Kestel’de Belediye Başkanı Önder Tanır’a yönelik algı ve karalama operasyonları malum son bir haftada büyük bir kumpasa dönüştürülmek istendi.
Türk asıllı Alman vatandaşı olan bir gurbetçinin kaçak yapısıyla ilgili konu üzerinden Tanır, siyaseten linç edilmek istendi.
Üst perdeden kurulmuş bir oyun alt organizasyon tarafından sahnelenmek istendi.
Son dönemde muhalefetin uyguladığı algı ajanları ile kamuoyunu yönlendirme çabası burada da devreye alındı ve sanki büyük bir yolsuzluk uğursuzluk varmış algısı oluşturulmak istendi. Oysa gerçekler öyle değildi.
Gerçekler ortayla çıkana kadar gerek belli yayın kuruluşları gerekse Kestel CHP aracılığı ile hatta İP’i de buna ekleyebiliriz bir rüzgâr estirilmek istendi.
Daha utanç vericisi bu işler için bütçe oluşturulduğu ve yayın yapanlara bu bütçelerin verileceği iddiası ki, umuyoruz bu iddialar doğru değildir.
Başkan Önder Tanır’ın korkup sessiz kalacağını düşünenler yanıldı. Basın toplantısı düzenleyip ne var ne yok anlattı. Soruları yanıtladı. Bir de mesaj verdi, “Allah’tan başka kimseden korkum yok. Kimse iftira ve yalanlarla beni yolumdan döndüremez!”
Tanır’ın basın toplantısını düzenlediği gün kaçak yapısı yıkılan Yakup Yamaç isimli gurbetçi, savcılığa yaşadıklarıyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Süreci kendince anlatan Yamaç’ın verdiği dilekçede Başkan Önder Tanır’a atılmak istenen iftira da çürüdü.
Uzun bir dilekçe yazan Yamaç, görevden alınan Başkan Yardımcısı Haluk Kürel’le iş yapmak için kendisine para verdiğini söylüyor. Oysa algı ajanları sanki kaçak yapıya göz yummak için bu paraların verildiği algısını oluşturmaya çalıştılar.
Yamaç verdiği dilekçede Tanır’ın Almanya gezisi ile kaçak binanın yapılma zamanı arasındaki süreci de aktarmış. Yani burada da zamanlama ile ilgili netlik var. Başkan Önder Tanır’ın “Bir bardak çayın üzerine kaçak villa yapmaya çalıştı” sözlerini de bir anlamda teyit almış oldu.
Mesele, asıl başkan yardımcısının işadamıyla ilişkisini fırsata çevirerek belki de ekonomik olarak düştüğü zor durumdan kurtulmak amacıyla yürüttüğü bir süreç.
Zaten Haluk Kürel de istifasını vererek siyasi bedeli ödemiş durumda. Mahkeme süreçleri de ayrı devam edecek tabi.
Toparlarsak, yatırım yapmak istediğini belirterek destek isteyen bir Alman vatandaşı gurbetçi, klasik Türkiye yaklaşımı olarak arkadaşlık kurduğu devlet yöneticilerini kullanarak kaçak bir konut yapmış. SİT alanına yapılan konutla ilgili yasal süreçler işlemiş ve konut yıkılmış.
Bu durumu kullanmak isteyen birileri olduğu ortada! Üstelik yönlendirme olduğunu da düşünebiliriz.
Gelelim bu işi Tanır’ı hedef alarak karalama ve iftira kampanyası yapmaya girişenlere. Kestel Belediyesi ile iddialar ortaya atıldığında bilmem ne belgesi bilmem ne delili, bir sürü belge var diye ortaya çıkanların sesi bir anda kesildi.
Bu algı ajanlarına bir de şunları sormak lazım! Kaçak yapı yapan vatandaşın bu işte hiç mi suçu yok? Yazılarında Tanır’ı yıpratmaya kalkanlar neden bu vatandaşla ilgili tek satır yazmadılar? Her şey bir oyundan ibaret.
Dahası böylesi bir konuya kurumsal olarak muhalefet partileri bile girmedi. Meclis üyesinin belediye meclisinde kısa bir konuşması dışında CHP ve İP sessiz kaldı.
Ciddi belge ve bilgiler olsa her iki parti de buna balıklama atlamaz mıydı? Mikrofonu pankartı alıp soluğu Kestel Belediyesi’nin önünde alırdılar.
Birkaç fotoğraf ve altında borç olduğu ibaresi olan birkaç dekont dışında bir belge çıkarılmadı. Zaten o dekontlar da ortak iş görmek üzere açıklamasıyla başkan yardımcısını muhatap alıyor. Kalan bölüm sadece mişli muşlu iddia ve ciddi şekilde ispata muhtaç.
Bu hikayeden geriye Kestel’de ağır ağabeylerin sözünü dinlemeyip vatandaşın hukukunu koruyan ve milletin verdiği yetkiyi millet için kullanan bir belediye başkanı hikayesi kalıyor. Önder Tanır’ı avlamak için yola çıkanlar, bu hikayenin sonunda ne yazık ki itibarlarını biraz daha kaybetmiş oluyorlar.
Ne diyelim, Allah başka keder vermesin…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Kestel’deki algı operasyonu çöktü!
Kestel’de Belediye Başkanı Önder Tanır’a yönelik algı ve karalama operasyonları malum son bir haftada büyük bir kumpasa dönüştürülmek istendi.
Türk asıllı Alman vatandaşı olan bir gurbetçinin kaçak yapısıyla ilgili konu üzerinden Tanır, siyaseten linç edilmek istendi.
Üst perdeden kurulmuş bir oyun alt organizasyon tarafından sahnelenmek istendi.
Son dönemde muhalefetin uyguladığı algı ajanları ile kamuoyunu yönlendirme çabası burada da devreye alındı ve sanki büyük bir yolsuzluk uğursuzluk varmış algısı oluşturulmak istendi. Oysa gerçekler öyle değildi.
Gerçekler ortayla çıkana kadar gerek belli yayın kuruluşları gerekse Kestel CHP aracılığı ile hatta İP’i de buna ekleyebiliriz bir rüzgâr estirilmek istendi.
Daha utanç vericisi bu işler için bütçe oluşturulduğu ve yayın yapanlara bu bütçelerin verileceği iddiası ki, umuyoruz bu iddialar doğru değildir.
Başkan Önder Tanır’ın korkup sessiz kalacağını düşünenler yanıldı. Basın toplantısı düzenleyip ne var ne yok anlattı. Soruları yanıtladı. Bir de mesaj verdi, “Allah’tan başka kimseden korkum yok. Kimse iftira ve yalanlarla beni yolumdan döndüremez!”
Tanır’ın basın toplantısını düzenlediği gün kaçak yapısı yıkılan Yakup Yamaç isimli gurbetçi, savcılığa yaşadıklarıyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Süreci kendince anlatan Yamaç’ın verdiği dilekçede Başkan Önder Tanır’a atılmak istenen iftira da çürüdü.
Uzun bir dilekçe yazan Yamaç, görevden alınan Başkan Yardımcısı Haluk Kürel’le iş yapmak için kendisine para verdiğini söylüyor. Oysa algı ajanları sanki kaçak yapıya göz yummak için bu paraların verildiği algısını oluşturmaya çalıştılar.
Yamaç verdiği dilekçede Tanır’ın Almanya gezisi ile kaçak binanın yapılma zamanı arasındaki süreci de aktarmış. Yani burada da zamanlama ile ilgili netlik var.
Başkan Önder Tanır’ın “Bir bardak çayın üzerine kaçak villa yapmaya çalıştı” sözlerini de bir anlamda teyit almış oldu.
Mesele, asıl başkan yardımcısının işadamıyla ilişkisini fırsata çevirerek belki de ekonomik olarak düştüğü zor durumdan kurtulmak amacıyla yürüttüğü bir süreç.
Zaten Haluk Kürel de istifasını vererek siyasi bedeli ödemiş durumda. Mahkeme süreçleri de ayrı devam edecek tabi.
Toparlarsak, yatırım yapmak istediğini belirterek destek isteyen bir Alman vatandaşı gurbetçi, klasik Türkiye yaklaşımı olarak arkadaşlık kurduğu devlet yöneticilerini kullanarak kaçak bir konut yapmış.
SİT alanına yapılan konutla ilgili yasal süreçler işlemiş ve konut yıkılmış.
Bu durumu kullanmak isteyen birileri olduğu ortada! Üstelik yönlendirme olduğunu da düşünebiliriz.
Gelelim bu işi Tanır’ı hedef alarak karalama ve iftira kampanyası yapmaya girişenlere. Kestel Belediyesi ile iddialar ortaya atıldığında bilmem ne belgesi bilmem ne delili, bir sürü belge var diye ortaya çıkanların sesi bir anda kesildi.
Bu algı ajanlarına bir de şunları sormak lazım! Kaçak yapı yapan vatandaşın bu işte hiç mi suçu yok? Yazılarında Tanır’ı yıpratmaya kalkanlar neden bu vatandaşla ilgili tek satır yazmadılar? Her şey bir oyundan ibaret.
Dahası böylesi bir konuya kurumsal olarak muhalefet partileri bile girmedi. Meclis üyesinin belediye meclisinde kısa bir konuşması dışında CHP ve İP sessiz kaldı.
Ciddi belge ve bilgiler olsa her iki parti de buna balıklama atlamaz mıydı? Mikrofonu pankartı alıp soluğu Kestel Belediyesi’nin önünde alırdılar.
Birkaç fotoğraf ve altında borç olduğu ibaresi olan birkaç dekont dışında bir belge çıkarılmadı. Zaten o dekontlar da ortak iş görmek üzere açıklamasıyla başkan yardımcısını muhatap alıyor. Kalan bölüm sadece mişli muşlu iddia ve ciddi şekilde ispata muhtaç.
Bu hikayeden geriye Kestel’de ağır ağabeylerin sözünü dinlemeyip vatandaşın hukukunu koruyan ve milletin verdiği yetkiyi millet için kullanan bir belediye başkanı hikayesi kalıyor. Önder Tanır’ı avlamak için yola çıkanlar, bu hikayenin sonunda ne yazık ki itibarlarını biraz daha kaybetmiş oluyorlar.
Ne diyelim, Allah başka keder vermesin…