Cumhur İttifakı kurulduğundan beri belki de bu ittifaktan en fazla rahatsız olan isimlerin başında geliyordu Bülent Arınç. Muhalefetten daha fazla bunu sindiremediğini zaman zaman çıkışları ile gösteriyordu. 
Hani 15 Temmuz gecesi kendi çektiği bir kaseti yayımlamıştı. Ben bunların silahlı terörist olduğunu anlayamadım. Bu nedenle bana ahmak diyebilirsiniz sözleri hala kulaklarımızda. 
Onları anladı mı bilmiyoruz ama Cumhur İttifakı’nın çifte su verilmiş çelik gibi sağlam olduğunu, binlerce yıldan gelen devlet aklının ve milletin kurduğu bu ittifakı bozmanın kolay kolay mümkün olmadığını anlamadı anlayamadı. 
Tam da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi oylamasına 3 gün kala 14 Nisan 2017’de çıkıp televizyona çıkıp eyalet sistemini gündeme getirmesi ile MHP’li olan tartışmalarını ittifaka da yansıtmak isteyen Arınç’a Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli o dönem sert sözlerle yanıt vermişti. 
Aradan geçen süre içerisinde geçmişte olduğu gibi Bülent Arınç’la MHP’nin yıldızı hiç barışmadı.  Arınç zaman zaman yaptığı çıkışlarla MHP’nin hedefi olurken, kendisi de sık sık MHP’yi hedef aldı ve ittifakın AK Parti’ye zarar verdiğini söyledi zaman zaman. 
Ancak her defasında Cumhur ittifakının iki lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kaos bekleyenleri yanıttı ve ittifak bayrağını hiç yere düşürmediler. 
Onlarca örnek sıralayabiliriz ancak zaten kamuoyunun yakından bildiği ve tanıdığı bir isim Bülent Arınç. Siyaseten ömrü boyunca MHP ve Ülkücülere soğuk bakmış, hatta hiç hazzetmemiş bir isim Bülent Arınç. 
İşte birkaç gün önce yine üstelik Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olmasına rağmen çıkıp bir televizyon kanalında ittifakı baltalama niyeti çok açık açıklamalarda bulundu. 
Terörist olduğu için cezaevinde olan ve yüzlerce yıl hapisle yargılanan Selahattin Demirtaş’ı barış güvercini gibi tanıtmaya kalktı. Onun kitabını millete tavsiye etti. Türkiye’de operasyonlar çeken Kavala’nın tahliye olması gerektiğini söyledi. 
Özellikle umudunu Cumhur ittifakının dağılmasına bağlayan muhalefet,  MHP’den sert bir tepki geleceğini ve ittifakın çatırdayacağını umuyordu, bekliyordu. Devlet Bahçeli bekledi ve ertesi gün Cumhurbaşkanı konuştu. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bülent Arınç’a isim vermeden çok sert çıktı. Cumhur İttifakı’nın dağılmasını bekleyenlere de net mesaj verdi. 
Erdoğan, "Son günlerde bizimle asla ilgisi olmayan, kimi bireysel açıklamalar ile reform gündemimize yaptığımız vurgular bahane edilerek yeni bir fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını görüyoruz." Diye başladığı sözlerini, "Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir ve istikametimizde en küçük bir değişiklik yoktur." Sözleri ile muhalefetin tüm umutlarını yerle yeksan etti. 
Erdoğan, Arınç’ın YİK üyeliğine atıfta bulunarak, "Hiç kimsenin şahsi ifadeleri, Cumhurbaşkanı ile hükümetimizle partimizle ilişkili hale getirilemez. Terör örgütleri ile el ele, kol kola, omuz omuza Ankara'dan İstanbul'a yürüyenlerle biz birlikte olamayız. Yasin Börü'lerimizin ölümüne neden olanlar, Kobani katliamının failleri, Tayyip Erdoğan ve dava arkadaşları tarafından asla savunulamaz." Dedi. 
Ve Erdoğan, ittifakın dağılmasını bekleyenlere şu sözlerle son darbeyi indirdi;  "Sayın Bahçeli'ye ve tüm MHP camiasına, 15 Temmuz darbe girişimi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere ülkenin ve milletin menfaatine olan her hususta yanımızda bulundukları için bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. İnşallah hep birlikte daha yapacak çok işimiz, hayata geçirecek çok politikamız var.”
Erdoğan’ın konuşmasının ardından Bülent Arınç sessizliğe büründü. Kamuoyunda ise YİK üyeliğinde istifa edeceği yönünde bir beklenti oluştu. Arınç’a en sert tepkinin MHP’den geleceğini düşünenler yanılmıştı. Arınç’a AK Parti yönetimi ve tabanından oldukça sert bir tepki geldi. 
Çünkü, terör bu ülkenin yıllardır canını yakıyor. Binlerce evladını teröre kurban vermiş bir millet, teröristin övülmesine, onun barış güvercini, masum ve çok insanı biri olarak gösterilmesine tahammül edemezdi etmiyordu da. 
Selahattin Demirtaş, elinde sadece Kobani olaylarıyla ilgili 50’nin üzerinde insanın kanını taşıyan bir teröristtir ve milletin vicdanında asla kabul görmeyecek biridir. 
Siyaseti takip edenler Bülent Arınç’ın bir dönem Abdullah Öcalan içinde benzer sözler söylediğini onu insani yanları olan duygusal bir kişi gibi tanıtmaya kalktığını çok iyi hatırlıyor. 
Yine çok değil geçen yıl Canan Kaftancıoğlu ile ilgili açıklamaları da oldukça büyük tepki gören Arınç’ın MHP operasyonu geri tepmiş görünüyor. 
Türkiye’nin gücüne güç kattığı, tabanları birbirine çok yakın iki partinin pazara kadar değil mezara kadar millet devlet ve Allah yolunda omuz omuza verdiği süreci kimsenin sekteye uğratamayacağı da bir kez daha ortaya çıktı. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli arasında kurulan bağ ve ülkenin geleceğine yönelik yapılan işbirliği önümüzdeki yıllarda çok daha büyük başarıların geleceğini ve ittifakın sadece 2023 değil ondan sonraki süreci de kapsayacağı bugünden net bir şekilde görünüyor. 
Umutsuzca Devlet Bahçeli’den erken seçim çağrısı bekleyen muhalefet ise bir kez daha büyük bir hayal kırıklığının altında kendi iç kapışmalarına geri dönmüş durumda. 
İhanet anayasası hazırlıkları nedeniyle bunalan İP ve CHP, buradan çıkacak kaosa bel bağlamışlardı ancak beklenen kaos İP-CHP cephesinde yaşanacak gibi görünüyor.