Tarımsal üretimin hakim olduğu yıllarda insanlar ağırlıklı olarak köylerde yaşardı
Köy camiine gider, köy kahvesinde buluşur, köy bakkalından alışveriş yapar ve hemen herkes birbirini tanırdı, selam verir alırdı, hâl hatır sorardı
Sanayi toplumuna geçildiğinde ucuz iş gücünü şehirlere çekmek için mahalleler oluşturuldu. Mahalleler de köydeki hayatın şehre yansıması olarak organize dildi.
Mahalle camii, mahalle okulu, mahalle kahvesi, mahalle namusu gibi kavramlar şehre nakledildi veya köyden büyük şehre çalışmaya gelenler vasıtasıyla getirildi
Şehrimizin eski yerleşim yerlerinde Osmangazi’de, Yıldırım’da, Gürsu’da, Kestel’de, Gemlik’te, Mudanya’da bu kültür halen devam ederken, Nilüfer ilçesinde mahalle kültürü neredeyse yok olmuş durumda
Nilüfer’de mahalleler yerlerini sitelere, kahvehaneler yerlerini cafelere, mutluluk vaat eden AVM lere bırakmış durumda, yani “bireyselleşen” tüketim kültürünün insanları Nilüfer’de adına “modern” denen başka bir kültürü yaşamaya çalışıyor, tek kişilik apartlar, unutulan komşuluk, dayanışma v.b. her gün biraz daha yalnızlaşan bireyler, Nilüfer bu açıdan laboratuvar işlevi görüyor
Düşünün cafeye gittiniz selam vermek akla bile gelmiyor değil mi? aslında ne anlatmak istediğimi bu selam bile özetliyor 
Neyse esas konuya dönersek, Nilüfer ilçesinde can çekişen kahvelerden birine gidiyorum ara sıra hem çayı çok güzel ve ucuz hem de selam verdiğinde topluca selam alan, laf açıldığında sohbet edensahici insanlar oluyor
Geçenlerde yine uğradım Salih Abi’nin kahvehanesine, içerisi yine epey kalabalıktı, kahvehane olurda sohbet olmaz mı?

Bursaspor’dan başlayan konu, hayat pahalılığına kadar uzanırken telefonunu karıştıran Cem bombayı patlattı
“Soylu görevden alınıp yerine Faruk Çelik gelecekmiş” dedi
Selahattin abi “Kim uyduruyor bunları” diye sorunca 
Cem elindeki telefondan Twitter’daki Bünyamin Güler adlı gazetecinin paylaşımını gösterdi  
Hakkı abi sohbete dahil olurken” Lan oğlum o adam ByLock kullanıcısı çıkmış, onun lafıyla koca bakan istifa eder mi? tezgâh bu” dedi 
Selahattin abi söze girdi “Soylu nasıl içişleri bakanı oldu? Adam 15 Temmuz’da elinde silahla TRT’yi FETÖ işgalinden kurtarmaya gittiğinde hak etmişti o görevi peki adı geçen Faruk Çelik o gece neredeydi? Bir arkadaşının evinde geceliyordu, şimdi o geceyi evde saklanarak geçiren bir insan içişleri bakanı olabilir mi? elbette olamaz o yüzden takılmayın bu haberlere” dedi 
Hakkı abi cevapladı “Oğlum adamın kaçak villası varmış Kestel’de, öyle kanunsuz iş yapan insanı Reis bakan yapar mı? bakın keyfinize rahat olun
Cem mecburen cevap vermek zorunda kaldı “abiler bu Süleyman Soylu üzerinden tezgah çeviren çevirene, Sedat Peker Soylu’ya kafayı takmış neler uydurdu neler, FETÖ cüler desen hemen her günTwitter ’de Soylu’ ya yükleniyor, PKK’lı lar dersen onlara keza, peki Faruk Çelik çıkıpta bunlar uydurma şeyler niye demedi? Bence bir iş var bu işte”
Hakkı abi biraz da sesini yükselterek cevapladı Cem’i
“Oğlum sen benim nasıl bir AK Partili olduğumu biliyorsun değil mi? bak burada herkesin önünde söylüyorum, Faruk Çelik değil bakan olmak 2023 seçimlerinde milletvekili adayı olsun ant olsun AK Partiye oy vermem. Bu kadar açık söylüyorum, Reis onu aday adayı bile yapmaz”
Hakkı abinin cümlesi yeni bitmişti ki az önce içeri giren Kemal, Hakkı abiye dönerek “Hakkı abi Fakıbaba’yı aldık elinizden Faruk Çelik’te bize katılacak diye bir söylenti var, ne dersin”
Hakkı abi hiç düşünmeden cevap verdi “Faruk Bey, garantiyi sever,Millet İttifakının kazanacağını görsün bir dakika durmaz atlar gelir size,hem geçenlerde bir toplantıda AK Partiye saydırmıştı epey, alın hayrını görün vallahi bizde rahatlarız,” dedi
Selahattin abi Salih abiye seslenerek 4 çay daha istedi biri açık diye uyararak, beyler boş verin şimdi bu ikbal işlerini de ne olacak bu Bursaspor’un hali, buradan da düşer miyiz?” diye sorunca 
Cem “Abi gelen yedi giden yedi borcu görmüyor musun kim ödeyecek bunları?”
Elimizde üç tane cevher vardı onları da Emin Bey Trabzon’a resmiyette üç kuruşa vererek takımın düşmesini sağladı ama kendisi kazandı şimdi ne olur bilmek mümkün değil
Hakkı yine söze girerek “Çağlar’ı bankalardan sorumlu bakan yapmakla, Emin Bey’i Bursaspor başkanı yapmak aynı şeydi aslanım, neyse bu işler ince işler, Salih tazele çayları biri açık sohbet koyu olsun” dedi
Kahvehaneler sohbet açısından çok güzel yerler hem sosyal bir ortama giriyorsunuz hem insanların siyasi konular üzerinde neler düşündüğünü, eğilimini anlıyorsunuz
Salih Abi’nin kahvesinin sohbetlerini ara sıra yine yazarım ben çok keyif alıyorum orada olmaktan ama bugünlük sayfamız bitti
Selam ve saygıyla