İçinde bulunduğumuz koşullar tüm dünya halkları için yeni bir süreç. Bu dönemde tedirginlik ve panik içerisinde olan herkeste duydukları bilgileri doğru kabul ederek hayatına uygulama eğilimi oldukça yaygın. Oysa uzmanlar, her konuda görüş belirten tavsiyede bulunan kişilere karşı temkinli olunmasını tavsiye ediyor. Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın da bu anlamda yapılan yanlışlara karşı uyararak her konuda görüş belirten insanlar hakkında değerlendirmelerde bulundu ve bu kişilerin paylaştıkları bilgiler karşısında gösterilmesi gereken yaklaşımlarla ilgili tavsiyelerini paylaştı. Özgenur Taşkın, “Birey yaradılışı gereği merak duygusuna sahiptir. Merak duygusunun olması geliştiren bir özellik olmasına rağmen bir yandan da kötüye kullanılabiliyor. Son dönemde pandeminin de beraberinde getirdiği gündem yoğunluğu ile beraber, belirsizlik havası oldukça yaygın olmaya başladı. Pandemi sürecindeki belirsizlik, kişileri psikolojik olarak yordu.” dedi.
Bilgiye ulaşmak oldukça kolay olduğu için son dönemde gerçek ve yalan bilgi filtrelemesini yapmanın oldukça zor bir hal aldığını ifade eden Taşkın, şunları söyledi: “Araştırma isteği ile beraber yanlış araştırma teknikleri de türedi. İlk duyulan haberi doğru kabul etme ve bununla beraber bu haberi yayma durumu oldukça yaygın bir hale geldi. Bu durumu psikolojik olarak ele aldığımızda ise stres ve baş etme teorisine göre belirsizlikte bir durumdan daha çok o durumun bireyde kaygı ve stres yaratma özelliği öne çıkıyor. Yüksek düzeyde algılanan belirsizliğin kaygı, endişe ve psikoljik sağlamlılığın bozulması ile doğrudan ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Belirsizlik toleransı düşük olan insanlar net olmayan, belirsiz durumlarda ruhsal problemler ile karşı karşıya kalabiliyorlar. Böyle bir durumda ise her şeyin uzmanı olduğunu düşünen bir kişinin haberi ile karşı karşıya kalınca o anın heyecanı ve bilgiye ulaşma paniği ile kişi doğru veya yanlışı filtreleyemeden elinde olan tek bilgiye sarılıyor. Böyle bir durumda alınan bilgi hayati olabildiği için kişiyi hem psikolojik hem de fizyolojik olarak kötü etkileyebiliyor.”
Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın’ın en önemli uyarısı da son zamanlarda özellikle sosyal medya, televiyon ve başka yayın organlarında sık sık görüş paylaşanlara dair: “Bir haber okurken mutlaka kişinin uzmanlık alanı öğrenilmeli. Varoluşsal olarak bilme arzusunun önüne geçip, doğru kaynaklara yönelmek psikojik iyi oluşu ve güvende hissedilmesini sağlayacaktır. Kişilerde güvenli alan oluşumunda en önemli faktörlerden biri de doğru bilgidir. Yanlış bilgi güven kaybına yol açacağı için kişide psikolojik sağlamlılığı sarsabilir. Bireylerin sorgulayıcı yanını ön plana çıkarması kişiye yardımcı olabilir.”
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ayşe Candan
Bilgi kirliliğinden nasıl arınırız?
İçinde bulunduğumuz koşullar tüm dünya halkları için yeni bir süreç. Bu dönemde tedirginlik ve panik içerisinde olan herkeste duydukları bilgileri doğru kabul ederek hayatına uygulama eğilimi oldukça yaygın. Oysa uzmanlar, her konuda görüş belirten tavsiyede bulunan kişilere karşı temkinli olunmasını tavsiye ediyor. Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın da bu anlamda yapılan yanlışlara karşı uyararak her konuda görüş belirten insanlar hakkında değerlendirmelerde bulundu ve bu kişilerin paylaştıkları bilgiler karşısında gösterilmesi gereken yaklaşımlarla ilgili tavsiyelerini paylaştı. Özgenur Taşkın, “Birey yaradılışı gereği merak duygusuna sahiptir. Merak duygusunun olması geliştiren bir özellik olmasına rağmen bir yandan da kötüye kullanılabiliyor. Son dönemde pandeminin de beraberinde getirdiği gündem yoğunluğu ile beraber, belirsizlik havası oldukça yaygın olmaya başladı. Pandemi sürecindeki belirsizlik, kişileri psikolojik olarak yordu.” dedi.
Bilgiye ulaşmak oldukça kolay olduğu için son dönemde gerçek ve yalan bilgi filtrelemesini yapmanın oldukça zor bir hal aldığını ifade eden Taşkın, şunları söyledi: “Araştırma isteği ile beraber yanlış araştırma teknikleri de türedi. İlk duyulan haberi doğru kabul etme ve bununla beraber bu haberi yayma durumu oldukça yaygın bir hale geldi. Bu durumu psikolojik olarak ele aldığımızda ise stres ve baş etme teorisine göre belirsizlikte bir durumdan daha çok o durumun bireyde kaygı ve stres yaratma özelliği öne çıkıyor. Yüksek düzeyde algılanan belirsizliğin kaygı, endişe ve psikoljik sağlamlılığın bozulması ile doğrudan ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Belirsizlik toleransı düşük olan insanlar net olmayan, belirsiz durumlarda ruhsal problemler ile karşı karşıya kalabiliyorlar. Böyle bir durumda ise her şeyin uzmanı olduğunu düşünen bir kişinin haberi ile karşı karşıya kalınca o anın heyecanı ve bilgiye ulaşma paniği ile kişi doğru veya yanlışı filtreleyemeden elinde olan tek bilgiye sarılıyor. Böyle bir durumda alınan bilgi hayati olabildiği için kişiyi hem psikolojik hem de fizyolojik olarak kötü etkileyebiliyor.”
Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın’ın en önemli uyarısı da son zamanlarda özellikle sosyal medya, televiyon ve başka yayın organlarında sık sık görüş paylaşanlara dair: “Bir haber okurken mutlaka kişinin uzmanlık alanı öğrenilmeli. Varoluşsal olarak bilme arzusunun önüne geçip, doğru kaynaklara yönelmek psikojik iyi oluşu ve güvende hissedilmesini sağlayacaktır. Kişilerde güvenli alan oluşumunda en önemli faktörlerden biri de doğru bilgidir. Yanlış bilgi güven kaybına yol açacağı için kişide psikolojik sağlamlılığı sarsabilir. Bireylerin sorgulayıcı yanını ön plana çıkarması kişiye yardımcı olabilir.”