Bugün 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıldönümü. Doğal olarak da konuşmalar ve etkinlikler de bunun üzerine yapılıyor. Peşinen söylemekte yarar var tamamına yakını hamaset içerikli işler bunlar. Tehlike varsa seferberlik halinde o konu üzerinde adım atmak, tehlikesiz hale getirmek gerekir, nutuk atıp sergi açmak değil.
Depremlerin yıldönümün bir gün kala tabi MHP Nilüfer İlçe Başkanlığı muhtarlar toplantısı düzenledi. Nilüfer Belediyesi’nin bütçesi ve Nilüfer yönetimi üzerine ağırlıklı olarak. Bursa’da muhalefet adına doğruyu yapan ve adeta ilçe başkanlığı dersi veren, örnek çalışmalara imza atarak siyasetin nasıl doğru yapılacağını gösteren MHP Nilüfer İlçe Başkanı Levent Karakoç, tane tane anlattı konuşmasında hem Nilüfer’i hem de doğruları.
Gün depremin gündemi olduğu için oradan başlayalım. Hani yıllardır dirençli şehirler, kentsel dönüşüm, kaçak yapılaşmanın önlenmesi, bilimsel yaklaşımlar falan dillere sakız olmuş durumda da bunun sadece lafta olduğunu gözler önüne serdi Karakoç, Nilüfer Belediyesi’nin 2025 yılı bütçesi olan 9 milyon 200 milyon liradan 7 milyon lira ayrılmış Afet İşleri Müdürlüğü’ne iyi mi? Belediye binasının boyası yapılmaz o parayla. Ama buna karşılık belediye başkanının kullanımı için Özel Kalem Müdürlüğü’ne 57 milyon lira ayrılmış. Çay kahve, yemek, kuruyemiş alıp başkanın konforunu sağlamak için. Tiyatro için ayrılan para 85 milyon lira…
Nilüfer kirli ittifakların rant havuzları kurduğu, rant için kenti ve insanlığı yok saydığı bir bölge. Biz bugün depremi konuşuyoruz ya! Bugün bu dakikada bile Nilüfer’in dört bir yanında kaçak binalar yükselmeye devam ediyor. Nilüfer’in nasıl katledildiğini, nasıl yeşil Nilüfer’den beton Nilüfer’e dönüştüğünü de anlattı Karakoç örnekle.
Ataevler Mahallesi’nde kentsel dönüşüm adı altında gerçekleştirilen rantsal dönüşümle iç içe birbirine çok yakın binalar inşa edildiğini, emsal artışları ile yoğunluğun zirveye çıktığını anlatan Karakoç, bölgede nüfusun 4’e katlandığını, bu nüfusa altyapı ve üst yapının yetmeyeceğini, önümüzdeki süreçte bölgede büyük sorunlar yaşanacağını aktardı. Hepimizin ama özellikle kamunun ve devletin gözünün içine bakarak yapıldı ve herkes izledi bu durumu ne yazık ki.
Karakoç, Ataevler 23 Nisan gibi mahallelerde biranda 4 misline çıkan nüfusun çok daha kritik bir sorunu da beraberinde getireceği uyarısını yaptı. Güvenlik. Bu bölgelerde güvenlik sorunu çıkabileceğini dile getirek şimdiden uyaran Karakoç, hormonlu yapılarla bölge insanının huzurlu yaşamının da tehdit altına sokulduğunu kaydetti.
Nilüfer gerçekten sorun, suç ve kirli ittifak sorunu nedeniyle her geçen gün daha dramatik bir sürece doğru gidiyor. Bakmayın öyle çağdaş Nilüfer sloganlarına. 3-5 kafe ile 3-5 restoran ile, özel güvenlik duvarları örülmüş ve belli kesimin kendini güvenli alanlara hapsettiği sitelerle çağdaş olunmaz. Gelişmiş de olunmaz.
Levent Karakoç’a dönersek….
Belki de Bursa kamuoyunda en fazla tartışılması ve mutlak suretle izahının yapılması gereken bir konuya daha değindi. Sık sık da bu konuyu hatırlatıyor duyan olmasa da. Nilüfer Belediyesi’ni Şadi Özdemir devraldığında 1 milyar liranın biraz üzerinde olan borç 2 ay sonra 1 milyar 400 milyon lira ve yıl bittiğinde ise 2 milyar 300 milyon liraya çıktı. Belediyenin resmi rakamları bunlar.
Karakoç, vahameti şu sözlerle ortaya koydu; “Başkan mazbatasını aldığı andan itibaren borç miktarı 1 milyarın üzerindeydi. 2 ay sonrasında borç miktarı 1 milyar 400 milyona çıktı. Yılı bitirdik ve borcu tekrar sorduk. 2 milyar 300 milyon lira borcu var. 300 milyonu uzun vadeli borç. 2 milyar lirası ise kısa vadeli borç. Yani bütçenin yüzde 20-30’u bu borçların ödenmesine gidecek. Ayrıca 2025 bütçesinde yer alan 1 milyar 520 milyon TL bağış kalemi bulunuyor. Buradan soruyoruz 'Kim, neden neyin karşılığında belediyeye bağışta bulunacak. Bunların kamuoyuna açıklamasını istiyoruz. Nilüfer'in yararına olacak bütün konularda kim bir adım atıyorsa biz yanında olacağız. Nilüfer'in yararına olmayan hiçbir konuda da yanlarında olmayacağız.”
Nilüfer deyince akla ne yazık ki rant ve kirli ittifaklar geliyor. Levent Karakoç’un toplantısından sadece 5 saat sonra Nilüfer Belediye Meclisi toplantısı yapıldı. Gazeteci arkadaşım Mustafa Özdal, meclis toplantısını izleyerek köşesine taşıdı. Oradan alıntılarla devam edelim. CHP Grup sözcüsünün 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde iktidar partisini hedef alan açıklamalarının ardından söz alan AK Parti Grup Sözcüsü, ibretlik bir konuşma ile kirli ittifak ve rant baronlarının perişan ettiği Nilüfer’i özetledi adeta.
Hormonlu imarları hatırlatan ve Nilüfer’de asrın yolsuzluklarının yaşandığını anlatan Şahin Biba, “Böyle devam ederseniz, gelecek meclislere dosyalarımızla geleceğiz. Bir projede 300 daire yerine 450 daire yapılmış. Nilüfer’de asrın yolsuzluğu yapıldı. İstediğiniz her yere Nilüfer yazın, karşınıza rant çıkar” ifadelerini kullandı.
Burada önemli bir noktanın da altını çizerek devam edelim. İlk defa AK Partili bir isim ve dahası seçilmiş bir isim açık açık Nilüfer’deki rant baronlarını ve kirli ittifakı ağzına alarak, nitelikli bir muhalefet söylemi ile ortaya çıktı. Malum Nilüfer’deki rant ittifakının merkezinde CHP’li yönetimin yanı sıra AK Partili müteahhitler ve partili büyüklerin de sık sık adı geçiyor. Hatta AK Partili ağabeylerin imar yolsuzlukları, rant şebekelerinin suçları vs konularında kent yöneticilerini koruduğu iddiası da kent gündeminde zaman zaman konuşuluyor.
Biraz kamuoyunun baskısı artmaya başladı AK Parti üzerinde. Ve cesur söylemleri ve çıkışları ile Nilüfer siyasetini zorlayan MHP Nilüfer İlçe Başkanı Levent Karakoç’un gözü kara duruşu, AK Parti yönetimini de zorlamaya başladı Bursa’da. Toplumdaki muhalefet yapılmamasına yönelik hoşnutsuzluk ve ortaya saçılan rant rezillikleri öyle bir noktaya geldi ki AK Parti isteyerek mi yoksa zorda kaldığı için mi bilinmez muhalefet etme eğilimine girdi. Buna da şükür.
Bu noktadan sonra kamuoyunun da siyaset alanının da beklentisi, Nilüfer’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması gerektiği yönünde olacaktır. Gerek siyasiler gerek milletvekilleri gerek STK’ların artık bu gidişe dur demek için gerek tepki koyarak gerekse kanunu kuralı işleterek bu kirli düzenden biran önce ilçenin çıkışını sağlama görevleri var. Levent Karakoç’un ateşlediği 5 yıldır istikrarla sürdürdüğü, Şahin Biba’nın yürekli çıkışıyla desteklediği bu düzeni yıkmanın ve sorumluluklarını kim olursa olsun cezalandırmanın zamanı çoktan gelmişti. Artık Nilüfer Bursa’nın gündemi olmak zorunda ve gereken adımlar da atılmak zorunda.
Her kim kanunsuzluğu yapmış, göz yummuş ya da destek olmuşsa onlar için kanun kural ve hukuk eşitletilerek, en azından bundan sonrası için Nilüfer’e bir umut ışığı oluşturmak oldukça önemli. Bunlar mı sadece değil tabiki… Nilüfer önümüzdeki süreçte çok daha fazla gündeme gelecek ve tartışılacak…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Bursa’nın Nilüfer diye bir sorunu var!
Bugün 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıldönümü. Doğal olarak da konuşmalar ve etkinlikler de bunun üzerine yapılıyor. Peşinen söylemekte yarar var tamamına yakını hamaset içerikli işler bunlar. Tehlike varsa seferberlik halinde o konu üzerinde adım atmak, tehlikesiz hale getirmek gerekir, nutuk atıp sergi açmak değil.
Depremlerin yıldönümün bir gün kala tabi MHP Nilüfer İlçe Başkanlığı muhtarlar toplantısı düzenledi. Nilüfer Belediyesi’nin bütçesi ve Nilüfer yönetimi üzerine ağırlıklı olarak. Bursa’da muhalefet adına doğruyu yapan ve adeta ilçe başkanlığı dersi veren, örnek çalışmalara imza atarak siyasetin nasıl doğru yapılacağını gösteren MHP Nilüfer İlçe Başkanı Levent Karakoç, tane tane anlattı konuşmasında hem Nilüfer’i hem de doğruları.
Gün depremin gündemi olduğu için oradan başlayalım. Hani yıllardır dirençli şehirler, kentsel dönüşüm, kaçak yapılaşmanın önlenmesi, bilimsel yaklaşımlar falan dillere sakız olmuş durumda da bunun sadece lafta olduğunu gözler önüne serdi Karakoç, Nilüfer Belediyesi’nin 2025 yılı bütçesi olan 9 milyon 200 milyon liradan 7 milyon lira ayrılmış Afet İşleri Müdürlüğü’ne iyi mi? Belediye binasının boyası yapılmaz o parayla. Ama buna karşılık belediye başkanının kullanımı için Özel Kalem Müdürlüğü’ne 57 milyon lira ayrılmış. Çay kahve, yemek, kuruyemiş alıp başkanın konforunu sağlamak için. Tiyatro için ayrılan para 85 milyon lira…
Nilüfer kirli ittifakların rant havuzları kurduğu, rant için kenti ve insanlığı yok saydığı bir bölge. Biz bugün depremi konuşuyoruz ya! Bugün bu dakikada bile Nilüfer’in dört bir yanında kaçak binalar yükselmeye devam ediyor. Nilüfer’in nasıl katledildiğini, nasıl yeşil Nilüfer’den beton Nilüfer’e dönüştüğünü de anlattı Karakoç örnekle.
Ataevler Mahallesi’nde kentsel dönüşüm adı altında gerçekleştirilen rantsal dönüşümle iç içe birbirine çok yakın binalar inşa edildiğini, emsal artışları ile yoğunluğun zirveye çıktığını anlatan Karakoç, bölgede nüfusun 4’e katlandığını, bu nüfusa altyapı ve üst yapının yetmeyeceğini, önümüzdeki süreçte bölgede büyük sorunlar yaşanacağını aktardı. Hepimizin ama özellikle kamunun ve devletin gözünün içine bakarak yapıldı ve herkes izledi bu durumu ne yazık ki.
Karakoç, Ataevler 23 Nisan gibi mahallelerde biranda 4 misline çıkan nüfusun çok daha kritik bir sorunu da beraberinde getireceği uyarısını yaptı. Güvenlik. Bu bölgelerde güvenlik sorunu çıkabileceğini dile getirek şimdiden uyaran Karakoç, hormonlu yapılarla bölge insanının huzurlu yaşamının da tehdit altına sokulduğunu kaydetti.
Nilüfer gerçekten sorun, suç ve kirli ittifak sorunu nedeniyle her geçen gün daha dramatik bir sürece doğru gidiyor. Bakmayın öyle çağdaş Nilüfer sloganlarına. 3-5 kafe ile 3-5 restoran ile, özel güvenlik duvarları örülmüş ve belli kesimin kendini güvenli alanlara hapsettiği sitelerle çağdaş olunmaz. Gelişmiş de olunmaz.
Levent Karakoç’a dönersek….
Belki de Bursa kamuoyunda en fazla tartışılması ve mutlak suretle izahının yapılması gereken bir konuya daha değindi. Sık sık da bu konuyu hatırlatıyor duyan olmasa da. Nilüfer Belediyesi’ni Şadi Özdemir devraldığında 1 milyar liranın biraz üzerinde olan borç 2 ay sonra 1 milyar 400 milyon lira ve yıl bittiğinde ise 2 milyar 300 milyon liraya çıktı. Belediyenin resmi rakamları bunlar.
Karakoç, vahameti şu sözlerle ortaya koydu; “Başkan mazbatasını aldığı andan itibaren borç miktarı 1 milyarın üzerindeydi. 2 ay sonrasında borç miktarı 1 milyar 400 milyona çıktı. Yılı bitirdik ve borcu tekrar sorduk. 2 milyar 300 milyon lira borcu var. 300 milyonu uzun vadeli borç. 2 milyar lirası ise kısa vadeli borç. Yani bütçenin yüzde 20-30’u bu borçların ödenmesine gidecek. Ayrıca 2025 bütçesinde yer alan 1 milyar 520 milyon TL bağış kalemi bulunuyor. Buradan soruyoruz 'Kim, neden neyin karşılığında belediyeye bağışta bulunacak. Bunların kamuoyuna açıklamasını istiyoruz. Nilüfer'in yararına olacak bütün konularda kim bir adım atıyorsa biz yanında olacağız. Nilüfer'in yararına olmayan hiçbir konuda da yanlarında olmayacağız.”
Nilüfer deyince akla ne yazık ki rant ve kirli ittifaklar geliyor. Levent Karakoç’un toplantısından sadece 5 saat sonra Nilüfer Belediye Meclisi toplantısı yapıldı. Gazeteci arkadaşım Mustafa Özdal, meclis toplantısını izleyerek köşesine taşıdı. Oradan alıntılarla devam edelim. CHP Grup sözcüsünün 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde iktidar partisini hedef alan açıklamalarının ardından söz alan AK Parti Grup Sözcüsü, ibretlik bir konuşma ile kirli ittifak ve rant baronlarının perişan ettiği Nilüfer’i özetledi adeta.
Hormonlu imarları hatırlatan ve Nilüfer’de asrın yolsuzluklarının yaşandığını anlatan Şahin Biba, “Böyle devam ederseniz, gelecek meclislere dosyalarımızla geleceğiz. Bir projede 300 daire yerine 450 daire yapılmış. Nilüfer’de asrın yolsuzluğu yapıldı. İstediğiniz her yere Nilüfer yazın, karşınıza rant çıkar” ifadelerini kullandı.
Burada önemli bir noktanın da altını çizerek devam edelim. İlk defa AK Partili bir isim ve dahası seçilmiş bir isim açık açık Nilüfer’deki rant baronlarını ve kirli ittifakı ağzına alarak, nitelikli bir muhalefet söylemi ile ortaya çıktı. Malum Nilüfer’deki rant ittifakının merkezinde CHP’li yönetimin yanı sıra AK Partili müteahhitler ve partili büyüklerin de sık sık adı geçiyor. Hatta AK Partili ağabeylerin imar yolsuzlukları, rant şebekelerinin suçları vs konularında kent yöneticilerini koruduğu iddiası da kent gündeminde zaman zaman konuşuluyor.
Biraz kamuoyunun baskısı artmaya başladı AK Parti üzerinde. Ve cesur söylemleri ve çıkışları ile Nilüfer siyasetini zorlayan MHP Nilüfer İlçe Başkanı Levent Karakoç’un gözü kara duruşu, AK Parti yönetimini de zorlamaya başladı Bursa’da. Toplumdaki muhalefet yapılmamasına yönelik hoşnutsuzluk ve ortaya saçılan rant rezillikleri öyle bir noktaya geldi ki AK Parti isteyerek mi yoksa zorda kaldığı için mi bilinmez muhalefet etme eğilimine girdi. Buna da şükür.
Bu noktadan sonra kamuoyunun da siyaset alanının da beklentisi, Nilüfer’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması gerektiği yönünde olacaktır. Gerek siyasiler gerek milletvekilleri gerek STK’ların artık bu gidişe dur demek için gerek tepki koyarak gerekse kanunu kuralı işleterek bu kirli düzenden biran önce ilçenin çıkışını sağlama görevleri var. Levent Karakoç’un ateşlediği 5 yıldır istikrarla sürdürdüğü, Şahin Biba’nın yürekli çıkışıyla desteklediği bu düzeni yıkmanın ve sorumluluklarını kim olursa olsun cezalandırmanın zamanı çoktan gelmişti. Artık Nilüfer Bursa’nın gündemi olmak zorunda ve gereken adımlar da atılmak zorunda.
Her kim kanunsuzluğu yapmış, göz yummuş ya da destek olmuşsa onlar için kanun kural ve hukuk eşitletilerek, en azından bundan sonrası için Nilüfer’e bir umut ışığı oluşturmak oldukça önemli. Bunlar mı sadece değil tabiki… Nilüfer önümüzdeki süreçte çok daha fazla gündeme gelecek ve tartışılacak…