Kazanacaklarına o kadar inanmışlardı ki, gerçekleri göremeyecek kadar hayal dünyasına dalıp orada yaşamaya başladılar. Ancak herkesin durumu aynı değildi tabiki. Siyaset bilen, siyaset okuyan ve siyasi oyun kuranlar sonucun bu olacağını adları kadar iyi biliyorlardı.
Mesele seçimin kaybedilmesi değil bu kaybedişin ardından en azından koltukların ve gücün nasıl korunacağıydı. Seçim sürecinde ittifaktaki ikinci ve üçüncü partilerin daha fazla efor sarf ettiği gerçeğini bile görmedi taban. 70 yıldır gelmeyen iktidarın hayaline kapılan taban, sahada zafer çığlıkları atmaya hazırlanırken birileri de yeni bir oyunu peşindeydi çok açık.
Ve seçim gecesinden itibaren beklediğimiz, defalarca izlediğimiz film yine başladı. Sanki herkes işin bir parçası değilmiş gibi önce genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak kelle istediler. Sonra sihirli bir kelime buldular değişim.
İsimlerin değişmesini istiyorlardı zihniyetin ve fikriyatın değil. Son üç ayı bu tartışmalarla geçirdiler seçimin sonucunu tahlil etmek yerine. 7 kez milletvekili olan var. 40 yıldır partide yönetici olan var. Son 15 yılda eskimemiş yüz yok. 4 dönemdir milletvekili olan değişim diyor 5 dönem olana. Bir kenara çekilelim de arkadan gelenler değiştirsin diye bir düşünce yok. Dar kadro aralarında paslaşıyor. Hele Murat Karayalçın’ın değişim sözlerine hala gülüyoruz. Bu yaşta hala genel başkanlık hesabı yapıyor.
3 aydır muhalefet adına sadece bu tiyatroyu izliyor kamuoyu. Genel merkezdeki durum buyken Bursa yereline geliyoruz hemen. Bursa’da da benzer görüntü var. Şöyle bakın bakalım CHP’ye doğru yeni bir yüz yeni bir heyecan yeni bir enerji görebiliyor musunuz?
İlçe kongreleri sürecinde yine yıllardır aşina olduğumuz simalar yarıştı, aşina olduğumuz simalar taktik yaptı. Yine bildiğimiz yüzler ilçe başkanlıklarına geldi. Bir iki isimdeğşimiş ve yeni gib görünse de onlar da yönetmeye değil yönetilmeye geldikleri için ortaya ciddi bir siyaset koymak mümkün değil.
İl kongresi yapacak haftasonu CHP Bursa. Şimdilik 3 aday var. Yıllardır İsmet Karaca'nın gölgesinde siyaset yapan ve atama il başkanlığı sürecinde de o koltuğu çok da dolduracağı sinyalini veremeyen Turgut Özkan. Daha önce CHP İl Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı yapan Gürhan Akdoğan, Orhan Sarıbal-Mustafa Bozbey ve mezhepçilerin desteğiyle aday olan Yıldırım eski ilçe Başkanı Nihat Yeşiltaş. Bunlardan biri il başkanı olduğunda çok şey değişmeyecek. Bir tek belki Gürhan Akdoğan ulusalcı duruşuyla ufak bir değişim getirebilir ama temsil ettiği kesimlerle sonuca varması da çok kolay değil.
Burada asıl merak ettiğim ve anlam veremediğim CHP’nin Bursa’daki tabanı. Aynı isimleri oylamaktan, aynı filmi izlemekten ve aynı isimler için birbirleriyle kavga etmekten bir türlü vazgeçmiyorlar ve sıkılmıyorlar gerçekten. Üstelik bu seçim A kişisi için kavga ediyor sonrasında B kişisi için sonra tekrar A ve döngü böyle sürüp gidiyor. Yeter söz tabanın diyemiyor.
O nedenle de siyaset sahnesinde CHP yeni isimler kazanamadığı gibi umudu yaşatmak noktasında da bir etkisi olmuyor. CHP’de kimin il başkanı olacağına tabiki kendi dinamikleri karar verir ancak şehri yönetme iddiasındaki bir partinin içie düştüğü girdaptan kurtulması da gerekiyor. Bu noktada her fikir de oldukça önemli.
Böylesi laçkalaşmış ve parti isinde bile dramatik bir hal almış bu il kongresi sürecindeki kirli pazarlıklar, kirli oyunlar ve aleni verilen biz yönetiriz mesajlarına rağmen çok bir tepkisellik görmüyoruz.
Adayların temsil kabiliyetlerinin olup olmadığına kimse bakmıyor bile. Nihatçı, Turgutçu ve Gürhancı diye ayrılıyorlar. Snora Sarıbalcı, Bozbeyci, Turgaycı vs diye ayrılıyorlar. Hamasi nutuklar atıyorlar ve Bursa’da sonraki süreçte ciddiye alınmayan kendi içinde siyaset yapmaya çalışan bir parti görüntüsünden kurtulamıyorlar.
Oysa, CHP’de olan bu işi çok iyi yapabilecek isimler var. Mesela Osmangazi ve Büyükşehir Meclis Üyesi Avukat Ercan Korkmaz, mesela Osmangazi Grup Sözcüsü Avukat Sefa Yılmaz, örneğin CHP’lilerin ağabeyi olan ve ismini asla yıpratmamış bir isim olan Şahin Gençal. Bu isimler üzerinden kurulacak bir konsensusla aday yapılsa ve il başkanı olsa çok daha etkin bir parti yönetimi olur. Değişimse bu isimlerle çok daha etkili ve çok daha önemli bir değişim olur.b En azından zihinsel değişim gerçekleşebilir. İktidar da karşısında rakip görebilir. Bu şehre de ülkeye de kazandırır. CHP’lilerin öncelikle oturup donanımlı ve koltuğu dolduracak isimlerin neden siyasetin merkezine gelmediklerini tartışmaları ve düşünmeleri gerekiyor.
Aksi durum Bozbey-Sarıbal-Karaca başta olmak üzere yıpranmış isimler arasında kapalı devre siyaset oyununu sürdürürler. Ha hakkını yemeyelim CHP’deki tek yeni yüz İbrahim Alagöz ve o da son süreçte manevralarıyla aynı tiyatroya dahil olmaya aday olduğunu ortaya koydu sanki.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Değişmesi gerekenlerin değişim saçmalığı!
Kazanacaklarına o kadar inanmışlardı ki, gerçekleri göremeyecek kadar hayal dünyasına dalıp orada yaşamaya başladılar. Ancak herkesin durumu aynı değildi tabiki. Siyaset bilen, siyaset okuyan ve siyasi oyun kuranlar sonucun bu olacağını adları kadar iyi biliyorlardı.
Mesele seçimin kaybedilmesi değil bu kaybedişin ardından en azından koltukların ve gücün nasıl korunacağıydı. Seçim sürecinde ittifaktaki ikinci ve üçüncü partilerin daha fazla efor sarf ettiği gerçeğini bile görmedi taban. 70 yıldır gelmeyen iktidarın hayaline kapılan taban, sahada zafer çığlıkları atmaya hazırlanırken birileri de yeni bir oyunu peşindeydi çok açık.
Ve seçim gecesinden itibaren beklediğimiz, defalarca izlediğimiz film yine başladı. Sanki herkes işin bir parçası değilmiş gibi önce genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak kelle istediler. Sonra sihirli bir kelime buldular değişim.
İsimlerin değişmesini istiyorlardı zihniyetin ve fikriyatın değil. Son üç ayı bu tartışmalarla geçirdiler seçimin sonucunu tahlil etmek yerine. 7 kez milletvekili olan var. 40 yıldır partide yönetici olan var. Son 15 yılda eskimemiş yüz yok. 4 dönemdir milletvekili olan değişim diyor 5 dönem olana. Bir kenara çekilelim de arkadan gelenler değiştirsin diye bir düşünce yok. Dar kadro aralarında paslaşıyor. Hele Murat Karayalçın’ın değişim sözlerine hala gülüyoruz. Bu yaşta hala genel başkanlık hesabı yapıyor.
3 aydır muhalefet adına sadece bu tiyatroyu izliyor kamuoyu. Genel merkezdeki durum buyken Bursa yereline geliyoruz hemen. Bursa’da da benzer görüntü var. Şöyle bakın bakalım CHP’ye doğru yeni bir yüz yeni bir heyecan yeni bir enerji görebiliyor musunuz?
İlçe kongreleri sürecinde yine yıllardır aşina olduğumuz simalar yarıştı, aşina olduğumuz simalar taktik yaptı. Yine bildiğimiz yüzler ilçe başkanlıklarına geldi. Bir iki isimdeğşimiş ve yeni gib görünse de onlar da yönetmeye değil yönetilmeye geldikleri için ortaya ciddi bir siyaset koymak mümkün değil.
İl kongresi yapacak haftasonu CHP Bursa. Şimdilik 3 aday var. Yıllardır İsmet Karaca'nın gölgesinde siyaset yapan ve atama il başkanlığı sürecinde de o koltuğu çok da dolduracağı sinyalini veremeyen Turgut Özkan. Daha önce CHP İl Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı yapan Gürhan Akdoğan, Orhan Sarıbal-Mustafa Bozbey ve mezhepçilerin desteğiyle aday olan Yıldırım eski ilçe Başkanı Nihat Yeşiltaş. Bunlardan biri il başkanı olduğunda çok şey değişmeyecek. Bir tek belki Gürhan Akdoğan ulusalcı duruşuyla ufak bir değişim getirebilir ama temsil ettiği kesimlerle sonuca varması da çok kolay değil.
Burada asıl merak ettiğim ve anlam veremediğim CHP’nin Bursa’daki tabanı. Aynı isimleri oylamaktan, aynı filmi izlemekten ve aynı isimler için birbirleriyle kavga etmekten bir türlü vazgeçmiyorlar ve sıkılmıyorlar gerçekten. Üstelik bu seçim A kişisi için kavga ediyor sonrasında B kişisi için sonra tekrar A ve döngü böyle sürüp gidiyor. Yeter söz tabanın diyemiyor.
O nedenle de siyaset sahnesinde CHP yeni isimler kazanamadığı gibi umudu yaşatmak noktasında da bir etkisi olmuyor. CHP’de kimin il başkanı olacağına tabiki kendi dinamikleri karar verir ancak şehri yönetme iddiasındaki bir partinin içie düştüğü girdaptan kurtulması da gerekiyor. Bu noktada her fikir de oldukça önemli.
Böylesi laçkalaşmış ve parti isinde bile dramatik bir hal almış bu il kongresi sürecindeki kirli pazarlıklar, kirli oyunlar ve aleni verilen biz yönetiriz mesajlarına rağmen çok bir tepkisellik görmüyoruz.
Adayların temsil kabiliyetlerinin olup olmadığına kimse bakmıyor bile. Nihatçı, Turgutçu ve Gürhancı diye ayrılıyorlar. Snora Sarıbalcı, Bozbeyci, Turgaycı vs diye ayrılıyorlar. Hamasi nutuklar atıyorlar ve Bursa’da sonraki süreçte ciddiye alınmayan kendi içinde siyaset yapmaya çalışan bir parti görüntüsünden kurtulamıyorlar.
Oysa, CHP’de olan bu işi çok iyi yapabilecek isimler var. Mesela Osmangazi ve Büyükşehir Meclis Üyesi Avukat Ercan Korkmaz, mesela Osmangazi Grup Sözcüsü Avukat Sefa Yılmaz, örneğin CHP’lilerin ağabeyi olan ve ismini asla yıpratmamış bir isim olan Şahin Gençal. Bu isimler üzerinden kurulacak bir konsensusla aday yapılsa ve il başkanı olsa çok daha etkin bir parti yönetimi olur. Değişimse bu isimlerle çok daha etkili ve çok daha önemli bir değişim olur.b En azından zihinsel değişim gerçekleşebilir. İktidar da karşısında rakip görebilir. Bu şehre de ülkeye de kazandırır. CHP’lilerin öncelikle oturup donanımlı ve koltuğu dolduracak isimlerin neden siyasetin merkezine gelmediklerini tartışmaları ve düşünmeleri gerekiyor.
Aksi durum Bozbey-Sarıbal-Karaca başta olmak üzere yıpranmış isimler arasında kapalı devre siyaset oyununu sürdürürler. Ha hakkını yemeyelim CHP’deki tek yeni yüz İbrahim Alagöz ve o da son süreçte manevralarıyla aynı tiyatroya dahil olmaya aday olduğunu ortaya koydu sanki.