SON DAKİKA
Hava Durumu

Rant gidince hedef Aktaş oldu!

Yazının Giriş Tarihi: 23.12.2019 19:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.12.2019 19:55

Üç kuruş çıkarları gidince AK Parti’yi, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı, İl Başkanı Ayhan Salman’ın milletvekillerini ve hatta partinin diğer ileri gelenlerini hedefe koyan 3-5 kişilik bir müptezel tayfası peyda oldu Bursa’ya. Düne kadar vıcık vıcık övdüklerine düşman, sabahtan akşama kadar sövdüklerine dost oldular.

Nasıl oldu da bu duruma geldi işler…

Bir dönem özellikle belediyelere sırtını dayayıp siyasilerle sözüm ona gazeteci olarak ilişki kuran 3-5 kişilik bir müptezel grubu oluştu.

Değnekçilikten bilmem necilikten gelip usta gazeteciyim diye dolananlar grubu oluştu. Gazetecilik adına yaptıkları tek doğru olmasa da özellikle AK Parti’nin önde gelen isimleriyle çektirdikleri fotoğraflar, organizasyonlarda boy göstermeler, ikili ilişkiler kurarak bir rant alanı oluştu. Bunu kabul etmeliyiz.

Hiçbir etik kurala uymayan, gazetecilik mesleğiyle uzaktan yakından ilgisi olmasa da bu alanda faaliyet gösteren birkaç müptezel işin boyutunu oldukça büyüttü.

Belediyelere kesilen kallavi faturalar, devlet büyükleriyle çektirilen fotoğrafları kullanarak ya da duyduğu eline geçen iki belge ile şantaj yapmaya kalkışmalar, siyasetin bunlara prim vermesiyle şımarıklığın zirve yapması.

İş öyle bir boyuta geldi ki sanırım iki yıl önce basın meslek kuruluşlarının da canına tak etti ve Bursa gündemi gazetecilik için etik kurul ve akreditasyon tartışmalarını gündemine aldı. Hatta o dönem vali başkanlığında bir de etik kurul oluştu. Sonrasında yılda milyon liralık fatura kesiyorum diye sağda solda dolanan bir müptezelin rantı hızlı bir şekilde elinden kayıp gitti.

Üç kuruşluk itibarı da üst üste yaptığı hatalar ve bir anda kendini fasulye gibi nimetten saymayla başlayan aşırı özgüvenle yerle yeksan oldu. Nereye gitse kapılar yüzüne kapanıyordu. Artık bakanın isminin arkasına sığınmakta yetmiyordu çünkü bakan oynanan oyunu görmüş ve gereğini yapmıştı.

Hedef belirleyip ona yürüme zamanıydı. Ancak belirlenen hedef kolay yutulur cinsten değildi. Neyse uzatmayalım.

Karşılıklı salvoların ardından açılan bir mahkeme var ve mahkemenin karar sürecinde aracılarla istenen bir para var. Bugün Allah kitap diyerek sözüm ona Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve İl Başkanı Ayhan Salman’ı hedef göstermeye kalkan müptezeller, türlü iftiralarla kent yöneticilerini hedef alan bu tipler, yok sayıldıkça birleşerek voltranı oluşturmaya çalışıyor ancak o işler öyle olmuyor.

Aracı gönderiyor müptezelin biri. Diyor ki 1 yıldır iş yapamıyorum. Zararımı karşılasınlar davadan vazgeçeyim. Dönelim biraz yukarıda söylenenleri bir kez daha hatırlayalım. Belediyelere yılda bir milyon fatura kesiyorum diyordu bu müptezel. Yani istediği para tamı tamına 1 milyon lira. Tabi karşılık bulmadı.

Mahkeme sonuçlandı. Cezalar kesildi. Ancak bunun rant peşinde işini itibarını kaybetmiş kişi için bir anlamı yoktu. O parasını rantını geri istiyordu fakat gittiği her kapı yüzüne kapanıyordu.

O halde düşmanımın düşmanı dostumdur diyerek bugüne kadar AK Parti propagandasıyla bu işleri yapmasına rağmen AK Parti’yi Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı hedef almaya, muhalefeti kışkırtarak onun üzerinden algı oluşturmaya kaldı iş.

Cevabını alıp toplantıda eli havada kalınca bu kez can havliyle Bülent Arınç’a, olmadı CHP’lilerin bile nefret ettiği CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’a giderek Büyükşehir’e ateş ettirmeye kalktı.

Gerek Sarıbal gerekse piyasada dolaşan ve rant peşinde olduğunu herkesin bildiği 3-5 müptezelden oluşan ordu azimle başından sonuna kanunlar çerçevesinde yapılan bir iş üzerinden kara propaganda yapmaya, Aktaş ve Salman’ı hatta Bursa milletvekillerini provoke etmeye çalışıyor.

Bir dönem kimsenin ses çıkarmaması nedeniyle kendilerini kral ilan edenlerin o dönemlerin çok geride kaldığını yavaş yavaş öğreniyorlar. Bu ucuz kara propagandaya, yıpratma girişimlerine kimsenin yüz vereceği yok tabi. Artık kimse cep telefonundan gösterilen bakanla, devlet büyükleriyle çekilmiş fotoğrafları yemez.

Ve hafızası oldukça iyi olan AK Parti, gerek Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a gerek İl Başkanı Ayhan Salman’a ve gerekse de kurumsalına yapılan bu ucuz karalama kampanyasını unutmaz. Bir kenara yazar hesabını sorar.

Kimse kişisel kinini kişisel sorunlarını kamunun sorunuymuş gibi ortaya taşımasın. Rezil olduğuyla kalır. Gecesini gündüzüne katarak Bursa için canla başla çalışan Alinur Aktaş, rant peşindeki 3-5 müptezelin karalama kampanyası ile yıpranmaz hatta bunlara yüz vermemesi kamuoyunda puan getirir. Bir şehrin belediye başkanına bel altı vurarak, iftira ederek, algı oluşturmaya kalkarak kimse bir şey elde edemez.

Öyle üstü açık uykularda görülen hayallerin gerçek olabileceğini düşünmek bile kişinin çapını çok net ortaya koyar.

CHP’de değişen bir şey yok!

Kongre süreci başlamadan görüntü belliydi ve Nilüfer kongresi hariç ilgi çekici bir şey yok yorumu yapmıştım. Aradan geçen sürede CHP’de değişen gerçekten bir şey olmadı.

Parça parça bölünen, sol parti olduğuna bin şahit gelse yetmeyecek CHP’de, bildiğiniz kavgalar, mezhepçilik, adam kayırmacılık, dedikodu almış başını gidiyor.

Bir tarafta İl Başkanı Hüseyin Akkuş ve onu destekleyenler bir tarafta Mustafa Bozbey kıyasıya kavgayı sürdürürken, iş bazen gerçekten utanç verici noktalara kadar gidiyor.

Geride kalan kongrelerde beklenen sonuçlar alındı. Oyunu kuranlar partiyi o kadar iyi tanıyor ki, bir şekilde tavşan adaylar çıkararak, bölerek parçalayarak da olsa istedikleri sonuçları elde ediyor.

Osmangazi’de Mete Akyolcular delege seçimlerinde ağır bir yenilgi almasına rağmen muhalefetin birleşmemesi ile aradan sıyrılarak çıktı.

Yıldırım’da mezhep siyaseti hiç olmadığı kadar ivme kazanarak iktidarı belirledi. Sosyalist aday ağır bir yenilgi alarak ancak sonuncu oldu.

Kavga dövüş ve kıyasıya savaşın yaşandığı Mustafakemalpaşa’da kongre bitti ama kavga bitmedi. Kongre akşamı yapılan eğlencede alkol sınırının aşılması sonucu ortaya çıkan görüntüler, krizi genel merkeze kadar taşıdı.

Muharrem İnce’ye imza toplandığı dönemde Nilüfer Belediye Başkanı olan Mustafa Bozbey’in Tandoğan Kuru’yu arayarak imza atmasını istemesine Kuru’nun olumsuz cevap vermesini unutmayan Bozbey, kongrede taraf oldu ancak kaybetti. Sonrasında yaşananlar üzerine Kemal Kılıçdaroğlu’nu arayarak Tandoğan Kuru ve yönetimini görevden almasını istediği ileri sürülüyor. Bozbey’in “Ya MKP yönetimini alın ya da ben partiden istifa ederim” dediği iddia ediliyor.

Geride kalan kongrelerde ortaya çıkan sonuç Mustafa Bozbey’in parti tabanında hiçbir etkisinin kalmadığı yönünde. Bozbey oldukça yalnızlaşmış durumda.  Bu saatten sonra Bursa’da iktidarı ele geçirmesi pek mümkün görünmüyor. İlerleyen dönemde Bozbey’in CHP’de kalıp kalmayacağı bile muallak. Bozbey’in yeni kurulan partilerden birine geçme ihtimali hiç de az değil.

Son olarak il kongresinde Erol Gülmez şu ana kadar tek aday. Hüseyin Akkuş Nilüfer kongresini bekliyor. İsmet Karaca’nın ise son düzlükte aday olmasına kesin gözüyle bakılıyor. İl kongresi öncesi şenlik var anlayacağınız. Çekirdekleri hazırlayın…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.