Dert ne festival ne de kamp ve alkol satışına  izin verilmemesi değil. Dert Nilüfer’de pisliklerin artık halının altında durmuyor oluşu.

Festivalle ilgili yapılan yaygaranın bilinçli ve algı oluşturmaya yönelik olduğu çok açık. Hizmet alamayan sorunları çözülemeyen, rant havuzunun ve kirli ilişkilerin adeta kanser gibi sardığı Nilüfer’de, Nilüfer Müzik Festivali üzerinden oluşturulan algının temelinde kamuoyunun dikkatini başka yere çekmek ve asıl konuların tartışılmasını önlemek yatıyor. 

Neymiş efendim karanlığa teslim etmeyecekmiş Nilüfer CHP İlçe Başkanı Fırat Yılmaz ilçeyi  Karanlığa teslim olmaması için alkol satıp ve kamp yapmaları gerekiyormuş. Fırat Yılmaz önce o festivalden belediye personelinin resmi arabayla alkol çalarken kamuoyuna yansıyan görüntüleri bir açıklasın. 

Daha önemlisi Fırat Yılmaz’la ilgili yazacaklarımız var önümüzdeki kongre sürecinde. Onlar bir kenarda dursun ama Nilüfer’in karanlığa nasıl büründüğüne biraz bakalım. İnsanlar feryat ediyor arkadaş. Tahtalı başta olmak üzere tarım alanları talan ediliyor şuan. Kaçak mantar gibi dikilen fabrikaları görmüyor Nilüfer Belediyesi ama tam da burada belirtmeliyim. 

Nilüfer Belediyesi’nin otoparkına bir göz atın. Son model araçlarla işe gelen personellere bir bakın. Memur işçi maaşıyla nasıl alındığını da bir izah ederseniz seviniriz. Ha tüm zenginler çocuklarını eşlerini vs Nilüfer’de asgari ücretin biraz üstünde paraya çalışmaya gönderiyor derseniz o da kabul.

Nilüfer hizmet alamadığı gibi tüm yeşil alanları haraç mezat ranta kurban ediliyor. Yeşil alanlar üzerinde rezidanslar yükseliyor. İş merkezleri, restoranlar müzikoller sosyal donatı alanlarını kapatıyor. Nilüfer Belediyesi ise parayı festivallere, konserlere, ziyafetlere, havai fişeklere vs harcamaya devam ediyor. Bir metre tarım alanı bırakmamaya yemin etmişler sanki ve sonrasında günah çıkarmak için tohum dağıtım balkonda domates yetiştirin diye duyar kasıyorlar. 

Gelelim asıl meseleye.

Bursa’da çok da gündem olmasa da çok kritik bir gelişme yaşandı geçtiğimiz hafta. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın imzasıyla Turgay Erdem, eski başkan Mustafa Bozbey ve bazı bürokratlarla ilgili yargılamanın önü açıldı. 

Türkiye’de başka herhangi bir belediyede eşi benzeri bulunmayan tek imza ile inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni verilmesiyle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı’nın Mustafa Bozbey, Turgay Erdem ile birlikte bürokratlar için yargı yolunu açmasıyla birlikte belki de kısa bir süre içerisinde Nilüfer Belediyesi’ne kayyum atanması bile söz konusu olabilecek. 

Bugüne kadar Nilüfer Belediyesi’nde yaşanan yolsuzluk usulsüzlük konuları ne yazık ki AK Parti’li nüfuz sahibi siyasiler ve AK Partili müteahhitlerin de baskısıyla sağlıklı sonuç alınamıyordu. Nilüfer’de kurulan rant havuzu ilçenin adeta posasını çıkarırken herkesin payını alması nedeniyle dikensiz gül bahçesine çevrilmişti rant şebekesi tarafından ilçe.

Ancak anlaşılıyor ki Türk devleti artık bunları görüyor ve kim olursa olsun hırsızlığa ve yolsuzluğa izin vermeyeceğini gösteriyor. Bu kez Nilüfer Belediyesi de rant havuzu da büyük panikte. Müzik festivali üzerinden kopartılan fırtınanın nedeni de bu konuları kamuoyundan kazılarak alttan yine bir şekilde işimizi çözebilir miyiz kaygısı. 

Bu kez gerçekten ve sahiden bir şeyler olacak Nilüfer’de. Bu kez nüfuzlu abilerin bile gücü yetmeyecek gibi görünüyor. Devlet aklının öne çıktığı bir süreç Bursa’da da etkili olmaya başlayacak. Siyaseten temiz bir dönemin kapılarını açılıyor olduğuna yönelik emareler var ve artık AK Parti ve MHP başta olmak üzere siyasi partilerin Nilüfer’de yaşanan bu kirliliğe karşı seslerini yükseltmelerini bekliyoruz. Devlet gereğini yapmak üzere harekete geçti siyaset de yapmalı. 

Fırat Yılmaz sana geleceğiz ayrıca…