SON DAKİKA
Hava Durumu

Çevre konusu vatan savunmasıdır!

Yazının Giriş Tarihi: 16.06.2021 18:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.06.2021 18:57

Marmara Denizi’nde bir süredir etkili olan deniz salyası nedeniyle yeniden kirlilik olması gereken yere yani ana gündeme oturdu. 
Çevre kirliliği konusunu asla ikinci plana atmamamız, yaşadığımız topraklarda havayı, suyu, toprağı kirleten her kim olursa olsun devlet olarak da toplumsal olarak da cezalandırmalıyız


Bu ülkenin insanının birinci önceliği vatan dediğimiz bu toprakları sadece düşmanlara karşı değil her türlü tehdide karşı korumak olmalıdır. 
Daha çok para, daha çok mal daha çok bilmem ne diye gözü dönmüş, fütursuzca çevreyi, suyu, havayı, toprağı kirletenlere asla taviz vermemek birinci ödevimiz olmalı. 
Kirliliği oluşturan özellikle sanayi kuruluşlarından başlayarak kim olursa olsun mevki makam, statü fark etmeksizin gereken karşılığı bulmalı. Öyle yok üretim yapıyoruz yok ekonomiye katkı yapıyoruz hamaseti ile bu durum geçiştirilemez. 
Ekonomi bozulur düzelir. Para gelir gider yine gelir. 
Topraklarımız...
Suyumuz ve havamız giderse sonuçları çok ağır olur. Üç beş gözü dönmüş para hırsıyla vatan toprağını, vatanın suyunu ve havasını kirletene karşı da gereği yapılmak durumunda. 


Sadece Bursa’yı ve Marmara Bölgesi’ni ele aldığımızda dahi nasıl bir vahamet yaşadığımızı net olarak görüyoruz. 
Dünya’da eşi benzeri olmayan kendine özgü yapısıyla bir mucize olarak bu coğrafyada yer alan Marmara Denizi, gözü dönmüş kirleticiler ile gereğini yapmayan yöneticiler tarafından bugün ölme noktasına gelmiş durumda.
Bu gün kirletilen denizi yeniden eski haline getirmek için o kirleticilerin sağladığı faydanın yüz mislini harcamak gerekebilir. 


Dahası, kimsenin yok üretim yapıyorum, yok bilmem ne yapıyorum, yok belediyenin imkanları bu diyerek bunu yapmasına tolerans sağlanmamalı. 
Bursa’da hava kirliliği, toprak ve su kirliliği konularını Bursa Şehir olarak sık sık manşetten kamuoyu gündemine getirerek bu alanda duyarlılığın daha da artması ve vatan bildiğimiz bu topraklarda çevrenin daha hassasiyetle korunması için mücadele ediyoruz. 
Ve sadece atık sular, sanayi kuruluşlarının havayı kirleten zehirli dumanları, toprağı kirleten sanayi de değil konu. Aklını kaybetmiş bir şekilde tarım arazilerini, ormanlık alanları, yeşil alanları betona çeviren inşaat sektörünü de göz ardı etmemeliyiz. 
Ve en önemlisi toprağımız, suyumuz, havamız kirlenirken, buna seyirci kalan devletin bürokratlarını, kontrolörlerini, karar alıcılarını da bu torbaya koymak durumundayız. 


''Söz konusu vatansa gerisi teferruattır''  düsturu sadece tankla topla gelene vereceğimiz karşılık asla değildir. 
Vatanın toprağını, suyunu, havasını korumak da bir milli mücadeledir. Ve belki de tankla topla yaptığımız mücadeleden daha da önemlidir.
Maden kıyamete kadar var olsun diye mücadele veriyoruz bu vatan için, kendimiz yaşanmaz hale getirip nasıl sürdürmesini bekleyeceğiz gelecek nesillerin. 
Hiç şüphe yok ki üç kuruş çıkar uğruna vatanın toprağını, suyunu ve havasını yani topyekün çevresini kirletenler de en az topla tüfekle gelen düşman kadar düşmanlık ediyor mu topraklara ve bu vatana. 
Vatan toprağına göz dikenle Marmara Denizi’ni yok eden arasında fark görebilir miyiz? 
Az kazanacak daha az lüks yaşayacaklar ama vatan toprağını koruyacaklar.

Böyle bakıyoruz.

Herkesi de böyle bakmaya davet ediyoruz. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.