Alana güvenlik önlemleri alınmış kapıdan giriyoruz. Mart başında gittiğimizde henüz inşaat aşamasındaki yaşam alanı artık insanların yaşadığı, çocuk cıvıltıları ile şenlenmiş, insanların kabullendiği ve yaşamlarını uydurduğu bir hale gelmiş.
“Allah sizden razı olsun. Her ihtiyacımızı karşılıyor. Senden de destek olan herkesten de Allah razı olsun. Rabbim daha çok versin daha çok insana yardım edin” sözlerini sanırım 80’lerine adanmış elleri öpülesi bir Anadolu kadınının dudaklarından dökülüyordu.
Daha alana girer girmez çocuklar Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın çevresini sardılar. Çok sık ziyaret ettiği için tanıyorlardı ve her defasında onlarla ilgilendiği için belliki seviyorlardı.
Deprem…
Yıllarca süren bir savaşın veremeyeceği zararı 3 dakikadan az bir zamanda öylesine geniş bir coğrafyamıza vermişti ki, böylesi büyük bir seferberlikte bile öyle kısa sürede sorunları aşıp, yeniden eski alışık olunan düzene geçmek mümkün olmuyor.
Saraylar yapsanız ne yazar. Kime dönseniz ailesinden onlarcasını kaybetmiş, annesini babasını, çocuğunu, kardeşini, akrabasını, arkadaşını, komşusunu yitirmiş.
Düşünmesi bile o kadar ağır, o kadar zor ki… Buna rağmen hayata tutunmanın gayreti içinde insanlar. Bir şekilde hayatlarını yarına taşıyıp gelecekte kaybettikleri canları ve sevdikleri olmasa da en azından hayatlarını geri almanın umudu içindeler.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş bey'in daveti üzerine arama kurtarma ekiplerinin temsilcileri ve birkaç gazeteci arkadaşımla birlikte Hatay’daydık iki gün önce. Mart başında gitmiştik ve aradan 2.5 ay geçtikten sonra bir kez daha yüreğimizin yandığı yurtlarımızdan birine Hatay’a gittik.
Hatay’da değişen iki şey vardı aslına bakarsanız. Birincisi insanların ilk zamanlardaki çaresizliği kaybolmuş ve artık bir şekilde yaşam filizlenmeye başlamıştı. Enkazlar kaldırılmış, bir şekilde şehir yaşam emareleri göstermeye başlamıştı. Ama en önemlisi çocukların gözlerinde umudu, sevgiyi ve neşeyi gördük.
Bir şeyi daha çok iyi gördük ki bu ülkenin insanı iyiliği de biliyor, kendisine yardım edenlerin samimiyetini de görüyor. Bu ülkede bozgunculuk yapmaya çalışan garip hastalıklı bir zihniyet olsa da insanlar iyiye güzele ve iyiliğe daha çok yanaşıyor.
Antakya’da konteyner kentlerin yanı sıra bir de ilkokul ziyaret ettik. Minikler kendilerini ziyarete gelen ve kırtasiye seti hediye eden Aktaş ve ekibine öyle güzel sevgi gösterilerinde bulundular ki, ve o sınıflarda yaşadıkları heyecan ve coşku o kadar eşsidi ki, evet diyorsunuz acılara sarıldık ama güzel günlere umudumuz var.
Konteyner kent ziyaretlerinde Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, neredeyse her kapıyı çaldı, davet gelen her kapıya gitti. İnsanları dinledi, onlarla dertleşti. Kendisine iletilen her sorunu, her ihtiyacı not aldı, bir kısmına anında müdahale etti. Devlet yöneticisi olarak önümüzdeki süreçte oluşabilecek sorunlarla ilgili olarak da öngörüsünü kullanarak yöneticilerine talimatlar verdi. Hasılı ne kadar ilgili olduğunu biz gördük.
Dahası bu ilginin sonucunu da görüp şahit olduk. Onca acıya onca çileye rağmen bir bir tek tepki gösteren vatandaş görmedim. Göstese ne olur ki. Onca acıyı yaşamış insanların doğru yanlış tepki gösterme hakları da var. Ancak dua edenleri gördüm, Allah razı olsun diyenleri gördüm. Teşekkür edenleri gördüm. Belli ki Bursa Büyükşehir orada işini layıkıyla yapıyor, belli ki verilen sorumluluğun altında Alinur Aktaş alnının akıyla kalkıyor.
Şimdi eskisi gibi evlerinde ve hayatlarında olmasalar bile 3 ay öncesine göre çok daha insani şartlarda, hiç olmazsa tozun toprağın ve yağmurun çamurun altında değil, güvenlik önlemleri alınmış, altyapısı tamamlanmış, lojistiği sürekli sağlanan, sağlığından sosyal aktivitelerine, suyundan elektriğine, parke taşından çocuk oyun alanlarına kadar her gün daha da geliştirilen yaşam alanlarında geleceğe bakıyor depremzedeler.
Bir kesitle bugünkü bölümü tamamlayalım.
Böbrek hastası yürüyemeyen bir vatandaş, başkan başka bir sokakta olduğu için bir komşusuyla haber gönderdi kendisini görmek istediğini iletti. Aktaş, hemen o sokağa döndü. 3 yıldır diyalize girdiğini söyleyen vatandaşla sohbet edip, taleplerini dinledi.
Maç izlemek için internet bağlantısı talep etti. Bu yaşamın orada nasıl filizlendiğini de gösteriyor aslında. Sözü aldı vatandaş, yürüyemediği için tekerlekli sandalye ve diğer sağlık problemleri içinde Başkan Aktaş görevlilere talimat verdi.
Son durağımız olan Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan konteyner kent. Her gün 4500 porsiyon yemek dağıtıyor Bursa Büyükşehir Belediyesi burada. Yemeklere baktık, bakmakla yetinmedik vatandaşlara sorduk. Lokanta kalitesinde hatta üzerinde yemek dağıtılıyor vatandaşa. Ne kadar istiyorsa o kadar veriliyor. Herkes yeteceği kadar alıyor. Dualarla konteynerinin yolunu tutuyor.
Hatay'da Bursa'yı gördük, Konya'yı gördük, yardım kuruluşlarını gördük, insanları gördük, hasarlı binaları gördük ama laf ebeliği yapan, buradan siyasi algı oluşturmaya kalkan, oy vermedi diye hakaret edenleri, devleti milleti hedef alanları görmedik. Milleti millet yapan değerler orada, milletin değerlerinden bi haber olanlar ise normal olarak yoklar.
Asıl geleceğimiz mevzular ise yarın… Bursa’dan Hatay’a Hatay’dan Bursa’ya bakmak… Alinur Aktaş’la Bursa ve Hatay üzerine yaptığımız sohbet. Deprem gerçeği, Türkiye'nin önünde duran deprem ve kentsel dönüşüm gündemi…
Yarın inşallah…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Hatay’da çocukların gözlerinde umudu okumak…
Alana güvenlik önlemleri alınmış kapıdan giriyoruz. Mart başında gittiğimizde henüz inşaat aşamasındaki yaşam alanı artık insanların yaşadığı, çocuk cıvıltıları ile şenlenmiş, insanların kabullendiği ve yaşamlarını uydurduğu bir hale gelmiş.
“Allah sizden razı olsun. Her ihtiyacımızı karşılıyor. Senden de destek olan herkesten de Allah razı olsun. Rabbim daha çok versin daha çok insana yardım edin” sözlerini sanırım 80’lerine adanmış elleri öpülesi bir Anadolu kadınının dudaklarından dökülüyordu.
Daha alana girer girmez çocuklar Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın çevresini sardılar. Çok sık ziyaret ettiği için tanıyorlardı ve her defasında onlarla ilgilendiği için belliki seviyorlardı.
Deprem…
Yıllarca süren bir savaşın veremeyeceği zararı 3 dakikadan az bir zamanda öylesine geniş bir coğrafyamıza vermişti ki, böylesi büyük bir seferberlikte bile öyle kısa sürede sorunları aşıp, yeniden eski alışık olunan düzene geçmek mümkün olmuyor.
Saraylar yapsanız ne yazar. Kime dönseniz ailesinden onlarcasını kaybetmiş, annesini babasını, çocuğunu, kardeşini, akrabasını, arkadaşını, komşusunu yitirmiş.
Düşünmesi bile o kadar ağır, o kadar zor ki… Buna rağmen hayata tutunmanın gayreti içinde insanlar. Bir şekilde hayatlarını yarına taşıyıp gelecekte kaybettikleri canları ve sevdikleri olmasa da en azından hayatlarını geri almanın umudu içindeler.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş bey'in daveti üzerine arama kurtarma ekiplerinin temsilcileri ve birkaç gazeteci arkadaşımla birlikte Hatay’daydık iki gün önce. Mart başında gitmiştik ve aradan 2.5 ay geçtikten sonra bir kez daha yüreğimizin yandığı yurtlarımızdan birine Hatay’a gittik.
Hatay’da değişen iki şey vardı aslına bakarsanız. Birincisi insanların ilk zamanlardaki çaresizliği kaybolmuş ve artık bir şekilde yaşam filizlenmeye başlamıştı. Enkazlar kaldırılmış, bir şekilde şehir yaşam emareleri göstermeye başlamıştı. Ama en önemlisi çocukların gözlerinde umudu, sevgiyi ve neşeyi gördük.
Bir şeyi daha çok iyi gördük ki bu ülkenin insanı iyiliği de biliyor, kendisine yardım edenlerin samimiyetini de görüyor. Bu ülkede bozgunculuk yapmaya çalışan garip hastalıklı bir zihniyet olsa da insanlar iyiye güzele ve iyiliğe daha çok yanaşıyor.
Antakya’da konteyner kentlerin yanı sıra bir de ilkokul ziyaret ettik. Minikler kendilerini ziyarete gelen ve kırtasiye seti hediye eden Aktaş ve ekibine öyle güzel sevgi gösterilerinde bulundular ki, ve o sınıflarda yaşadıkları heyecan ve coşku o kadar eşsidi ki, evet diyorsunuz acılara sarıldık ama güzel günlere umudumuz var.
Konteyner kent ziyaretlerinde Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, neredeyse her kapıyı çaldı, davet gelen her kapıya gitti. İnsanları dinledi, onlarla dertleşti. Kendisine iletilen her sorunu, her ihtiyacı not aldı, bir kısmına anında müdahale etti. Devlet yöneticisi olarak önümüzdeki süreçte oluşabilecek sorunlarla ilgili olarak da öngörüsünü kullanarak yöneticilerine talimatlar verdi. Hasılı ne kadar ilgili olduğunu biz gördük.
Dahası bu ilginin sonucunu da görüp şahit olduk. Onca acıya onca çileye rağmen bir bir tek tepki gösteren vatandaş görmedim. Göstese ne olur ki. Onca acıyı yaşamış insanların doğru yanlış tepki gösterme hakları da var. Ancak dua edenleri gördüm, Allah razı olsun diyenleri gördüm. Teşekkür edenleri gördüm. Belli ki Bursa Büyükşehir orada işini layıkıyla yapıyor, belli ki verilen sorumluluğun altında Alinur Aktaş alnının akıyla kalkıyor.
Şimdi eskisi gibi evlerinde ve hayatlarında olmasalar bile 3 ay öncesine göre çok daha insani şartlarda, hiç olmazsa tozun toprağın ve yağmurun çamurun altında değil, güvenlik önlemleri alınmış, altyapısı tamamlanmış, lojistiği sürekli sağlanan, sağlığından sosyal aktivitelerine, suyundan elektriğine, parke taşından çocuk oyun alanlarına kadar her gün daha da geliştirilen yaşam alanlarında geleceğe bakıyor depremzedeler.
Bir kesitle bugünkü bölümü tamamlayalım.
Böbrek hastası yürüyemeyen bir vatandaş, başkan başka bir sokakta olduğu için bir komşusuyla haber gönderdi kendisini görmek istediğini iletti. Aktaş, hemen o sokağa döndü. 3 yıldır diyalize girdiğini söyleyen vatandaşla sohbet edip, taleplerini dinledi.
Maç izlemek için internet bağlantısı talep etti. Bu yaşamın orada nasıl filizlendiğini de gösteriyor aslında. Sözü aldı vatandaş, yürüyemediği için tekerlekli sandalye ve diğer sağlık problemleri içinde Başkan Aktaş görevlilere talimat verdi.
Son durağımız olan Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan konteyner kent. Her gün 4500 porsiyon yemek dağıtıyor Bursa Büyükşehir Belediyesi burada. Yemeklere baktık, bakmakla yetinmedik vatandaşlara sorduk. Lokanta kalitesinde hatta üzerinde yemek dağıtılıyor vatandaşa. Ne kadar istiyorsa o kadar veriliyor. Herkes yeteceği kadar alıyor. Dualarla konteynerinin yolunu tutuyor.
Hatay'da Bursa'yı gördük, Konya'yı gördük, yardım kuruluşlarını gördük, insanları gördük, hasarlı binaları gördük ama laf ebeliği yapan, buradan siyasi algı oluşturmaya kalkan, oy vermedi diye hakaret edenleri, devleti milleti hedef alanları görmedik. Milleti millet yapan değerler orada, milletin değerlerinden bi haber olanlar ise normal olarak yoklar.
Asıl geleceğimiz mevzular ise yarın… Bursa’dan Hatay’a Hatay’dan Bursa’ya bakmak… Alinur Aktaş’la Bursa ve Hatay üzerine yaptığımız sohbet. Deprem gerçeği, Türkiye'nin önünde duran deprem ve kentsel dönüşüm gündemi…
Yarın inşallah…