Kestel boğulurken Bursa Çimento kapasite artırıyor
Yazının Giriş Tarihi: 15.01.2025 14:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.01.2025 14:25
Koca bir ilçe ve çevresi yıllardır feryat ediyor “Nefes alamıyoruz, zehir soluyoruz” diye… Devlet kurumlarının biran önce görevlerini yerine getirerek, zehir saçan fabrikalarla ilgili gereken tedbir ve önlemleri alması için. Heyhat sermayenin gücü ne sağlık dinliyor ve çevre ne de hava…
Kestel’de sanayinin yanı sıra çevreyi ve havayı zehirleyen en büyük fabrikaların başında Bursa Çimento geliyor. Mevcut haliyle bile oldukça kirletici bir işlevi olan fabrikanın göz göre göre kapasitesini 3’e katlaması ve bunu yaparken gereken bir çok işlemi atlaması Bursa’nın gözünün önünde göre göre sindire sindire yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.
Çevresel etkileri olacak işletme ve yatırımların yapılabilmesi için öncelikle ÇED adı verilen süreçlerden geçmesi gerekiyor. Bu süreçleri geçemeyen yatırımlara izin verilmiyor ve o yatırım gerçekleşemiyor. Bunun garantörü de pek tabiki devletimiz. Yani öncelikle vatandaşın sağlığını, havasını, suyunu toprağını korumakla yükümlü devlet kurumlarınız. Anayasa’nın 17.maddesi uyarınca; "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” ve yine Anayasa’nın 56.maddesi uyarınca; "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir." Anayasa emirleri de ortada ve devlet bunu vatandaşına sağlamakla yükümlü.
Gel gelelim Bursa’da ne yazı ki bir çok yatırımda olduğu gibi Bursa Çimento’da da bunların gözardı edildiği gözleniyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı konunun birinci derecede muhatapları. Bir başka muhatap ise yerel yönetimler.
Temiz Hava Hakkı Platformunun 26 Eylül 2024 tarihinde yayımladığı Türkiye'nin hava kalitesi karnesine göre Kestel hava kalitesi en kötü yerleşim yerlerinden biri. Tüm bu veriler eldeyken Bursa Çimento, hem ikinci bandını ÇED süreci olmadan çalıştırırken hem de 7 bin ton gün kapasiteli yeni tesisini önümüzdeki aylarda işletmeye almaya hazırlanıyor. Bildiğiniz Bursa Çimento Fabrikası’nın yanına mevcut fabrikanın iki misli bir fabrika daha kuruyorlar anlayacağınız.
Kestel’de tüm kamuoyunun muhalefetine rağmen Bursa Çimento Fabrikası, modernizasyon adı altında örtülü kapasite artışına gidiyor ve ne yazık ki burada devlet kurumlarının buna seyirci kaldığını görüyoruz. Buraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. 1966 yılında Kestel’de kurulan ve Bursa’nın en büyük sanayi fabrikalarından bir olan halka açık Bursa Çimento Fabrikası 17.11.2020 tarihinde Kamuoyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) bir duyuru yapıyor. Duyuru şöyle, "Teknolojik alt yapının yıpranması nedeniyle, yüksek üretim ve bakım-onarım maliyeti gerektiren mevcut üretim hattının modernize edilmesi, enerji tüketiminin azaltılması, kalorifik maliyetlerin, bakım-onarım giderlerinin düşürülmesi, karbon ayak izinin azaltılması ve kapalı stok sahalarının artırılması suretiyle çevreye duyarlı, doğal kaynakların en verimli şekilde kullanıldığı, daha değişik ürün yelpazesinde üretim yapılabilecek klinker ve çimento üretimi amacına yönelik olarak yapılan fizibilite çalışmaları neticesinde modernizasyon yatırımına karar verilmiştir."
Bursa Çimento Fabrikası’nın yaptığı duyuruda kapasite artışı ve yeni tesisten bahsedilmiyor. Zaten modernizasyon dediğimiz mevcut üretim tesisinin günün şartlarına ve teknolojisine getirmek olarak anlaşılacaktır doğal olarak. Tam 160 milyon avro kaynakla yapılıyor bu modernizasyon adı altındaki yeni tesis ve önümüzdeki aylarda faaliyete geçeceği yine KAP duyurusu ile geçtiğimiz aylarda kamuoyuyla paylaşıldı.
Aslında Bursa Çimento, iddiaya göre 1995 yılında da üretim hattının modernizasyonu ve kapasite artış projesi ile ikinci bir hat ÇED raporu alınmadan faaliyete geçirildi. ÇED raporu ortada yok. Bu durum “Halka açık, SPK denetiminden geçen, kamu kurumlarının gözü önündeki bu fabrika ÇED raporu olmadan mı 2. üretim hattını kurmuş ve kapasitesini mi artırmıştır?” sorusunu doğal olarak akla getiriyor.
Bursa Çimento mevcut fabrikasının yanında neredeyse mevcut kapasitesinin iki misli kapasitede bir fabrika daha kuruyor. Bu durumu da ilgili kurumlar izliyor.
O halde soralım; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Bursa Valiliği’ne;
Bursa Çimento’nun 2 bin ton gün kapasitesi ile üretimini sürdüren 2 nolu hattının ÇED Raporu var mıdır?
Modernizasyon bir manada yeni bir fabrika yani kapasite artırımı mı sağlıyor (11 bin ton gün)?
Yeni tesis tamamlandıktan sonra eski üniteler kapatılacak mı? (Hali hazırda 4 bin ton gün kapasite ile üretim yapıyor)
Projenin modernizasyonu ile ilgili Çed raporundaki NACE koduyla yapılan işlemler örtüşüyor mu?
Sonuç olarak ilgili bakanlık ve kurumların bir çok sorunun yanıtlanmadığı Bursa Çimento’nun modernizasyon projesi ile ilgili gereken incelemeleri yapması, kamuoyunu bu konuda tatmin edecek bir açıklamanın yapılması oldukça önemli. Fabrikada yasal sınırların dışına çıkan, hukuksuz bölümleriyle ilgili müdahale ve işlemlerin yapılması da şart. Çevre, insan sağlığı, hava, su ve toprak kirliliğinin yanı sıra şehirlerin yaşanabilirliğinin sürdürülebilir olması, insan odaklı insanı önceleyen adımlarla mümkün olabilir.
Hiçbir üretim faaliyeti insan yaşamından daha kıymetli olamaz…
Vatandaşların nefes alamıyoruz feryatları. Bölgede hızla artan kanser vakaları, tepkiler protestolar ve kamuoyu vicdanı kanarken, devletin sessiz kalmasının kabul edilebilir bir yanı olamaz. Tüm ilgili kamu kurumları ve ilgili bakanlıkların Bursalıya ve Kestelliye bu kadar önemli bir konuda gereken açıklamayı yapmasını bekliyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Kestel boğulurken Bursa Çimento kapasite artırıyor
Koca bir ilçe ve çevresi yıllardır feryat ediyor “Nefes alamıyoruz, zehir soluyoruz” diye… Devlet kurumlarının biran önce görevlerini yerine getirerek, zehir saçan fabrikalarla ilgili gereken tedbir ve önlemleri alması için. Heyhat sermayenin gücü ne sağlık dinliyor ve çevre ne de hava…
Kestel’de sanayinin yanı sıra çevreyi ve havayı zehirleyen en büyük fabrikaların başında Bursa Çimento geliyor. Mevcut haliyle bile oldukça kirletici bir işlevi olan fabrikanın göz göre göre kapasitesini 3’e katlaması ve bunu yaparken gereken bir çok işlemi atlaması Bursa’nın gözünün önünde göre göre sindire sindire yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.
Çevresel etkileri olacak işletme ve yatırımların yapılabilmesi için öncelikle ÇED adı verilen süreçlerden geçmesi gerekiyor. Bu süreçleri geçemeyen yatırımlara izin verilmiyor ve o yatırım gerçekleşemiyor. Bunun garantörü de pek tabiki devletimiz. Yani öncelikle vatandaşın sağlığını, havasını, suyunu toprağını korumakla yükümlü devlet kurumlarınız. Anayasa’nın 17.maddesi uyarınca; "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” ve yine Anayasa’nın 56.maddesi uyarınca; "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir." Anayasa emirleri de ortada ve devlet bunu vatandaşına sağlamakla yükümlü.
Gel gelelim Bursa’da ne yazı ki bir çok yatırımda olduğu gibi Bursa Çimento’da da bunların gözardı edildiği gözleniyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı konunun birinci derecede muhatapları. Bir başka muhatap ise yerel yönetimler.
Temiz Hava Hakkı Platformunun 26 Eylül 2024 tarihinde yayımladığı Türkiye'nin hava kalitesi karnesine göre Kestel hava kalitesi en kötü yerleşim yerlerinden biri. Tüm bu veriler eldeyken Bursa Çimento, hem ikinci bandını ÇED süreci olmadan çalıştırırken hem de 7 bin ton gün kapasiteli yeni tesisini önümüzdeki aylarda işletmeye almaya hazırlanıyor. Bildiğiniz Bursa Çimento Fabrikası’nın yanına mevcut fabrikanın iki misli bir fabrika daha kuruyorlar anlayacağınız.
Kestel’de tüm kamuoyunun muhalefetine rağmen Bursa Çimento Fabrikası, modernizasyon adı altında örtülü kapasite artışına gidiyor ve ne yazık ki burada devlet kurumlarının buna seyirci kaldığını görüyoruz. Buraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. 1966 yılında Kestel’de kurulan ve Bursa’nın en büyük sanayi fabrikalarından bir olan halka açık Bursa Çimento Fabrikası 17.11.2020 tarihinde Kamuoyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) bir duyuru yapıyor. Duyuru şöyle, "Teknolojik alt yapının yıpranması nedeniyle, yüksek üretim ve bakım-onarım maliyeti gerektiren mevcut üretim hattının modernize edilmesi, enerji tüketiminin azaltılması, kalorifik maliyetlerin, bakım-onarım giderlerinin düşürülmesi, karbon ayak izinin azaltılması ve kapalı stok sahalarının artırılması suretiyle çevreye duyarlı, doğal kaynakların en verimli şekilde kullanıldığı, daha değişik ürün yelpazesinde üretim yapılabilecek klinker ve çimento üretimi amacına yönelik olarak yapılan fizibilite çalışmaları neticesinde modernizasyon yatırımına karar verilmiştir."
Bursa Çimento Fabrikası’nın yaptığı duyuruda kapasite artışı ve yeni tesisten bahsedilmiyor. Zaten modernizasyon dediğimiz mevcut üretim tesisinin günün şartlarına ve teknolojisine getirmek olarak anlaşılacaktır doğal olarak. Tam 160 milyon avro kaynakla yapılıyor bu modernizasyon adı altındaki yeni tesis ve önümüzdeki aylarda faaliyete geçeceği yine KAP duyurusu ile geçtiğimiz aylarda kamuoyuyla paylaşıldı.
Aslında Bursa Çimento, iddiaya göre 1995 yılında da üretim hattının modernizasyonu ve kapasite artış projesi ile ikinci bir hat ÇED raporu alınmadan faaliyete geçirildi. ÇED raporu ortada yok. Bu durum “Halka açık, SPK denetiminden geçen, kamu kurumlarının gözü önündeki bu fabrika ÇED raporu olmadan mı 2. üretim hattını kurmuş ve kapasitesini mi artırmıştır?” sorusunu doğal olarak akla getiriyor.
Bursa Çimento mevcut fabrikasının yanında neredeyse mevcut kapasitesinin iki misli kapasitede bir fabrika daha kuruyor. Bu durumu da ilgili kurumlar izliyor.
O halde soralım; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Bursa Valiliği’ne;
Bursa Çimento’nun 2 bin ton gün kapasitesi ile üretimini sürdüren 2 nolu hattının ÇED Raporu var mıdır?
Modernizasyon bir manada yeni bir fabrika yani kapasite artırımı mı sağlıyor (11 bin ton gün)?
Yeni tesis tamamlandıktan sonra eski üniteler kapatılacak mı? (Hali hazırda 4 bin ton gün kapasite ile üretim yapıyor)
Projenin modernizasyonu ile ilgili Çed raporundaki NACE koduyla yapılan işlemler örtüşüyor mu?
Sonuç olarak ilgili bakanlık ve kurumların bir çok sorunun yanıtlanmadığı Bursa Çimento’nun modernizasyon projesi ile ilgili gereken incelemeleri yapması, kamuoyunu bu konuda tatmin edecek bir açıklamanın yapılması oldukça önemli. Fabrikada yasal sınırların dışına çıkan, hukuksuz bölümleriyle ilgili müdahale ve işlemlerin yapılması da şart. Çevre, insan sağlığı, hava, su ve toprak kirliliğinin yanı sıra şehirlerin yaşanabilirliğinin sürdürülebilir olması, insan odaklı insanı önceleyen adımlarla mümkün olabilir.
Hiçbir üretim faaliyeti insan yaşamından daha kıymetli olamaz…
Vatandaşların nefes alamıyoruz feryatları. Bölgede hızla artan kanser vakaları, tepkiler protestolar ve kamuoyu vicdanı kanarken, devletin sessiz kalmasının kabul edilebilir bir yanı olamaz. Tüm ilgili kamu kurumları ve ilgili bakanlıkların Bursalıya ve Kestelliye bu kadar önemli bir konuda gereken açıklamayı yapmasını bekliyoruz.