Menzil Tarikatındaki miras kavgasının taraflarından biri, kimi müridlerince ‘Aşkım’ diye hitap edilen, Gaws olduğu söylenen, elinde bir demet çiçekle dolaşan, lüks araçlarla gezen, sarı, mavi vs şık, cübbeler giyen, herhangi bir kelam etmeden, uzaktan müridlerini selamlayan, alışık olmadığımız ve insanların (bazen kendisinin de) tepkisini çeken abuk subuk tezahüratlar eşliğinde ordan oraya dolaşan Serhendi grubunun lideri Şeyh Saki denilen kişidir.
Tarikatta bazı reformlar yapmaya çalışan bu kişi, tarikatın mal varlığının, ailenin değil, ümmetin malı olduğunu güçlü bir şekilde vurguluyor.
Bu yüzden de benim gibilerin olumlu anlamda dikkatini çekiyor.
‘Tövbe almak’ yerine ‘Tövbe etmek’ teriminin kullanılacağını söylemesi, tarikatın mal varlığının, ailenin mal varlığı olmadığını, güçlü bir şekilde söylemesi umutları yeşertiyor.
Bu konuda gerçekten samimi midir, yoksa, daha haklı ve meşru bir argümanı taktiksel olarak mı kullanıyor, gerçekten emin değilim. Eğer samimi ise,
1. Önce ümmetin malını ümmete iade edip, tasavvuftaki, fakr, zühd, fena, gibi hasletleri şahsi hayatında yaşamakla başlamalıdır. Serhendi grubu olarak paylarına ne düşmüşse, lüks arabaları, otelleri, villaları, apartmanları, siteleri, tatil köyleri, nakit paraları, benzin istasyonları, seyahat firmaları, şirketleri vs hepsini tek tek, bir devlet yardım kurumuna (Kızılaya, fakir fukara fonuna -asla tarikatın yardım kurumuna değil) devretmelidir.
2. Gerekirse yanında hiçbir hizmetçi almadan başka bir yaylaya/köye inzivaya çekilip, zahid bir hayat yaşamalıdır. Lüks araba, değişik renkte cübbeler, lüks villa... gibi yaşamındaki tüm konforları terk etmelidir.
3. İnsanların, kendisine hizmet etmesine, gaws, baba, aşkım diye hitap etmesine, jön gibi fotograflarının, videolarının boy boy paylaşılmasına kesinlikle engel olmalıdır.
4. Tarikatın diğer tarafını Allah'a ve devletin yargısına bırakıp, 'dünyalık ne varsa sizin olsun' restini çekmeli ve acz halini herkese göstererek ahlaki üstünlüğü tercih etmelidir.
5. Bundan sonraki zamanlarda da aynı serveti yığacak herhangi bir organizasyona girmemelidir. Fakr, zühd içinde, sıradan bir insan gibi yaşayan, bunu içselleştiren, tıpkı Budha'nın saray hayatını terk edip ormanda inzivaya çekilip, nefs mücadelesi yaptığı gibi, hayatını riyazet ile geçirmelidir.
6. Uzun bir süre müridlerinin ziyaretine kendini kapatmalıdır. Kendi manevi eğitimine odaklanmalıdır. Hele ki medyatik fettöcü, her gelene ağız dolusu yalakalık yapan shovmen vaizleri, siyasetçileri, ünlüleri zinhar muhitine yaklaştırmamalıdır.
7. Yanına gelen gerçek müridlerinden de hediye kabul etmemeli, müridlerine zühdü ve takvası ile örnek olmalıdır.
8. Bunları yaptığında -ki bu bahsettiklerim tasavvufun özüdür-- elindeki güç, servet ve iktidara tav olup yanında bulunan çıkarcı, sözde müridlerden de kurtulacak, gerçek bir Şeyh / Mürşid/ Gaws olacaktır.
9. Tasavvufun ve tarikatlerin itibarı/ haysiyeti protest/ anarşist bir reddedişe bağlıdır.
Bu protest tutumu göstermezse, aklını ve iradesini kendisine sözde teslim etmiş asalakların medyatik bir maskotu olarak, elinde bir demet çiçekle, hiçbir sarsıcı/ etkileyici mesaj vermeden, korumalar eşliğinde ordan oraya manasız bir şekilde dolaşacaktır.
Hiçbir ahlaki üstünlüğü kalmayacağı için tarikat ve tasavvufun haysiyeti ile birlikte kendi haysiyeti de iki paralık olacak, ne yaparsa yapsın, kardeşleri ile mal kavgası yapan bir harami olmaktan kurtulamayacaktır. En fazla Zengin bir instagram fenomeni olacaktır ki bunu artistler, sporcular, mankenler... bile yapmaktadır.
Ancak bir farkla: İnstagram’da Gawsın marifetleri diye paylaşılanları bir günah gibi yoruma kapatmak zorunda kalmaya mahkum olacaktır.
Tasavvuf olmayan şey de tam olarak budur. Nefsine yazık etmek.
Allah kolaylık versin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Günaydin
Menzil'in Serveti Ümmetin Midir?
Doğrudan söze gireceğim.
Menzil Tarikatındaki miras kavgasının taraflarından biri, kimi müridlerince ‘Aşkım’ diye hitap edilen, Gaws olduğu söylenen, elinde bir demet çiçekle dolaşan, lüks araçlarla gezen, sarı, mavi vs şık, cübbeler giyen, herhangi bir kelam etmeden, uzaktan müridlerini selamlayan, alışık olmadığımız ve insanların (bazen kendisinin de) tepkisini çeken abuk subuk tezahüratlar eşliğinde ordan oraya dolaşan Serhendi grubunun lideri Şeyh Saki denilen kişidir.
Tarikatta bazı reformlar yapmaya çalışan bu kişi, tarikatın mal varlığının, ailenin değil, ümmetin malı olduğunu güçlü bir şekilde vurguluyor.
Bu yüzden de benim gibilerin olumlu anlamda dikkatini çekiyor.
‘Tövbe almak’ yerine ‘Tövbe etmek’ teriminin kullanılacağını söylemesi, tarikatın mal varlığının, ailenin mal varlığı olmadığını, güçlü bir şekilde söylemesi umutları yeşertiyor.
Bu konuda gerçekten samimi midir, yoksa, daha haklı ve meşru bir argümanı taktiksel olarak mı kullanıyor, gerçekten emin değilim. Eğer samimi ise,
1. Önce ümmetin malını ümmete iade edip, tasavvuftaki, fakr, zühd, fena, gibi hasletleri şahsi hayatında yaşamakla başlamalıdır. Serhendi grubu olarak paylarına ne düşmüşse, lüks arabaları, otelleri, villaları, apartmanları, siteleri, tatil köyleri, nakit paraları, benzin istasyonları, seyahat firmaları, şirketleri vs hepsini tek tek, bir devlet yardım kurumuna (Kızılaya, fakir fukara fonuna -asla tarikatın yardım kurumuna değil) devretmelidir.
2. Gerekirse yanında hiçbir hizmetçi almadan başka bir yaylaya/köye inzivaya çekilip, zahid bir hayat yaşamalıdır. Lüks araba, değişik renkte cübbeler, lüks villa... gibi yaşamındaki tüm konforları terk etmelidir.
3. İnsanların, kendisine hizmet etmesine, gaws, baba, aşkım diye hitap etmesine, jön gibi fotograflarının, videolarının boy boy paylaşılmasına kesinlikle engel olmalıdır.
4. Tarikatın diğer tarafını Allah'a ve devletin yargısına bırakıp, 'dünyalık ne varsa sizin olsun' restini çekmeli ve acz halini herkese göstererek ahlaki üstünlüğü tercih etmelidir.
5. Bundan sonraki zamanlarda da aynı serveti yığacak herhangi bir organizasyona girmemelidir. Fakr, zühd içinde, sıradan bir insan gibi yaşayan, bunu içselleştiren, tıpkı Budha'nın saray hayatını terk edip ormanda inzivaya çekilip, nefs mücadelesi yaptığı gibi, hayatını riyazet ile geçirmelidir.
6. Uzun bir süre müridlerinin ziyaretine kendini kapatmalıdır. Kendi manevi eğitimine odaklanmalıdır. Hele ki medyatik fettöcü, her gelene ağız dolusu yalakalık yapan shovmen vaizleri, siyasetçileri, ünlüleri zinhar muhitine yaklaştırmamalıdır.
7. Yanına gelen gerçek müridlerinden de hediye kabul etmemeli, müridlerine zühdü ve takvası ile örnek olmalıdır.
8. Bunları yaptığında -ki bu bahsettiklerim tasavvufun özüdür-- elindeki güç, servet ve iktidara tav olup yanında bulunan çıkarcı, sözde müridlerden de kurtulacak, gerçek bir Şeyh / Mürşid/ Gaws olacaktır.
9. Tasavvufun ve tarikatlerin itibarı/ haysiyeti protest/ anarşist bir reddedişe bağlıdır.
Bu protest tutumu göstermezse, aklını ve iradesini kendisine sözde teslim etmiş asalakların medyatik bir maskotu olarak, elinde bir demet çiçekle, hiçbir sarsıcı/ etkileyici mesaj vermeden, korumalar eşliğinde ordan oraya manasız bir şekilde dolaşacaktır.
Hiçbir ahlaki üstünlüğü kalmayacağı için tarikat ve tasavvufun haysiyeti ile birlikte kendi haysiyeti de iki paralık olacak, ne yaparsa yapsın, kardeşleri ile mal kavgası yapan bir harami olmaktan kurtulamayacaktır. En fazla Zengin bir instagram fenomeni olacaktır ki bunu artistler, sporcular, mankenler... bile yapmaktadır.
Ancak bir farkla: İnstagram’da Gawsın marifetleri diye paylaşılanları bir günah gibi yoruma kapatmak zorunda kalmaya mahkum olacaktır.
Tasavvuf olmayan şey de tam olarak budur. Nefsine yazık etmek.
Allah kolaylık versin.