kişi İlhan Cihaner’dir.

Yarıştırılma nasıl olabilir? Belediye olanaklarıyla delegelere para dağıtma, hediye alma, iş vaadinde bulunma, belediye başkanlığı, meclis üyeliği teklif etme gibi.

Zaten kongre sonrası CHP birbirine girdi, sen şu kadar para aldın ama diğeri bu kadar, sana iş verildi, sen para dolu çantayla çıktın v.s. kirli işler.

Hatta kurultayla ilgili, CHP liler arasındaki savaş öyle hal aldı ki; önce Bursa’dan başlayan yargı süreci şu an Ankara Cumhuriyet başsavcılığında devam ediyor ve basına yansıyanlara göre 174 delege şikayetçi olarak ifade vermiş.

Maalesef CHP uzunca yıllardır ikiye bölünmüş ve süreli kendi içinde mücadele eden bir halde muhalefet görevini yerine getiriyor.

Bir çok siyasi operasyon yazdık, tanıklar arasında tek bir iktidar mensubu yok değil mi?

Ayrıca Ekrem İmamoğlu’nun ve Özgür Özel’in “Siyasi operasyon” aparatına sarılarak, tehditler savurduğu vatansever hukuk adamı İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bu operasyon tarihlerinde Ankara’da görev yapıyor, henüz İstanbul’a gelmemiş, Akın Gürlek savcının İstanbul’a geliş tarihi Ekim 2024.

Kısaca yazmaya çalıştığımız bir siyasi operasyon var ama bu operasyonda iktidar yok, bağımsız yargı yok.

İkiye bölünmüş bir partinin her bir bölümü diğerine defalarca operasyon çekiyor, kurultayda şah çekiliyor, cevap İBB yolsuzluklarını ihbar etmekle veriliyor.

Yolsuzluk iddialarını içeren iddianameyi ve masak raporunu dikkatlice okudum her ikisi de belgeli iddialardan, kimliğini gizlemek zorunda kalmış 4 gizli tanık ve 14 açık kimlikli tanığın anlatımlarından, bu anlatımların araştırıldığı savcılık belgelerinden ve MASAK raporlarından oluşuyor.

İddianame hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar sağlam hazırlanmış, öncelikle yargıya giderek bu iddianamenin hazırlanmasını sağlayan CHP’li tanıklara ve bu iddiaları çok düzgün ve sağlam belge ve raporlarla araştırıp iddianame haline getiren savcılarımıza teşekkür etmek lazım.

CHP içindeki siyasi operasyonlar savaşında şah hamlesinden sonra İBB yolsuzluk ve terör hamlesini tahtaya sürenlere Ekrem İmamoğlu çok enteresan bir siyasi operasyonla cevap verdi.

Dosyaların içeriğini, bilgi ve belgelerin sağlamlığını, sonunda tutuklanacağını ve damga yiyeceğini bildiği için altın vuruş şansını denedi, seçimlerin yapılmasına daha üç yıllık bir süreç varken,

“Bakın ben Cumhurbaşkanı olduğum için beni tutuklamak istiyorlar” şeklinde bir algı modelini kullandı, yetmedi kendisine kitle desteği oluşturmak için “tek adaylı” da olsa sözde bir ön seçim süreci organize etti ve bu bahanelerle yurt gezilerine başlayarak, dokunulmazlık kazanmak istedi.

Ama mızrak çuvala sığmıyor, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var bu huy hala çok şükür devam ediyor.

Selam ve saygıyla

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.