Alevi ilk ateşleyen İngiliz The Telegraph gazetesi oldu. Gazete Türkiye’den satın alınan koruyucu ekipmanın hâlâ askeri havaalanında olduğunu ve ihtiyaç içindeki personele dağıtılmadığını yazdı. Ardından da her kafadan bir ses çıkmaya başladı.
Kuzey İrlanda'dan sorumlu Devlet Bakanı Brandon Kenneth Lewis "Fazlasıyla müjdelenen kişisel koruma ekipmanı tıbbi standartların altında." açıklamasını yaparken, İngiliz Sağlık ve Sosyal Yardım Departmanı ise 400 bin koruyucu giysi ile ilgili olarak "Yapılan titiz testler sonucu 2 bin 400 koruyucu giysi kalite kontrolü testlerini geçemedi." açıklamasını yapıyordu. Hatalı kişisel koruyucuların Türkiye'deki bir tedarikçiden geldiği ve üretimi, paketlenmesi veya teslimatının Türk hükumetiyle bir ilgisinin bulunmadığı da vurgulanıyor. Buna ilave olarak Türk hükumetinin Birleşik Krallığa hibe ettiği kişisel koruma ekipmanının hiçbir kalite kontrol sorunu olmadığı da açıkça belirtiliyor.
Adının açıklanmasını istemeyen bir muhafazakar parti milletvekili ise durumu "Sanırım bu ekipman havaalanında unutulmuş. Gelecek tepkilerden korkulduğu için de böyle bir laf çevirme tekniğine başvurulmuş." şeklinde özetliyor.
Birleşik Krallık'ta kişisel koruma ekipmanı çok büyük bir problem. Sağlık çalışanları bunların yetersizliğinden yakınıyor ancak açıkça ifade etmeye korkuyor. BBC Radyo 4'e konuşan ve isteği üzerine adı ve ses tonu değiştirilen bir hemşire 8 Mayıs sabahı Türkiye saati ile 8.45'te kendiysiyle yapılan röportajda, "Yeterli ekipman yok. Bir maskeyi günlerce kullanıyoruz. İstediğimizde ise sanki duvara konuşuyor gibiyiz. Bunu halka açıklamaya korkuyoruz. Herkes korkuyor. İşimizi kaybetmek bir yana halkı galeyana teşvcikle suçlanabiliriz." dedi.
İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott ise açıklamayı hem Türkçe hem de İngilizce olarak yaptı "Türkiye’den yollanan 400 bin adet kişisel koruyucu ekipmanın kullanılamaz halde olduğuyla ilgili Birleşik Krallık medyasında yer alan haberler doğru değildir. Özel bir tedarikçiden alınan az sayıda cerrahi önlük testi geçemedi ancak aynı tedarikçiden daha çok cerrahi önlük testi geçmiş bulunuyor ve Birleşik Krallık Sağlık Sistemi için kullanıma uygun durumdadır."
Ekonomik saldırının hemen ardından bunun da bir algı saldırısı olduğunu söylesek yanlış mı olur sizce?
Bakalım Pazar Akşamı Boris ne diyecek?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Alpan
Maskeli algı
Alevi ilk ateşleyen İngiliz The Telegraph gazetesi oldu. Gazete Türkiye’den satın alınan koruyucu ekipmanın hâlâ askeri havaalanında olduğunu ve ihtiyaç içindeki personele dağıtılmadığını yazdı. Ardından da her kafadan bir ses çıkmaya başladı.
Kuzey İrlanda'dan sorumlu Devlet Bakanı Brandon Kenneth Lewis "Fazlasıyla müjdelenen kişisel koruma ekipmanı tıbbi standartların altında." açıklamasını yaparken, İngiliz Sağlık ve Sosyal Yardım Departmanı ise 400 bin koruyucu giysi ile ilgili olarak "Yapılan titiz testler sonucu 2 bin 400 koruyucu giysi kalite kontrolü testlerini geçemedi." açıklamasını yapıyordu. Hatalı kişisel koruyucuların Türkiye'deki bir tedarikçiden geldiği ve üretimi, paketlenmesi veya teslimatının Türk hükumetiyle bir ilgisinin bulunmadığı da vurgulanıyor. Buna ilave olarak Türk hükumetinin Birleşik Krallığa hibe ettiği kişisel koruma ekipmanının hiçbir kalite kontrol sorunu olmadığı da açıkça belirtiliyor.
Adının açıklanmasını istemeyen bir muhafazakar parti milletvekili ise durumu "Sanırım bu ekipman havaalanında unutulmuş. Gelecek tepkilerden korkulduğu için de böyle bir laf çevirme tekniğine başvurulmuş." şeklinde özetliyor.
Birleşik Krallık'ta kişisel koruma ekipmanı çok büyük bir problem. Sağlık çalışanları bunların yetersizliğinden yakınıyor ancak açıkça ifade etmeye korkuyor. BBC Radyo 4'e konuşan ve isteği üzerine adı ve ses tonu değiştirilen bir hemşire 8 Mayıs sabahı Türkiye saati ile 8.45'te kendiysiyle yapılan röportajda, "Yeterli ekipman yok. Bir maskeyi günlerce kullanıyoruz. İstediğimizde ise sanki duvara konuşuyor gibiyiz. Bunu halka açıklamaya korkuyoruz. Herkes korkuyor. İşimizi kaybetmek bir yana halkı galeyana teşvcikle suçlanabiliriz." dedi.
İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott ise açıklamayı hem Türkçe hem de İngilizce olarak yaptı "Türkiye’den yollanan 400 bin adet kişisel koruyucu ekipmanın kullanılamaz halde olduğuyla ilgili Birleşik Krallık medyasında yer alan haberler doğru değildir. Özel bir tedarikçiden alınan az sayıda cerrahi önlük testi geçemedi ancak aynı tedarikçiden daha çok cerrahi önlük testi geçmiş bulunuyor ve Birleşik Krallık Sağlık Sistemi için kullanıma uygun durumdadır."
Ekonomik saldırının hemen ardından bunun da bir algı saldırısı olduğunu söylesek yanlış mı olur sizce?
Bakalım Pazar Akşamı Boris ne diyecek?