Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yönettiği Bursa Büyükşehir Belediye Meclis 2024-2029 dönemi ilk toplantısını geçtiğimiz hafta Cumartesi günü gerçekleştirdi. Meclis’te oldukça büyük bir değişim olması, dahası 47 yıl sonra CHP’li bir ismin Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla meclisi yönetmesi nedeniyle oldukça heyecanlı bir gün geçirdi Büyükşehir Belediye Meclis Salonu.
Birkaç saçma aksamanın dışında ilk meclis olması münasebetiyle de çok bir atraksiyon olmadı. İki önemli karar ise oy birliğiyle meclisten geçti. Bunlardan birincisi Mustafa Bozbey’in seçim dönemindeki vaadi olan Buski faturalarından yüzde 25 indirim, diğeri ise tabelaların Türkçeleştirilmesi. Öncelikle meclis çoğunluğunu elinde bulunduran Cumhur İttifakı’nın sudaki indirime bir hamle ile oranın yükseltilmesine yönelik bir hamle yapma olasılığıydı. Ancak bu hamle gelmedi. Böylece indirim Bozbey’in vaadi oranında gerçekleşti.
Türkçe tabela konusu ise biraz açılması gereken bir konu. Öncelikle Türkçe’den kastın Latin harfleri mi yoksa Türkçe Lugat mı olduğunun netleşmesi oldukça önemli. Beynelmilel markaların kapsam dışı olduğunu söylemeye gerek yok. Ancak beynelmilel markalar dışında kalanlar (ki bunların büyük bölümü esnaf tabelası doğal olarak) Türkçe isim mi alacaklar yoksa verdikleri ismi Latin alfabesiyle mi yazacaklar? Türkçe bizim vatanımızın ötesinde vatanımız. Varlığımızın ve var oluşumuzun en temel göstergesi, milletimizin varlık simgesi.
Dolayısıyla sadece Latin alfabesi ile tabelaların yazılmasının Türkçe açısından bir ehemmiyeti olmaz. Sadece Latin alfabesi üzerinden yapılacak bir uygulama başka bir tartışmayı da beraberinde getirir ki bu hiç doğru olmayacak bir alana doğru ilerler.
Sadece Arap Alfabesi’ne yönelik uygulanacak bir yasak her ne kadar Suriyeli sığınmacıların yoğunluğu nedeniyle yaşanan tartışmalarla sınırlı kalmayarak, bu kez İslam düşmanlığı tartışmalarını da beraberinde getirebilir.
MHP önceki dönem Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Sözcüsü İhsan Bilgili, 2017 yılında Türkçe tabela ile ilgili Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı bir karar olduğunu, yeni kararın da bunu desteklediğini aktardı. Burada uygulama ile ilgili dirayet gösterilmesinin çok daha önemli olduğuna işaret eden Bilgili’nin bir uyarısı daha var ki bu yabancı tabeladan çok daha önemli.
Türkçe’nin yozlaşmasına ve yozlaştırılmasına yol açan kelimelerin tahrip edilerek kullanılması. Paşa yerine Pasha, Simitçi yerine Simit’s, başka kelimesinin bashca gibi kullanılmasına da müsaade edilmemesi gerektiği vurgusu önemli. Türkçemizi korumak hepimizin birincil görevleri arasında olmak durumunda. Bu bir milli hassasiyet olarak ortaya konulmak durumunda.
Bu kapsamda Mustafa Bozbey ve Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı karar olumlu ancak içeriğinin kamuoyuna net bir şekilde aktarılması şart. Meselenin sadece Suriyeli sığınmacılar üzerinden Arapça tabelalarla sınırlandırılması da yanlış olur. Tabelalarda Türkçe kelimelerin doğru bir şekilde, deforme etmeden kullanılması büyük önem taşıyor.
Sadece Arap Alfabesi’ne yasak konulması ise yukarıda da söylediğim gibi Arap alfabesini aşarak inançların tartışılmasını beraberinde getirebilir ki, Mustafa Bozbey’in böyle bir düşüncesi olduğunu asla düşünmüyorum.
Sonuç olarak belediyeler el değiştirdiğinde yeni gelen yönetimler kamuoyunun beklentilerine yanıt verebilmeleri için ellerinin altında olan bu tür konularda hızlıca karar alarak beklentilere yanıt vermenin gayretine girerler ve bu da normaldir. Yeni belediye başkanlarının kadrolarını oluşturmaları ve kadrolarıyla işe başlamalarının ardından asıl beklentilere cevap verip veremeyeceklerine bakılabilir.
Bu aşamada Mustafa Bozbey, kamuoyunun tatmin olabileceği iki güncel adımı attı. Bursaspor üzerinden de kamuoyunu tutma çalışmaları sürüyor. Her ne kadar Bursaspor, mayınlı bir arazi durumunda olsa da kent yöneticilerinin taraftarı ve şehir gönüllülerini tutabilmeleri için bu alanlara da el atmaları kaçınılmaz.
Son olarak tekrar meclis yapısına gelecek olursak…
AK Parti’nin Oktay Yılmaz’ın sırtına yüklediği grup sözcülüğü görevini bir an önce başka bir isme aktarması yerinde olacaktır. Oktay Yılmaz oldukça hacimli bir ilçenin AK Parti’nin Bursa’daki en büyük belediyesinin başkanı. Büyükşehir’de çatışma ortamında olmasının ne Bursa’ya ne de Yıldırım’a bir faydası olmaz. AK Parti’de bu görevi yürütecek birçok meclis üyesi var ve bunlardan birinin taşın altına elini koyması sağlanmalı. Bursa’nın bütün yükü Oktay Yılmaz’a yüklenmemeli.
CHP Grup Sözcüsü Yücel Akbulut da ilk meclis toplantısında gayet iyi bir sınav verdi. Ha keza MHP ve İYİ Parti sözcüleri de Bursa’nın meclisine yakışır bir tavırla tamamladılar ilk oturumu. Dileriz çatışma olmadan Bursa’ya en fazla hizmet sağlayan meclis olurlar.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Alpaslan Yıldız
Bozbey ve Türkçe tabela meselesi
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yönettiği Bursa Büyükşehir Belediye Meclis 2024-2029 dönemi ilk toplantısını geçtiğimiz hafta Cumartesi günü gerçekleştirdi. Meclis’te oldukça büyük bir değişim olması, dahası 47 yıl sonra CHP’li bir ismin Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla meclisi yönetmesi nedeniyle oldukça heyecanlı bir gün geçirdi Büyükşehir Belediye Meclis Salonu.
Birkaç saçma aksamanın dışında ilk meclis olması münasebetiyle de çok bir atraksiyon olmadı. İki önemli karar ise oy birliğiyle meclisten geçti. Bunlardan birincisi Mustafa Bozbey’in seçim dönemindeki vaadi olan Buski faturalarından yüzde 25 indirim, diğeri ise tabelaların Türkçeleştirilmesi. Öncelikle meclis çoğunluğunu elinde bulunduran Cumhur İttifakı’nın sudaki indirime bir hamle ile oranın yükseltilmesine yönelik bir hamle yapma olasılığıydı. Ancak bu hamle gelmedi. Böylece indirim Bozbey’in vaadi oranında gerçekleşti.
Türkçe tabela konusu ise biraz açılması gereken bir konu. Öncelikle Türkçe’den kastın Latin harfleri mi yoksa Türkçe Lugat mı olduğunun netleşmesi oldukça önemli. Beynelmilel markaların kapsam dışı olduğunu söylemeye gerek yok. Ancak beynelmilel markalar dışında kalanlar (ki bunların büyük bölümü esnaf tabelası doğal olarak) Türkçe isim mi alacaklar yoksa verdikleri ismi Latin alfabesiyle mi yazacaklar? Türkçe bizim vatanımızın ötesinde vatanımız. Varlığımızın ve var oluşumuzun en temel göstergesi, milletimizin varlık simgesi.
Dolayısıyla sadece Latin alfabesi ile tabelaların yazılmasının Türkçe açısından bir ehemmiyeti olmaz. Sadece Latin alfabesi üzerinden yapılacak bir uygulama başka bir tartışmayı da beraberinde getirir ki bu hiç doğru olmayacak bir alana doğru ilerler.
Sadece Arap Alfabesi’ne yönelik uygulanacak bir yasak her ne kadar Suriyeli sığınmacıların yoğunluğu nedeniyle yaşanan tartışmalarla sınırlı kalmayarak, bu kez İslam düşmanlığı tartışmalarını da beraberinde getirebilir.
MHP önceki dönem Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Sözcüsü İhsan Bilgili, 2017 yılında Türkçe tabela ile ilgili Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı bir karar olduğunu, yeni kararın da bunu desteklediğini aktardı. Burada uygulama ile ilgili dirayet gösterilmesinin çok daha önemli olduğuna işaret eden Bilgili’nin bir uyarısı daha var ki bu yabancı tabeladan çok daha önemli.
Türkçe’nin yozlaşmasına ve yozlaştırılmasına yol açan kelimelerin tahrip edilerek kullanılması. Paşa yerine Pasha, Simitçi yerine Simit’s, başka kelimesinin bashca gibi kullanılmasına da müsaade edilmemesi gerektiği vurgusu önemli. Türkçemizi korumak hepimizin birincil görevleri arasında olmak durumunda. Bu bir milli hassasiyet olarak ortaya konulmak durumunda.
Bu kapsamda Mustafa Bozbey ve Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı karar olumlu ancak içeriğinin kamuoyuna net bir şekilde aktarılması şart. Meselenin sadece Suriyeli sığınmacılar üzerinden Arapça tabelalarla sınırlandırılması da yanlış olur. Tabelalarda Türkçe kelimelerin doğru bir şekilde, deforme etmeden kullanılması büyük önem taşıyor.
Sadece Arap Alfabesi’ne yasak konulması ise yukarıda da söylediğim gibi Arap alfabesini aşarak inançların tartışılmasını beraberinde getirebilir ki, Mustafa Bozbey’in böyle bir düşüncesi olduğunu asla düşünmüyorum.
Sonuç olarak belediyeler el değiştirdiğinde yeni gelen yönetimler kamuoyunun beklentilerine yanıt verebilmeleri için ellerinin altında olan bu tür konularda hızlıca karar alarak beklentilere yanıt vermenin gayretine girerler ve bu da normaldir. Yeni belediye başkanlarının kadrolarını oluşturmaları ve kadrolarıyla işe başlamalarının ardından asıl beklentilere cevap verip veremeyeceklerine bakılabilir.
Bu aşamada Mustafa Bozbey, kamuoyunun tatmin olabileceği iki güncel adımı attı. Bursaspor üzerinden de kamuoyunu tutma çalışmaları sürüyor. Her ne kadar Bursaspor, mayınlı bir arazi durumunda olsa da kent yöneticilerinin taraftarı ve şehir gönüllülerini tutabilmeleri için bu alanlara da el atmaları kaçınılmaz.
Son olarak tekrar meclis yapısına gelecek olursak…
AK Parti’nin Oktay Yılmaz’ın sırtına yüklediği grup sözcülüğü görevini bir an önce başka bir isme aktarması yerinde olacaktır. Oktay Yılmaz oldukça hacimli bir ilçenin AK Parti’nin Bursa’daki en büyük belediyesinin başkanı. Büyükşehir’de çatışma ortamında olmasının ne Bursa’ya ne de Yıldırım’a bir faydası olmaz. AK Parti’de bu görevi yürütecek birçok meclis üyesi var ve bunlardan birinin taşın altına elini koyması sağlanmalı. Bursa’nın bütün yükü Oktay Yılmaz’a yüklenmemeli.
CHP Grup Sözcüsü Yücel Akbulut da ilk meclis toplantısında gayet iyi bir sınav verdi. Ha keza MHP ve İYİ Parti sözcüleri de Bursa’nın meclisine yakışır bir tavırla tamamladılar ilk oturumu. Dileriz çatışma olmadan Bursa’ya en fazla hizmet sağlayan meclis olurlar.