Belki de bir çoğunuz ismini bu yazıda öğrenmiş olacaksınız. Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı… Üniversite kurulduktan bir yıl sonra kaynak oluşturarak üniversiteyi desteklemek için kurulmuş. İyi de yapılmış. Ancak uzun yıllardır beyaz Türklerin elinde olan vakıf işlevini ne yazık ki yerine getirmiyordu.
Ta ki bugün yapılan genel kurulda güçlü bir değişim yaşanana kadar. Genel Kurulda önemli bir değişim hatta bir devrim oldu diyebiliriz. Aslında sıkıntı yıllardır devam ediyordu. Genelde BUSİAD üyesi deve dişi gibi isimler yönetimde yer almalarına rağmen vakıf görevini yerine getiremiyor, gereken kaynakları oluşturamıyordu. Üstüne üstlük yıllardır Görükle Kampüsünde inşaatı devam eden camiyle ilgili de ayak diriyorlardı adeta.
Bursa Uludağ Üniversitesi YÖK tarafından 20+3 araştırma üniversiteleri arasına seçildi malum. Buraya girmek kadar burada kalmak da çok önemli. İşte önceki dönem BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, bu çerçevede Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı’nın gerçek anlamda üniversiteyi güçlendirmeye yönelik işlevine dönebilmesi için yöntem aramaya başladı.
Düşünün ayın yılın akademisyeni seçiyor üniversite ama ödül veremiyor. Bir teşekkür belgesi uzatıyorlar eline. Araştırma üniversitesi vizyonu çerçevesinde araştırma, makale yayın konularının ciddi anlamda desteklenmesi gerekiyor oysa.
Neyse Saim Hoca, yeni üyeler alıyor vakfa yönetim yapısının değişebilmesi için. Onun döneminde bu sonuçlanmıyor ancak bugün yapılan genel kurulda, beklenen devrim gerçekleşiyor. Yeni üyelerin de genel kurula katılmasıyla birlikte ilk adım divan başkanlığına Kültür Okulları Ortaklarından Zafer Bulut getiriliyor.
Devamında ise vakıf yönetimine Ersin Hadi Türkmen, Ali İhsan Yeşilova ve Mehmet Akif Özer yerlerini, yeni seçilen isimler İbrahim Burkay, Osman Yıldız ve Faik Çelik’e vekaleten Baran Çelik’e bıraktı. Yıllarca ceplerinden beş kuruş katkı yapmadıkları gibi vakfı işlevsel hale getiren daha çok BUSİAD merkezli isimlerin böylece buradaki saltanatları son bulmuş oldu.
Üniversite yönetimi harika bir planlama ile Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı’nı mevcut yapının elinden alarak artık işlevsel hale getirebilecek bir ekibe teslim etmiş oldu. Uzun yıllar vakıf üzerinde oluşan vesayet sona ererken, önümüzdeki süreçte yeni yönetimin artacağı adımlarla vakıf olması gereken çizgiye gelerek, hem devam eden cami inşaatının tamamlanması hem de üniversitenin diğer ihtiyaçlarının giderilmesi için harekete geçecek.
Böylece üniversite yönetimindeki vesayet rejiminin son bulmasından yıllar sonra üniversite içinde kalan son vesayet odağı da ortadan kaldırılmış oldu. Vakfın özgün kimliğine dönmesi ile BUÜ’nin araştırma üniversiteleri arasında kalması için önemli bir adım atılmış. Bundan sonra vakfın desteği ile bu alanda daha ileri çalışmalar yürütme imkanı yakalanmış olacak. Yine araştırma, makale yayınlar ve akademisyenlerin desteklenmesi adına bir yol açılmış da oluyor.
Bu devrim gibi değişimin yolunu açan Prof Dr. Saim Kılavuz’un ardından sonuçlanmasında etkili olan BUÜ Rektörü Ferudun Yılmaz da tarihi bir olayın kahramanı olarak isimlerini adeta tarihe yazdırdılar.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
BUÜ Vakfı’nda devrim gibi kongre!
Belki de bir çoğunuz ismini bu yazıda öğrenmiş olacaksınız. Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı… Üniversite kurulduktan bir yıl sonra kaynak oluşturarak üniversiteyi desteklemek için kurulmuş. İyi de yapılmış. Ancak uzun yıllardır beyaz Türklerin elinde olan vakıf işlevini ne yazık ki yerine getirmiyordu.
Ta ki bugün yapılan genel kurulda güçlü bir değişim yaşanana kadar. Genel Kurulda önemli bir değişim hatta bir devrim oldu diyebiliriz. Aslında sıkıntı yıllardır devam ediyordu. Genelde BUSİAD üyesi deve dişi gibi isimler yönetimde yer almalarına rağmen vakıf görevini yerine getiremiyor, gereken kaynakları oluşturamıyordu. Üstüne üstlük yıllardır Görükle Kampüsünde inşaatı devam eden camiyle ilgili de ayak diriyorlardı adeta.
Bursa Uludağ Üniversitesi YÖK tarafından 20+3 araştırma üniversiteleri arasına seçildi malum. Buraya girmek kadar burada kalmak da çok önemli. İşte önceki dönem BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, bu çerçevede Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı’nın gerçek anlamda üniversiteyi güçlendirmeye yönelik işlevine dönebilmesi için yöntem aramaya başladı.
Düşünün ayın yılın akademisyeni seçiyor üniversite ama ödül veremiyor. Bir teşekkür belgesi uzatıyorlar eline. Araştırma üniversitesi vizyonu çerçevesinde araştırma, makale yayın konularının ciddi anlamda desteklenmesi gerekiyor oysa.
Neyse Saim Hoca, yeni üyeler alıyor vakfa yönetim yapısının değişebilmesi için. Onun döneminde bu sonuçlanmıyor ancak bugün yapılan genel kurulda, beklenen devrim gerçekleşiyor. Yeni üyelerin de genel kurula katılmasıyla birlikte ilk adım divan başkanlığına Kültür Okulları Ortaklarından Zafer Bulut getiriliyor.
Devamında ise vakıf yönetimine Ersin Hadi Türkmen, Ali İhsan Yeşilova ve Mehmet Akif Özer yerlerini, yeni seçilen isimler İbrahim Burkay, Osman Yıldız ve Faik Çelik’e vekaleten Baran Çelik’e bıraktı. Yıllarca ceplerinden beş kuruş katkı yapmadıkları gibi vakfı işlevsel hale getiren daha çok BUSİAD merkezli isimlerin böylece buradaki saltanatları son bulmuş oldu.
Üniversite yönetimi harika bir planlama ile Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı’nı mevcut yapının elinden alarak artık işlevsel hale getirebilecek bir ekibe teslim etmiş oldu. Uzun yıllar vakıf üzerinde oluşan vesayet sona ererken, önümüzdeki süreçte yeni yönetimin artacağı adımlarla vakıf olması gereken çizgiye gelerek, hem devam eden cami inşaatının tamamlanması hem de üniversitenin diğer ihtiyaçlarının giderilmesi için harekete geçecek.
Böylece üniversite yönetimindeki vesayet rejiminin son bulmasından yıllar sonra üniversite içinde kalan son vesayet odağı da ortadan kaldırılmış oldu. Vakfın özgün kimliğine dönmesi ile BUÜ’nin araştırma üniversiteleri arasında kalması için önemli bir adım atılmış. Bundan sonra vakfın desteği ile bu alanda daha ileri çalışmalar yürütme imkanı yakalanmış olacak. Yine araştırma, makale yayınlar ve akademisyenlerin desteklenmesi adına bir yol açılmış da oluyor.
Bu devrim gibi değişimin yolunu açan Prof Dr. Saim Kılavuz’un ardından sonuçlanmasında etkili olan BUÜ Rektörü Ferudun Yılmaz da tarihi bir olayın kahramanı olarak isimlerini adeta tarihe yazdırdılar.