SON DAKİKA
Hava Durumu

CHP'nin başına cinci hoca geçsin...

Yazının Giriş Tarihi: 20.05.2023 12:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.05.2023 12:44

Seçim sonrasında Kemal Kılıçdaroğlu'na oy veren, muhakeme yeteneğini kin ve nefretine hâlen kurban etmemiş birkaç arkadaşımla konuşmaya çalıştım.

Dedim ki, (yaklaşık)

“Kemal Kılıçdaroğlu'na oy veren hiç kimse, ‘Bu adam ülkeyi yönetme becerisine sahiptir' diye düşündüğü için vermemiştir. “mecburen vermek zorunda kalıyoruz” diyerek vermektedirler. KK'nın ifadesiyle, ‘tıpış tıpış sandığa gidip oy vermektedirler'

Ve böyle giderse 2028’de de daha güçlü bir motivasyonla tıpış tıpış oy vereceklerdir.

Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu'na oy veren kitle mecnun olmuştur.

Mecnun olmak, cinnlenmek/ gerçeklikten kopmak demektir.

Öğretmenlik hayatım boyunca muhatap olduğum ve en zorlandığım insan tipi, Cinn tasallutuna uğradığını sanan, Cinnlenmiş olduğunu düşünen, Cinn tasallutundan korkan insan tipidir.

Cinn tasallutuna uğradıklarını nerden bildiklerini sorduğumda da, ‘Cinnci/ Muskacı hoca söyledi’ cevabını almışımdır.

Bu yüzden de her zaman, ‘Cinn Çarpmaz, Cinci Çarpar’ özlü sözümü söylerim.

İçine cinn gidiğine, cinn tasallutuna uğradığına inanan insanlar her türlü istismara teşne hale geliyorlar. Palu ailesindeki Tuncer, Badeci hoca... gibi.

Ancak bu türden cinnci/ muskacı sahtekarların müdavimlerinden aynı sahtekara devam edenleri çok azdır. Kısa sürede nefesi daha güçlü/ sihirli hocalar arasında turlarına devam ederler. Çok azı devamlı müşteridir.

Siz de seçmen olarak, reel veya sürreal (bunu tartışmayacağım) bir tehdit algısının tasallutundasınız. Korku ve nefret duygularınızın esaretinden sizi kurtaracak olan nefesi kuvvetli bir lider arayışındasınız. Ancak, siz tek bir liderin tebası olmaya mahkumsunuz. Bu liderin sizi cinn tasallutundan (RTE Tehditinden) kurtarabilecek ehliyet ve liyakate sahip olup olmadığını check edecek soğukkanlılığınızı, bilgeliğinizi ve de lüksünüzü kaybettiniz. Belki de bunlar sizde hiç olmamıştır.

Üç tane meslek lisesi bilgisayar bölümü öğrencilerinin 2 saatte hazırlayabileceği düzeneğin organizasyonunu yaparak, seçim sonuçlarını ilan etmekten aciz, %25 oyunun ’unu hiçbir şey karşılığında meccanen verebilen, her kalıba girmeye çalışmaktan kendini unutmuş… adama, güveniyormuş gibi rol yapan, bu rolü yapmayanlara da nefret kusan, gerçeklikten kopmuş kişilersiniz.

Liseli yıllarımda Trabzon'da ‘Agan Olsun' diye şöhret bulan bir Osman hoca vardı.

Öğlen ikindi arasında camide cinnlenmiş hasta bakıyordu.

Genellikle kadınlar geliyordu. Onlara arapça yazılar olan A4 boyutunda teksir kağıtları veriyor, “agan olsun, bunları suda kaynat. O su ile kocan yıkansın, ya da çay demle, Perşembe günü kondorola gel' diyordu.

Bir ara bu kağıtları bana yazdırıyordu. Bana bir top sarı teksir kağıdı veriyordu. Birkaç da ispirtolu kalem. Örnek birkaç arapçaya benzer yazı göstermişti. Yaz demişti.

Ben de, başlangıçta çok titizlikle o yazıları çözmeye çalışıyor ve gayet düzgün yazmaya çalışıyordum. Yazılar anlamlı bir bütün olmuyor, herhangi bir şey anlayamıyordum. Dolayısıyla işler yavaş ilerliyordu.

Osman hoca bir gün:

“Agan ossun, karala gitsin. Ne uğraşıyorsun? Hatta okunmayacak şekilde yaz.” Demişti de, işler hızlanmıştı.

Bazı seanslara biz de şahit oluyorduk. Ben her zaman hastalarla kurduğu ilişki biçiminden hastaların uyanacağını düşünüp tedirgin oluyordum. Ama insanlar, cinn, nazar, sihir, büyü tehditini duyunca gözleri kör oluyordu.

Gelişigüzel, eline ne kadar gelirse kağıt alıp, veriyordu kadınlara.

‘7 tane kağıdı kaynat’ diyordu. Kadın, ‘burada 9 tane var’ diyordu. O da, 2 tanesini alıyordu elinden. ‘7 sayısı önemli' diyordu.

Kendi kendime düşünüyordum:

‘Sayarak vermelidir. Gelişigüzel bi tomar alması, güvenilirliğini zedeliyor' derdim. Ama hiç de öyle olmuyordu.

Perşembe günü kondorole gelen kadınlar, yanlarında hediyelerle, dualarla geliyorlardı.

İşte CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermek zorunda kalan seçmeni, RTE’ye karşı duydukları nefret ve korku ile gerçeklik algıları yok olmuş, agan olsun'dan medet uman cinlenmiş kadınlara benzemektedirler.

12. seçimi kaybetse de, 13. seçimde yine aynı kadro, aynı araçlar, aynı paradigma, aynı ilişkiler, aynı taktikler, aynı stratejilerle çıksa da tıpış tıpış oy vereceklerdir.

Vermek zorunda kalacaklardır.

Belli ki, Recep Tayyip Erdoğan ortak nefret objesi 5 yıl daha güçlenerek devam edecektir.

O nefret büyüdükçe gerçeklik algıları daha da kaybolacaktır.

Ne diyelim:

Allah ‘Agan olsun'lara, Palu Tuncerlere vs… insaf ve merhamet versin”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.