SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İhanetin mazereti sanat olamaz!

Yazının Giriş Tarihi: 30.09.2023 15:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.09.2023 15:49

Dünyanın hangi ülkesinde o ülkeyi hedef alan terör örgütünün propaganda filmi bırakın festivale alınması çekilebilir?

Dünyanın hangi ülkesinde sanat adı altında terör faaliyetine müsaade edilir ve bunu yapana sanatçı denir ve elini kolunu sallayarak gezer! Türkiye son bir kaç gündür ilginç olaylara sahne oluyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türk yargısının ByLock kullanan FETÖ'cü hakkında verdiği kararı hiçe sayarak, hak mahrumiyeti kararı verdi. Haddi aşmanın, art niyet beyanının belgesi olarak daha ilerisi utanç belgesi olarak tarihte yerini aldı bu karar. Tabiki Türkiye bu alçakça kararı uygulamayacak ve itibar etmeyecek. Ancak terör örgütleri ile Avrupa Parlamentosu arasındaki ilişkiyi de gözler önüne seren ibretlik bir vesika olarak kayıtlara geçti bu durum. AİHM, kendi dayanağı olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı davranmaktan bile çekinmedi.

Hadi onların Türkiye’ye hırlı rüya görmeyecekleri ortada da asıl sorun içeride baş veren ihanet şebekesinin oyunları. Öncelikle ve altını çizerek diyebilirim ki Türkiye'de film ve dizi sektörü büyük oranda belli çetelerin elinde. İstediklerini ileri sürüyor istediklerini yok ediyorlar. Kurdukları korku imparatorluğu sayesinde sözde sanatçıyım diyen tipleri istedikleri gibi yönlendiriyor, istedikleri operasyonları yaptırıyorlar.

Ne yazık ki Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere Türk devleti bu sahada gereken önlemleri almıyor ve saha bu çetelere teslim edilmiş durumda. Hızla ve sert önlemlerle bu çeteler dağıtılmak ve burada doğru düzgün bir işleyişin sağlanması kültürel açıdan çok önemli. 

Gelelim AİHM kararının alındığı günlerde Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yaşananlara. Son yıllarda devleti, iktidarı ve Türk milletini hedef alma platformuna dönüşen bu festival bu yıl adeta devlete meydan okuma arenasına dönüştürülmek istendi. FETÖ'nün teröristlerini aklamak ve masumlaştırmak için çekilen “Kanun Hükmü” belgeseli önce festivale alındı. Bu skandalın ortaya çıkmasının ardından sözde sanatçıların oluşturduğu jüri panikle filmi gösterimden çıkardı. Bu kez yukarıda bahsettiğimiz yıkım ve ihanet odaklarını maşası olan çeteler devreye girdi ve onların köleleştirdiği sözde yönetmenler ya da yapımcılar filmlerini geri çekip bir de utanmadan bildiri yayınladılar.

Kaypak jüri bunun üzerine filmi tekrar gösterime alırken bu kez Kültür ve Turizm Bakanlığı festivalden çekildi. Gençlik ve Spor Bakanlığı ise tahsis ettiği salonu geri aldı. Devlet tavrını ortaya koyunca şarlatanlar da çil yavrusu gibi dağıldı doğal olarak.

Sert bir açıklama yapan bakanlıkların bu tavrının ardından elleri ayaklarına dolanan tayfa bu kez jüri üyeliğinden çekildi. Antalya’daki bu yaşananlar FETÖ’nün sanat camiasını elinde tutan çetelerle anlaştığını ve ortak hareket ettiğini gözler önüne serdi. Sanatçı müsvettelerinin de nasıl sefil bir hale geldiklerini bir kez daha anlamış olduk.

Antalya Altın Portakal Film Festivali bu haliyle devam edemezdi ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, festivalin iptal edildiğini duyurdu. FETÖ o kadar içlerine sızmış ve esir almış ki bu tayfayı, iki alçağın filmini göstermek uğruna festivali heba ettiler. Daha da o festivalden cacık olmaz. 

Festival yalan oldu ama bu oyuna alet olanların bedelini ödemeleri de şart. Sanat alanları olabildiğince özgür alanlardır. Bunun az sayıda istisnası var. Devleti ve milleti hedef almamak, terörün aparatı haline gelmemek gibi. Sanat millete ve devlete başkaldırma özgürlüğü sağlamaz. Suçu hangi isim altında yapıyorsan yap suç suçtur ve bedelini er geç ödetirler. Şimdi İzmir’de Teknofest olağanüstü bir havayla dünyanın ilgisini çekerken, Antalya’da terör sevicilerinin tiyatrosunu izlemek zorunda kalıyor ne yazık ki Türkiye.

İzlememeli. Gereğini yapıp had bildirmeli. Bir kez daha altını çizmekte yarar var. Eğlence ve sanat dünyası ihanet içindeki çetelerin elinde. Bu alana zaman kaybetmeden müdahale edilmeli. Milletimi zehirlemelerine, ihanetleri normalleştirmelerine, nesillerimizi yok etmelerine daha fazla sessiz kalamayız. Nesillerimizi yok etmelerine göz yumamayız. Bu alan için ya devlet başa ya kuzgun leşe zamanı gelmiş de geçiyor bile.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.