Bu ülkenin çocukları sabah evden çıkıp okullarına ulaştığında sıralarında onları bekleyen bir dilim kek ya da sandviç sırasında bulmalı. Öğlen okulda kantin sırasına değil yemek sırasına girmeli. Bunu sağlamaya bu ülkenin gücü varken, bunu sağlayamamanın utancını neden yaşıyoruz ki!

Gerekirse TBMM dahil, bakanlıklar dahil tüm kamu kurumlarında yemek desteği kaldırılarak, bu ülkenin çocuklarının okulda yemek yemeleri sağlanmalıdır. Sehirmedya olarak bunu yıllardır dile getirip haber yapıyoruz. Okullarda çocuklara mutlaka sabah süt, öğlen yemek verilmelidir.

Dünkü Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Şubat ayı oturumunda okullara dağıtılma vaadi verilen süt ve kantinkart konusu bir kez daha gündem oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in seçim vaatleri arasında olan okullarda süt dağıtımı ve kantinkart uygulaması aradan geçen 11 aylık zaman dilimine rağmen başlatılmaması AK Partili üyeler tarafından eleştirilince, işin başka bir boyutu da ortaya çıkmış oldu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yazı yazdık ama dönüş olmadı dedi ancak muhtemelen ilgili birim Mustafa Bozbey’i bilgilendirmedi ya da eksik bilgi verdi. Tartışma üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililere sorduk; “Neden süt dağıtılmasına müsade etmediniz ve neden Büyükşehir’in yazısına dönüş yapmadınız?”

Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri Büyükşehir Belediyesi'nden yazı geldiğini sonrasında da projeyle ilgili belediye görevlisinin ziyarette bulunduğunu belirterek, “Kendilerine detaylıca anlatıldı. Milli Eğitim Bakanlığı daha önce okul sütü dağıtıyordu. Ancak bunun mahsurları görüldüğü için vazgeçildi. Süt beklerken bozulabilen hassas bir ürün. Yine bu dağıtımlar sırasında hijyen sağlanması zor. Çocuklar için iyi düşünülmüş bir konu. Ancak gelin bunun yerine paketli kek gibi kontrol edilebilir ürünler dağıtın buna açığız. Yine kantinkart verebilirsiniz bunda da bir sıkıntı yok” ifadelerini kullandı.

Burada tabi tablo tamamen değişiyor. Mustafa Bozbey vaad ettiği sütleri dağıtamıyor ama yetkililerin alternatif önerilerine de belediyeden bir yanıt gelmiyor. Dolayısıyla tartışmalar konu olan süt dağıtımı kendiliğinden ortadan kalkarken, belediyenin alternatifleri neden değerlendirmediği ise bilinmiyor. Burada Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve ekibine bir önerimizi de sunalım. BESAŞ, şampiyon ekmek, kaşarlı sandviç gibi temiz, sağlıklı ve güvenilir ürünler üretiyor. Birçok vatandaş da çocuklarına zaten bu ürünlerden alıyor. Süt yerine öğrencilere bu ürünlerden dağıtılsa. Hem doyurucu hem de besleyici bir hizmet olarak Türkiye’ye de örnek olsa. Hatta bu ürünleri BESAŞ çeşitlendirse ve belediye ile Milli Eğitim arasında yapılacak bir protokolle kantinlerde ayranından peynirine, sandiviçinden tostuna kadar BESAŞ ürünleri satılsa. Hem velilerin gönlü rahat etse hem de sağlıklı nesiller için örnek bir çalışma Bursa’dan ülkeye yayılsa. Nasıl da güzel olur…

Bu ülkenin çocukları siyaset malzemesi yapılmamalı. Ne iktidar ne de muhalefet tarafından. Ve bu ülkenin çocuklarının sağlıklı ve yeterli beslenmesi de ekonomik şartlar ile kantincilerin ahlakına bırakılmamalı. Tabi burada bizim asıl önerimiz tüm okullarda gerek belediye işbirliği gerekse bakanlığın ayıracağı bütçelerle öğrencileri mutlaka öğlen yemeği verilmesi yönünde.

Böyle bir çalışma yapıldığında belediyeler yemek çıkarmak için mutfak kurabilir. Ramazan iftar vakitlerinde belediyelerin hazır olarak pratik bir şekilde dağıtımını yaptığı gibi öğlenleri kullan at tabldot kutularında öğrencilere yemek hizmeti verilebilir.

Burada altını çizmemiz gereken bir konu da işin mali boyutu öne sürülebilir. Ancak belediyeler, bakanlıklar ve kamu kurumları ziyafet vermekten, açılışlarda yemek ikramından, cadde sokaklarda lokma, tatlı, döner vs dağıtmaktan vazgeçip, tüm imkanları ile çocukların okullarında yemek yemelerini sağlayabilir.

Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü’nün internet sitesine baktım. Bursa’da eğitim gören öğrenci sayısı 656 bin 260. Toplam 2 bin 3 eğitim kurumu var. Bunların bir bölümü özel okul olduğu için buralarda sıkıntı yok. İlk ve ortaokul öğrencilerine kahvaltı artı öğlen yemeği, lise öğrencilerine ise öğlen yemeği özel okullar tarafından veriliyor.

Geriye devlet okulları kalıyor. Devlet okullarına da zahmet olmazsa devletimiz aynı standardı getirmeli. Her yıl özel okullara dağıtılan kitapların hepsinin çöp olduğunu herkes biliyor. Öncelikle bu uygulamadan devlet vazgeçerek ciddi bir tasarruf sağlayabilir. Başka kalemler de var tabi. Ancak ne hikmetse uzun yıllardır sağlanması gereken bu hizmet bir türlü sağlanamıyor.

Kimse kusura bakmasın yemek nedir ki! Bir devlet okula giden öğrencilerine bir öğün yemek veremiyorsa, bir dilim kek ikram edemiyorsa, o devlet güçlü bir devlet olma iddiasını ancak hamaset olarak ortaya koyabilir. Devlet belediyelere böyle bir sorumluluğu vermeli bilakis. Valilik ve belediyeler işbirliği ile öğrencilere sabah kek ya da sandviç, öğlende yemek vermeleri gayet de mümkün. Ya bundan 30-40 yıl önce bu devlet çocuklara yumurta, fındık, üzüm dağıtabiliyordu. O dönem daha güçsüz ekonomik olarak daha sıkıntılı olan devletin yaptığını bugün dünyayla yarışma iddiasındaki devletimizin yapamıyor olmasından kimse sıkıntı duymuyormu acaba?

Tabi bunun bir de üniversite konusu var ki oldukça hüzünlü ve oldukça yürek yakıcı bir durum. Bu ülkenin gençleri okula kayıt yaptırmak için yola çıktıkları andan itibaren devlet güvencesinde olmak durumunda. Ne kalacak yeri, ne okula ulaşımı ne de ne yiyip içeceğini düşünmemeli bile. Bu güvence ile hayata hazırlanmalı gençlerimiz. Devletimiz lüksünden, bürokrasimiz kaidelerini yapıştırdıkları koltuk konforundan biraz taviz verirlerse, bu ülkenin çocukları da gençleri de hayal edilen ve üst üste gelen altın nesiller olur.

Gelelim Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki süt tartışmasına. AK Partili Ali Sait Adiloğlu, Bozbey vaad ettiği süt dağıtımı ve kantinkart konusunu soruyor. Soru makul. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’de süt dağıtım izni için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurduklarını, cevap gelmediği için dağıtamadıklarını ifade ediyor. Belli ki bürokratları yanlış ya da eksik bilgilendirmiş Başkan Bozbey’i. Milli Eğitim ile olan görüşme ve aldıkları cevabı Bozbey’e aktarmış olsalar belki bu kadar konu uzamadan Bozbey, “ Tamam o zaman çalışma yapın kek ya da sandviç verelim çocuklara” diyecekti. Mecliste Adiloğlu’na yönelik “Sütlerin neden dağıtılmadığını Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sorun öğrenirsiniz” demesi de eksik bilgilendirildiğini gösteriyor zaten.

Eğitimde de Bursa’da da çok önemli sorunlarımız var ve bunlara sürdürülebilir çözümler bulmak için çalışmaktan başka çare yok. İnsani yaşam koşullarının yanı sıra özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz için siyaset üstü konuya bakarak ne eksikleri, ne gedikleri, ne ihtiyaçları varsa ertelemeden ötelemeden çözüm üretmek durumundayız. Hayalini kurduğumuz muasır medeniyetleri geri bırakıp, güçlü bir ülkeyi ve büyük bir milleti geleceğe taşımamızın yegane yolu, güçlü nesilleri oluştarabilmektir.