Dünyanın gündeminde en büyük yeri doğal olarak korona tutuyor. Virüsle yatıp virüsle kalkıyoruz ama zannetmeyin ki tek gündem bu. İlk şaşkınlığı atan gizli servisler ve terör örgütleri ufaktan faaliyete başladı bile. İçeride malum sapkının militanları ve onlara sırf “Tayyip nefreti” adına destek verenler yine bazı tezgâhlar peşine düştü. Ellerine ne geçerse yeni gelinin damadın kravatına sarıldığı gibi sarılıp kullanmaya gayret ediyorlar. Güçlü olduğunu defalarca ispat eden Türkiye’nin şu çok gelişmiş memleketlere yaptığı yardımı görmezden geliyor, en azından da itibarsızlaştırmaya gayret ediyorlar. Düşünün 70 cente muhtaç Türkiye ABD’ye maske, koruyucu giysi ve çeşitli tıbbı yardım yapıyor. Yalnız ABD mi? Yok, İngiltere de dâhil 54 memlekete. Dış basında elbet tık yok.

Türkiye vatandaşını ta bilmem nerelerden ambulans uçakla getiriyor bizimkiler hemen saldırıya geçip yalanlar üretiyorlar. Önce Ak Partili dediler, tutmadı. Sonra Sağlık Bakanı’nın hemşerisi dediler, Sayın Bakan Konyalı bu adam Batmanlı. Bu da tutmadı. Adam çok zengin deyip bir fotoğraf attılar ortaya, ne araba o adamın ne de adam zengin. Kızı bas bas bağırıyor “Zengin olsak ben niye burada köle gibi çalışayım?” diye. Bu da olmadı. Sosyal medya militanları ambulans uçağın parasını ödetmek istiyor garibe. Bir gün kendilerine lazım olacak bu hizmetler bunu unutuveriyorlar “Tayyip düşmanlığı” yüzünden. Genlerine işlemiş bu düşmanlık. Biz “Tayyip’ten kurtulmak” adına vatanını Yunan’a satmaya hazır olanlarını da biliyoruz, şaşırmadık.

Haklarını yemeyelim, maske işinde bir tökezleme oldu. Sonradan toparlandıysa da birileri bir yerlerde çomak sokuyor şimdi. Kendileri malı götüremediler ya, asılıyorlar parayla satılsın diye. Yılmaz Atatürk desenli maske üretip milyonlarına milyonlar katsın. Pide işine girmeyi düşünüyormuş da bakmış üzerine susam ve çörek otu ile Atatürk resmi yapılmış pide epey bir meşguliyet gerektiriyor vaz geçmiş. Utanmaz arlanmazlar, yapılan büyük işleri görmezden gelip var güçleriyle saldırıyorlar. Aslında çok da iyi oluyor, saldırırken iyice zavallı durumuna düşüyorlar. Fuar alanından sahra hastanesi meselesinde olduğu gibi. Neyse milletin yüzü güldü bunlarla kafa bulurken. En azından o işe yaradılar.

CIA ise daha ciddi işlerle iştigal ediyor. Mesela TV dizileri üzerinden subliminal mesajlar veriyor. Çoğunuz biliyorsunuzdur, “Homeland” diye bir dizi var. CIA ajanlarının çalışmaları üzerine kurulmuş bir dizi. Son bölümünde bombayı patlattılar. Mevzu uzun, takip eden bilir ya bilmeyen de internetten bakıp öğrensin. Ben özetle iktifa edeceğim.

Son yayınlanan sekizinci sezonun “Prisoners of War” (Savaş Esirleri) adlı 12. bölümünde vatana ihanet etmiş gibi görünüp Rus sevgilisi ajanın yanına sığınan başkarakter Carrie Mathison orada yine gizli gizli vatanına hizmet etmek için çalışmaktadır. Şimdi, 54. dakikadan itibaren dikkatle izleyin. droneların çocukları öldürdüğüne dair bir gazete haberi panoya asılıdır. Ardından Carrie yazdığı bir kitabı mutemet aracılığıyla CIA direktörü Saul’a ulaştırır. Mesaj basittir;

“Türklerin aldığı S-400’lerde bir açık kapı buldum, detaylarını göndereceğim.”

Görüyor musunuz memleketleri resmi rakamlara göre milyonu aşan ve aslında milyonları bulan, yine resmi rakamlara göre 60 bini geçen ve aslında yüz binleri bulan ölümler yaratan korona illetiyle yıkılırken, üstelik Türkiye insani nedenlerle yardım elini uzatmışken adamlar neler yapıyor…

İçinizde birazcık insanlık kaldıysa sıyrılın bu ihanet çemberinden ve memleketinize destek olun. Vaz geçtim destekten, bari köstek olmayın…