Seçimlerin üzerinden 15 gün geçti. ‘Onlar kazanmadı, biz kaybettik’ ‘Aslında CHP büyük başarı kazandı’ gibi değerlendirmeler yapıldı.
Bense, Seçimleri asıl kimin/ neyin kazandığı ile ilgili değerlendirme yapmak istiyorum.
CHP eski Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, ‘Helalleşeceğiz’ mottosu ile başlayan, İmamoğlu’nun 1 yıl önceki seçimlerin ardından ‘Değişim için yollardayız’ sloganı ile devam eden ve İlber Ortaylı’nın, ‘Bugün ki CHP, Atatürk’ün CHP’si değil’ dediği yere gelen CHP aslında CHP değil, ANAPtır.
Türkiye’de, Jakoben Kemalizm, Demoklesin kılıcı gibi siyasetçilerin tepesinde durdukça siyasal hareketlerin teorisyenleri karınlarından konuşmak zorundadırlar.
Rahmetli Turgut Özal’da, ‘İkinci Cumhuriyet’ olarak ifadesini bulan demokratik siyaset, Erdoğan’da, ‘Milli Görüş Gömleğini Çıkarmak’ Kılıçdaroğlu’nda, ‘Helalleşmek’, İmamoğlu’nda da ‘Değişim’ kılığına bürünmüştür. Bu 4 siyasal hareket/ proje de, 4 eğilimden oy alabilecek bir siyasi temsil kabiliyetine ulaşmak, her kesimden oy alabilir bir siyaset tarzı yürütmek amacını taşımaktadır.
Bugün ki CHP, bildiğimiz Kemalist CHP değildir. Kemalist jakoben söylemleri kendine yük gören CHP’dir. CHP zımnen şöyle denmektedir: “30’lu yılların tepeden inmeci Devrimci, ulusalcı politikalar, CHP’yi yalnızlaştırmıştır. Halkla barışmak ve bagajımızdan kurtulmak zorundayız. Bunun için radikal Kemalist/ laikçi/ ulusalcı söylemlerimizi terk etmeliyiz. Bu söylemlere başvurmayan, ANAP KÖKENLİ/ ANAP KAFALI bir liderin etrafında yeni bir siyaset tarzı inşaa edersek ancak o zaman halktan oy alabiliriz.
Ekrem İmamoğlu’nun, Kur’an okuması, İlahi korosunda ilahi söylemesi, Ayasofya’da sabah namazı kılması, Dem’in, klasik CHP için ihanet sayılagelen söylemlerini problem etmemesi, Kürt ayrılıkçı/ Özerklik yanlısı söylemlere rağmen ittifak yapabilmesi… vb Rahmetli Turgut Özal’ın, ‘Fedarasyonu bile tartışabiliriz’ sözünden çok daha ileri atraksiyonlardır. Cünkü, Özal’ın ikinci cumhuriyetçi olarak bunu söylemesi normaldir. Ancak CHP’nin bunu yapabilmesi mucizedir.
CHP sözcüleri, şimdilik karınlarından konuşabildikleri bu söylemleri, CHP’nin Kemalist/ laikçi tabanının hoş görmeyeceği açıktır. Akparti için Geleneksel Şeriatçılar/ Milli Görüşçüler neyse, CHP için de Kemalistler odur. Bu yüzden CHP, katı Kemalist vaizleri partinin vitrininden azami ölçüde temizlemiştir.
Ancak, CHP için Kemalizm, rakipleri için hala ‘Demoklasin kılıcı’ işlevi görmekte kullanışlı bir aparattır. Yoksa kemalizm hiçbir ilkesi ile günümüz CHP’sinde umursanmamaktadır. Günümüz CHP’si ne cumhuriyetçidir https://www.sehirmedya.com/yazarlar/ahmet-gunaydin-88/kemalistler-cumhuriyetci-midir-317785 , ne devletçidir, ne milliyetçidir, ne halkçıdır (Seçkincidir), ne devrimcidir (Devrimcilikten gelen bagaj için helalleşmeyi talep etmektedir), ne de laiktir (Saadetçi, yeniden refahçı şeriatçıların, hatta –başarılı olsaydı- Hüdaparlı şariatçıların oylarını almak için jakoben laikçi icraatları için helallik istemişlerdir). Değişim dedikleri aslında bu ilkelerden sahici olarak teberri etmek/uzaklaşmak’ tır.
Anaplaşmayı CHP’ye kim yaptırıyor?
2021 tarihinde bu köşede yazdığım, https://www.sehirmedya.com/yazarlar/ahmet-gunaydin-88/tovbe-etmeden-helallesmek-mumkun-mudur-316390 yazıda şöyle demiştim:
“CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme adımı/ atraksiyonu beklenen bir şeydi. Partisel gelişim uzmanlarının / ‘imajmaker’larının böyle bir adımı atacağını şahsen tahmin etmiştim.
Ben helalleşmeden çok, ‘Redd-i Miras’ yaptıracaklarını öngörmüştüm.
Bunu CHP’ye kim/ kimler yaptırıyor?
Kategorik olarak Ak Partinin oy aldığı sosyolojiye müntesip olup, Kemalizmin sillesini yemiş ya da bu sillenin mahalledeki etkisine şahit olmuş, ‘CHP Faşizmi’nin mahallede ne kadar korkunç bir yansıması olduğunu bilen, ancak çeşitli sebeplerle Erdoğan’dan nefret etmek durumunda kalan ve Erdoğan’a düşmanlık adına küçük büyük her türlü şeytana yardım ve yardakçılık yapmaya teşne insanlar yaptırıyor…”
Bu siyaset mühendislerine iç ve dış birçok odak eklenebilir.
CHP’deki Anaplaşma kalıcı ve Başarılı olur mu?
Belli ki, İmamoğlu ve Yavaş, -Ak Partiden memnuniyetsizlerin de rüzgarıyla- büyük bir başarı elde etmiştir. Dolayısıyla, hiçbir CHP’li Anaplaşma rüzgarının önünde duramayacaktır. Artık CHP, Kemalist, ya da sol bir parti olamayacaktır. 4 --ya da kaçsa--- eğilimi birleştiren bir Anavatan Partisidir. Bir merkez partisidir.
Buna karşılık, eğer Akparti Devleti koruma refleksiyle hareket edip, özünden uzaklaşıp CHP’leşirse, halkın Anaplaşan CHP’ye kayması daha da kolaylaşacaktır. Merkezde, Her kesimin kendine alan bulduğu, resmi ideolojiden uzaklaşmış CHP’den korkmayacaktır.
Merkezi hükümeti elinde bulunduran Akpartinin yapması gereken, CHP değişim için tava gelmişken, sistemi kökünden değiştirmeye dair adımlarını bir bir meclise getirmektir. 100 yıldır, CHP’nin redd inkar politikalarını ve onların sonuçlarını ortadan kaldırmak için her türlü radikal adımı atmak, Türkiye’yi 150 yıllık çatışma- kutuplaşma zemininden kurtarmaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Ahmet Günaydin
Seçimleri ANAVATAN PARTİSİ Kazanmıştır !
Seçimlerin üzerinden 15 gün geçti. ‘Onlar kazanmadı, biz kaybettik’ ‘Aslında CHP büyük başarı kazandı’ gibi değerlendirmeler yapıldı.
Bense, Seçimleri asıl kimin/ neyin kazandığı ile ilgili değerlendirme yapmak istiyorum.
CHP eski Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, ‘Helalleşeceğiz’ mottosu ile başlayan, İmamoğlu’nun 1 yıl önceki seçimlerin ardından ‘Değişim için yollardayız’ sloganı ile devam eden ve İlber Ortaylı’nın, ‘Bugün ki CHP, Atatürk’ün CHP’si değil’ dediği yere gelen CHP aslında CHP değil, ANAPtır.
Türkiye’de, Jakoben Kemalizm, Demoklesin kılıcı gibi siyasetçilerin tepesinde durdukça siyasal hareketlerin teorisyenleri karınlarından konuşmak zorundadırlar.
Rahmetli Turgut Özal’da, ‘İkinci Cumhuriyet’ olarak ifadesini bulan demokratik siyaset, Erdoğan’da, ‘Milli Görüş Gömleğini Çıkarmak’ Kılıçdaroğlu’nda, ‘Helalleşmek’, İmamoğlu’nda da ‘Değişim’ kılığına bürünmüştür. Bu 4 siyasal hareket/ proje de, 4 eğilimden oy alabilecek bir siyasi temsil kabiliyetine ulaşmak, her kesimden oy alabilir bir siyaset tarzı yürütmek amacını taşımaktadır.
Bugün ki CHP, bildiğimiz Kemalist CHP değildir. Kemalist jakoben söylemleri kendine yük gören CHP’dir. CHP zımnen şöyle denmektedir: “30’lu yılların tepeden inmeci Devrimci, ulusalcı politikalar, CHP’yi yalnızlaştırmıştır. Halkla barışmak ve bagajımızdan kurtulmak zorundayız. Bunun için radikal Kemalist/ laikçi/ ulusalcı söylemlerimizi terk etmeliyiz. Bu söylemlere başvurmayan, ANAP KÖKENLİ/ ANAP KAFALI bir liderin etrafında yeni bir siyaset tarzı inşaa edersek ancak o zaman halktan oy alabiliriz.
Ekrem İmamoğlu’nun, Kur’an okuması, İlahi korosunda ilahi söylemesi, Ayasofya’da sabah namazı kılması, Dem’in, klasik CHP için ihanet sayılagelen söylemlerini problem etmemesi, Kürt ayrılıkçı/ Özerklik yanlısı söylemlere rağmen ittifak yapabilmesi… vb Rahmetli Turgut Özal’ın, ‘Fedarasyonu bile tartışabiliriz’ sözünden çok daha ileri atraksiyonlardır. Cünkü, Özal’ın ikinci cumhuriyetçi olarak bunu söylemesi normaldir. Ancak CHP’nin bunu yapabilmesi mucizedir.
CHP sözcüleri, şimdilik karınlarından konuşabildikleri bu söylemleri, CHP’nin Kemalist/ laikçi tabanının hoş görmeyeceği açıktır. Akparti için Geleneksel Şeriatçılar/ Milli Görüşçüler neyse, CHP için de Kemalistler odur. Bu yüzden CHP, katı Kemalist vaizleri partinin vitrininden azami ölçüde temizlemiştir.
Ancak, CHP için Kemalizm, rakipleri için hala ‘Demoklasin kılıcı’ işlevi görmekte kullanışlı bir aparattır. Yoksa kemalizm hiçbir ilkesi ile günümüz CHP’sinde umursanmamaktadır. Günümüz CHP’si ne cumhuriyetçidir https://www.sehirmedya.com/yazarlar/ahmet-gunaydin-88/kemalistler-cumhuriyetci-midir-317785 , ne devletçidir, ne milliyetçidir, ne halkçıdır (Seçkincidir), ne devrimcidir (Devrimcilikten gelen bagaj için helalleşmeyi talep etmektedir), ne de laiktir (Saadetçi, yeniden refahçı şeriatçıların, hatta –başarılı olsaydı- Hüdaparlı şariatçıların oylarını almak için jakoben laikçi icraatları için helallik istemişlerdir). Değişim dedikleri aslında bu ilkelerden sahici olarak teberri etmek/uzaklaşmak’ tır.
Anaplaşmayı CHP’ye kim yaptırıyor?
2021 tarihinde bu köşede yazdığım, https://www.sehirmedya.com/yazarlar/ahmet-gunaydin-88/tovbe-etmeden-helallesmek-mumkun-mudur-316390 yazıda şöyle demiştim:
“CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme adımı/ atraksiyonu beklenen bir şeydi. Partisel gelişim uzmanlarının / ‘imajmaker’larının böyle bir adımı atacağını şahsen tahmin etmiştim.
Ben helalleşmeden çok, ‘Redd-i Miras’ yaptıracaklarını öngörmüştüm.
Bunu CHP’ye kim/ kimler yaptırıyor?
Kategorik olarak Ak Partinin oy aldığı sosyolojiye müntesip olup, Kemalizmin sillesini yemiş ya da bu sillenin mahalledeki etkisine şahit olmuş, ‘CHP Faşizmi’nin mahallede ne kadar korkunç bir yansıması olduğunu bilen, ancak çeşitli sebeplerle Erdoğan’dan nefret etmek durumunda kalan ve Erdoğan’a düşmanlık adına küçük büyük her türlü şeytana yardım ve yardakçılık yapmaya teşne insanlar yaptırıyor…”
Bu siyaset mühendislerine iç ve dış birçok odak eklenebilir.
CHP’deki Anaplaşma kalıcı ve Başarılı olur mu?
Belli ki, İmamoğlu ve Yavaş, -Ak Partiden memnuniyetsizlerin de rüzgarıyla- büyük bir başarı elde etmiştir. Dolayısıyla, hiçbir CHP’li Anaplaşma rüzgarının önünde duramayacaktır. Artık CHP, Kemalist, ya da sol bir parti olamayacaktır. 4 --ya da kaçsa--- eğilimi birleştiren bir Anavatan Partisidir. Bir merkez partisidir.
Buna karşılık, eğer Akparti Devleti koruma refleksiyle hareket edip, özünden uzaklaşıp CHP’leşirse, halkın Anaplaşan CHP’ye kayması daha da kolaylaşacaktır. Merkezde, Her kesimin kendine alan bulduğu, resmi ideolojiden uzaklaşmış CHP’den korkmayacaktır.
Merkezi hükümeti elinde bulunduran Akpartinin yapması gereken, CHP değişim için tava gelmişken, sistemi kökünden değiştirmeye dair adımlarını bir bir meclise getirmektir. 100 yıldır, CHP’nin redd inkar politikalarını ve onların sonuçlarını ortadan kaldırmak için her türlü radikal adımı atmak, Türkiye’yi 150 yıllık çatışma- kutuplaşma zemininden kurtarmaktır.