SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

AK Parti neden suskun…

Yazının Giriş Tarihi: 04.02.2025 16:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.02.2025 16:41

Özellikle yerel seçimlerin ardından belkide süreç nedeniyle AK Parti Bursa’da sessizliğe büründü. Zaman zaman saman alevi gibi birkaç çıkış olsa da iktidar ağırlığını hissettiremediği gibi yerel muhalefette de oldukça zayıf bir görünüm sergiliyor.

Yerel seçimlerden sonra doğal olarak bir değişim dönüşüm süreci başlamıştı. Sınırlı seviyede kaldı o dönüşüm. Bu da AK Parti kadrolarının yeterince tecrübeli isimlerden oluştuğu anlamına geliyor. Burada başarı ya da başarısızlık değerlendirmesi yapmayacağız. Ancak kadroların yeterince tecrübeli olduğunun altını bir kez daha çizmekte yarar var.

Genel siyaseti bir kenara bırakırsak ortak payda Bursa açısından gerek kadrolar gerekse milletvekili bazında çok etkin bir mücadele olmadığını herkes görüyor. Bunu kongreler sürecinin yoğunluğu olarak değerlendirmek mümkün ancak en nihayetinde siyaset sadece parti içişlerinin sürdürülmesi değil, topluma verilen mesajlar ve millet adına yapılan mücadele olmak zorundadır.

Yıllardır ve özellikle son aylarda örneğin deprem hazırlıkları ya da önlemleri, hava ve çevre kirliliği, yangın, sel afet riskleri gibi birçok konu kamuoyu gündemine geliyor. Tartışmalar da yaşanıyor ancak yerel siyasi aktörlerin şehrin konularıyla çok da ilgili olmadıkları bu tartışmaların içerisinde olmamalarından anlaşılıyor.

Bursa siyaseten tek kale bir dönem yaşıyor. CHP tüm hatları ile sahada yer alırken, yerel muhalefet Cumhur İttifakı ise tüm hatları ile savunmada bile görünmüyor. Bunun bir nedeni olmalı. Milletinde beklentileri var ve genel iktidar ve yerelde ana muhalefet olan AK Parti’nin Bursa’da sessizliğe bürünmesinin bir siyaset tekniği olarak çok da doğru bir anlayış olmadığını ifade etmeliyiz.

Yıllardır Kestel ve İstanbul Caddesi Demirtaş bölgesinde zehir saçan fabrikaları gündeme taşıyoruz. Keza Bursalıların gözünün içine baka baka izinsiz ve ÇED olmadan kapasitesini 3’e katlayan, tüm Bursa’nın mevcudunun bile Kestel’den taşınması gerektiğinde ittifak ettiği Bursa Çimento, her şeye rağmen çalışmalarını ilerletiyor ve devlet kurumları gibi siyaset de buna sessiz kalıyor.

Fabrikalar bacalarından zehir kusuyor, kanser oranları artıyor ama ne yazık ki tınlayan yok. Büyükşehir Belediye Başkanı çıkıp İnegöl ve Kestel’de insanlar maske taksın, Nilüfer deresinden tarım alanlarının sulanması engellensin diyor ses yok. Oysa bu kontrolleri yapacak kamu kurumları bakanlıklara bağlı yani iktidarın bir anlamda görev alanı.

Bir tek milletvekiline İnegöl-Kestel’de yaşanan hava kirliliği ve buna bağlı insan yaşamını tehdit eden konularda, ne kuralları hiçe sayan Bursa Çimento konusunda ne de zehir akıp tarım topraklarını tarım ürünlerini dolayısıyla insan sağlığını tehdit eden Nilüfer Deresi ile ilgili tek satır konuşmuyor. Tek bir adım atmıyor.

İki gün sonra 6 Şubat. Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıldönümü. Çalışmalar hakkında, hazırlıklar, eksikler, yapılması gerekip yapılmayanlar ne varsa iki kelam etmiyor bile siyasiler. Altıparmak Çarşamba başta olmak üzere kentin birçok çöküntü bölgesi için uzmanlar acil önlem alınması gerektiğini söylerken ne iktidar ne muhalefet kanadı bir bakıma kılını bile kıpırdatmıyor.

Bütün Bursa’nın yükünü AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’ın sırtına vererek de sonuç almanın imkanı yok. AK Partili vekiller, her kademede seçilmiş ya da atanmış isimler, meclis üyeleri, belediye başkanları ve tabi adı büyük abiler… Kolayı yükü Gürkan’ın sırtına vermek ancak elini taşın altına koyan ne yazık ki yok gibi.

AK Partiye gönül vermiş, hayal kurmuş, umut bağlamış kitlelerin umutlarını köreltmek, heveslerini kırmakla nereye varılacağını hesap etmek de gerekli.

Şimdi iki örnekle AK Parti’nin bu savrukluktan biran önce kurtularak siyaset yapması gerektiğini, CHP belediyelerinin kamu kaynaklarını daha adil ve verimli kullanmalarını da sağlayacak muhalefet görevini yerine getirmesinin önündeki engelleri anlatmaya çalışayım.

AK Parti Bursa yönetimi eski belediye başkanlarının katılımıyla bir toplantı düzenliyor. Toplantıda meclis üyelerinin muhalefet yapmakta zayıf kaldıkları eleştirileri geliyor, bazı memnuniyetsizlikler de yönetim tarafından dillendiriliyor. Bunun üzerine söz alan Gürsu önceki dönem Belediye Başkanı Orhan Özcü, “Bir parti büyüğümüz ve eski bakanımızın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’le olan yakınlığı ortada. Partili ağabeyin tavrı ortadayken meclis üyelerimizin nasıl muhalefet yapabileceğini takdirinize sunuyorum” sözleri toplantı salonunda buz gibi bir gerçek olarak herkesin yüzüne çarpıyor.

Toplantının üzerinden çok geçmiyor. Geçtiğimiz haftalarda AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik ve kendisine yakınlığı ile bilinen geçmiş dönem milletvekillerinden birkaçı Bursa için güç birliği toplantısına katıldı. Üstelik AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’ın whatsapp grubunda katılmayı doğru bulmuyorum demesine rağmen. Yani çok etken bir arada ve bu etkenler birbirlerini aşağıya çekiyor.

Bursa’da AK Parti üzerinde vesayet kuran belli güçler var. Bursa bu güçlerin çekişmesi ve güç dengesi nedeniyle sıkıntı yaşıyor. AK Parti’nin bu süreci ve bu girdabı aşmasından başka çare görünmüyor. AK Parti bu girdaptan çıkamaz ve gerçek anlamda bilinen AK Parti’ye dönüşemezse bundan en fazla Bursa zarar görür. Bursa kaybeder.

Bugün kent yönetiminin bile güçlü bir AK Parti muhalefetine ihtiyacının olduğu ortada. Bu denklemde tüm yükün Davut Gürkan’a yüklenmesi ve herkesin bir kenara çekilmesinin doğru olmadığının altını bir kez daha çizmek gerek. AK Parti ile makam mevki ve yaşam konforu elde etmiş her ismin Gürkan’ın yüküne omuz vermesi şart…

Bir ayrıntı da yeni süreçte İl Gençlik Kolları ve İl Kadın Kollarına da büyük iş düşüyor. Özellikle Gençlik Kolları Başkanının Bursaspor’da da oldukça yoğun bir görevi olduğunu biliyoruz. Umuyoruz ki, bu yoğunluk siyasi süreçteki aktif olması gereken bir döneme girilirken siyasi çalışmalarını olumsuz yönde etkilemez.

Son olarak parti yöneticilerinin, vekillerin, meclis üyelerinin sosyal medyayı aktif kullanmamalarının sebebini anlamak da mümkün değil. Sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Davut Gürkan’ın paylaşımlarını yeniden paylaşarak siyaset yapılmaz. Yapılanları, yapılması gerekenleri, eleştiri ve övgüleri de kişilerin paylaşması, fikirlerini, propagandalarını ortaya koymaları gerekir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.