Yazının başlığına bakıp da, “Bu adam ne diyor yahu?” diyenler için bir açıklama yapalım. Zira bunu hukukçular dışında anlayan pek az kişi çıkacaktır. Pacta sunt servanda, esas olarak, Milletlerarası hukuk terminolojisinde kullanılan bir hukuk terimidir.Köken olarak İncil’e kadar ve hatta Roma’daki paganist anlayışa kadar uzanır. Ancak günümüzde bir hukuk teriminden öteye pek gitmez. Literatürde, “yapılan anlaşmalara bağlılık” anlamında kullanılır ve milletlerarası hukukun önemli bir parçasıdır.

Bu terimin Türkçe karşılığı ise aslında Osmanlıca’dır. Türk hukuk sisteminde “ahte vefa” olarak kullanılır. Adalet Bakanlığı Hukuk sözlüğündeki karşılığı aynen şöyledir: “Söze bağlılık, sözleşmeye bağlılık.” Bu terimi bir çoğunuz bilir ve hatta gençlerimiz dahi kullanır. Bazı zamanlarda biraz da esnek bir anlayışla, “dostluğa bağlılık” anlamında da telaffuz edildiği olur.

Ahte vefa denince akla ilk gelen biriyle yapmış olduğunuz anlaşmaya olan bağlılık olsa da, geçmişe dayalı eski bir dostluğa vefa olarak da kullanılır. Hatta bazen birisi umulmadık bir kişi için hiç beklenmedik şeyler yaptığında da, “eee, ahte vefa!” denilir.

Aslına bakıldığında iyi bir şey olsa da bazı anlaşmalara ısrarla bağlı kalmak, bazı kişilere ısrarla bağlılık göstermek kimi zaman sizi büyük hatalara götürebilir. Dürüstlük ihtiva eden bu kavram bazen o hale gelir ki sizi dürüst olmaktan çıkartabilir ve hatta diğer dostlarınıza ihanete kadar götürebilir.

Düşünsenize, eski bir dostunuz ya da bir şekilde bağınız olan bir zat üç kağıtçı olmuş, hırsız olmuş, katil olmuş dahası vatan haini olmuş ama siz halen “ahte vefa” deyip onu destekliyor, kol kanat geriyorsunuz… Siz de onun gibi olmaz mısınız? Eğer dost iseniz o zatı bu suçundan döndürmeniz gerekmez mi? Siz bu eskiden bir şekilde bağınız olan kişiyi ya da kuruluşu suçu sabit olduktan sonra da desteklemeye devam ediyorsanız o zaman yanlış giden bir şeyler var demektir. Ya siz de onun gibi suçlusunuzdur, ve bu suçu bilerek isteyerek işlemeye devam ediyor bu arada suç ortağınızı kollayıp koruyorsunuzdur ya da onun suçlu olduğunu anlamayacak kadar geri zekalısınızdır.

İşte “ahte vefa” nın böyle bir zararı mevcuttur. Ya sizin de suçunuzu ifşa eder, ya da geri zekalılığınızı.

Aman dikkat edin. Olur mu?

İşe bakın! Bugün ne yazacaktım? Ne yazdım?

Sevgili okurlar ben aslında bugün sizlere Darbe Komisyonu’nun CHP’li üyelerinden bahsedecektim. Kusura bakmayın dalıp gitmişim.

Medyaya düşen şu haber ile ilgili bir şeyler yazacaktım;

“Darbe Komisyonu’nun CHP’li üyeleri, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne verdikleri dilekçede, Sincan Cezaevi’nde tutuklu olan Akın Öztürk, Mehmet Dişli, Hakan Evrim, Hüseyin Türk, İbrahim Yılmaz ve Mehmet Partigöç’ü ziyaret etmek istediklerini bildirdi.”

Neyse yer kalmadı. Artık başka sefer yazarım. Ne yapalım?