Niccolo Machiavelli 3 Mayıs 1469 yılında Floransa’da doğdu 1527 yılında yine Floransa’da öldü.
Tarih ve politika biliminin kurucusu olarak kabul edilir. Dünya Machiavelli’yi 1513 yılında, altı yılını vererek yazdığı ve Türkçe ’ye de çevrilen “Prens” adlı kitabıyla tanıdı.
Siyaset tarihine Makyavelizm olarak geçen kısaca; siyasette çıkarların sağlanması adına, her yola başvurulabileceğini savunan ve bu doğrultuda her yolu meşru kabul eden düşüncenin kurucusudur.
Ülkemizde “Amaca giden her yol mubahtır” sözüyle tanınmış olsa da Prens kitabında birebir bu cümleyi kullanmamış ama kitabın ruhu bu sözle özetlenebilecek sonuçlar çıkarmamızı sağlamaktadır.
Machiavelli’nin Prens kitabını yazmasının üstünden 507 yıl geçmesine rağmen aynı yöntemi harfiyen uygulayanları görmek elbette şaşırtıcı geliyor.
Machiavelli’nin bu “ahlaksız” siyasetini basın dünyasında fazlaca görmek mümkün. Örneğin ulusal basında Yılmaz Özdil yazıları bu kapsamın en sadık temsilcisi olarak görülebilir. Yılmaz Özdil için iki hedef vardır; birincisi halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan’ı o makamdan indirmek, ikincisi; en kullanılır malzeme olan Mustafa Kemal adını kullanarak cebine para indirmek.
İşte bu “indirmek” amacıyla, hemen her yazısında yalan, iftira, çamur.. yani, ahlak dışı ne ararsanız bulmak mümkün.
 Yerelde Machiavelli’yi rehber edinen yok mu? Maalesef dört beş tane var.  
Bunların Özdil kadar bile çapları olmadığı için, patronlarından aldıkları başlıklar üzerine kalem oynatıyor, sipariş üzere yazıyorlar. Bu tiplerin patronu; ya siyaset eskisi rant düşkünü tipler, ya da beş, on kat imar için site açan, haber yaptıran köşe yazdıran müteahhit tipler.
Siyaset eskisi ve müteahhit diye yazınca kuklacılar belli oldu sanırım.
Lafı çok dolaştırmaya da gerek duymadan direkt yazalım. Bursa’da Büyük Şehir Belediye başkanından ve Ak parti il başkanından rahatsız olan bu rant çevresinin, ellerindeki medya güçlerini de kullanarak sistematik bir faaliyet yürüttükleri Bursa kamuoyu tarafından ibretle ve hayretle izleniyor.
Bu çevrelerin gazetelerine ve internet medyalarına baktığınızda günlük olarak en az bir iki haberde ve köşe yazısında; Büyük Şehir Belediye Başkanı ve Ak Parti il başkanı hakkında akla hayale gelmeyecek iftiraları, yalanları görmek ve okumak mümkün.
Yağmur yağar, sebebi Büyük Şehir Belediye başkanı, dolu yağar nedeni Ak parti il başkanı inanın abartı yok, bu tiplerin internet sitelerine girip baktığınızda çok daha büyük iddiaları sizlerde göreceksiniz.
Tek tek o sipariş köşe yazılarını buraya taşıyıp bilgi kirliliği yapmayı sizlere hakaret gördüğüm için amacı anlatmayı daha uygun buluyorum.
Siyaset-İktidar-Ticaret-Rant çarkına geçmişte alışmış bu tiplerin, bu çarka bulaşmamış bir il başkanı ve Büyük Şehir Belediye başkanıyla mücadelesi veya kendilerinin yaşam bulması için verdikleri mücadele elbette Machiavelli’nin tarzı ve yöntemleriyle yapılmalıydı.
Kendileri açık açık bu mücadeleyi veremedikleri için elbette kuklaları onların yerine kalem oynatır, senaryo yazar hale geldiler.
Bu kuklacılardan biri (Tehdit, şantaj gibi suçlardan yargılanan bir gazeteci)   belediyeden yüklü reklam gelirini bu dönem alamadığı için, montaj resimlerle süslenmiş ahlak dışı metinler eşliğinde gazetesinin manşetini tehdit yüklü bir silaha dönüştürmüştü, “mesleğini” icra ederken şuç üstü oldu zavallı.
Yine bu kuklacılardan biri var ki inanın en komiği de bu, şimdi bu kuklacı Ak partili kılığına girerek köşe yazıları yazıyor, patronlarının verdiği başlığı Ak partili gibi kaleme alıyor ve kendisi hariç hiç kimse elbette bu tiyatroyu ciddiye almıyor ama bu abi yazdıkça yazıyor, hani elinden gelse günde iki üç köşe yazısı yazacak (yazı başı para alıyor olabilir ki bu da yaptığı işi temize çıkarmaya yetmiyor.)
İşte bu TEKİN olmayan ve bizleri GÜLdüren yazarımız, ara sıra Cumhurbaşkanımızın sözlerini kullanarak Ak partiye il yönetimine ayar çeken piyeslere, ara sıra Büyük Şehir Belediye başkanına nasihat ve akıl veren ak sakallı dede rollerine bürünüyor.        
Pandemi şartlarına sadık kalmanın gereği, sözünü dinletebilmek için yazılarını AK Parti maskesi ile yazan bu yazarımız bazen öyle komplolara başvuruyor ki en ciddi yazını dahi okurken Kurlar Vadisi müziği çalıyor yazıyı okurken. Son yazılarından birinde Bursa Ak parti il yönetimine bir Alman ajan sokan yazarımız, bir sonraki yazıda İl başkanı ile BESAŞ arasındaki gizemli ilişkileri anlattı, anlattı ama kendisi bu dedikoduya inanmıyormuş diye de yazıya ekledi, yani inanmadığı bir dedikoduyu yazarak inanılmaz bir jönlük sergiledi.
Machiavelli yattığı yerde ters dönmüş olabilir çünkü beş yüz küsur yıl sonra bir internet sitesinin birçok yazarı, siteyi Machivelli’nin tekkesine çevirmiş ayin yapar kafasında gibi yazıp duruyorlar. 
Bu tekkenin müridi arkadaşları eleştirdikten sonra, onlara bu kötü yoldan dönmeleri için iki siyaset kitabı önermek isterim.
Birincisi; İbn-i Haldun’un Mukaddimesi
İkincisi; Nizamülmülk’ün Siyasetnamesi
İbn Haldun’a göre insan, tabiatı itibarıyla hayırlı olana daha yatkındır. Kötülükler insanın tabiatında var olan hayvani dürtülerden doğmakta, hayvandan farklı olarak irade ve akla sahip olan insan ise bunlardan ziyade iyiliğe meyletmektedir.
Nizâmülmülk, Siyasetnâme’de “özellikle devletin başında bulunan hükümdar üzerinde önemle durmuş ve ona göre; hükümdar, adil, dürüst, cesur, cömert ve ahlaki açıdan pek çok özelliğe sahip olmalıdır” der.
Saygı ve Selamlar.