SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Eğitimin de eğitimcinin de sorunu çok!

Yazının Giriş Tarihi: 24.12.2021 20:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.12.2021 20:24

Eğitim Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar hocam ziyaretimize geldi. Son günlerde öğretmenler ve öğretmenlik mesleği en çok konuşulan konuların başında geliyor.


Konu gündemde olunca sohbet de o yönde ilerliyor. Öncelikle öğretmenlerin şu günlerde merakla beklediği birkaç konu var. Onlar 3600 gösterge, öğretmenlik meslek kanunu ve tabi tüm memurların beklediği maaş zammı var. 


Takipte olduklarını söyledi Ramazan hocam.  Özellikle öğretmenlik meslek kanununun önemine değindi. 3600 göstergenin de 1. Dereceye inen tüm memurlar için uygulanması gerektiğini vurguladı. 
Meslek kanunu ile birlikte uzmanlaşma kariyer basamaklarının gerçekleşeceğini anlattı. Uzman öğretmen ve başöğretmenlik unvanlarının devreye gireceğini anlattı. Bunların sınavla yapılacak olmasına yönelik eleştiriler aldıklarını da anlattı. 


Belli ölçülebilir kriterlerin getirilmesi gerektiğini vurgulayan Acar, 2006 yıllında bir kez bu konunun geldiğini sonrasında kaldırıldığını anlattı.
 O dönem branşlarda yüzde 30 oranında uzman ya da başöğretmen sınırlaması geldiğini yeni gelecek uygulamada ise sınır olmayacağını ifade etti. Uzman öğretmenler ortalama bin lira fazla ücret alacak, başöğretmenler de uzman öğretmenlerden bin lira fazla ücret alacak. Yani başöğretmen öğretmene göre 2 bin lira fazla alacak. 
Ramazan hoca önemli bir ayrıntıyı da anlattı. Maaşların asgari ücrete kadar olan bölümünden vergi ve harç alınmaması öyle ciddi bir fark oluşturmuyor. Cüzi 50 lira civarında bir fark oluşturuyormuş. Yani verginin alınmayacak olması maaşa çok da bir şey yansıtmıyor. Sadece vergi dilimine biraz daha sonra girmesi belki söz konusu oluyor. 


Özel okullarda çalışan öğretmenlerle ilgili de bir ayarlama ve düzenleme yapılması gerektiğine vurgu yaptı Ramazan Acar. Özelde çalışan öğretmenlerin en düşük memur maaşının altında kalmayacak bir maaş kriter getirilmesi gerektiğini anlattı. 


Ve ücretli öğretmenler; çok cüzi ders ücreti aldıklarını, sigortalarının bile tam yatırılamadığını aktardı. Bunlara da asgari ücret civarında bir maaş ve yerine derse girdikleri öğretmenlerin haklarının yansıtılması gerektiğini ifade etti.  


Okullara artık belli kriterlerde bütçe verilmesi gerektiğini, okul müdürlerinin parasal konularla veli, öğrenci ile muhatap bırakılmasının doğru olmadığının altını çizdi. 


Sohbetimizde öğrencilere yemek verilmesi de gündeme geldi.  Özel eğitimdeki öğrencilere, taşımalı sistemdeki öğrencilere, yurt ve pansiyonlardaki öğrencilere yemek verildiğinin altını çizen Ramazan Acar, kurulacak bir vakıf ve ona destek verecek kamu, özel sektör, STK ve belediyelerin koordinesinde bunu sağlamamın mümkün olduğunu söyledi. 


Üniversite ve yüksek öğretim yurtlarında devletin ucuz ve kaliteli yemeği öğrencilere sunduğunu bunu Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda da yapmanın mümkün olabileceğini kaydetti. 
Daha bir çok konuyla ilgili serzenişleri oldu Ramazan Acar hocamın. Zaman zaman bunları da gündeme taşıyacağız. Sohbetimizde eğitimde sorunların varlığının sürdüğünü anladık. Dahası aslında somut olarak eğitime odaklanması gereken Milli Eğitim Bakanlığı ve taşra teşkilatlarının konunun özüne gelemediklerini anladık. 
Hep deriz ya proje planlama vs çok önemli. Milli Eğitim Bakanlığı adeta proje çöplüğüne dönmüş durumda. Ortalama 24 ay süre görev yapan bakanlar, eskisini kaldırıp yenisini getirme gibi kaygılar, yapılan projelerin ya yarım kalması ya da daha başlamadan rafa kaldırılması…


Günün şartlarına göre güncellenmesi gereken okul yapıları vs. Daha da önemlisi, Milli Eğitim’in bu tali konulardan bir an önce kurtularak asıl yerine sınıflara ve eğitimin kalitesine odaklanması gerekiyor. Eğitimde önceliğin eğitim öğretim olması, eğitim zincirinin doğru işletilmesi şart. 


Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı’nın temel eğitimi ve eğitim öğretimin merkezini teşkil eden sınıfı ve okulu öncelemesinin de önemi açık. Okulların ve öğretmenlerin eğitim öğretime odaklanması birinci öncelik olmak durumunda. 


Şöyle de diyebiliriz… Sınıflar ve okullar tıpkı hastanelerin acil servisleri gibi algılanmalı. Nasıl ki her ne olursa olsun acildeki işlemler bekletilemez, eksik bırakılamaz ve taviz verilemezse sınıf ve okulların durumu da aynı bu şekilde değerlendirilerek ona göre konumlandırılmalıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.