Seçim hezimetinin ardından “muhalefet” partilerinin içine düştüğü durum gerçekten içler acısı. Hemen tamamı “ben ettim sen etme abi, bir daha ki seçimde gör beni abi” dercesine okyanus ötesi patronlarına ağlanıyor
CHP ana muhalefet partisi olarak bu hezimeti dibine kadar yaşıyor, değişim sloganıyla web sitesi kuranlar, değişim için belediye parasıyla yollara dökülüp şov yapanlar, zoom toplantısı yapıp yakayı ele verenler, nelere şahit oluyoruz.
Uçurtmayı vurmasınlar adlı Feride Çiçekoğlu’nun bir romanı filme alınmıştı hatırlarsınız, orada bir sahne var; cezaevi müdürü yasak bir kitap yakalıyor koğuşta ve derhal yakılmasını emrediyor (eski Türkiye için normal bir sahne), ardından gardiyanın birini kitabı yakmak için görevlendiriyor, başka bir gardiyanı da kitabın yakılıp yakılmadığına bakmak için görevlendiriyor, üçüncü bir gardiyanı da ikinci gardiyanın kitabın yakılıp yakılmadığına bakılıp bakılmadığı için görevlendiriyor
Şimdi bu İstanbul İmamının gizli zoom toplantısını izlediğimde o sahne geldi aklıma, İstanbul imamı Piroyu yakmaya çabalıyor, Pironun yanında sandığımız adamları yakılıp yakılmadığını kontrol ediyor, üçüncü kişi bu işi videoya çekip kamuoyuna ifşa ediyor.
Bu CHP, parti filan değil bence, başka bir şey
Neyse bunu geçelim, esas fırtına paradan kopuyor CHP’nin yepis yeni kripto genel başkan yardımcısı açıkladığı metinle partisinin Halk TV ile olan sözleşmesini sonlandırdığını açıkladı
Metinden anlaşılan değişim isteyenin hortumunu keserim
Değişimde değişim olsa bari, parti genel başkanını değiştirmek nasıl bir değişim anlayışı anlayan beri gelsin
Neyse Halk TV, rahmetli Deniz Baykal zamanında kuruluyor, frekans ücreti yayın yapmamasınarağmen yıllarca ödeniyor Halk Tv ilk yayınına 2013 tarihinde GEZİ kalkışmasıyla başlıyor (tesadüf sadece illüzyondur)
29 Nisan 2013 tarihinde yani Gezi kalkışmasından 1 ay önce başka bir kanal daha yayına başlamıştı hatırlarsınız Artı 1 TV, bu kanalda da birçok muhalif isim program yapıyordu misal Uğur Dündar, Özlem Gürses, Banu Güven v.s.. Bu kanalı dolandırıcı Sezgin Baran Korkmaz’ın finanse ettiğini yine muhalif yazar Yılmaz Özdil ifşa etmişti
Gezi kalkışmasındaki hemen bütün yalanlar, manipülasyonlar önce Halk tv ve Artı 1 TV’de de sunuluyor hemen ardından FETÖ medyasında tekrarlanıyordu ardından Halk TV Cafer (Özdemir) Mahiroğlu adlı Londra’da yaşayan bir iş adamına satılıyor
Mahiroğlu dil öğrenmek için Londra’ya giden yoksul bir Anadolu çocuğudur, orada okulu bırakıp konfeksiyon atölyesinde çalışmaya başlar ardından atölye sahibi zor duruma düşünce Mahiroğlu atölyeyi süpürerek biriktirdiği paralarla atölyeyi satın alır ve çok zengin bir iş insanı olarak kısa zamanda Londra’da ünlenir
Londra’da arkadaşlar edinir; mesela Koç holding ceosu Ömer Koç, mesela terör örgütü üyesi kaçak Akın İpek, mesela dolandırıcı Sezgin Baran Korkmaz gibi
O aralar İstanbul’da da İngilizlerle ilişkiler kış soğuğunda bile sıcak geçmektedir, İstanbul İmamı yollar kardan kapalı haldeyken bile balıkçıda İngiliz büyükelçisiyle yemek yemekte ikili sık sık gizli açık bir araya gelmektedir
Mahiroğlu ve İmamoğlu’nu ortak bir amaç için bir araya getiren şey sanırım İngiliz sever olmaları.
Mahiroğlu atölye süpürürken biriktirdiği paralardan 2 milyon dolarını Halk Tvyi satın almak için öder ayrıca 3.5 milyon TL borcu da üstlenir. Ne hikmetse Halk TV de ne reklam geliri vardır ne reyting, zavallı kanalı Mustafa Kemal’in kanalı sanan PKK güzellemelerini görmezden gelen yaş ortalaması 60 civarı bir izleyici kitlesi izlemektedir, bir nevi tarikat gibi.
Ama Mahiroğlu yinede bu kanalı satın alır ve ilginç transferler yapar. Misal İsmail Küçükkaya (Bu transferin 3 milyon dolar olduğu söylenmekte hatta paranın İstanbul İmamı tarafından ödendiği iddia edilmektedir
Misal Kandil Şirini Payzın, Misal Divan otelde sol yumruk havada düğün yapan devrimci İsmail Saymaz, FETÖ’cü firarilerin beyanını kitap diye piyasaya sunan Barış Terkoğlu-Barış Pehlivan, Sedat Peker’in medya ayağı Timur Soykan, Avrupa’nın eteğinin altına saklanan aJan Dündar ve bunlar “hayatta en çok parayı seven” tipler. Yani konfeksiyon atölyesini süpürürken biriken parayla bu işler olmaz
Son tartışmalardan sonra muhalif medyadan öğrendiğimiz kadarıyla Halk Tv’yi FETÖ yani Akın İpek finanse ediyormuş ben demiyorum Sebahattin Önkibar söylüyor
Cafer Mahiroğlu, dolandırıcı Sezgin Baran Korkmaz ile ortak uyuşturucu ticareti yapıyormuş, ben söylemiyorum muhalif Serdar Akinan söylüyor
Anladığım şu; bu tartışma her iki cenahın ortaya dökeceği ifşalarla daha da büyüyecek. Bunun için Cumhuriyet Gazetesi- Halk TV&OdaTv ve Sözcü’yü takip etmek çok önemli, ayrıca şimdilerde temiz gibi sesi çıkan ama belediyelerden paraları cebe indiren Enver Aysever’de takip edilmeli
Muhtemelen İstanbul imamı adaylığını açıklayacak, genel merkez disiplin süreci başlatıp ihraç kılıcını çekecek
Kılıçtaroğlu-Ümit Özdağ arasında 3 bakanlık ve MİT başkanlığı protokolünün ifşa süreci CHP’deki bu ayrışmadan ayrı okunmamalı bu ifşayı kamuoyuna ulaştıran İstanbul İmamı ve arkasındaki güçlerdir
İstanbul imamı cephesinden ikinci ifşanın CHP-HDP protokolü olabileceğini düşünüyorum veya bunun şantaj için bir süre daha bekletilmesi gündeme gelebilir
Kemal Bey cephesi muhtemelen paradan, yolsuzluktan hatta Partiden ihraç içeren gücünü ortaya koyabilir
Önümüzdeki süreç CHP açısından çok ilginç ve ahlaksızca geçebilir, kim bilir belki çeşitleri kasetleri görme bilme imkanımız olabilir
Ülkemizin ana muhalefet partisinin içine düştüğü durum gerçekten içler acısı
Peki okyanus ötesinin diğer İP’i farklı mı? elbette durum onlarda da benzer işliyor
NATO’nun Ümidi, Özdağ daha önce para dolu çantaları, belediyelerde dönen dolapları hafiften anlatmıştı. Şimdide partide muhalif hareket başlatanlardan olduğu için kesin ihraç istemiyle disipline verilen Musa Ertugan geçtiğimiz hafta basın toplantısı yaptı açıklamanın bir kısmını aşağıda paylaşıyorum
"Disiplin mi? Çokta tın, sen düşün! Vay emek dolandırıcısı vay... Sene 2015… Beni sen aradın. Bana verdiğin sözler ve umutlar üzerine ömrümün 8 yılını verdim. 3 adet mülkümü sattım. En zor günlerinde sen istediğin için yanından ayrılmadım. Herkesin içerisinde Musa başkanım seni yanımda görünce kendimi güvende hissediyorum yanımdan ayrılma demiştin. Ailemden uzak kaldım. Canımı koydum. Başımı koydum. 15 Temmuz'dan sonra kim vardı yanında. Neredeydi oğlunun milletvekili yaptığı kişiler. Çok emek verdim maddi manevi üzerinde hakkım var… O günlerde sen en çok bana 'Hakkını helal et Musa başkanım' demiştin. Demek ki üzerinde hakkım olduğunu biliyordun. Sözünde durmadın bizleri kullandın. Emeklerimizi, parayı verdim sıramı aldım diyen kadına (2018) ve oğlun Fatih Akşener'in arkadaşına pazarladın.
Milletvekili yaptın. 2 tane de kontenjan koydun. Sandık oylamalarında hile yapılmasına müsaade ettin. Burası senin özel aile şirketin mi? Sen milletimize adaletten haktan bahsederken 'Yola çıktıklarımı yolda bırakmayacağım' demiştin. Bizleri maddi manevi dolgu malzemesi olarak kullandın. Kendi yol arkadaşlarına adaletli davranmadın. Bizlerin sayesinde orada oturuyorsun ve yetkilisin. Sene 2016 müsavat o günlerde bana sen ve ben olmasam bu kadın nasıl direnecek demişti. Çok sinsice davrandın son güne kadar herkesi kullandın. Çok konuşacak şeyler var. Bu saatten sonra konuşacağız. Kimlere ne tuzaklar kurduğunu konuşalım."
Muhalefeti izlemek çok keyifli olacak, çay demleyin çekirdek hazırlayın, diyecektim ama Çay’da zamlandı.
Ticaret bakanlığının artık çalışmasını, bizlere hayatı dar eden bu insafsız zamları yapanlara en ağır cezaları vermesini, şu kira meselesini bir an halletmesini bekliyorum. Oturduğun yerden çalışmadan ter dökmeden ahlaksızca 5-8-10-20 binler gibi rakamlarla kira talep edenlere “ölümde var, hesapta var” diye hatırlatma yapmak istiyorum
Selamlar, Saygılar
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdülkadir Karakaya
İstanbul İmamı- Piro’ya karşı
Seçim hezimetinin ardından “muhalefet” partilerinin içine düştüğü durum gerçekten içler acısı. Hemen tamamı “ben ettim sen etme abi, bir daha ki seçimde gör beni abi” dercesine okyanus ötesi patronlarına ağlanıyor
CHP ana muhalefet partisi olarak bu hezimeti dibine kadar yaşıyor, değişim sloganıyla web sitesi kuranlar, değişim için belediye parasıyla yollara dökülüp şov yapanlar, zoom toplantısı yapıp yakayı ele verenler, nelere şahit oluyoruz.
Uçurtmayı vurmasınlar adlı Feride Çiçekoğlu’nun bir romanı filme alınmıştı hatırlarsınız, orada bir sahne var; cezaevi müdürü yasak bir kitap yakalıyor koğuşta ve derhal yakılmasını emrediyor (eski Türkiye için normal bir sahne), ardından gardiyanın birini kitabı yakmak için görevlendiriyor, başka bir gardiyanı da kitabın yakılıp yakılmadığına bakmak için görevlendiriyor, üçüncü bir gardiyanı da ikinci gardiyanın kitabın yakılıp yakılmadığına bakılıp bakılmadığı için görevlendiriyor
Şimdi bu İstanbul İmamının gizli zoom toplantısını izlediğimde o sahne geldi aklıma, İstanbul imamı Piroyu yakmaya çabalıyor, Pironun yanında sandığımız adamları yakılıp yakılmadığını kontrol ediyor, üçüncü kişi bu işi videoya çekip kamuoyuna ifşa ediyor.
Bu CHP, parti filan değil bence, başka bir şey
Neyse bunu geçelim, esas fırtına paradan kopuyor
CHP’nin yepis yeni kripto genel başkan yardımcısı açıkladığı metinle partisinin Halk TV ile olan sözleşmesini sonlandırdığını açıkladı
Metinden anlaşılan değişim isteyenin hortumunu keserim
Değişimde değişim olsa bari, parti genel başkanını değiştirmek nasıl bir değişim anlayışı anlayan beri gelsin
Neyse Halk TV, rahmetli Deniz Baykal zamanında kuruluyor, frekans ücreti yayın yapmamasınarağmen yıllarca ödeniyor
Halk Tv ilk yayınına 2013 tarihinde GEZİ kalkışmasıyla başlıyor (tesadüf sadece illüzyondur)
29 Nisan 2013 tarihinde yani Gezi kalkışmasından 1 ay önce başka bir kanal daha yayına başlamıştı hatırlarsınız Artı 1 TV, bu kanalda da birçok muhalif isim program yapıyordu misal Uğur Dündar, Özlem Gürses, Banu Güven v.s.. Bu kanalı dolandırıcı Sezgin Baran Korkmaz’ın finanse ettiğini yine muhalif yazar Yılmaz Özdil ifşa etmişti
Gezi kalkışmasındaki hemen bütün yalanlar, manipülasyonlar önce Halk tv ve Artı 1 TV’de de sunuluyor hemen ardından FETÖ medyasında tekrarlanıyordu ardından Halk TV Cafer (Özdemir) Mahiroğlu adlı Londra’da yaşayan bir iş adamına satılıyor
Mahiroğlu dil öğrenmek için Londra’ya giden yoksul bir Anadolu çocuğudur, orada okulu bırakıp konfeksiyon atölyesinde çalışmaya başlar ardından atölye sahibi zor duruma düşünce Mahiroğlu atölyeyi süpürerek biriktirdiği paralarla atölyeyi satın alır ve çok zengin bir iş insanı olarak kısa zamanda Londra’da ünlenir
Londra’da arkadaşlar edinir; mesela Koç holding ceosu Ömer Koç, mesela terör örgütü üyesi kaçak Akın İpek, mesela dolandırıcı Sezgin Baran Korkmaz gibi
O aralar İstanbul’da da İngilizlerle ilişkiler kış soğuğunda bile sıcak geçmektedir, İstanbul İmamı yollar kardan kapalı haldeyken bile balıkçıda İngiliz büyükelçisiyle yemek yemekte ikili sık sık gizli açık bir araya gelmektedir
Mahiroğlu ve İmamoğlu’nu ortak bir amaç için bir araya getiren şey sanırım İngiliz sever olmaları.
Mahiroğlu atölye süpürürken biriktirdiği paralardan 2 milyon dolarını Halk Tvyi satın almak için öder ayrıca 3.5 milyon TL borcu da üstlenir. Ne hikmetse Halk TV de ne reklam geliri vardır ne reyting, zavallı kanalı Mustafa Kemal’in kanalı sanan PKK güzellemelerini görmezden gelen yaş ortalaması 60 civarı bir izleyici kitlesi izlemektedir, bir nevi tarikat gibi.
Ama Mahiroğlu yinede bu kanalı satın alır ve ilginç transferler yapar. Misal İsmail Küçükkaya (Bu transferin 3 milyon dolar olduğu söylenmekte hatta paranın İstanbul İmamı tarafından ödendiği iddia edilmektedir
Misal Kandil Şirini Payzın, Misal Divan otelde sol yumruk havada düğün yapan devrimci İsmail Saymaz, FETÖ’cü firarilerin beyanını kitap diye piyasaya sunan Barış Terkoğlu-Barış Pehlivan, Sedat Peker’in medya ayağı Timur Soykan, Avrupa’nın eteğinin altına saklanan aJan Dündar ve bunlar “hayatta en çok parayı seven” tipler. Yani konfeksiyon atölyesini süpürürken biriken parayla bu işler olmaz
Son tartışmalardan sonra muhalif medyadan öğrendiğimiz kadarıyla Halk Tv’yi FETÖ yani Akın İpek finanse ediyormuş ben demiyorum Sebahattin Önkibar söylüyor
Cafer Mahiroğlu, dolandırıcı Sezgin Baran Korkmaz ile ortak uyuşturucu ticareti yapıyormuş, ben söylemiyorum muhalif Serdar Akinan söylüyor
Anladığım şu; bu tartışma her iki cenahın ortaya dökeceği ifşalarla daha da büyüyecek. Bunun için Cumhuriyet Gazetesi- Halk TV&OdaTv ve Sözcü’yü takip etmek çok önemli, ayrıca şimdilerde temiz gibi sesi çıkan ama belediyelerden paraları cebe indiren Enver Aysever’de takip edilmeli
Muhtemelen İstanbul imamı adaylığını açıklayacak, genel merkez disiplin süreci başlatıp ihraç kılıcını çekecek
Kılıçtaroğlu-Ümit Özdağ arasında 3 bakanlık ve MİT başkanlığı protokolünün ifşa süreci CHP’deki bu ayrışmadan ayrı okunmamalı bu ifşayı kamuoyuna ulaştıran İstanbul İmamı ve arkasındaki güçlerdir
İstanbul imamı cephesinden ikinci ifşanın CHP-HDP protokolü olabileceğini düşünüyorum veya bunun şantaj için bir süre daha bekletilmesi gündeme gelebilir
Kemal Bey cephesi muhtemelen paradan, yolsuzluktan hatta Partiden ihraç içeren gücünü ortaya koyabilir
Önümüzdeki süreç CHP açısından çok ilginç ve ahlaksızca geçebilir, kim bilir belki çeşitleri kasetleri görme bilme imkanımız olabilir
Ülkemizin ana muhalefet partisinin içine düştüğü durum gerçekten içler acısı
Peki okyanus ötesinin diğer İP’i farklı mı? elbette durum onlarda da benzer işliyor
NATO’nun Ümidi, Özdağ daha önce para dolu çantaları, belediyelerde dönen dolapları hafiften anlatmıştı. Şimdide partide muhalif hareket başlatanlardan olduğu için kesin ihraç istemiyle disipline verilen Musa Ertugan geçtiğimiz hafta basın toplantısı yaptı açıklamanın bir kısmını aşağıda paylaşıyorum
"Disiplin mi? Çokta tın, sen düşün! Vay emek dolandırıcısı vay... Sene 2015… Beni sen aradın. Bana verdiğin sözler ve umutlar üzerine ömrümün 8 yılını verdim. 3 adet mülkümü sattım. En zor günlerinde sen istediğin için yanından ayrılmadım. Herkesin içerisinde Musa başkanım seni yanımda görünce kendimi güvende hissediyorum yanımdan ayrılma demiştin. Ailemden uzak kaldım. Canımı koydum. Başımı koydum. 15 Temmuz'dan sonra kim vardı yanında. Neredeydi oğlunun milletvekili yaptığı kişiler. Çok emek verdim maddi manevi üzerinde hakkım var… O günlerde sen en çok bana 'Hakkını helal et Musa başkanım' demiştin. Demek ki üzerinde hakkım olduğunu biliyordun. Sözünde durmadın bizleri kullandın. Emeklerimizi, parayı verdim sıramı aldım diyen kadına (2018) ve oğlun Fatih Akşener'in arkadaşına pazarladın.
Milletvekili yaptın. 2 tane de kontenjan koydun. Sandık oylamalarında hile yapılmasına müsaade ettin. Burası senin özel aile şirketin mi? Sen milletimize adaletten haktan bahsederken 'Yola çıktıklarımı yolda bırakmayacağım' demiştin. Bizleri maddi manevi dolgu malzemesi olarak kullandın. Kendi yol arkadaşlarına adaletli davranmadın. Bizlerin sayesinde orada oturuyorsun ve yetkilisin. Sene 2016 müsavat o günlerde bana sen ve ben olmasam bu kadın nasıl direnecek demişti. Çok sinsice davrandın son güne kadar herkesi kullandın. Çok konuşacak şeyler var. Bu saatten sonra konuşacağız. Kimlere ne tuzaklar kurduğunu konuşalım."
Muhalefeti izlemek çok keyifli olacak, çay demleyin çekirdek hazırlayın, diyecektim ama Çay’da zamlandı.
Ticaret bakanlığının artık çalışmasını, bizlere hayatı dar eden bu insafsız zamları yapanlara en ağır cezaları vermesini, şu kira meselesini bir an halletmesini bekliyorum. Oturduğun yerden çalışmadan ter dökmeden ahlaksızca 5-8-10-20 binler gibi rakamlarla kira talep edenlere “ölümde var, hesapta var” diye hatırlatma yapmak istiyorum
Selamlar, Saygılar