İsrail İran savaşı gündemi teslim alırken, hayat da akıyor bir yandan. Her ne kadar pürdikkat Ortadoğu’da yaşananları izliyor olsak da kentimizde ve ülkemizde yaşananlar da aynı ölçüde önemli ve dikkatle takip edilmesi gereken konular.
Geçenlerde Mudanya için sosyal medya hesabımdan bir paylaşım yapmıştım. İlçede hükümet konağı yok, yol yok, yeterince okul yok, sahilinde tuvalet yok. Doğru düzgün denetimi yok, gençlik merkezi, kültür merkezi, sinema tiyatro salonu yok. Hatta akşamları ve hafta sonları iğne olacak bir sağlık kabini boyutunda bir yer bile yok…
Boyutu bir kademe yükselttiğimizde Bursa’nın da oldukça sorunlu süreçler yaşadığını görmemek mümkün değil. Genel idare ya da yerel idare yönetimlerinden bağımsız olarak Bursa’da siyasetçilerin ve bürokratların son 30 yılda hatta daha da uzun bir süredir çok kötü performans sergiledikleri ortada. Kişisel ve grupların ikballerinin Bursa’nın topyekün ikbalinin hep önünde olduğu uzun bir süreç yaşanıyor Bursa’da.
Geçmişi bir kenara bırakırsak. Bugünün sorunlarının çözümünü geçmişin sorunları ile perdeleme gayretinin bir çözüm olmadığı ortada. Mevlana’nın “Dün dünde kaldı can cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım” sözünden yola çıkarak, devam edelim.
Yeni bir çevre yolu, bitmek bilmeyen hastanelerin tamamlanması. Hızlı tren, Orhaneli Tüneli gibi kabak tadı veren yatırımların tamamlanması gibi onlarca sorun öylesine duruyor. Deprem riski nedeniyle yıkılan okulların yeniden yapılmasının yıllar sürmesi de aynı.
Sık sık siyasiler arasında polemik konusu olan zaman zaman da siyasilerin önünde poz verip bilmem ne zaman tamamlanacak dediği bir çok yatırımın bir türlü tamamlanamamasının nedeni Bursa’nın seçtiği 20 vekilin, Bursa siyasetinin ve Bursa’daki bürokratların işlerini yapmadıklarının en net göstergesi.
Türkiye’de ağlamayan bebeğe mama vermezler lafı çok tutarlı ve kabul görür bir laftır. Bursa için proje üretip bunun takibini ve ısrarını Ankara’da yapacak ne yazık ki neredeyse kimse yok. Siyasetçi kalitesinin hızla düşmesinin yanı sıra gelen bürokratların yeterliliği de sürekli ne yazık ki düşüyor.
Bir örnekle devam edelim. Yıldırım’da eski İhtisas Hastanesi’nin olduğu alanla ilgili en son bir diş hastanesinin yapılması gündemdeydi. Dönemin Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, işi takip ediyordu. Seçimlerde Esgin aday yapılmayınca Diş Hastanesi de unutuldu. Yavuzselim Kavşağı’ndaki hastane alanı boş olarak bekliyor. İlgilenen var mı bilmiyoruz.
Ancak bu sadece siyaset ve bürokrasiyle de ilgili değil tabi. Bursa’nın işadamları, sanayicileri ve tüccarları da kent için kılını kıpırdatmamaya yemin etmiş gibi. Ceplerinden beş kuruş hayır işlememek için 50 takla atıyorlar. Ovanın ortasına boyahane kuranı, tarım arazilerine sanayi sitesi yapanı, zehir kusan fabrikalarının bacalarına filitre takmamak için çaba vereni…
Tekrar diş hastanesine dönersek. Diş hastanesi diğer hastane yatırımlarına göre çok daha ucuz yatırımlar. Dişle ilgili kullanılan cihazların sayısı da belli. Üstelik tam teşekküllü hastane inşaatlarına göre de bu diş hastaneleri daha ucuz. Bu şehirde para kazanan, kentin havasını suyunu toprağını kirletmelerinin yanı sıra emeğini kullananların bu şehre bir şeyler yapması gerekmez mi? Gerekir ama siyasetçilerle zengin sofralarında keyif yaparken, işler yürüsün diye evlilikler yaparken, Bursa’yı sıfır maliyetle daha fazla sömürmek varken, ve onları zorlayacak kitleleri kontrol eden siyasi partilerin bir kısmının bu rantçıların kontrolünde olduğunu da göz önünde bulundurduğumuzda, ne yazık ki yaprak bile kımıldamıyor.
Vay efendim Bursa devlete katkısı kadar yatırım alamıyormuş. Siyaset ve siyasetçi Ankara’da kendi ikbali yerine Bursa için çabalarsa alır. Bursa’daki para kazanan arkadaşlar ranta uğraştıklarının 10’da biri Bursa için de emek verseler alır. Bölgecilik yapan sözde siyasetçiler yaşadıkları kentler yerine nüfus cüzdanlarındaki kentler için çaba göstermek yerine Bursa için çaba gösterirlerse olur.
Balıkesir kadar, Denizli kadar, Konya, Kocaeli kadar gücü olmayan bir kent durumunda Bursa. Dahası var. Bursa’nın 10’da biri büyüklüğü olmayan hacmi olmayan şehirlerin aldığı yatırımların, Ankara’da oturan bürokratlar tarafından planlandığını düşünecek kadar ahmak değiliz herhalde hiç birimiz.
Sahi Diş Hastanesi ne oldu? Bilen var mı? Mesela 4 ay sonra Bursa’ya bir sağlık müdürü atandı adını bilen var mı? Memleket Hastanesi ne oldu? Çevre yoluna alternatif yoldan haberi olan? Yoktur sanırım.
Bizde siyasiler birbirlerinin düğünlerine gider, kendi mahallesindeki iki tanıdıkla çay içer, dükkan açılışı, Bursaspor Protokol tribününde boy gösterir. Çoğunun bakanlıkların yolunu ancak navigasyonla bulacaklarını düşünüyorum. Palavralarla bu şehrin geleceği yok edilirken, hala daha 3 kilometrelik tüneli 10 yıldır yapamayıp önünde poz verenlerin bu şehre hizmet edeceklerini düşünen varsa aklına şaşarım.
Bu şehirde siyaset de bürokrasi de olabildiğinde silik ve kişilerin kendilerine yönelik konfor alanı oluşturdukları alanlar dışına çıkamıyor. Kentin bir çok konusunu sadece gazeteciler ve kamuoyundaki bir kısım Bursa sevdalısı insanlar dışında konuşan yok. Oysa o meselelerin hepsini çözmesi gereken onun için o koltukları işgal eden insanların umurları bile değil.
Bu böyle ne kadar gider bilmem ama boğulma noktasına gelen Bursa’da artık kimsenin palavra dinleyecek mecalinin de kaldığını düşünmüyorum. Son seçimde vatandaşı sandığa bile götüremeyen siyasi kadroların yarın kendilerinin bile sandığa gideceklerine ihtimal vermiyorum. Kimse siyasi oyunlar ve rant oyunlarıyla milleti ahmak yerine koymamalı. Bunun faturası çok ağır olur.
Diş Hastanesi konusunu Bursa’da bir Allah’ın kulu kamuoyuna tane tane anlatabilir mi? Lütfen…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Diş hastanesi yılan hikayesine döndü
İsrail İran savaşı gündemi teslim alırken, hayat da akıyor bir yandan. Her ne kadar pürdikkat Ortadoğu’da yaşananları izliyor olsak da kentimizde ve ülkemizde yaşananlar da aynı ölçüde önemli ve dikkatle takip edilmesi gereken konular.
Geçenlerde Mudanya için sosyal medya hesabımdan bir paylaşım yapmıştım. İlçede hükümet konağı yok, yol yok, yeterince okul yok, sahilinde tuvalet yok. Doğru düzgün denetimi yok, gençlik merkezi, kültür merkezi, sinema tiyatro salonu yok. Hatta akşamları ve hafta sonları iğne olacak bir sağlık kabini boyutunda bir yer bile yok…
Boyutu bir kademe yükselttiğimizde Bursa’nın da oldukça sorunlu süreçler yaşadığını görmemek mümkün değil. Genel idare ya da yerel idare yönetimlerinden bağımsız olarak Bursa’da siyasetçilerin ve bürokratların son 30 yılda hatta daha da uzun bir süredir çok kötü performans sergiledikleri ortada. Kişisel ve grupların ikballerinin Bursa’nın topyekün ikbalinin hep önünde olduğu uzun bir süreç yaşanıyor Bursa’da.
Geçmişi bir kenara bırakırsak. Bugünün sorunlarının çözümünü geçmişin sorunları ile perdeleme gayretinin bir çözüm olmadığı ortada. Mevlana’nın “Dün dünde kaldı can cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım” sözünden yola çıkarak, devam edelim.
Yeni bir çevre yolu, bitmek bilmeyen hastanelerin tamamlanması. Hızlı tren, Orhaneli Tüneli gibi kabak tadı veren yatırımların tamamlanması gibi onlarca sorun öylesine duruyor. Deprem riski nedeniyle yıkılan okulların yeniden yapılmasının yıllar sürmesi de aynı.
Sık sık siyasiler arasında polemik konusu olan zaman zaman da siyasilerin önünde poz verip bilmem ne zaman tamamlanacak dediği bir çok yatırımın bir türlü tamamlanamamasının nedeni Bursa’nın seçtiği 20 vekilin, Bursa siyasetinin ve Bursa’daki bürokratların işlerini yapmadıklarının en net göstergesi.
Türkiye’de ağlamayan bebeğe mama vermezler lafı çok tutarlı ve kabul görür bir laftır. Bursa için proje üretip bunun takibini ve ısrarını Ankara’da yapacak ne yazık ki neredeyse kimse yok. Siyasetçi kalitesinin hızla düşmesinin yanı sıra gelen bürokratların yeterliliği de sürekli ne yazık ki düşüyor.
Bir örnekle devam edelim. Yıldırım’da eski İhtisas Hastanesi’nin olduğu alanla ilgili en son bir diş hastanesinin yapılması gündemdeydi. Dönemin Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, işi takip ediyordu. Seçimlerde Esgin aday yapılmayınca Diş Hastanesi de unutuldu. Yavuzselim Kavşağı’ndaki hastane alanı boş olarak bekliyor. İlgilenen var mı bilmiyoruz.
Ancak bu sadece siyaset ve bürokrasiyle de ilgili değil tabi. Bursa’nın işadamları, sanayicileri ve tüccarları da kent için kılını kıpırdatmamaya yemin etmiş gibi. Ceplerinden beş kuruş hayır işlememek için 50 takla atıyorlar. Ovanın ortasına boyahane kuranı, tarım arazilerine sanayi sitesi yapanı, zehir kusan fabrikalarının bacalarına filitre takmamak için çaba vereni…
Tekrar diş hastanesine dönersek. Diş hastanesi diğer hastane yatırımlarına göre çok daha ucuz yatırımlar. Dişle ilgili kullanılan cihazların sayısı da belli. Üstelik tam teşekküllü hastane inşaatlarına göre de bu diş hastaneleri daha ucuz. Bu şehirde para kazanan, kentin havasını suyunu toprağını kirletmelerinin yanı sıra emeğini kullananların bu şehre bir şeyler yapması gerekmez mi? Gerekir ama siyasetçilerle zengin sofralarında keyif yaparken, işler yürüsün diye evlilikler yaparken, Bursa’yı sıfır maliyetle daha fazla sömürmek varken, ve onları zorlayacak kitleleri kontrol eden siyasi partilerin bir kısmının bu rantçıların kontrolünde olduğunu da göz önünde bulundurduğumuzda, ne yazık ki yaprak bile kımıldamıyor.
Vay efendim Bursa devlete katkısı kadar yatırım alamıyormuş. Siyaset ve siyasetçi Ankara’da kendi ikbali yerine Bursa için çabalarsa alır. Bursa’daki para kazanan arkadaşlar ranta uğraştıklarının 10’da biri Bursa için de emek verseler alır. Bölgecilik yapan sözde siyasetçiler yaşadıkları kentler yerine nüfus cüzdanlarındaki kentler için çaba göstermek yerine Bursa için çaba gösterirlerse olur.
Balıkesir kadar, Denizli kadar, Konya, Kocaeli kadar gücü olmayan bir kent durumunda Bursa. Dahası var. Bursa’nın 10’da biri büyüklüğü olmayan hacmi olmayan şehirlerin aldığı yatırımların, Ankara’da oturan bürokratlar tarafından planlandığını düşünecek kadar ahmak değiliz herhalde hiç birimiz.
Sahi Diş Hastanesi ne oldu? Bilen var mı? Mesela 4 ay sonra Bursa’ya bir sağlık müdürü atandı adını bilen var mı? Memleket Hastanesi ne oldu? Çevre yoluna alternatif yoldan haberi olan? Yoktur sanırım.
Bizde siyasiler birbirlerinin düğünlerine gider, kendi mahallesindeki iki tanıdıkla çay içer, dükkan açılışı, Bursaspor Protokol tribününde boy gösterir. Çoğunun bakanlıkların yolunu ancak navigasyonla bulacaklarını düşünüyorum. Palavralarla bu şehrin geleceği yok edilirken, hala daha 3 kilometrelik tüneli 10 yıldır yapamayıp önünde poz verenlerin bu şehre hizmet edeceklerini düşünen varsa aklına şaşarım.
Bu şehirde siyaset de bürokrasi de olabildiğinde silik ve kişilerin kendilerine yönelik konfor alanı oluşturdukları alanlar dışına çıkamıyor. Kentin bir çok konusunu sadece gazeteciler ve kamuoyundaki bir kısım Bursa sevdalısı insanlar dışında konuşan yok. Oysa o meselelerin hepsini çözmesi gereken onun için o koltukları işgal eden insanların umurları bile değil.
Bu böyle ne kadar gider bilmem ama boğulma noktasına gelen Bursa’da artık kimsenin palavra dinleyecek mecalinin de kaldığını düşünmüyorum. Son seçimde vatandaşı sandığa bile götüremeyen siyasi kadroların yarın kendilerinin bile sandığa gideceklerine ihtimal vermiyorum. Kimse siyasi oyunlar ve rant oyunlarıyla milleti ahmak yerine koymamalı. Bunun faturası çok ağır olur.
Diş Hastanesi konusunu Bursa’da bir Allah’ın kulu kamuoyuna tane tane anlatabilir mi? Lütfen…