SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Barajlar değil, farkındalığımız kuruyor…

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2025 16:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.10.2025 16:42

Bugün Bursa’da musluğa bakmak, susuzluğun sessiz çığlığına kulak vermektir. Barajların doluluk oranı %0,54’e kadar düştü, Nilüfer Barajı tamamen kurudu. Doğancı ve Kestel tarafındaki barajlar da dibe yakın. Günlük su tüketimimiz yaklaşık 525 bin metreküp olarak hesaplanıyor ve belediye, şehir genelinde gün boyu 12 saatlik planlı su kesintileri uygulamak zorunda kalıyor.

Şehrin dört bir yanında aynı tablo: Parklarda hâlâ çim sulanıyor, kafelerde bardaklar defalarca yıkanıyor, oto yıkamacılar dolup taşıyor. Bir yanda barajlar kuruyor, diğer yanda musluklar akıyor. Bursa, suyun en çok konuşulduğu ama en az korunduğu günlerini yaşıyor.

Eskiden suyun akışı, dalgaların sesi huzur verirdi; şimdi sadece sessizliği duyuyorum. Barajın kıyısında yürüyen insanların yüzlerinde bir şaşkınlık var. “Nasıl bu hale geldi?” diye fısıldıyorlar birbirlerine. Oysa cevabı çok basit: Yıllardır duymadığımız uyarılar, görmezden geldiğimiz önlemler ve bitmeyen alışkanlıklarımız.

Geçen gün bir çiftçiyle konuştum. “Toprak çatladı,” dedi, “Yağmur yok, sulama yok, ürün kuruyor.” O an anladım ki bu kriz sadece şehirde musluk akmıyor meselesi değil; tarlada ekmek, sofrada bereket, hayatın kendisi de azalıyor.

Bursa’nın su krizi sadece doğanın bir sonucu değil; insanın ihmaliyle büyüyen bir hikâye.

Su sadece belediyenin, kurumların işi değil. Hepimizin. Her birimiz evimizde, iş yerimizde, okulda bir fark yaratabiliriz. Duşta geçen fazladan beş dakika, bahçeyi gereksiz sulamak, musluğu açık bırakmak… Bunların her biri toplandığında barajın dibi demek.

Yeni barajlar, yeraltı rezervleri, su geri dönüşüm sistemleri bir an önce hayata geçirilmeli. Ancak hiçbir teknik çözüm, bizim bilinçsizliğimizle yarışamaz. Gerçek çözüm, davranışlarımızı değiştirmekte.

Eskiler “Su azizdir” derdi. Bugün o sözü yeniden hatırlamanın zamanıdır... Bursa, suyla anılan bir şehir. Tarihi hamamlarıyla, çeşmeleriyle, Uludağ’dan süzülen kaynaklarıyla... Ama ne acıdır ki, bu şehrin simgesi olan su, bugün yok olmanın eşiğinde.

Eskiler “Su azizdir” derdi. Biz o sözü unuttuk. Şimdi doğa kendi dilinde anlatıyor: “Ben tükeniyorum.” Bu yüzden çocuklarımıza “musluğu kapat” demek yetmez. Onlara suyun kıymetini, suyun yaşam olduğunu anlatmamız gerek. Bir şehir, barajlarındaki su kadar; onu koruyan insanlarının bilinciyle yaşar.

Bursa’nın geleceği, şu anda elimizi yıkarken akıp giden damlalarda gizli...



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.