Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından programa alınarak yapımına başlanan 1.2 MW gücündeki ÇALI HES (Hidroelektrik Santrali) için Cumhuriyet Halk Partisi ve bazı sivil toplum kuruluşlarının bir süredir tepkisi var.
Toplumun ülkede olanlarla ilgili tepkisini göstermesi kadar normal ve doğal bir şey yok.
Ancak her zaman olduğu gibi CHP ve tayfası işi yanlışa çevirmek için elinden geleni ardına bırakmıyor.
Bir süre önce CHP İl Başkanı İsmet Karaca, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz, il-ilçe kadın ve gençlik kolları bu bölgeye giderek bir eylem yaptı.
CHP’li kadınları bu eylem kesmemiş olacak ki sokağa çıkma yasağından saatler önce tutup Çalı’da köylüleri de ayağa kaldırarak yürüyüş programı yaptılar.
Mahallelinin ne kadar ilgi gösterdiğini bilmiyoruz ancak CHP’li bir grup kadın oraya gitti.
Ellerinde bir pankart, sosyal mesafeye sıfır özen göstererek DSİ’nin yani bir devlet kuruluşunun yaptığı yatırımı protesto etmek için yürüyüşe başladılar.
Devletin polisi grubu defalarca uyardı sosyal mesafeye uymadan bu yürüyüşü yapamayacakları konusunda. Üstelik eylem korsan bir eylem.
Malum korona virüs sürecinde sokakta 3 kişinin yan yana yürümesi yasak bunlar tutup protesto yürüyüşü yapıyorlar.
Sorun HES projesini protesto olsa 3 kişi gidip orada basın mensuplarına açıklama yapıp bu protestoyu yapabilirler. Dahası sosyal medya üzerinden de bu eylemi gerçekleştirebilirler.
Televizyon kanallarına web televizyonlarına çıkarak meramlarını anlatabilirler.
Peki ne yapıyorlar. Tüm devlet ve millet seferber olmuş korona virüs yayılmasın diye tedbir üstüne tedbir alırken bu arkadaşlar kalabalık bir grupla protesto eylemi yapıyor.
Virüs öldürmez cehalet öldürür sözü tam da bu durumlar için söylenmiş olsa gerek…
Protesto eyleminin videolorını izledim. Grup ellerinde pankartla ki o pankartı değişerek tutuyorlar büyük risk yürüyüşe geçen kadınlara devletin güvenlik güçleri defaten tüm zarafeti ve nezaketiyle sosyal mesafenin korunması yönünde uyarıda bulunuyor.
Dinlemiyorlar. Bir süre sonra polis grubun önünü kesiyor.
Bu şekilde yürüyemeyeceklerini tekrar yineliyor.
Ve görüntü çeken CHP’li kadınlardan birinin sesi yükseliyor
“Sosyal mesafe bahanesiyle HES bölgesine gitmemiz engelleniyor”
HES’in açılımını bilmediğine iddiaya girerim. ÇED raporunun ne olduğunu da. Konuyla ilgili birazcık bilgisi olmadığına da.
Peşkeş çekiliyor dedikleri HES’i devlet yapıyor. Devletin DSİ adlı kuruluşu yapıyor. Dolayısıyla DSİ’nin borularının orda olduğunu zaten görüyorlar. Ama kafalar aynı. Peşkeş çekiyorlar. At yalanını sevsinler inananı.
Neyse polisin onca uyarısına rağmen bağırıp çağırıp kalabalığı tahrik ederek sonuç alacaklarını düşünen bu zatı muhteremler polisin müdahale etmesiyle duruyorlar.
Arbede çıkıyor. Polislerin üzerlerine yürüyorlar. Utanma yok, arlanma yok.
Cehalet üst seviyede. Sadece maske takarak yasak savacaklarını düşünüyorlar. Oysa oluşturdukları hayati tehlike umurlarında bile değil.
Bir tek köylü korona virüse yakalansa ya da oraya gelen insanlardan bir teki bile hastalansa Allah göstermesin yaşamını kaybetse kim verecek hesabını?
Zaten oraya gitmelerinin nedeni de Çalı’nın doğası falan değil. Boy göstermek. Dostlar alışverişte görsün maksat.
Neyse açıklama yapılacak alanda kameralar açılırken bir kadının daha sesi yükseliyor.
“Kameralar açılıyor sosyal mesafeye dikkat edelim”
Yani kamera açıkken dikkat edelim gerisinin önemi yok.
Yazık çok yazık…
Bu ülke 20 gündür 20 yaş altı evlatlarını bir aydan fazladır 65 yaş ve üstü büyüklerimizi korumak için evlerinde tutuyor. Dışarıya çıkmalarını yasaklıyor.
Neden? Virüs yayılmasın, insanımız hasta olmasın, kayıp vermeyelim diye.
Peki bu arkadaşlar ne yapıyor. Ne yapılmaması gerekiyorsa hepsini yapıyorlar.
Bursa Valiliği, Bursa Emniyet Müdürlüğü ve diğer ilgili kurumların harekete geçerek korona virüs tedbirlerini hiçe sayan bu grupla ilgili gereken işlemi yapması gerekiyor.
Sokakta 3 kişinin yan yana yürümesinin yasak olduğu korona kısıtları çerçevesinde hem sosyal mesafe hem diğer ihlaller için gereken cezai işlem uygulanmalı.
Ve sadece paylaşımlarının üstüne yazdıkları şu cümleler cehaleti net bir şekilde ortaya koyuyor:
Kapitalizim salgın dinlemiyor!
Çalı Mahallesindeki baraj yolu üzerindeki Değirmen deresi mevkinde yapılması planlanan HES projesini istemiyoruz! Doğanın katledilmesine sessiz kalmayacağız!”
Sözün bittiği yerdeyiz.
Sayın Vali ve ilgili kurumların adaletin sağlanması noktasında sokakta vatandaşa uygulanan kuralları bu sol yumruklu kural tanımazlara da uygulamasını beklemek hepimizin hakkı…
Bu protesto eylemine katılan herkesin korona virüs tedbirleri kapsamında 14 günlük karantinaya alınmasında fayda var...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
HES postuna bürünen Virüs yayma mangası!
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından programa alınarak yapımına başlanan 1.2 MW gücündeki ÇALI HES (Hidroelektrik Santrali) için Cumhuriyet Halk Partisi ve bazı sivil toplum kuruluşlarının bir süredir tepkisi var.
Toplumun ülkede olanlarla ilgili tepkisini göstermesi kadar normal ve doğal bir şey yok.
Ancak her zaman olduğu gibi CHP ve tayfası işi yanlışa çevirmek için elinden geleni ardına bırakmıyor.
Bir süre önce CHP İl Başkanı İsmet Karaca, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz, il-ilçe kadın ve gençlik kolları bu bölgeye giderek bir eylem yaptı.
CHP’li kadınları bu eylem kesmemiş olacak ki sokağa çıkma yasağından saatler önce tutup Çalı’da köylüleri de ayağa kaldırarak yürüyüş programı yaptılar.
Mahallelinin ne kadar ilgi gösterdiğini bilmiyoruz ancak CHP’li bir grup kadın oraya gitti.
Ellerinde bir pankart, sosyal mesafeye sıfır özen göstererek DSİ’nin yani bir devlet kuruluşunun yaptığı yatırımı protesto etmek için yürüyüşe başladılar.
Devletin polisi grubu defalarca uyardı sosyal mesafeye uymadan bu yürüyüşü yapamayacakları konusunda. Üstelik eylem korsan bir eylem.
Malum korona virüs sürecinde sokakta 3 kişinin yan yana yürümesi yasak bunlar tutup protesto yürüyüşü yapıyorlar.
Sorun HES projesini protesto olsa 3 kişi gidip orada basın mensuplarına açıklama yapıp bu protestoyu yapabilirler. Dahası sosyal medya üzerinden de bu eylemi gerçekleştirebilirler.
Televizyon kanallarına web televizyonlarına çıkarak meramlarını anlatabilirler.
Peki ne yapıyorlar. Tüm devlet ve millet seferber olmuş korona virüs yayılmasın diye tedbir üstüne tedbir alırken bu arkadaşlar kalabalık bir grupla protesto eylemi yapıyor.
Virüs öldürmez cehalet öldürür sözü tam da bu durumlar için söylenmiş olsa gerek…
Protesto eyleminin videolorını izledim. Grup ellerinde pankartla ki o pankartı değişerek tutuyorlar büyük risk yürüyüşe geçen kadınlara devletin güvenlik güçleri defaten tüm zarafeti ve nezaketiyle sosyal mesafenin korunması yönünde uyarıda bulunuyor.
Dinlemiyorlar. Bir süre sonra polis grubun önünü kesiyor.
Bu şekilde yürüyemeyeceklerini tekrar yineliyor.
Ve görüntü çeken CHP’li kadınlardan birinin sesi yükseliyor
“Sosyal mesafe bahanesiyle HES bölgesine gitmemiz engelleniyor”
HES’in açılımını bilmediğine iddiaya girerim. ÇED raporunun ne olduğunu da. Konuyla ilgili birazcık bilgisi olmadığına da.
Peşkeş çekiliyor dedikleri HES’i devlet yapıyor. Devletin DSİ adlı kuruluşu yapıyor. Dolayısıyla DSİ’nin borularının orda olduğunu zaten görüyorlar. Ama kafalar aynı. Peşkeş çekiyorlar. At yalanını sevsinler inananı.
Neyse polisin onca uyarısına rağmen bağırıp çağırıp kalabalığı tahrik ederek sonuç alacaklarını düşünen bu zatı muhteremler polisin müdahale etmesiyle duruyorlar.
Arbede çıkıyor. Polislerin üzerlerine yürüyorlar. Utanma yok, arlanma yok.
Cehalet üst seviyede. Sadece maske takarak yasak savacaklarını düşünüyorlar. Oysa oluşturdukları hayati tehlike umurlarında bile değil.
Bir tek köylü korona virüse yakalansa ya da oraya gelen insanlardan bir teki bile hastalansa Allah göstermesin yaşamını kaybetse kim verecek hesabını?
Zaten oraya gitmelerinin nedeni de Çalı’nın doğası falan değil. Boy göstermek. Dostlar alışverişte görsün maksat.
Neyse açıklama yapılacak alanda kameralar açılırken bir kadının daha sesi yükseliyor.
“Kameralar açılıyor sosyal mesafeye dikkat edelim”
Yani kamera açıkken dikkat edelim gerisinin önemi yok.
Yazık çok yazık…
Bu ülke 20 gündür 20 yaş altı evlatlarını bir aydan fazladır 65 yaş ve üstü büyüklerimizi korumak için evlerinde tutuyor. Dışarıya çıkmalarını yasaklıyor.
Neden? Virüs yayılmasın, insanımız hasta olmasın, kayıp vermeyelim diye.
Peki bu arkadaşlar ne yapıyor. Ne yapılmaması gerekiyorsa hepsini yapıyorlar.
Bursa Valiliği, Bursa Emniyet Müdürlüğü ve diğer ilgili kurumların harekete geçerek korona virüs tedbirlerini hiçe sayan bu grupla ilgili gereken işlemi yapması gerekiyor.
Sokakta 3 kişinin yan yana yürümesinin yasak olduğu korona kısıtları çerçevesinde hem sosyal mesafe hem diğer ihlaller için gereken cezai işlem uygulanmalı.
Ve sadece paylaşımlarının üstüne yazdıkları şu cümleler cehaleti net bir şekilde ortaya koyuyor:
Kapitalizim salgın dinlemiyor!
Çalı Mahallesindeki baraj yolu üzerindeki Değirmen deresi mevkinde yapılması planlanan HES projesini istemiyoruz! Doğanın katledilmesine sessiz kalmayacağız!”
Sözün bittiği yerdeyiz.
Sayın Vali ve ilgili kurumların adaletin sağlanması noktasında sokakta vatandaşa uygulanan kuralları bu sol yumruklu kural tanımazlara da uygulamasını beklemek hepimizin hakkı…
Bu protesto eylemine katılan herkesin korona virüs tedbirleri kapsamında 14 günlük karantinaya alınmasında fayda var...