Hıttin , İsrail’in işgal ettiği Filistin’de Taberiye yakınlarında ki bölgenin adıdır. Hıttin bölgesiyle ilgili İsrail’de ne bir yol bilgisi ne bir işaret ne de orayı gösteren herhangi bir yazı yoktur.
Hıttin İsrail’in en büyük korkusudur da ondan, bilinmesini, hatırlanmasını hiç istemez, istemez ama her gece o korkuyla yatar o korkuyla uyanır ve o korkunun verdiği akılsızlıkla saldırır her defasında
Selahattin Eyyubi,1187 yılındaki Hıttin savaşında haçlılarla savaşarak Kudüs’ü fethetmiştir. İslam coğrafyasının içinde bir çıban gibi duran Kudüs Haçlı Krallığı işte bu savaşla tarihe karışmış, coğrafya tamamıyla İslam egemenliğine kavuşmuştur
Osmanlı hakimiyetindeki Filistin toprakları 1917 yılında İngiliz yönetimine geçmiş ,1948 yılında korsan İsrail devleti kurulmuştur
İslam coğrafyası içerisinde çıban gibi durup Selahattin Eyyubi komutasındaki İslam ordusu tarafından tarihten silinen Kudüs Haçlı krallığı gibi, 1948 yılında aynı coğrafya ‘da çıban gibi kurulan İsrail devleti Kudüs Haçlı Krallığının yaşadığı akıbeti yaşama korkusuyla yaşamaktadır
Çünkü İsrail’de işgalcidir
Bu korkudan dolayı akılsızca, barbarca saldırmaktadır, bu topraklara kan ve gözyaşı getiren, bu toprakları “bataklık” diye tarif edilmesinin sorumlusu İsrail’dir.
Ortadoğu’nun en büyük sorunu İsrail sorunudur
1917 yılından sonra,1948 işgalinde, 1967 6 gün savaşlarında ve 1973 Yom Kippur savaşında insan oğlunun göreceği en büyük vahşetleri İsrail uygulamıştır. 6 Ekim 2023 tarihinden yazının kaleme alındığı güne kadar 10.000 insanı şehit eden İsrail en fazla sivil ve çocuk öldüren terör örgütü olarak tarihe geçmiştir.
İsrail Hıttin korkusundan kurtulamamıştır. Bu korkuyu aşmak için “en iyi savunma saldırıdır” taktiğini kullanmaktadır, “dinsel sınırlar” adı altında Arz-ı Mev’ud diye tanımladıkları Nil ve Fırat arasındaki Vaat edilmiş topraklara ulaşma amacı bayrağına kadar işlenmiş olduğu halde Hıttin korkusu her defasında gelip üstüne çökmektedir.
İsrail bölgede çıban vaziyette yaşadığı için etrafındaki İslam ülkelerinin kafasını kaldıracak ve birlik olacak duruma gelmemeleri gerekmektedir; bu ülkelerin kargaşa, bunalım ve iç sorunlarla boğuşmaları İsrail’in öncelikli politikasıdır
Kutsal topraklar diye göz diktiği toprakların büyük kısmı da Kıbrıs Türk devleti dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesidir
Türkiye’yi yıllardır bölücü terör örgütü PKK ile istikrarsızlaştırmaya çalışan ülkelerin başında İsrail gelmektedir (ki son yaşadığımız savaşta PKK/PYD li teröristlerde terör örgütü İsrail adına Gazze’de savaşmaktadır)
Yine Türkiye’de bir zamanlar iktidar olup hükümetleri yöneten omzu kalabalık bürokrasinin İsrail ilişkileri herkes tarafından bilinmektedir.
‘Adnan Hoca” olarak bilinen sözde tarikatın İsrail ilişkileri mahkeme kayıtlarına yansıyacak kadar ileri aşamadadır, bu örgütün iki numaralı ismi Oktar Babuna’nın İsrail ziyaretinde Netanyahu ile görüşmesini örgütün tv kanalında şöyle anlatmıştı “Babuna o yayında şu ifadeleri kullanmıştı: “Netanyahu beye sizin selamlarınızı ilettik. İletince hemen gülümsemeye başladı zaten, çok hoşuna gitti. Kendisini desteklediğimizi, Türkiye-İsrail halkının dostluklarını gündeme getirdik. Sizin radikalizme ve terörizme karşı mücadele verdiğiniz, İsrail’in orada kıyamete kadar olacağı, inşallah dua ediyoruz dedik. Çok hoşuna gitti, defalarca teşekkür etti, selamınızı aldı.”
Netanyahu’ya Adnan Oktar’ın kitaplarını ilettiklerini ve kendisinin defalarca teşekkür ettiğini anlatan Babuna, “Dua ediyoruz dedik sizin için. Tekrar teşekkür etti… İsrail’in orada yaşama hakkı olduğunu ve var olacağını söyledik” demişti.
Yayında, İsrailli bakanlarla yaptıkları görüşmelerden fotoğrafları gösteren Babuna, “Enerji Bakanı; Mossad ve istihbarat teşkilatları bu bakana bağlı. Kitaplarınızı verdik, mesajlarınızı ilettik” diye konuşmuştu. Babuna, İsrailli bakanların Adnan Oktar’ın çalışmalarını yakından takip ettiklerini yine o yayında fotoğraflar eşliğinde ortaya koymuştu.
Ve son olarak asrın haini Fetullah Gülen’in elebaşı olduğu FETÖ ile İsrail ilişkileri çok üst seviyededir. ABD’de faaliyet yürüten FETÖ elebaşı Yahudi lobisiyle çok iyi ilişkiler içindedir. Birinci Körfez Savaşı sırasında “FETÖ Lideri Gülen, “İsrail’de bomba tehdidi altındaki Yahudi çocukları için yüreğinin yağlarının eridiğini” söylemiştir
FETÖ’nün adı, İsrail gizli servisi Mossad’ın desteklenmesini istediği gruplar arasında yer almaktadır.
12 Mart Muhtırasından sonra sıkıyönetim istihbarat raporlarında bu ilişkisine. dikkat çekilen Fetullah Gülen’in Yahudi lobileri ile ilişkisi 28 Şubat sürecinde hızlanmıştır. FETÖ elebaşısı Gülen, 10 Eylül 1997’de anjiyo için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde etkili Yahudi kuruluşlarından ADL başkanı Abraham Foxman ile görüşmüştür. Görüşmede; Foxman, Gülen’den İslâm’da hoşgörü konusunda bir kitap yazmasını istemiş ve bunun ADL tarafından bastırılacağını söylemiştir. Gülen bu teklifi memnuniyetle kabul etmiştir. Gülen, bundan kısa bir müddet sonra; yani 9 Şubat 1998’de Amerika Birleşik Devletleri’nin eski Ankara Büyükelçisi Yahudi asıllı Morton Abramowitz aracılığıyla Papa II. Paul ile Vatikan’da görüştü ve yarım saatlik görüşmeden sonra Papa’ya sunduğu mektupta dinler arası diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak istediğini belirtmiştir.
Hem Mavi Marmara olayında hem İsrail’in güvenliği için olmazsa olmaz bölge olan Kuzey Irak’ta açtığı 29 okulla, hem de biz bu günleri yaşarken asrın hainin manevi oğlu Enes Kanter adlı teröristin ABD’de Yahudi okulunu ziyaret edişiyle İsrail-FETÖ ilişkisi çok net anlaşılmıştır. Suriye’nin kuzeyinde kurulmaya çalışılırken Türkiye’nin engellemeye çalıştığı terör koridorunda da İsrail’in imzası vardır
Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için kullandıkları örgütlerin bilinenleri bunlardı ve bunların beli kırıldı.
Ez cümle, İsrail Hıttin ve Selahattin Eyyubi korkusuyla yıllarını geçirmektedir ve etrafındaki ülkeler istikrarsızlaştığı ölçüde kendini güvende hissedecek Arz-ı Mev’ud hedefine doğru ilerleyecektir.
Hatırlarsanız MİT müsteşarı görevine getirildiği için Hakan Fidan’dan en çok İsrail rahatsız olmuş, rahatsızlığa uyduruk dosyalarla FETÖ’cü polis ve savcılar kullanılarak kılıf davalar uydurulmuştu.
2009 “One Minute” çıkışı sonrası esas Selahattin Eyyubi korkusunu Recep Tayyip Erdoğan’dan yaşamıştı, o tarihten sonra ülkemiz darbenin her çeşidine maruz kalmıştı
İsrail’in son terör eylemleri sonrası en büyük tepkinin Türkiye Cumhuriyeti devleti'nden ve halkından geliyor olması çok önemlidir. Tasması okyanus ötesinden tutulan siyasiler şunu çok iyi bilmeli; Filistin bizim hem insani hem dini hem medeniyetimiz hem de ülke güvenliğimiz açısından önemlidir, Filistin meselesi bizim meselemizdir.
Ülkemizi yönetenlerin konuyla ilgili bildiğimiz bilmediğimiz her türlü gayreti bu gerekçelerle yapılmaktadır İsrail’e verilecek en büyük ders; sınır ötesinde devam eden operasyonlarımızın artarak devam etmesi, terör koridorunun tarumar edilmesidir
Selam olsun ülkesine sahip çıkan yiğit Filistin gençlerine
Rahmet olsun bu uğurda şehit düşenlere,
Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz hissedemezsiniz. (Bakara 154)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdülkadir Karakaya
TERÖR DEVLETİ İSRAİL’İN HITTİN KORKUSU
Hıttin , İsrail’in işgal ettiği Filistin’de Taberiye yakınlarında ki bölgenin adıdır. Hıttin bölgesiyle ilgili İsrail’de ne bir yol bilgisi ne bir işaret ne de orayı gösteren herhangi bir yazı yoktur.
Hıttin İsrail’in en büyük korkusudur da ondan, bilinmesini, hatırlanmasını hiç istemez, istemez ama her gece o korkuyla yatar o korkuyla uyanır ve o korkunun verdiği akılsızlıkla saldırır her defasında
Selahattin Eyyubi,1187 yılındaki Hıttin savaşında haçlılarla savaşarak Kudüs’ü fethetmiştir. İslam coğrafyasının içinde bir çıban gibi duran Kudüs Haçlı Krallığı işte bu savaşla tarihe karışmış, coğrafya tamamıyla İslam egemenliğine kavuşmuştur
Osmanlı hakimiyetindeki Filistin toprakları 1917 yılında İngiliz yönetimine geçmiş ,1948 yılında korsan İsrail devleti kurulmuştur
İslam coğrafyası içerisinde çıban gibi durup Selahattin Eyyubi komutasındaki İslam ordusu tarafından tarihten silinen Kudüs Haçlı krallığı gibi, 1948 yılında aynı coğrafya ‘da çıban gibi kurulan İsrail devleti Kudüs Haçlı Krallığının yaşadığı akıbeti yaşama korkusuyla yaşamaktadır
Çünkü İsrail’de işgalcidir
Bu korkudan dolayı akılsızca, barbarca saldırmaktadır, bu topraklara kan ve gözyaşı getiren, bu toprakları “bataklık” diye tarif edilmesinin sorumlusu İsrail’dir.
Ortadoğu’nun en büyük sorunu İsrail sorunudur
1917 yılından sonra,1948 işgalinde, 1967 6 gün savaşlarında ve 1973 Yom Kippur savaşında insan oğlunun göreceği en büyük vahşetleri İsrail uygulamıştır. 6 Ekim 2023 tarihinden yazının kaleme alındığı güne kadar 10.000 insanı şehit eden İsrail en fazla sivil ve çocuk öldüren terör örgütü olarak tarihe geçmiştir.
İsrail Hıttin korkusundan kurtulamamıştır. Bu korkuyu aşmak için “en iyi savunma saldırıdır” taktiğini kullanmaktadır, “dinsel sınırlar” adı altında Arz-ı Mev’ud diye tanımladıkları Nil ve Fırat arasındaki Vaat edilmiş topraklara ulaşma amacı bayrağına kadar işlenmiş olduğu halde Hıttin korkusu her defasında gelip üstüne çökmektedir.
İsrail bölgede çıban vaziyette yaşadığı için etrafındaki İslam ülkelerinin kafasını kaldıracak ve birlik olacak duruma gelmemeleri gerekmektedir; bu ülkelerin kargaşa, bunalım ve iç sorunlarla boğuşmaları İsrail’in öncelikli politikasıdır
Kutsal topraklar diye göz diktiği toprakların büyük kısmı da Kıbrıs Türk devleti dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesidir
Türkiye’yi yıllardır bölücü terör örgütü PKK ile istikrarsızlaştırmaya çalışan ülkelerin başında İsrail gelmektedir (ki son yaşadığımız savaşta PKK/PYD li teröristlerde terör örgütü İsrail adına Gazze’de savaşmaktadır)
Yine Türkiye’de bir zamanlar iktidar olup hükümetleri yöneten omzu kalabalık bürokrasinin İsrail ilişkileri herkes tarafından bilinmektedir.
‘Adnan Hoca” olarak bilinen sözde tarikatın İsrail ilişkileri mahkeme kayıtlarına yansıyacak kadar ileri aşamadadır, bu örgütün iki numaralı ismi Oktar Babuna’nın İsrail ziyaretinde Netanyahu ile görüşmesini örgütün tv kanalında şöyle anlatmıştı “Babuna o yayında şu ifadeleri kullanmıştı: “Netanyahu beye sizin selamlarınızı ilettik. İletince hemen gülümsemeye başladı zaten, çok hoşuna gitti. Kendisini desteklediğimizi, Türkiye-İsrail halkının dostluklarını gündeme getirdik. Sizin radikalizme ve terörizme karşı mücadele verdiğiniz, İsrail’in orada kıyamete kadar olacağı, inşallah dua ediyoruz dedik. Çok hoşuna gitti, defalarca teşekkür etti, selamınızı aldı.”
Netanyahu’ya Adnan Oktar’ın kitaplarını ilettiklerini ve kendisinin defalarca teşekkür ettiğini anlatan Babuna, “Dua ediyoruz dedik sizin için. Tekrar teşekkür etti… İsrail’in orada yaşama hakkı olduğunu ve var olacağını söyledik” demişti.
Yayında, İsrailli bakanlarla yaptıkları görüşmelerden fotoğrafları gösteren Babuna, “Enerji Bakanı; Mossad ve istihbarat teşkilatları bu bakana bağlı. Kitaplarınızı verdik, mesajlarınızı ilettik” diye konuşmuştu. Babuna, İsrailli bakanların Adnan Oktar’ın çalışmalarını yakından takip ettiklerini yine o yayında fotoğraflar eşliğinde ortaya koymuştu.
Ve son olarak asrın haini Fetullah Gülen’in elebaşı olduğu FETÖ ile İsrail ilişkileri çok üst seviyededir. ABD’de faaliyet yürüten FETÖ elebaşı Yahudi lobisiyle çok iyi ilişkiler içindedir. Birinci Körfez Savaşı sırasında “FETÖ Lideri Gülen, “İsrail’de bomba tehdidi altındaki Yahudi çocukları için yüreğinin yağlarının eridiğini” söylemiştir
FETÖ’nün adı, İsrail gizli servisi Mossad’ın desteklenmesini istediği gruplar arasında yer almaktadır.
12 Mart Muhtırasından sonra sıkıyönetim istihbarat raporlarında bu ilişkisine. dikkat çekilen Fetullah Gülen’in Yahudi lobileri ile ilişkisi 28 Şubat sürecinde hızlanmıştır. FETÖ elebaşısı Gülen, 10 Eylül 1997’de anjiyo için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde etkili Yahudi kuruluşlarından ADL başkanı Abraham Foxman ile görüşmüştür. Görüşmede; Foxman, Gülen’den İslâm’da hoşgörü konusunda bir kitap yazmasını istemiş ve bunun ADL tarafından bastırılacağını söylemiştir. Gülen bu teklifi memnuniyetle kabul etmiştir. Gülen, bundan kısa bir müddet sonra; yani 9 Şubat 1998’de Amerika Birleşik Devletleri’nin eski Ankara Büyükelçisi Yahudi asıllı Morton Abramowitz aracılığıyla Papa II. Paul ile Vatikan’da görüştü ve yarım saatlik görüşmeden sonra Papa’ya sunduğu mektupta dinler arası diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak istediğini belirtmiştir.
Hem Mavi Marmara olayında hem İsrail’in güvenliği için olmazsa olmaz bölge olan Kuzey Irak’ta açtığı 29 okulla, hem de biz bu günleri yaşarken asrın hainin manevi oğlu Enes Kanter adlı teröristin ABD’de Yahudi okulunu ziyaret edişiyle İsrail-FETÖ ilişkisi çok net anlaşılmıştır. Suriye’nin kuzeyinde kurulmaya çalışılırken Türkiye’nin engellemeye çalıştığı terör koridorunda da İsrail’in imzası vardır
Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için kullandıkları örgütlerin bilinenleri bunlardı ve bunların beli kırıldı.
Ez cümle, İsrail Hıttin ve Selahattin Eyyubi korkusuyla yıllarını geçirmektedir ve etrafındaki ülkeler istikrarsızlaştığı ölçüde kendini güvende hissedecek Arz-ı Mev’ud hedefine doğru ilerleyecektir.
Hatırlarsanız MİT müsteşarı görevine getirildiği için Hakan Fidan’dan en çok İsrail rahatsız olmuş, rahatsızlığa uyduruk dosyalarla FETÖ’cü polis ve savcılar kullanılarak kılıf davalar uydurulmuştu.
2009 “One Minute” çıkışı sonrası esas Selahattin Eyyubi korkusunu Recep Tayyip Erdoğan’dan yaşamıştı, o tarihten sonra ülkemiz darbenin her çeşidine maruz kalmıştı
İsrail’in son terör eylemleri sonrası en büyük tepkinin Türkiye Cumhuriyeti devleti'nden ve halkından geliyor olması çok önemlidir. Tasması okyanus ötesinden tutulan siyasiler şunu çok iyi bilmeli; Filistin bizim hem insani hem dini hem medeniyetimiz hem de ülke güvenliğimiz açısından önemlidir, Filistin meselesi bizim meselemizdir.
Ülkemizi yönetenlerin konuyla ilgili bildiğimiz bilmediğimiz her türlü gayreti bu gerekçelerle yapılmaktadır İsrail’e verilecek en büyük ders; sınır ötesinde devam eden operasyonlarımızın artarak devam etmesi, terör koridorunun tarumar edilmesidir
Selam olsun ülkesine sahip çıkan yiğit Filistin gençlerine
Rahmet olsun bu uğurda şehit düşenlere,
Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz hissedemezsiniz. (Bakara 154)