SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sarıbal ve Buğday ne diyecek bu işe…

Yazının Giriş Tarihi: 27.08.2019 21:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.08.2019 21:40
İçişleri Bakanlığı’nın Mardin, Diyarbakır, Van ve Mardin’de belediye başkanlarını görevden aldıktan sonra kayyum ataması, günlerdir Türkiye gündeminin ilk sıralarında yer alıyor.

Özellikle CHP’nin genel merkez ve taşra teşkilatlarında kurumsal bir tepki olduğunu hepimiz görüyoruz.

Bursa’da da CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ilk andan itibaren kayyum uygulamasına çok sert tepki verirken İl Başkanı Hüseyin Akkuş ile birlikte HDP İl Başkanlığı’nı ziyaret etmişti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal burada yaptığı açıklamada görevden almaların adalete ve vicdana sığmayan uygulamalar olduğunu ifade etti. Uygulamayı asla kabul etmediklerini de vurguladı.

Buraya kadar olan bölümü zaten biliyoruz.

Ancak yine ortaya çıkan bir bilgi var ki eminiz bu durum Sarıbal ve Akkuş’u da çok rahatsız edecek.

Tarihler 27 Nisan 2019’u gösterirken CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile CHP’lilerin yakından tanıdığı ve abla diye hitap ettikleri Güler Buğday, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü makamında ziyaret etti. O tarihte bu ziyaret basın yayın kuruluşlarında da haber olarak geçti.

Bakın o gün yayınlanan haberlerden birini beraber okuyalım:

“Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlar Ahmet Türk ve Figen Altındağ’a tebrik ziyaretinde bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sarıbal, Yazar Güler Buğday ve beraberinde ki heyet karşılandıktan sonra makamda ağırlandı.

Sarıbal, iradeyi kazandıkları için eş başkanları tebrik ederek çalışmalarda başarıların devamını diledi. Yazar Güler Buğday ise, Eşbaşkan Ahmet Türk'e yeni yazmış olduğu “Barışa Ayna” kitabını hediye ederek tebrik etti. Heyet daha sonra Büyükşehir Belediyesinden ayrıldı.”

Ve dün ajanslara görevden alınan Ahmet Türk’ün yönetimindeki belediyeyle ilgili akıllara zarar harcamaların faturaları yansıdı.

Yukarda bahsettiğimiz ziyaret nedeniyle tam 528 kişilik yemek faturası kesilmiş Mardin Büyükşehir Belediyesine… Tutarı 28 bin küsur lira…

Şundan eminiz ki Sarıbal ve Buğday 528 kişilik bir heyetle gitmemiştir Madrin’e… Zaten Mardin’de 528 kişilik salonu olan bir otel ya da restoran da yok bildiğimiz kadarıyla…

Yani tıpkı diğerleri gibi Sarıbal ve Buğday’in ismi kullanılarak Mardin Büyükşehir Belediyesi soyulmuş…

Şimdi sol söylemleri ile öne çıkan, ideolojik yaklaşımlarıyla tanıdığımız CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal ve Güler Buğday’a soruyorum:

Gerçekten 528 kişiyle bu ziyarette yemek yediniz mi?

Yemediyseniz sizin üzerinizden böyle bir soygun yapılmasına ne diyorsunuz?

Ortaya çıkan bu belgelerin ardından olaya sol ideoloji ve ilkeleriniz üzerinden mi yoksa günlük siyaset üzerinden mi bakacaksınız?

Yaşanan bu duruma bir itirazınız var mı?

Adınız kullanılarak böyle bir soygun yapılması karşısında yasal yollara başvuracak mısınız?

Sizin üzerinizden kesilen bu fatura ile belediyeden tahsil edilen bu yaraların akıbetini merak ediyor musunuz?

Gerçek bir solcu gibi davranarak bu adaletsiz ve hukuksuz soyguna tepki mi göstereceksiniz yoksa siyasetin bugün aynı ittifakta olduğunuz için sessiz mi kalacaksınız?

Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün görevden alınmasıyla ilgili hala aynı görüş ve aynı noktada mısınız?

Sarıbal, Akkuş ve Buğday’ın yapacakları açıklamayı merakla bekliyoruz!



 

Savaş olmadan barış olmaz!

Hani bir söz var ya ağızlarda sakız olan “Yurtta sulh dünyada sulh”…

Sulhun yani barışın olabilmesi için önce savaşın olması lazım. Hesaplaşmadan helalleşme olmaz zira…

Yüz yıl önce Doğu Anadolu’ya Müslüman Türklere yapmadıkları zalimlik kalmayan Ermeniler, yüzyılı aşkın süredir de kendi vahşetlerini, kendi caniliklerini milletimizin üzerine atmaya, tarih önünde milletimizi mahkum etmeye çalışıyorlar.

Türkiye, Ermenistan devletini tanımıyor. Her ne kadar Abdullah Gül döneminde iki devlet arasında bir süre bir temas olduysa da Ermenistan terörist bir devlet olarak yaşamını Türklere saldırarak sağlamaya çalıştığı için bu sahte dostluk gösterileri çok kısa sürdü.

Ermenistan hem Türkiye’nin hem Azerbaycan’ın topraklarında gözü olan bir devlet. Türklere düşman bir devlet. Türk bayrağına, Türk milletine her fırsatta alçakça saldıran bir devlet.

Benim ülkemde de yeterince haini barındıran bir devlet…

Buyurun Ermenistan'ın Şirak vilayetinde, Osmanlı Devletinin son Sadrazamlarından Talat Paşa'yı katleden, Ermeni suikastçı katil Soğoman Tehliryan'a ait heykel dikilmiş… Heykelin, ayak ucunda ise Talat Paşa'nın kesik başı simgeleniyor…

Şimdi yarın bir fırsatını bulsa bizim çakma barış güvercinleri hemen barış barış diye ciyaklayacaklar.

Savaş olmadan barış olmaz… Hesaplaşma olmadan da helalleşme olmaz…

Bu kin ve nefretle yoğrulan Ermenistan devlet olarak var oldukça o sınırımızda barış diye bir şey olamaz.

Üstelik bu katillerin sadece 25 yıl önce Azerbaycan’ın öz toprağı Türk yurdu Dağlık Karabağ’da yaptıkları vahşet, işledikleri cinayetler, katliamlar daha dün gibi aklımızdayken… O topraklar hala bu gözü dönmüş canilerinin işgali altındayken…

Gün gelecek bunların hesaplaşması olacak. O hesaplaşmadan sonra ancak sulh olur ya da olmaz…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.