Yıl 1994... 
Yerel seçimlerde SHP Görükle belediye Başkanlığı için Hüseyin Akkuş’u aday gösteriyor. Akkuş, solculuk ve göçmenlik vurgusuyla seçimi kazanıyor. 1999’da partisi yine Akkuş’u aday gösteriyor ama başarısız bir yönetim sergileyen Akkuş, Anavatan Partisi’ne kaybediyor seçimi….
Aradan yıllar geçiyor ve Akkuş bu kez CHP İl Başkanlığı’na aday oluyor. Karşısında ise Osmangazi İlçe Başkanı İsmet Karaca var. 
Parti tabanı ehveni şer olarak Hüseyin Akkuş’tan yana tercihini kullanarak, onu il başkanlığı koltuğuna oturtuyor. Ve verilen bir taahhüt de var. Hiçbir yere aday olmayacak il başkanı. 
Oysa Akkuş’un hayallerini Nilüfer Belediye Başkanlığı süslüyor. İlk günden itibaren Bozbey’den o koltuğu almayı kafaya koyan Akkuş, Orhan Sarıbal’la birlikte kolları sıvıyor.
 İkilinin kurduğu oyun Akkuş’un Büyükşehir adaylığı ve Nilüfer’de de Akkuş’un aday olması. 
Nilüfer çantada keklik CHP adayı için.  

Sarıbal Ankara’da yoğun bir mücadele veriyor Mustafa Bozbey’in büyükşehir adayı olması için. Bozbey Büyükşehir’e aday olacak seçilemeyecek, Akkuş Nilüfer Belediye Başkanı olacak ve kurulan oyun başarıyla sonuçlanacak.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymuyor. Kılıçdaroğlu Bozbey’in büyükşehir adaylığı için ikna ediliyor. Ancak Bozbey, Nilüfer adayını belirlemek kaydı şartıyla bunu kabul ediyor. 
Oysa iki ay imza bile atmıyor Akkuş yönetim toplantılarında yasal süresinde istifa etmemesine rağmen. Aday olursa geriye dönük istifa işleme konulacak.
Turgay Erdem ismini veriyor Bozbey ve önce Erdem’in adaylığı ardından kendisinin adaylığı kesinleşiyor. Sarıbal-Akkuş ikilisinin hayalleri yıkılıyor. 
Bu kez seçim sürecinde iki grup savaş ediyor adeta. Genel merkezin gönderdiği paralar bile polemik oluyor. Bozbey ekibi İl Yönetimini, il yönetimi Bozbey ekibini tanımıyor.
 Sonuç olarak İstanbul, Ankara, Antalya ve Adana gibi büyük illeri kazanan CHP, hayallerini süsleyen Bursa’yı kaybediyor. 
Kavga seçimden sonra da daha hararetlenerek devam ediyor. Bozbey Akkuş’u Akkuş Bozbey’i suçluyor seçim yenilgisinden dolayı. 
Bozbey, il yönetimin çalışmadığın 600 sandığı boş bıraktığını, seçim için gelen paraları dahi geç verdiklerini ileri sürüyor her ortamda. Akkuş ise Bozbey ve ekibinin hataları nedeniyle seçimin kaybedildiğini kendilerinin dışlandığını ileri sürdü. 
Kavga böyle devam ederken bu kez kongre süreci başladı. Delege seçimlerinde yine Bozbey dışlanırken ilçe seçimlerinde de protokole alınmama, konuşturulmama gibi davranışlar Bozbey’i mağdur ederken Akkuş ve Sarıbal’ı da tepkilerin odağına oturttu. 
Kongre sürecinde Mustafakemalpaşa’da örneğin seçimin Akkuş taraftarları tarafından kazanılmasının ardından düzenlenen eğlencede Bozbey için Topal Mustafa denilerek dalga geçilmesine ve bunun kamuoyunda bilinmesine rağmen Akkuş herhangi bir işlem yapmadı. 

Delegeler sahada Bozbey’in mağdur olduğunu gördü ve hissetti. Üstüne üstlük 3 milletvekili ve CHP’nin eskilerinden bir grup delegeyi yok sayarak kendi aralarında Akkuş’u il başkanı seçmeye kalkınca da zaten örgütün tepkisini sonuna kadar alan Akkuş ve Sarıbal için hezimet kaçınılmaz olmuştu. 
Ve akıl almaz bir hata da kongre salonunda geldi. Mustafa Bozbey, protokole alınmadı ve tribüne gitmek zorunda kaldı. 
Oysa seçilecek il başkanı Bozbey’le iyi geçinsin diye talimat vermişti Kılıçdaroğlu. Ve o partinin büyükşehir belediye başkan adayı, 4 dönem belediye başkanlığı yapan bir isim nezaketen bu muamele ile karşı karşıya bırakılınca, salonda mağduriyet bir kez daha delegenin gözüne sokuldu. 
Kaybetmek için her şeyi yapan, oturduğu hiçbir makamı dolduramayan ve sözlerinin arkasında asla durmayan Akkuş, örgütle değil de partinin ağır abileriyle seçileceğini sanınca kongrede partinin sokak çocukları ağır bir ders verdi kendisine. 
Hüseyin Akkuş, Orhan Sarıbal, Erkan Aydın ve Yüksel Özkan başta olmak üzere o ekip yerle yeksan oldu kongrede. 
3 milletvekili ve birkaç parti eskisiyle Bursa’nın hakimi olduklarını sanmaları affedilmez bir hataydı ve yılların siyasetçisi İsmet Karaca bunu kaçırmadı. Doğru bir süreç yürüterek iki yıl önceki kongrenin rövanşını eze eze aldı. 
Erkan Aydın, dağ yöresinde onca baskısına rağmen sadece iki oy getirebildi örneğin. Oyların 13’ü Karaca’ya 5’i de Erol Gülmez’e gitti. 
Hasılı Hüseyin Akkuş, ne iyi bir siyasetçi ne iyi bir oyun kurucu. Ona güvenenleri de her defasında hayal kırıklığına uğratan bir isim olarak tarihin tozlu raflarında yerini aldı. 
Kazandığı kongrede İsmet karaca kendisini kucaklayıp tebrik etmişti. Demokratlıktan sosyal demokrasiden solculuktan dem vuran Akkuş ise kaybedince vekilleriyle birlikte salonu terk etti. Meşhur meyhaneye geçip yenilginin efkarını dağıtmayı tercih ettiler. 
İsmet Karaca, bir kez daha iyi bir siyasetçi olduğunu gösterdi. Geriden başladığı seçimi 60 oy farkla kazandı. 
Mustafa Bozbey delegenin tercihi ile onure edildi. Seçim yenilgisinin faturası Akkuş, Sarıbal, Aydın ve Özkan’la onları tutanlara kesildi delege tarafından… Bozbey siyasette yerini korurken Akkuş ve tayfası için yolun sonu geldi. 
Hüseyin Akkuş kötü bir siyasetçi olarak yanındakileri de alarak siyasetin dışına itildi delege tarafından. 
Ve İsmet Karaca…
Sıfır bir sayfa açarak yola çıkıyor. Bakalım Bursa siyasetine bir enerji mi katacak yoksa o da parti içinde mi kalacak. Bursa’ya katkı koymayı kentin süreçlerini takip etmeyi mi yoksa delege ve örgüte oynasam yeter mi diyecek?