Son üç yıldır Bursa’daki rant çetelerinin tekerlerine çomak sokuyor birileri. Kurulu düzen sekteye uğruyor. Rant gitmiş değil ama rantiyecilerin keyfi kaçmış durumda.
İşte bu rant çeteleri son üç yıldır bu kentte yapmadıkları ahlaksızlığı, kullanmadıkları kalleşçe oyunları bırakmadılar bırakmaya da niyetleri yok. Parasal güç ellerinde ve Benjamin Franklin’e tapan yüzlercesini onun fotoğraflarının olduğu yeşilliklerle almak kolay.
Tam 3 yıla yakındır bu şehrin yöneticileri ağır ithamlarla, her an her dakika iftira ve yalanlarla, algı operasyonları itibar suikastlarıyla uğraşıyor.
Taş olsa çatlardı ama onlar Bursa için gecelerini gündüzlerine katarak hem içerden hem dışardan her türlü engellemelere rağmen hizmet etmenin gayretine düşmüş durumdalar.
Karşılarındaki cephe gerçekten tam bir şer ittifakı. Sahtekar şeyhi ve hacısı var, şarlatanı soytarısı var, keşi var paraya tapanı var.
Siyaseten gücünü kaybetmenin hırsıyla yanıp tutuşan var. Hayatı boyunca bir çizgisi olmayan ve rüzgargülü gibi fırıl fırıl dönenler var. Şantajcısı, iftiracısı, yalancısı neyi varsa top yekün bir araya geliyorlar.
Milletin hakkını hukukunu yiyemediklerinden ya da daha az yiyebildiklerinden daha fazlasını isteyen kimi varsa sıraya girmiş geliyor.
Taşeron hacı mu tutmadılar, küfürbaz ahlaksızlarla işbirliği mi yapmadılar. Şarlatanlarını mı ortaya sürmediler.
Kendileri saldırdığı gibi saldırmayanlara da mı saldırmadılar. Ne değer koyuyorlar ne başka bir şey varsa yoksa haram zıkkım rantları, pis paraları katlansın, haram göbekleri daha da yağlansın…
Peki bunlar neden oluyor?
Bu kentte omurgalı dik duran insan sayısının çok çok az olmasından. Hakkı hukunu bilen haramı helali birbirinden ayıran, milletin hakkı, kulun hakkı tüyü bitmemiş yetim hakkı diyen insanların sayılarının azlığı ya da diğerlerin kadar seslerinin çıkmamasından.
İnsanlar düşündüklerini korkmadan çekinmeden hesap yapmadan söylemeli. Gerek inancımız gerekse kültürümüz ve geleneklerimiz bunu söyler. Zulme zalime ses çıkarmak Allah’ın emri atamızın dedemizin mirasıdır bize.
Bu şehirde iftiralar türlü iftiralar atılırken herkes sustu. Bu şehirde türlü ayak oyunları oynanırken ve herkes bunu görürken kimseden ses çıkmadı.
Bu şehirde iyi niyetle çalışanlar ve hizmet etmek için kendisi paralayanlar dururken rant çetelerinin yanında yer alan onlarla vaziyet alanları görmelerine rağmen yine sustular. Sustu herkes.
Oysa Bursa’yı teslim almaya çalışanlar yarın o şerlerini size de bulaştıracaklar. O zulümden sizde zarar göreceksiniz. Susarsan yenilirsin. Susarsan kaybedersin. Susarsan zalimlden taraf olursun.
Bugün hala hukuksuzluğu savunanlara akın akın gidenleri görüyoruz. Bugün haksızdan hukuksuzdan yana olanları görüyoruz. Bugün inançlarının tam tersine hareket eden, kirli paralara secde edenleri görüyoruz.
Yazık çok yazık. Bir gün her şey geride kalacak. Bir tek yanında onuru kalacak insanın. Haktan yana olmanın vicdan rahatlığı olacak. Belki zenginlikler gelecek geçecek belki zorluklar aşılacak belki bir süre popülerlik olacak ama sonunda acı gerçekle kalacak insanlar.
Ve yarın inşaların yüzüne bacak yüzü olmalı insanın. Yarın inandığı değerlerin içinde kalacak yüzü olmalı vicdanı olmalı insanın. Yarın sokakta yalınayak geçen bir evladın yüzüne bakabilmeli insan.
Hepiniz ama hepiniz aynaya bakıp vicdanınızı sorgulayın. Bu kadar çirkinliğin içinde neden sessizim diye sorgulayın. Bu kadar alçaklığa neden ses çıkaramıyorum, hangi rant hangi kazanç ya da hangi korku beni bundan alıkoyuyor diye bakın.
Bitmeyecekler. Ve bitmeleri için yine bir avuç insandan başka kimse mücadele etmeyecek. O bir avuç insanın yüzü suyu hürmetine Bursa yaşanır bir şehir olmaya devam edecek.
Yazık çok yazık bu günleri insanlar bir yerlere not etmeli. Kanunsuzluğun nasıl utanmazca savunulduğunu asla unutmamalılar. Savunanlar da ses çıkarmayanlar da.
***********
Neden kabul edilmediler ki!
Geçen hafta gündemin içinde eriyip giden bir konu var ki oldukça önemli. Mudanya Mürsel Mahallesi’nde bir kişi kiraladığı Milli Emlak arazisindeki ağaçları kesiyor
Milli Emlak’a ait meşelik alanda endemik bitki yetiştirme bahanesiyle yapılan ağaç katliamı tabiatıyla bölge sakinleri ile birlikte çevre örgütleri ve meslek odalarının tepkisini çekiyor.
DOĞADER temsilcileri ile birlikte söz konusu arazide açıklama yapan Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Necla Özkaplan Yörüklü, ağaç kesimine tepki gösteriyor. Açıklamalarına devam eden Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Yörüklü, “Şahıs bu alanı kiraladığını ve endemik bitki yetiştireceğini söylemiş ancak endemik bitki zaten kendisi belli bir bölgede yetişir, yetiştiriciliği yapılamaz” şeklinde ifadelerini kullanıyor. Kesilen ağaçları da kamuoyuna gösteriyor.
Buraya kadar her şey normal. Burada bir de şikayet dilekçesi hazırlıyor Yörüklü ve beraberindekiler. Mudanya Kaymakamı’na iletilmek üzere. Sonrasında Kaymakamlığa gidiyorlar. Ve fakat Mudanya Kaymakamı kendilerini kabul etmiyor.
Bakan olayları nasıl anlatıyor Yörüklü, “ Mudanya Kaymakamına TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi olarak kesilen Meşe ağaçlarıyla ilgili şikayetimizi ve konunun araştırılmasını talep ettiğimiz dilekçemizi sunduk. Ama içeri dahi alınmadık. Oysa ki Mudanya Kaymakamı Sayın Faik Oktay Sözer beyin duyarlı olduğu söylenmişti bize... 1 dakika ayırsaydı bize konuyu daha iyi anlatabilir ve duyarlılık çağrısında bulunabilirdik. İnanıyoruz ki konuyla ilgili soruşturma yapılacak ve adil bir çözüm ve hesap sorulacaktır.”
Mudanya Kaymakamı Faik Bey neden kabul etmedi heyeti bilmiyoruz. Belki yanlış bilgilendirme belki başka bir program. Ancak kamuoyuna bu şekliyle yansıması şık olmadı.
Malum devletin temsilcileridir Kaymakamlar. Kimseyi ayırmadan herkesle görüşür kaymakamlar. Milletin dertlerini anlatmasına imkan sağlar gerekirse kendisi gider bizzat dinlemeye ve çözüm bulmaya.
İşte Mudanya Kaymakamlığına verilen o dilekçe
“MUDANYA KAYMAKAMLIĞI’NA
Mudanya İlçesi Mürsel Mahellesinde 28 Ağustos 2020 tarihinde (tutanaklara göre) mülkiyeti Maliye Hazinesine ait 1562 parsel numaralı 2100 metrekare alanda yaklaşık 50-60 adet yaklaşık 25-45 yaşları arasında Meşe ağaçlarının kesilerek alandan uzaklaştırıldığı Şubemize iletilmiş ve konuyla ilgili yapılan bu kıyımın durdurulması, nedenlerinin araştırılarak toplum vicdanının rahatlatılması ve konunun incelenmesi mahalle sakinleri tarafından Şubemizden talep edilmiştir. Söz konusu şikayetle ilgili tam da meslek odamızın çalışma alanlarında olan toplumun peyzaj alanlarının, yeşil alanlarının korunması ve geleceğe taşınması, yapılan uygulamaların toplum yararına bilimsel katkı ve desteğin sağlanması amacıyla inceleme başlatılmıştır. Yapılan araştırmalara göre, 31 Ağustos 2020 tarihinde kesim sırasında tutanak tutulmuş. Tutanak Mudanya İlçe Jandarma, Mudanya Orman İşletme Şefliği, İlçe Milli Emlak Şefliği (Milli Emlak Müdürü imzalı) ve Mürsel Mahalle Muhtarı imzalı olarak tutanak altına alınmıştır. Söz konusu alanda kesimin Dilek Ataoğlu Mert adına yapıldığı belirtilmiş, söz konusu kişi tespit/tutanak günü telefonla yapılan görüşmede ilgili Milli Emlak Müdürlüğünden kiralama suretiyle alanda ENDEMİK BİTKİ YETİŞTİRCİLĞİ yapmak üzere kiraladıkları belirtilmiş, aynı zamanda alana 3*7 metre konteyner konulmuştur. Sayın Kaymakamımız, sizlerin doğayla ilgili duyarlı çalışmalarınızı takip ediyoruz. Bizler Bu kıyımı yaparak nasıl bir kamusal kiralama yapıldığını anlamak ve halkımıza anlatmak istiyoruz.
Yanıtını beklediğimiz sorular şöyledir.
1. Kiralama sözleşmesi/oluru alınmış mıdır?
2. Kiralama ne amaçla istenmiştir.
3. Alanda kesimi yapanlar tarafından Dilek Ataoğlu Mert adına işi yaptıklarını belirtmişler ve Dilek hanımla yapılan görüşmede eşinin Orman Mühendisi olduğunu ve alanda Endemik Bitki üretimi için kiralama yapıldığı belirtilmiştir. Bu konu doğru mudur, Çünkü Endemik bitki yetiştirilmesi bilimsel olarak yasal olmayıp (Bitkilerin soğanları, tohumları, ya da taşınmaları yasal değildir) bu yetiştiricilik için Kiralamayı yapacak Kurum Milli Emlak bir kurumdan görüş alarak onay vermiş midir? Bizler, yukarıda belirttiğimiz konuların Kaymakamlığımız aracılığı ile yanıtlarının araştırılmasını, Kiralandığı söylenen alanda Kesimin yapıldığı tarihte, Kiralama onayının henüz alınmadığı Milli Emlak biriminde sadece başvurunun olduğu konusunun araştırılmasını, ne amaçla ve neden bu alanın kiralandığının, kiralama konusuyla ilgili gerekçeli onay raporlarının bilimsel bir kurum tarafından onaylanıp onaylanmadığının araştırılarak kamuoyunun aydınlatılmasını arz ederiz. Saygılarımızla.
Necla ÖZKAPLAN YÖRÜKLÜ Şube Başkanı”
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Dikkatle izliyoruz!
Son üç yıldır Bursa’daki rant çetelerinin tekerlerine çomak sokuyor birileri. Kurulu düzen sekteye uğruyor. Rant gitmiş değil ama rantiyecilerin keyfi kaçmış durumda.
İşte bu rant çeteleri son üç yıldır bu kentte yapmadıkları ahlaksızlığı, kullanmadıkları kalleşçe oyunları bırakmadılar bırakmaya da niyetleri yok. Parasal güç ellerinde ve Benjamin Franklin’e tapan yüzlercesini onun fotoğraflarının olduğu yeşilliklerle almak kolay.
Tam 3 yıla yakındır bu şehrin yöneticileri ağır ithamlarla, her an her dakika iftira ve yalanlarla, algı operasyonları itibar suikastlarıyla uğraşıyor.
Taş olsa çatlardı ama onlar Bursa için gecelerini gündüzlerine katarak hem içerden hem dışardan her türlü engellemelere rağmen hizmet etmenin gayretine düşmüş durumdalar.
Karşılarındaki cephe gerçekten tam bir şer ittifakı. Sahtekar şeyhi ve hacısı var, şarlatanı soytarısı var, keşi var paraya tapanı var.
Siyaseten gücünü kaybetmenin hırsıyla yanıp tutuşan var. Hayatı boyunca bir çizgisi olmayan ve rüzgargülü gibi fırıl fırıl dönenler var. Şantajcısı, iftiracısı, yalancısı neyi varsa top yekün bir araya geliyorlar.
Milletin hakkını hukukunu yiyemediklerinden ya da daha az yiyebildiklerinden daha fazlasını isteyen kimi varsa sıraya girmiş geliyor.
Taşeron hacı mu tutmadılar, küfürbaz ahlaksızlarla işbirliği mi yapmadılar. Şarlatanlarını mı ortaya sürmediler.
Kendileri saldırdığı gibi saldırmayanlara da mı saldırmadılar. Ne değer koyuyorlar ne başka bir şey varsa yoksa haram zıkkım rantları, pis paraları katlansın, haram göbekleri daha da yağlansın…
Peki bunlar neden oluyor?
Bu kentte omurgalı dik duran insan sayısının çok çok az olmasından. Hakkı hukunu bilen haramı helali birbirinden ayıran, milletin hakkı, kulun hakkı tüyü bitmemiş yetim hakkı diyen insanların sayılarının azlığı ya da diğerlerin kadar seslerinin çıkmamasından.
İnsanlar düşündüklerini korkmadan çekinmeden hesap yapmadan söylemeli. Gerek inancımız gerekse kültürümüz ve geleneklerimiz bunu söyler. Zulme zalime ses çıkarmak Allah’ın emri atamızın dedemizin mirasıdır bize.
Bu şehirde iftiralar türlü iftiralar atılırken herkes sustu. Bu şehirde türlü ayak oyunları oynanırken ve herkes bunu görürken kimseden ses çıkmadı.
Bu şehirde iyi niyetle çalışanlar ve hizmet etmek için kendisi paralayanlar dururken rant çetelerinin yanında yer alan onlarla vaziyet alanları görmelerine rağmen yine sustular. Sustu herkes.
Oysa Bursa’yı teslim almaya çalışanlar yarın o şerlerini size de bulaştıracaklar. O zulümden sizde zarar göreceksiniz. Susarsan yenilirsin. Susarsan kaybedersin. Susarsan zalimlden taraf olursun.
Bugün hala hukuksuzluğu savunanlara akın akın gidenleri görüyoruz. Bugün haksızdan hukuksuzdan yana olanları görüyoruz. Bugün inançlarının tam tersine hareket eden, kirli paralara secde edenleri görüyoruz.
Yazık çok yazık. Bir gün her şey geride kalacak. Bir tek yanında onuru kalacak insanın. Haktan yana olmanın vicdan rahatlığı olacak. Belki zenginlikler gelecek geçecek belki zorluklar aşılacak belki bir süre popülerlik olacak ama sonunda acı gerçekle kalacak insanlar.
Ve yarın inşaların yüzüne bacak yüzü olmalı insanın. Yarın inandığı değerlerin içinde kalacak yüzü olmalı vicdanı olmalı insanın. Yarın sokakta yalınayak geçen bir evladın yüzüne bakabilmeli insan.
Hepiniz ama hepiniz aynaya bakıp vicdanınızı sorgulayın. Bu kadar çirkinliğin içinde neden sessizim diye sorgulayın. Bu kadar alçaklığa neden ses çıkaramıyorum, hangi rant hangi kazanç ya da hangi korku beni bundan alıkoyuyor diye bakın.
Bitmeyecekler. Ve bitmeleri için yine bir avuç insandan başka kimse mücadele etmeyecek. O bir avuç insanın yüzü suyu hürmetine Bursa yaşanır bir şehir olmaya devam edecek.
Yazık çok yazık bu günleri insanlar bir yerlere not etmeli. Kanunsuzluğun nasıl utanmazca savunulduğunu asla unutmamalılar. Savunanlar da ses çıkarmayanlar da.
***********
Neden kabul edilmediler ki!
Geçen hafta gündemin içinde eriyip giden bir konu var ki oldukça önemli. Mudanya Mürsel Mahallesi’nde bir kişi kiraladığı Milli Emlak arazisindeki ağaçları kesiyor
Milli Emlak’a ait meşelik alanda endemik bitki yetiştirme bahanesiyle yapılan ağaç katliamı tabiatıyla bölge sakinleri ile birlikte çevre örgütleri ve meslek odalarının tepkisini çekiyor.
DOĞADER temsilcileri ile birlikte söz konusu arazide açıklama yapan Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Necla Özkaplan Yörüklü, ağaç kesimine tepki gösteriyor. Açıklamalarına devam eden Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Yörüklü, “Şahıs bu alanı kiraladığını ve endemik bitki yetiştireceğini söylemiş ancak endemik bitki zaten kendisi belli bir bölgede yetişir, yetiştiriciliği yapılamaz” şeklinde ifadelerini kullanıyor. Kesilen ağaçları da kamuoyuna gösteriyor.
Buraya kadar her şey normal. Burada bir de şikayet dilekçesi hazırlıyor Yörüklü ve beraberindekiler. Mudanya Kaymakamı’na iletilmek üzere. Sonrasında Kaymakamlığa gidiyorlar. Ve fakat Mudanya Kaymakamı kendilerini kabul etmiyor.
Bakan olayları nasıl anlatıyor Yörüklü, “ Mudanya Kaymakamına TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi olarak kesilen Meşe ağaçlarıyla ilgili şikayetimizi ve konunun araştırılmasını talep ettiğimiz dilekçemizi sunduk. Ama içeri dahi alınmadık. Oysa ki Mudanya Kaymakamı Sayın Faik Oktay Sözer beyin duyarlı olduğu söylenmişti bize... 1 dakika ayırsaydı bize konuyu daha iyi anlatabilir ve duyarlılık çağrısında bulunabilirdik. İnanıyoruz ki konuyla ilgili soruşturma yapılacak ve adil bir çözüm ve hesap sorulacaktır.”
Mudanya Kaymakamı Faik Bey neden kabul etmedi heyeti bilmiyoruz. Belki yanlış bilgilendirme belki başka bir program. Ancak kamuoyuna bu şekliyle yansıması şık olmadı.
Malum devletin temsilcileridir Kaymakamlar. Kimseyi ayırmadan herkesle görüşür kaymakamlar. Milletin dertlerini anlatmasına imkan sağlar gerekirse kendisi gider bizzat dinlemeye ve çözüm bulmaya.
İşte Mudanya Kaymakamlığına verilen o dilekçe
“MUDANYA KAYMAKAMLIĞI’NA
Mudanya İlçesi Mürsel Mahellesinde 28 Ağustos 2020 tarihinde (tutanaklara göre) mülkiyeti Maliye Hazinesine ait 1562 parsel numaralı 2100 metrekare alanda yaklaşık 50-60 adet yaklaşık 25-45 yaşları arasında Meşe ağaçlarının kesilerek alandan uzaklaştırıldığı Şubemize iletilmiş ve konuyla ilgili yapılan bu kıyımın durdurulması, nedenlerinin araştırılarak toplum vicdanının rahatlatılması ve konunun incelenmesi mahalle sakinleri tarafından Şubemizden talep edilmiştir. Söz konusu şikayetle ilgili tam da meslek odamızın çalışma alanlarında olan toplumun peyzaj alanlarının, yeşil alanlarının korunması ve geleceğe taşınması, yapılan uygulamaların toplum yararına bilimsel katkı ve desteğin sağlanması amacıyla inceleme başlatılmıştır. Yapılan araştırmalara göre, 31 Ağustos 2020 tarihinde kesim sırasında tutanak tutulmuş. Tutanak Mudanya İlçe Jandarma, Mudanya Orman İşletme Şefliği, İlçe Milli Emlak Şefliği (Milli Emlak Müdürü imzalı) ve Mürsel Mahalle Muhtarı imzalı olarak tutanak altına alınmıştır. Söz konusu alanda kesimin Dilek Ataoğlu Mert adına yapıldığı belirtilmiş, söz konusu kişi tespit/tutanak günü telefonla yapılan görüşmede ilgili Milli Emlak Müdürlüğünden kiralama suretiyle alanda ENDEMİK BİTKİ YETİŞTİRCİLĞİ yapmak üzere kiraladıkları belirtilmiş, aynı zamanda alana 3*7 metre konteyner konulmuştur. Sayın Kaymakamımız, sizlerin doğayla ilgili duyarlı çalışmalarınızı takip ediyoruz. Bizler Bu kıyımı yaparak nasıl bir kamusal kiralama yapıldığını anlamak ve halkımıza anlatmak istiyoruz.
Yanıtını beklediğimiz sorular şöyledir.
1. Kiralama sözleşmesi/oluru alınmış mıdır?
2. Kiralama ne amaçla istenmiştir.
3. Alanda kesimi yapanlar tarafından Dilek Ataoğlu Mert adına işi yaptıklarını belirtmişler ve Dilek hanımla yapılan görüşmede eşinin Orman Mühendisi olduğunu ve alanda Endemik Bitki üretimi için kiralama yapıldığı belirtilmiştir. Bu konu doğru mudur, Çünkü Endemik bitki yetiştirilmesi bilimsel olarak yasal olmayıp (Bitkilerin soğanları, tohumları, ya da taşınmaları yasal değildir) bu yetiştiricilik için Kiralamayı yapacak Kurum Milli Emlak bir kurumdan görüş alarak onay vermiş midir? Bizler, yukarıda belirttiğimiz konuların Kaymakamlığımız aracılığı ile yanıtlarının araştırılmasını, Kiralandığı söylenen alanda Kesimin yapıldığı tarihte, Kiralama onayının henüz alınmadığı Milli Emlak biriminde sadece başvurunun olduğu konusunun araştırılmasını, ne amaçla ve neden bu alanın kiralandığının, kiralama konusuyla ilgili gerekçeli onay raporlarının bilimsel bir kurum tarafından onaylanıp onaylanmadığının araştırılarak kamuoyunun aydınlatılmasını arz ederiz. Saygılarımızla.
Necla ÖZKAPLAN YÖRÜKLÜ Şube Başkanı”