SON DAKİKA
Hava Durumu

Mehmet Ocaktan bizi neden gömdü?

Yazının Giriş Tarihi: 01.01.2022 20:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.01.2022 20:20

Karar gazetesinin ilk çıktığı günlerde ekonomi sayfasında bir haber/ yorum görmüştüm.

Haberin başlığı şuydu: ‘Negatif Faizler Borç Batağı yaratıyor
(http://www.karar.com/ekonomi-haberleri/abde-negatif-faizler-borc-batagi-yaratiyor-79128)
Bu haber ile ilgili bir yazı yazmıştım bu köşede. https://sehirmedya.com/fatonun-mubarek-hendekleri-makale,125290.html
Ve Şöyle bağlamıştım yazımı: 
Ancak bundan sonra Karar gazetesinin ekonomi sayfasını daha dikkatli bir şekilde takip edeceğimi söylemek isterim. Ola ki başka bir haber/ yorum/ analizde de yüksek faizin nimetlerini avantajlarını ve dinamiklerini ele alırlar.
Ele alsınlar ki, ultra yüksek faizin nasıl bir sömürü çarkı olduğu ile ilgili ‘Ezber’lerimizi bozalım. Ve içinde bulunduğumuz deryayı bilmeyen ‘Mahiler’ olmaktan kurtulalım. Mutlu olalım.
Düşük faizin ne menem bir bela olduğunu dillendiren bu tür haberlerden sonra, paralel yapı ve hendekçi devrimci halk savaşçılardan mahrum olmanın da AB ve ABD halklarını nasıl bir monoton hayata ve rehavete sevk ettiğine dair haber/ yorum/ analizler bekliyoruz.

Karar gazetesinin, Ak Parti Bursa vekilliği de yapmış, gazeteci ve yayın yönetmeni üstadımız Mehmet Ocaktan Müslüman dünyayı –- üstelik, bir türlü faizi ribadan ayıramadıklarından dolayı-- gömdüğü yazısında, şöyle demektedir:

Herhalde her akıl ve mantık sahibinin merak etmesi gereken; din faizi neden ve hangi şartlarda yasaklamış, günümüzün karmaşık ekonomik dünyasında ‘faiz’ kavramını nasıl değerlendirmeliyiz olmalıdır. Keşke ulema bugün uygulanan faizin, dinin yasakladığı ‘riba’ ile bir ilgisinin olup olmadığını da araştırabilse…


Oysa eski vekil üstadımız, yakın zamanda Cumhurbaşkanının ödül de verdiği Prof. Dr. Süleyman Uludağ’ın, ‘İslam’da Faiz Meselesine Yeni Bir Bakış’kitabından haberdar olmalıydı. 
Ya da, Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır’ın, Ticaret Ve Faiz kitabından.
Ya da, Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün ‘Riba ve Faiz Nedir, Ne Değildir?’ kitabından…
Bu insanlar ülkenin yetiştirdiği velüd profesörlerinden sadece bir kaçıdır. 

Tabii, ‘ülkeyi,daha fazla zarar görmeden, kendisi gibi İslamcılardan kurtarıp,CHP’ye ve patronlarına iade etme sorumluluğu ile ilgili mübalağa yoğun kulis çalışmaları’ndan fırsat bulamadığı için bu kitaplardan haberdar olamamış olabilir. Bir köşe yazısından cımbızladığı bir terim üzerine misyon icra etmeyi tercih etmiş.

Aslında üstadın, eleştirmeye çalıştığı kişi Hayrettin Karaman’dır. O da ‘Hibe’ kavramını kullanıp, iktidarın uygulamasını meşrulaştırdığı için…
Hayrettin Karaman’ın kullandığı Hibe terimini iyice açıklaması gerekiyordu. Hibe, sadaka çağrışımı yapmıştır bazılarında. Ya da istismar edilmiştir. Oysa devletin birçok ekonomik uygulamasında hibe krediler vardır. Destekler, teşvikler vardır.
Ben Hayrettin Karaman’ın yerinde olsaydım Hibe terimini kullanmaz, Teşvik terimini kullanırdım.
Örneğin, BES’tesiz 100 tl yatırırsanız 25 tl de devlet hibe ediyor/ katkı sağlıyor. (30 oldu şimdi) Bunu neden yapıyor?


Vatandaş tasarruf yapsın diye yapıyor.


Devlet, vatandaşın dolarını Türk lirasına çevirmesine ihtiyaç hissetmiştir. Vatandaşını buna teşvik etmek için bir şey yapması gerekirdi. Bunu başka türlü yapabileceğini / yapması gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak bu yöntemi uygun görmüştür. Ve Faizi yükseltmek istememiştir. Bütün iktisat teorilerinin nass’ ları yerine başka bir ‘nass’ tercih etmiştir.
Bunu, ‘faiz ile riba aynıdır’ anlayışından mı yapmıştır? Yoksa, dünyanın en yüksek faizle para kullandıran ülkeleri sınıfından çıkmak ve artık bu yüksek faiz belasından kurtulabilmek için mi yapmıştır, veya başka bir şey için mi… işte bu tartışılır.

Ben bir vatandaş olarak dünyanın en yüksek faizini ödeyerek ev, araba, almak, kredi kullanmak istemiyorum. Açıkçası ben de bir süre için bile olsa Karar’ın bahsi geçen haberindeki düşük faiz belası (!) ile mücadele etmek istiyorum…


Üstadımız, Erdoğan’a ‘Faizin Riba olmadığını kabul ettirip, faiz artırmasını sağlayamadığımız için’ bize kızıp, sonra da Müslümanlardan, İslam dünyasından hiçbir halt olmaz’lı,artk Kemalistlerin --siyaseten de olsa-- bırakmaya çalıştıkları gömme salvolarına başlıyor:

…Günümüzde Müslüman dünyanın, bilimsel, teknolojik ve ekonomik alanda gelişmiş dünya ile rekabet edemez halde olduğu, dolayısıyla Batı’nın geliştirdiği ürünlerin kullanıcısı olmaktan öte bir başarılarının olmadığı artık herkesin kabul ettiği bir gerçek.”
“…Meseleye Türkiye açısından baktığımızda da ne yazık ki durumun daha da vahim olduğunu görmek mümkün. Zira Türkiye İslami bilimler dahil hiçbir alanda bilim üretemiyor, teknoloji üretemiyor, ekonomide ise kelimenin tam anlamıyla bir sefalet görüntüsü sergiliyor.


Ocaktan, çözümü de söylüyor Allah Rızası için:
Akıllara ziyan bu fetva karşısında kanaatim odur ki; Müslümanlar bu ‘fetvacı’ anlayıştan ve fetvalardan en kısa sürede kurtulmak zorundadırlar. Aksi taktirde Müslüman dünyanın, yüzyıllardır süren bu geri kalmışlık tablosundan kurtulması asla mümkün olmayacaktır.
Şu tabloya bakar mısınız; Müslüman dünyanın hiçbirisinde demokrasi yok, bilim yok, özgürlük yok, hukukun üstünlüğü yok, kadın hakları yok, çocuk hakları yok. Bu yüzden de ne yazık ki bütün Müslüman ülkelerde her şey otokratların iki dudağı arasındadır ve hep onlar kazanır…

Ocaktan, Müslüman coğrafyasındaki insanlar hakkındaki sözlerinde isabet etmiş, ancak kendine haksızlık etmiş.

Sevgili Mehmet Ocaktan Üstadım,
Bu kadar karamsar olmayın. 
Siz varsınız ya. 
Bütün gün ve bütün gece ülkenin bu karanlıktan kurtulabilmesi için 30-40 yıllık birikimlerinizi kullanarak, adeta ‘Kurumsal Bir Mehdilik Örgütü’ gibi mesai harcıyorsunuz. Türkiye halkı umudunu sizin çalışmalarınıza bağladı. 
Vekillik yaptığınız dönemdeki çalışmalarınızı hiçbir Bursa’lı unutmadı. 
Hizmetleriniz için size minnettardırlar.
Ayrıca gazetecilikte açtığınız çığırların hangi birini sayalım.
En önemlisi de son dönemlerdeki kurumsal mehdiliğinize mahallece şapka çıkarıyoruz…
Sayenizde maküs talihimizi yeneceğiz.


 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.