Dana önce de bir çok kez burada Bursa’nın en büyük ve en önemli sivil toplum kuruluşu olan DAĞ-DER’le ilgili yazılar kaleme aldım.
Bu tür kitlesi olan ve belirli bir bölgenin sesini duyuran, kalkınmasından eğitime, ekonomisinden kültürüne kadar o bölgenin hayati öneme sahip kuruluşlarının ehil ellerde olması çok önemli.
Bu dernekler ve sivil toplum kuruluşları prestijleri ile hem siyaset üstü hem de toplumsal olarak kendilerine bulundukları bölgelerde güç sağlarlar. Bu gücü de bölge insanına aktarmayı hedeflerler. Zaman zaman siyasi ya da bürokratik ikbal kaygısı güden insanlar da bu kuruluşlarda kendilerine yer bulurlar ancak ikbal kaygısı kuruluşun gücünü kaybetmesine, kişisel amaçlar için kullanılmasına yok açar.
Şimdi DAĞ-DER’in mevcut yönetiminde önemli sıkıntılar olduğu ortada. Zaman zaman da bunlar dışarıya taşıyor. Geçen yıl yönetimden istifalar vardı. Pandemi sürecinde biraz sakinleşti DAĞ-DER’deki yönetim sıkıntısı ama yeniden başlamış gibi görünüyor. DAĞ-DER Yönetim Kurulu Üyesi İş Kadını Dilek Esen, başkanla ters düşünce uzun süredir yönetim toplantılarına davet edilmiyor.
Zaten pandemi sürecinde yüz yüze toplantı olma ihtimali de yok. Yaptık diyorlarsa suç işlemişlerdir. Yönetim kendi arasında bir whatsapp grubu oluşturmuş ancak Dilek Hanım ve istemedikleri üyeleri gruba dahil etmemişler iyi mi?
Sonra DAĞ-DER yönetim kurulu İş Kadını Dilek Esen’in hem yönetim kurulu üyeliğinden hem de dernek üyeliğinden attığını kısa mesaj yoluyla bildirmiş. Kurumsallık nerede? Dert ne? Hedef ne?
Liyakat ve bilgi birikim çok önemlidir. Belki bir şekilde bir yerlere tesadüfen ya da o anki dengeler sayesinde gelebilirsiniz ancak koltuğu dolduramazsanız sizi kimse orada tutamaz. DAĞ-DER yönetiminin durumu maalesef şuan budur.
Öyle lafı uzatmaya gerek yok. Bursa’nın en büyük sivil toplum kuruluşu olan ve Bursa için çok önemli olan DAĞ-DER’in gönderdiği mesajı sadece bu işler ne kadar amatör yapıldığını göstermek için noktası virgülü ve tüm yazım hatalarıyla paylaşıyorum:
“Sayin Dilek Esen: Dagder Yonetim Kurulumuzun almis oldugu 2021-4 sayili ve 08.02.2021 tarihli karari ile Dernek uyeliginiz ve Yonetim Kurulu uyeliginiz dusurulerek sonlandirilmistir.
Kararimizin gerekcesi; 14.11.2019 tarih ve 20 sayili Yonetim Kurulu kararimiza, bu kararimizda sizin de imzaniz mevcuttur, (3 toplanti ust uste yonetim kurulu toplantisina mazeretsiz gelmemek- siz birisi mazeretli olmak uzere 17 toplantiya ve 23 yonetim kurulu kararina ust uste mazeretsiz gelmediniz, katilmadiniz.) yine (Dernek Tuzugumuzun Dernek uyeliginden cikarilma madde 5), 2. ve 3. Fikrasi (dernek organlarinca verilen gorevlerden surekli kacinmak ve yonetim kurulu kararlarina uymamak) hukumlerince oybirligiyle alinmistir. Sonuc DERBIS sistemine islenerek uyeliginiz dusurulecektir. Bu mesaj size yonetim kurulu kararimizda alinan bildirimin mesaj yoluyla yapilmasi hukmunce gonderilmistir. Bilgilerinize.”
Dilek Esen… İş Kadını.. Önemli yatırımları önemli çevresi olan bir kişi. Derneğin çok sayıda organizasyonunun sponsoru ya da sponsorları bulan bir isim. Bölgeey de derneğe de önemli katkıları olan bir isim.
Sadece söyleyeceğim. Bu kararı alan yönetim kurulunun tamamının sağladığı maddi imkan Dilek Esen’in sağladığının yanında görünmez bile.
Üstelik yönetimle ilgili çok fazla iddialar olduğunu da hem üyeler hem de Bursa kamuoyu biliyor. Şimdi bir kez daha buradan seslenelim.
Bursa’da dağ camiası çok önemli bir camia. DAĞ-DER’de çok önemli bir kuruluş. Bölgenin akil insanları ve güçlü isimleri var. DAĞ-DER’e bir el atmaları şart. Yoksa 40 yıldır elleriyle büyüttükleri bu güzide kuruluş adım adım yok olmaya gidiyor.
Ahmet abi ile Altepe, Bursa’yla kafa buluyor!
Recep Altepe… Metal yorgunluğu gerekçesiyle istifa ettirilen Büyükşehir Belediye Başkanı. Bugün Bursa’da sokakta kime sorarsanız sorun Recep Altepe ismini Doğanbey, T2, stadyum gibi Bursa’da tartışmasız herkesin ittifak ettiği yanlışların altındaki isim olarak söyler.
Recep Altepe görevden alındıktan sonra bir süre sessizliğini korudu. Sonrasında zaman zaman Ahmet Emin Yılmaz örneğinde olduğu gibi birebir diyalog kurduğu isimlerle ismini hatırlatır oldu.
Yine Ahmet Emin Yılmaz’a konuşmuş. Tarihi bir hata olarak kabul edilen Büyükşehir Belediye Stadyumu işinden kendisini tereyağından kıl çeker gibi çıkarmaya, aklamaya kalkışmış ancak gerçekten Bursalıları ahmak yerine koymaktan öteye gidememiş.
Bakın ne demiş Altepe, "63 yıl önce ünlü Piççinato tarafından yapılan Bursa imar planı var. Stadyumu o planda gösterilen yere yaptık, kafamızdan yer seçmedik.”
Atatürk Stadyumu yapıldıktan 10 yıl sonra yapılan plandan bahsediyor Altepe. Sanki 63 yıldır o plana göre yapılanmış Bursa da o da plana uyduğunu söylüyor. O planda stadyum yeri var mı bilmiyorum. Olup olmamasının da önemi yok. Çünkü o plandan eser yok Bursa’da.
Dahası algı oluşturuyor Altepe. Sanki yeni bir stad yapılması eleştiriliyormuş gibi. Bursa yeni bir stadyum ihtiyacı duyuyordu pek tabi ki ama seçilebilecek en hatalı yer seçilmişti. Mimarlık ödülü almış stadyum. En ilginç 5 stadyumdan, en etkili 10 stadyumdan biriymiş. Beşiktaş Stadyumu’ndan da ucuza mal olmuş.
Neyse algıları bir kenara bırakarak gelelim Altepe’nin kendi sözlerini ve iddiasını çürüten sözlerine.
Ne demiş Altepe Piççinato planına göre yaptık.
Sonra ne demiş Ahmet Emin Yılmaz’a; “Karar verdiğimizde orada hastane projesi yoktu. Trafik de; otoparklar, ticari alanlar ve cadde duvarlarla kapatılmazsa sorun olmaz. Stadyumu projelendirirken her şeyi düşündük. Önünde Bursaray var. Köprüler ve bağlantı yollarıyla Mihraplı Köprüsü’ne kadar plan yapıldı.”
Evet tam da öyle işte Recep Altepe. O plan yapıldığında ne Nilüfer vardı ortada ne de o bölgedeki sizin de katkınız olan o yoğunluk.
Hastane evet yoktu ama Acemler kavşağında ve Mudanyayolu kavşağında yoğunluk vardı. Dahası alternatif yolların olmadığı da ortadaydı. Dahası diğer verdiğiniz yüksek katlı imarlar gibi ne yolu düşündünüz ne de yoğunluğu. Ne yazık ki Bursa’nın başına kendi parasıyla bir bela bıraktınız. Ne şehir mutlu oldu oradan ne de Bursaspor…
Üstelik Buttim arkasında çok daha uygun bir alan varken sırf kentin ortasında imzanız olsun diye Altepe yaptı diye konuşulsun istediniz. O nedenle oraya yaptınız.
Yazık çok yazık!
Buradan bir şeyi daha söylemeden geçmeyelim. Recep Altepe kendini aklamak ve bu tartışmalardan kendini çıkarmak istiyorsa geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenlemeli. Tüm gazetecilerin katılacağı toplantıda sorulacak sorulara yanıt vermeli. Hamasetten uzak, algıdan uzak yaptığı hataları da doğruları da kendisi herkesin önünde açıklamalı. Öyle Ahmet Emin Yılmaz’ın köşesinde, Cavit Çağlar’ın gölgesinde kendini aklayamaz.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Alpaslan Yıldız
DAĞ-DER’de garip işler…
Dana önce de bir çok kez burada Bursa’nın en büyük ve en önemli sivil toplum kuruluşu olan DAĞ-DER’le ilgili yazılar kaleme aldım.
Bu tür kitlesi olan ve belirli bir bölgenin sesini duyuran, kalkınmasından eğitime, ekonomisinden kültürüne kadar o bölgenin hayati öneme sahip kuruluşlarının ehil ellerde olması çok önemli.
Bu dernekler ve sivil toplum kuruluşları prestijleri ile hem siyaset üstü hem de toplumsal olarak kendilerine bulundukları bölgelerde güç sağlarlar. Bu gücü de bölge insanına aktarmayı hedeflerler. Zaman zaman siyasi ya da bürokratik ikbal kaygısı güden insanlar da bu kuruluşlarda kendilerine yer bulurlar ancak ikbal kaygısı kuruluşun gücünü kaybetmesine, kişisel amaçlar için kullanılmasına yok açar.
Şimdi DAĞ-DER’in mevcut yönetiminde önemli sıkıntılar olduğu ortada. Zaman zaman da bunlar dışarıya taşıyor. Geçen yıl yönetimden istifalar vardı. Pandemi sürecinde biraz sakinleşti DAĞ-DER’deki yönetim sıkıntısı ama yeniden başlamış gibi görünüyor. DAĞ-DER Yönetim Kurulu Üyesi İş Kadını Dilek Esen, başkanla ters düşünce uzun süredir yönetim toplantılarına davet edilmiyor.
Zaten pandemi sürecinde yüz yüze toplantı olma ihtimali de yok. Yaptık diyorlarsa suç işlemişlerdir. Yönetim kendi arasında bir whatsapp grubu oluşturmuş ancak Dilek Hanım ve istemedikleri üyeleri gruba dahil etmemişler iyi mi?
Sonra DAĞ-DER yönetim kurulu İş Kadını Dilek Esen’in hem yönetim kurulu üyeliğinden hem de dernek üyeliğinden attığını kısa mesaj yoluyla bildirmiş. Kurumsallık nerede? Dert ne? Hedef ne?
Liyakat ve bilgi birikim çok önemlidir. Belki bir şekilde bir yerlere tesadüfen ya da o anki dengeler sayesinde gelebilirsiniz ancak koltuğu dolduramazsanız sizi kimse orada tutamaz. DAĞ-DER yönetiminin durumu maalesef şuan budur.
Öyle lafı uzatmaya gerek yok. Bursa’nın en büyük sivil toplum kuruluşu olan ve Bursa için çok önemli olan DAĞ-DER’in gönderdiği mesajı sadece bu işler ne kadar amatör yapıldığını göstermek için noktası virgülü ve tüm yazım hatalarıyla paylaşıyorum:
“Sayin Dilek Esen: Dagder Yonetim Kurulumuzun almis oldugu 2021-4 sayili ve 08.02.2021 tarihli karari ile Dernek uyeliginiz ve Yonetim Kurulu uyeliginiz dusurulerek sonlandirilmistir.
Kararimizin gerekcesi; 14.11.2019 tarih ve 20 sayili Yonetim Kurulu kararimiza, bu kararimizda sizin de imzaniz mevcuttur, (3 toplanti ust uste yonetim kurulu toplantisina mazeretsiz gelmemek- siz birisi mazeretli olmak uzere 17 toplantiya ve 23 yonetim kurulu kararina ust uste mazeretsiz gelmediniz, katilmadiniz.) yine (Dernek Tuzugumuzun Dernek uyeliginden cikarilma madde 5), 2. ve 3. Fikrasi (dernek organlarinca verilen gorevlerden surekli kacinmak ve yonetim kurulu kararlarina uymamak) hukumlerince oybirligiyle alinmistir. Sonuc DERBIS sistemine islenerek uyeliginiz dusurulecektir. Bu mesaj size yonetim kurulu kararimizda alinan bildirimin mesaj yoluyla yapilmasi hukmunce gonderilmistir. Bilgilerinize.”
Dilek Esen… İş Kadını.. Önemli yatırımları önemli çevresi olan bir kişi. Derneğin çok sayıda organizasyonunun sponsoru ya da sponsorları bulan bir isim. Bölgeey de derneğe de önemli katkıları olan bir isim.
Sadece söyleyeceğim. Bu kararı alan yönetim kurulunun tamamının sağladığı maddi imkan Dilek Esen’in sağladığının yanında görünmez bile.
Üstelik yönetimle ilgili çok fazla iddialar olduğunu da hem üyeler hem de Bursa kamuoyu biliyor. Şimdi bir kez daha buradan seslenelim.
Bursa’da dağ camiası çok önemli bir camia. DAĞ-DER’de çok önemli bir kuruluş. Bölgenin akil insanları ve güçlü isimleri var. DAĞ-DER’e bir el atmaları şart. Yoksa 40 yıldır elleriyle büyüttükleri bu güzide kuruluş adım adım yok olmaya gidiyor.
Ahmet abi ile Altepe, Bursa’yla kafa buluyor!
Recep Altepe… Metal yorgunluğu gerekçesiyle istifa ettirilen Büyükşehir Belediye Başkanı. Bugün Bursa’da sokakta kime sorarsanız sorun Recep Altepe ismini Doğanbey, T2, stadyum gibi Bursa’da tartışmasız herkesin ittifak ettiği yanlışların altındaki isim olarak söyler.
Recep Altepe görevden alındıktan sonra bir süre sessizliğini korudu. Sonrasında zaman zaman Ahmet Emin Yılmaz örneğinde olduğu gibi birebir diyalog kurduğu isimlerle ismini hatırlatır oldu.
Yine Ahmet Emin Yılmaz’a konuşmuş. Tarihi bir hata olarak kabul edilen Büyükşehir Belediye Stadyumu işinden kendisini tereyağından kıl çeker gibi çıkarmaya, aklamaya kalkışmış ancak gerçekten Bursalıları ahmak yerine koymaktan öteye gidememiş.
Bakın ne demiş Altepe, "63 yıl önce ünlü Piççinato tarafından yapılan Bursa imar planı var. Stadyumu o planda gösterilen yere yaptık, kafamızdan yer seçmedik.”
Atatürk Stadyumu yapıldıktan 10 yıl sonra yapılan plandan bahsediyor Altepe. Sanki 63 yıldır o plana göre yapılanmış Bursa da o da plana uyduğunu söylüyor. O planda stadyum yeri var mı bilmiyorum. Olup olmamasının da önemi yok. Çünkü o plandan eser yok Bursa’da.
Dahası algı oluşturuyor Altepe. Sanki yeni bir stad yapılması eleştiriliyormuş gibi. Bursa yeni bir stadyum ihtiyacı duyuyordu pek tabi ki ama seçilebilecek en hatalı yer seçilmişti. Mimarlık ödülü almış stadyum. En ilginç 5 stadyumdan, en etkili 10 stadyumdan biriymiş. Beşiktaş Stadyumu’ndan da ucuza mal olmuş.
Neyse algıları bir kenara bırakarak gelelim Altepe’nin kendi sözlerini ve iddiasını çürüten sözlerine.
Ne demiş Altepe Piççinato planına göre yaptık.
Sonra ne demiş Ahmet Emin Yılmaz’a; “Karar verdiğimizde orada hastane projesi yoktu. Trafik de; otoparklar, ticari alanlar ve cadde duvarlarla kapatılmazsa sorun olmaz. Stadyumu projelendirirken her şeyi düşündük. Önünde Bursaray var. Köprüler ve bağlantı yollarıyla Mihraplı Köprüsü’ne kadar plan yapıldı.”
Evet tam da öyle işte Recep Altepe. O plan yapıldığında ne Nilüfer vardı ortada ne de o bölgedeki sizin de katkınız olan o yoğunluk.
Hastane evet yoktu ama Acemler kavşağında ve Mudanyayolu kavşağında yoğunluk vardı. Dahası alternatif yolların olmadığı da ortadaydı. Dahası diğer verdiğiniz yüksek katlı imarlar gibi ne yolu düşündünüz ne de yoğunluğu. Ne yazık ki Bursa’nın başına kendi parasıyla bir bela bıraktınız. Ne şehir mutlu oldu oradan ne de Bursaspor…
Üstelik Buttim arkasında çok daha uygun bir alan varken sırf kentin ortasında imzanız olsun diye Altepe yaptı diye konuşulsun istediniz. O nedenle oraya yaptınız.
Yazık çok yazık!
Buradan bir şeyi daha söylemeden geçmeyelim. Recep Altepe kendini aklamak ve bu tartışmalardan kendini çıkarmak istiyorsa geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenlemeli. Tüm gazetecilerin katılacağı toplantıda sorulacak sorulara yanıt vermeli. Hamasetten uzak, algıdan uzak yaptığı hataları da doğruları da kendisi herkesin önünde açıklamalı. Öyle Ahmet Emin Yılmaz’ın köşesinde, Cavit Çağlar’ın gölgesinde kendini aklayamaz.