Diyanet İşleri Başkanlığı'nın camilerdeki personel planlamasına göre camilerimiz 4 sınıfa ayrılmış durumda. Manevi değer olarak camilerin ayrıldığı kabul edilen bir gerçek ancak bir de büyüklüğüne göre ya da konumuna göre sınıflanan camiler var.

Planlamaya göre (A) Grubu camilere 2 imam hatip, 2 müezzin-kayyım, (B) Grubu camilere 1 imam hatip, 2 müezzin-kayyım, (C) Grubu camilere 1 imam hatip, 1 müezzin-kayyım, (D) Grubu camilere 1 imam hatip görev yapıyor. Ancak bu rakamlara da uyulduğunu söyleyemeyiz. Hem imam hem müezzin sayısı daha fazla olan camiler var.

Camilerde görev yapan imamların devlet memuru olması yıllardır zaman zaman tartışılan bir konu. Devlet memuru oldukları için haftada bir izinleri var imamların. Kalan günlerde namaz vakitlerinde camide olmaları gerekiyor.

Ayasofya Camii açılırken 3 imam ve 5 müezzin atanmıştı. Çamlıca Camii’nde 147 personel çalıştığı da zaman zaman gündeme geldi. Onları bir kenara bırakıp Bursa’ya dönersek. Bursa’da da camiler 4 kategoride değerlendiriliyor. Bursa denince akla tabi Ulu Camii geliyor. 3 imam ve 5 müezzin görev yapıyor. Müezzinler nöbetleşmelerinde ayda sadece 5 gün, İmamlar ise sadece 10 gün camii nöbetinde.

Bu ne anlama geliyor? Şu anlama geliyor. Aslında memur kadrosunda oldukları için haftada bir gün izinli bu görevliler. Oysa sıraya konulunca haftada 2 günden biraz fazla ayda 20 gün aslında namaz kıldırmıyorlar. Namazın kuralı da belli kaidesi de yani iki kişiye ya da 2 milyon kişiye namaz kıldırmak arasında bir fark yok.

O halde bu camilere fazladan imam neden veriliyor? İkincisi bu imamlar haftanın altı günü namaz vakitlerinde o camilerde oluyorlar mı? Buraya döneceğim ama şimdi bir başka alana bakalım. D sınıfı camiler herkesin de anlayacağı gibi köy camileri. Aynı vakitlerde namaz kılınıyor aynı görevler yerine getiriliyor. Buraya atanan imamlar aynı zamanda müezzin görevini de yürütüyor. Yani köylerde müezzin bulunmuyor.

A grubu cami ile B grubu camiler arasında çok bir fark yok. B grubu caminin tanımı bulunduğu il ve ilçede tanınan cami anlamına geliyor. Mesela daha küçük olan Orhan Camii A kategori iken Dikkaldırım’daki devasa cami kategorisinde. Kategori farkında 1 imam ve 3 müezzin azalıyor ama.

C ve D grubundaki cami görevlileri ise aynı işi yapmalarına rağmen haftanın her günü görevlerinin başında olmak durumunda. Bu çok da adil olmayan bir düzen değil mi? Birincisi 3 imam ve 5 müezzin diye bilgi aldık ama zaman zaman bu sayıların da artabildiği söyleniyor bir camiye, diğer camide tek imam başka görevli yok.

Evet imamlar ve müezzinler devlet memurluğu kanununa bağlı, o kurallara göre hizmet veriyorlar. Ancak aynı zamanda din adamı oldukları için dini kural ve kaideleri de gözetmek durumunda olan insanlar. Yani helale harama en fazla dikkat etmesi gereken kesim aynı zamanda. O nedenle mesaide olmaları gereken saatlerde mutlak suretle camide olmaları şart.

Ancak bunun böyle olmadığını yine Ulucamii’den aktarayım. Vazifedeki 3 imamdan 2 tanesini kandil bayram gibi özel günlerde camide gören yok. İmam efendiler özel organizasyonları tercih ediyorlar bu durumlarda. Bir ayakları belediyelerle birlikte Balkanlarda. Kalan zamanlarda da mevlüt, düğün vs geziyorlar. Vakit namazlarda herkes gidip bakabilir. Pek de tüm görevlileri görmek mümkün olmuyor. Birde milletin kaynaklarıyla yapılan lojmanlarda ücretsiz oturduklarını da gözden kaçırmayalım. Bu durumun çok doğru olduğunu düşünmüyoruz. Kadro sayıları da görev dağılımı da daha adil olmalı. Herkes en iyisinde olmayı ister ama her cami iman sahibi için en zirve noktadır. Her kuruş da mümin için helalinden kursağa girmek durumundadır. Müftülük bu olumsuzlukları kısa sürede çözecektir mutlaka.