Size gülümsemeyen bir insanla karşılaşırsanız, siz yine de gülümseyin. Çünkü gülümsemeye en çok gereksinimi olanlar gülümseyemeyenlerdir…

Bir gülümseme; bir an sürer, bazen ise ebediyen yaşar.

Bir tebessüm, birçok şey anlatır. İçinde yüklü olan anlam ve hisler karşı tarafa doğru akar. Yüzümüzdeki gülümseme, içimizi dışa yansıtan bir ayna gibi görev yapar. İletişim ve ilişkilerimizde de büyük rol oynar. Küçük bir gülümsemenin insanlar üzerinde büyük ve olumlu bir etkisi vardır. Bu etki hem gülümseyen, hem de gülümsenen kişilerin üzerinde gerçekleşir. Güleryüz, ilişki ve iletişimlerimizin anahtarıdır, tüm kalp kapılarını açar. İnsan, gülümsemeyle kendi iç dünyasını, samimiyetini, niyetini açıkça ifade eder. İnsanın gerçek dünyası, gülümsemesiyle açığa çıkar.

Gülümsemeniz, kişiliğinizi ortaya koyar ve bir imza gibi sizi ifade eder. Bir gülümseme; hiç kimse, ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir. Hayat bir aynadır. Güler yüzle bakarsanız o da güler; kaşlarınızı çatarsanız, o da suratını asar.

Gülümsemek, hem beyinde, hem de bedende olumlu enerjiye dönüşür. Bu enerji ise, iletişimde en etkili ve kısa köprüyü oluşturur. Yüz yüze yaptığımız iletişimde, sosyal yapı içerisindeki tüm ilişkilerimizde sözlerimizden daha fazla etkiye sahiptir gülümseme.

Önceliğimiz ayna gibi olmaktır. Bir diğer önceliğimiz ise nar gibi olmaktan yöne olmalı. Hiçbirşey aslında göründüğü gibi olmayabiliyor bazen. Önemli olan senin o narı bir tane görmen ve içindeki her duyguyu hissedebilmen. Senin ne görmek istediğinden ziyade o tek narın tanelerini olduğu gibi kabul etmen. Yargıdan ziyade herşeye ayna gibi bir tebessümle yaklaş ve narın içindekileri keşfet.

(Hayatta hep birkaç bakış açısıyla ilerlemek gerek bence. Görmekten ziyade sunulanı algılamak önemli. Zamanla o taneleri keşfetmeli insan. )