Yerel seçim yenilgisinin ardından AK Parti’de yenilginin sorumluluğunu almak yerine işi ekonomiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerine yıkmaya yönelik zırvalamalar yavaş yavaş yerini gerçeği kabullenme ve kaybetmenin nedenlerine bırakıyor. Ancak şimdi de hakim odaklar kendilerini sıyırıp başka isimler üzerinden zihniyetin devamını sağlamanın gayreti içinde görünüyor.

AK Parti’nin Bursa’da yerel seçimleri kaybetmesinin nedenleri Türkiye genelinden bağımsız olarak değerlendirilmek durumunda. Bursa’daki hakim odakların yönetimleri kimseyi yaklaştırmama, sinsice kendi ikballerine yönelik simülasyonlarla algıyı yönetip, her şartta kazanan olma tiyatrolarının bir sonucu olan bu kaybediş, asla ekonomiye ya da vatandaşa fatura edilemez.

İlk şokun ardından hakim odakların yeniden harekete geçerek Bursa’yı kendilerine göre dizayn etme yarışına girdiklerini hepimiz ibretle ama şaşırmadan izlemeye başladık. Mesele o kadar bariz ortada ve o kadar Ankara bağlantıları ile de destekleniyor durumda ki, bu gayretlerin sonuç vermesi durumunda aynı sistemin başka aktörleri tarafından sadece isimler değişip zihniyetin değişmeyeceği bir yapının kurgusu için çaba harcanıyor.

Oysa Bursa’da ağır bir yenilgi alındı ve bunun sebepleri de aşağı yukarı belli. Aday belirleme sürecinden, partinin yapılanmasına, adayların kullandıkları yöntemlere, halka olan bağlantılarının kesik olmasına, kibir ve halka üstten bakan yönetim anlayışına ve dahi AK Parti’nin kültürsüz zengin partisi görüntüsü oluşturmasına kadar o kadar çok etmen varken işi sadece emekliler ve ekonomiye bağlamak, yine aynı şekilde halkı ahmak yerine koymaktan öteye bir durum değil.

Yerel seçim yenilgisinin ardından partide şimdiye kadar sorumluluk alıp istifa eden, görevden affını isteyen tek bir kişinin çıkmaması, herkesin sessizce vaziyeti gözlüyor olması bile başlı başına bir sorun ve çözülmesi gereken sıkıntılar arasında üst sıralardaki bir konu. Bir süre sessizliğin ardından vaziyet almak için hareke geçen bir çok grup hakimiyet sağlamak için atağa geçmiş durumda. İl Başkanı Davut Gürkan beyin üzerinden AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala beyi hedef almaya kalkanları bir kenara bırakırsak daha yanlış bir işin peşinde olan yapılanmaların olduğunu da görüyoruz. Pek tabiki Bursa seçimi kaybedilmesinde İl Başkanı Davut Gürkan ve adaylar birinci derece sorumludur. Öncelikle onlar bunun diyetini ödemelidir.

Efkan Ala beyle Mustafa Varank arasında bölgecilik üzerinden bir çatışma oluşturmak isteyen ve (bunların arasında seçim sürecinde önemli görevler üstlenmiş il yönetiminden isimlerde var) bu çatışma iklimi üzerinden güç elde etmek isteyen grupların adımları dikkatle izlenmek durumunda. AK Parti Genel Başkanvekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala beyin bölgecilik ve adamcılık konularına müsaade etmeyeceğini bilen kesimler ve bunların büyük kısmı doğal olarak müteahhit tayfası, bu iki isim arasında bir bölgecilik çatışması oluşturmanın gayretine girmiş gibi görünüyor.

Bu nedenle AK Parti’de adımların çok dikkatle atılması ve yeni kadroların bu güç odaklarına mahkum olmayacak, kişilerin değil AK Parti’nin yola çıkış amacı olan halkın hukukunu korumaya yönelik masaya yumruğu vuracak kişilerden oluşması önemli. Aksi durum zaten iniş eğilimindeki AK Parti’nin tükeniş sürecine girmesine yol açabilir.

Bugün AK Parti ve Bursa siyasetini dizayn etmeye kalkan güç odaklarının bu durumdan kaybedecek çok bir şeyleri olmayacak. Burada asıl olan halka ve umudunu AK Parti’ye bağlayıp sahada büyük mücadele veren kitlelere olumsuz bir yansıma olacak. Efkan Ala beyin bu oyunları yutmayacağını bilen kesimlerin Davut Gürkan ve Bursa yenilgisi üzerinden direkt olmasa da endirekt bir şekilde hedef almaya çalışmalarının altındaki nedenlerden birisi bu.

Bursa gerçeklerinden de burada bir miktar bahsetmekte yarar var. Efkan Ala beye Büyükşehir ve Osmangazi adaylarının belirlenmesi noktasında tasarruf kullanmadı. Aday belirleme sürecinde birçok grup ve kişi etkili oldu. Efkan beyin muhalefetine ve itirazlarına rağmen yanlış adaylarla seçime gidildi ve Efkan Ala beyin anlatmak istedikleri sahada gerçeğe dönüştü.

Sonuç olarak Bursa yapılanmasında tüm isimler ve bağlantıların yanı sıra etkin olan odakların masaya yatırılarak, isimlerin çok titiz bir şekilde seçilmesi, yapılanmanın tüm bu hatalardan arınmış olarak ele alınması, yönetimlerin ve teşkilatların manipülasyonlardan uzak, grupların güdümüne girmeyecek bir yapıda oluşturulması oldukça kritik.

Süreci dikkatle izliyoruz. Mutlaka AK Parti genel merkezi ve AK Parti tabanı da aynı hassasiyetle takip ediyor. Bursa’da bir seçim yenilgisi var ve adaylardan saha çalışmalarına kadar yaşanan tüm sürecin sorumlularının belirlenmesi, hastalıklı yapıların ayıklanması, yeniden umut olacak bir şekilde partinin dizayn edilmesi önemli. AK Parti’nin yeniden yapılanması Bursa için de CHP belediyeleri içinde oldukça önemli. Doğru bir yapılanma ve doğru adımlar belediyelerin daha iyi denetlenmesine, işlerin doğru yürütülmesine ve belediyelerin çok daha iyi çalışmasına imkan sağlayacak. Muhalefette de hizmet edilebilir gerçeğini AK Parti doğru yapılanabilirse gösterme imkanına kavuşabilir.