Belediye başkanının birinci görevi millete hizmet etmekken o göreve geldiği günden beri yandaşlarını candaşlarını kayırmak için çalışıyor. 
Verdiği tek sözü bile tutmamasına rağmen candaş başının cilalaya cilalaya bir hal olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan söz ediyoruz. 
Hayaller “Her aileye 500 TL dağıtacağız, her aileye her gün 1 litre süt vereceğiz, her aileye erzak yardımı yapacağız. Her şey güzel olacak” diye sıralanırken, İstanbul şimdi 2 ekmek bir Sözcü Gazetesi ile sınanıyor. 
Devletin maske dağıtımı, cumhurbaşkanının 65 yaş ve üstü büyüklerimize gönderdiği kolonya ve maske paketleri, belediyelerin yardımları bu çamur medyası tarafından sabahtan akşama sorgulanırken, yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin rezillikleri gözden kaçırılmak isteniyor. 
Türkiye’de 31 kentimiz hafta sonu sokağa çıkma yasağı ile geçirdi. Bu süreçte devletim tüm imkanları vatandaşlar için seferber edildi. 
Yerel yönetimler de ellerinden geleni yaptı ancak istisnalar kaideyi bozmak kaydıyla CHP’li belediyeler yine bildiğiniz gibi.
İBB, bulduğu her konuyu istismar etmekte adeta master yapıyor. 
Sağlık çalışanları için otobüs kaldıramayan ve sefer düzenlemeyen İBB,  Sözcü Gazetesi için dağıtım ordusu kuruyor. İspark Büfelerinde Sözcü dağıtıyor. Sözcü diğer gazetelerin dağıtım sorunu yaşadığı bir dönemde fazla gazete basarak İBB’ye sokak sokak dağıttırıyor. 
Öyle bir büyük yalanla da başlattılar ki işi polis ekmek dağıttırmıyor diye dünyayı ayağa kaldırdılar. Oysa devlet yasalar içinde hiçbir belediye ya da kuruluşa müdahale etmiyordu. Üstelik devlet ekmek dağıtılsın diye talimat vermişken. 
Sonra anladık ki dertleri başkaymış. İki ekmek bir sözcü imiş bunların destekten anladığı yardımdan anladığı. Prototip erzak paketlerinin arkasından Sözcü’yü dağıtmak çıktı iyi mi bakın şu işe. 
Daha önemlisi şu… İBB Sözcü’ye bu destekle birlikte ne kadar kaynak aktarıyor? Gazeteleri para ile mi satın alıyor İBB, yoksa Sözcü ücretsiz mi teslim ediyor? Diğer gazeteler Örneğin Sabah, Akit, Takvim de gazete verseler İBB bunları da dağıtır mı?

Eğer tüm gazeteler için bu organizasyonu yapsaydı İBB, hepimiz alkışlardık. 
Başka belediyeler de gazete dağıtıyor ve özellikle yerel gazetelerin vatandaşlara ulaşmasını sağlıyor. Ancak ayırmadan kayırmadan. Öyle İBB gibi Sözcü ve Korkusuz gibi iki yandaş yayınla sınırlı tutmuyor. 
Her söze 16 milyon İstanbullunun başkanıyım diye başlayan İmamoğlu, icraata gelince sadece yandaşları sadece kendinden olanları görüyor.  Öyle ki İstanbul sadece Sözcü ve Korkusuz okuyanların Foks ve Halk TV seyredenlerin kenti sanırsın. 
Yazık ki ne yazık!
Türkiye’nin en büyük dünyanın sayılı kentlerinden biri olan İstanbul, bu köhne bu geri kalmış bu ideolojik saplantılar içindeki bir kısım yandaşın elinde ziyan olmuyor. 
Ve bu duruma o kendini çağdaş sayan, o kendini ilerici diye sıfatlayan sözde aydın özde gerici kesim tek kelime etmiyor. Bir düşünün bir yıl önce aydı durum yaşansa ve AK Parti yönetimindeki İBB, Sabah ve Akit Gazetelerini dağıtsa ülke gündemi ne hale gelirdi. Bunlar nasıl kızılca kıyamet koparırdı. Ama şimdi sesleri çıkmıyor. 
Buyurun İBB’nni mega hizmeti iki ekmek bir Sözcü…

Belediye başkanı mı pavyon kabadayısı mı?

Tüm ülke bir salgınla mücadele ediyor. Ülkenin dört yanında belediyeler, kamu, vatandaşlar yardımlaşma ve dayanışma için seferber.
Ama her nedense kusura bakmasın CHP’li dostlar ama bazı CHP belediyeleri ısrarla bu süreçte siyaset yapmayı, o tozlanmış beyinlerindeki ideolojik saplantıları ile ayırmaya kayırmaya devam ediyor. 
Muhakkak ki belki diğer siyasi partilerde de vardır benzer davranışlar ama CHP belediyelerinde sayı fazla olduğundan olacak çok göze batıyorlar. 
Adı Faruk Demir…
1963 Ardahan Hanak doğumlu. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Şan bölümü mezunu. 1987 yılında TRT'nin açmış olduğu yetişmiş ses sanatçısı sınavında başarılı olarak Türk Halk Müziği ses sanatçısı unvanıyla TRT'de çalışmaya başladı ve 1999 yılına kadar bu kurumda görev yaptı. 
TRT ekranlarında Kuşaktan Kuşağa, Yüreğimizin Dili Türkülerimiz, Türküye Merhaba gibi çeşitli Türk Halk Müziği programlarında sunuculuk ve danışmanlık yaptı. Aynı yıllarda, kendi bestelerinin de yer aldığı Güneşim Ol ve Ardahan'ın Yollarında isimli iki albüm çıkardı.
Demir, 1999 yılında DSP'den milletvekili adayı oldu ve 21.dönem Ardahan Milletvekili olarak parlamentoya girdi. Parlamentoda İnsan Hakları Komisyonu üyeliği TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığı ve Türkiye-Singapur Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanlıkları yaptı.
Ve bu arkadaş şimdi Ardahan Belediye Başkanı. CHP adayı olarak girdiği seçime kazanarak belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. 
Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra Ardahan halkının belediye başkanı olduğunu unuttu. Sadece kendisine oy verenlerin başkanı olduğunu sanıyor kendisi. 
Öyle ki kendisine oy verilmediğini söylediği mahalle muhtarına sahtekâr deyip bunu da video kayıtla yayınlayacak kadar gözleri dönmüş bir şekilde. 
Şehrin ortasında Yeni Mahalle ile Kaptanpaşa Mahallesi arasında yer alan Alabalık deresinin temizlik çalışmasını canlı yayınlayan Demir, Yeni Mahalle Muhtarı Murat Atacan'ı överken, kendisini bazı konularda sosyal medyada eleştiren Atatürk Mahallesi Muhtarı İbrahim Özer'i sahtekar olmakla itham etti.
Bir muhtarı açık açık sahtekarlıkla suçlayan ve vatandaşlara hedef gösteren Demir, utanmadan ve sıkılmadan bunu yayınladı. 
CHP’li Başkan Demir video da, "İşte görüyorsunuz Alabalık deresini temizliyoruz. Yeni Mahalle Muhtarı yanımızda. Ardahanlılar bu çalışmalar hep bu muhtar sayesinde oluyor. Bu muhtarın kıymetini bilin. O bir tane Atatürk Mahallesi muhtarı var ha bire politika yapıyor. Burada canlı yayın yapıyorum kayıtlara geçsin. Ona bundan sonra zırnık yok. Benim sahtekar adamlarla işim olmaz. Önce adam olacak. Politika yapacaksan şimdi yapma, seçim zamanı geldiğinde yaparsın. Şimdi seçim bitmiş artık herkes işine bakacak" dedi.
Şimdi hükümet siyaset yapma seçim zamanı yap adam ol da gel? Bir belediye başkanının ağzına ve makamına yakışmayan pavyon kabadayısı üslubuyla dolana bu adama umarız İçişleri Bakanlığı gereken ayarı verir. 
Milletin parasını millet için kullanmak amacıyla oturduğun koltukta milletin parasıyla millete kabadayılık yapamazsın. Yaparsan bu devlet sana gereken dersi verir. Seçim günü geldiğinde de halk zaten gereğini yapar. 
Allah bu yobazlardan milletimizi korusun. 

--------------