93 Harbi sırasında Erzurum'da Aziziye savunmasına katılan, Rus işgaline karşı Erzurum’daki halk direnişinin simgesi hâline gelmiş Türk kadın kahraman Nene Hatun…
Nene Hatun; Rus askerlerin 8 Kasım 1877 gecesi Aziziye Tabyasını ele geçirdiği haberinin Erzurum’da sabah ezanında minarelerden duyurulması üzerine Osmanlı askerine yardım için taş ve sopalarla mücadeleye giren şehir halkına katılmış ve gösterdiği yararlılıklar sonucu efsaneleşmiştir. 1955’te Türk Kadınlar Birliği tarafından Yılın Annesi seçilen Nene Hatun, Türkiye’de “Yılın Annesi” unvanı verilmiş ilk kadındır. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından verilmiş olan “3. Ordunun Nenesi” unvanını taşır.
Nene Hatun
İstiklâl Harbi’nden önceki kadın mücahitlerimizden biri de 1877’deki Türk-Rus Harbi’nde gösterdiği kahramanlığıyla şöhretin doruğuna yükselen Erzurumlu Nene Hatun’dur. Erzurum’un Pasinler ilçesi Çeperli köyündendir. Hüseyin Efendi ile Zeliha Hanım’dan 1853-1854 yılları arasında doğmuş, 22 Mayıs 1955’te Erzurum Numûne Hastanesi’nde hayata veda etmiştir.
Nene, onun asıl adı, Kırkgöz ise soyadıdır. Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çeperli köyü Ruslar tarafından işgal edilince, Nene Hatun, kocası ve küçük oğlu Nazım’la Erzurum’a göç etmişlerdir. Sonradan iki oğlu daha dünyaya gelmiş, en büyük oğlu Nâzım ile onun küçüğü I. Dünya Savaşı’nda şehit düşmüşlerdir.
Kahramanlığın simgesindeki o günler…
Türk-Rus Savaşı’nın karışık günlerinden biri…. Köyleri Rus askerleri tarafından işgal edilince, Nene Hatun ailesiyle birlikte Erzurum’a göç etmiş. Erzurum’u ele geçirmeyi hedefleyen Ruslar, şehrin 10 km kuzeydoğusunda bulunan Top Dağı’ndaki Aziziye Tabyası’nı baskınla ele geçirmeyi planlamış. Bunun için de Türk dilini konuşan Ermeni köylülerin yardımıyla gizlice harekete geçerek, sinsice yaklaşıp ve o sırada Tabya’yı savunan bir avuç Türk askerini derin uykuda yakalamışlar. 8-9 Kasım l877 gecesi saldırıp uykudaki nöbetçileri şehit ettiler.. Böylece Rus askerleri hiçbir direnme görmeden Aziziye Tabyası’na yerleştiler. Orada bulunan Türk askerlerini yalnızca biri canını kurtarabilmişti. Erzurum Cephesi Komutanı Ahmet Muhtar Paşa’ya bu kara haberi o asker ulaştırdı. Ahmet Muhtar Paşa, Erzurum halkından yardım istemiş. O sırada,Nene Hatun genç kadındı. Kundaktaki üç aylık kızını emzirerek ve ondan biraz büyük olan oğlunu; “Sizi bana Allah verdi. Ben de ona emanet ediyorum.” diyerek onlarla vedalaştıktan sonra, cepheden yaralı gelip birkaç saat önce ölen ağabeyinin tüfeğini alıp Tabya’ya doğru koşanlar arasına katılmış. Erzurumlular Tabya’ya varıldığında, ön sıradakiler Rusların açtığı yaylım ateş karşısında şehit düşmüşler. Belli bir süre doğrultusunda Rus askeri öldürülerek Tabya geri alınmıştır.. Türkler ise 1000 kadar şehit verilmişlerdi. Sağ kalanların hemen yaralarının tedavisine başlanılmış.. Nene Hatun da yaralılar arasında. Fakat o yarasına aldırmıyor, evindeki bebeğini unutmuş, diğer yaralıların kanını durdurabilmek, yaralarını sararabilmek için çırpınmış…..
Nene Hatun böyle bir ortamda tanındı, sayıldı ve sevildi. Onun vatan için o gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum’dan kovuluncaya dek sürdü. Erzurum’un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın zaferinde Nene Hatun’un ve onun vatan aşkını paylaşan sivil insanların katkısı büyüktü. Sonraki yıllarda oğlunu Çanakkale Savaşı’nda şehit veren Nene Hatun, Kurtuluş Savaşı başladığında yaşı ilerlediği için cepheye gidip savaşamamış. 1954 yılında Orgeneral Nurettin Baransel’in gayretleriyle kendisine “3.Ordunun Nenesi” unvanı verilmiş…
1955 yılında, ölümünden birkaç ay önce Türk kadınlar birliği tarafından “Yılın Annesi” seçilmiş.
Nene Hatun, bir kahramanlık ve analık simgesi olarak 98 yaşına dek yaşamıştır.. 22 Mayıs 1955’te zatürre hastalığından gözlerini hayata yumdu. Türk kadınlarının kahramanlık simgesi durumuna gelen Nene Hatun’un, türbesi Aziziye Tabyası'ndadır.
Genç yaşta gösterdiği büyük kahramanlıkla gönüllerde taht kuran ve Türk kadınının kahramanlığının simgesi olan Nene Hatun'un bugün de dillerden düşmeyen bu cesareti, nesilden nesle aktarılmaya devam etmeli…
İsimsiz yüzlerce cesur kadın 93 Harbi’nde ön saflarda yer aldılar…
Bugünkü anaların ilk örneklerinden birisi de Nene Hatun. Allah rahmet eylesin...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ayşe YILDIRIM
Kahramanlık timsali: Nene Hatun
93 Harbi sırasında Erzurum'da Aziziye savunmasına katılan, Rus işgaline karşı Erzurum’daki halk direnişinin simgesi hâline gelmiş Türk kadın kahraman Nene Hatun…
Nene Hatun; Rus askerlerin 8 Kasım 1877 gecesi Aziziye Tabyasını ele geçirdiği haberinin Erzurum’da sabah ezanında minarelerden duyurulması üzerine Osmanlı askerine yardım için taş ve sopalarla mücadeleye giren şehir halkına katılmış ve gösterdiği yararlılıklar sonucu efsaneleşmiştir. 1955’te Türk Kadınlar Birliği tarafından Yılın Annesi seçilen Nene Hatun, Türkiye’de “Yılın Annesi” unvanı verilmiş ilk kadındır. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından verilmiş olan “3. Ordunun Nenesi” unvanını taşır.
Nene Hatun
İstiklâl Harbi’nden önceki kadın mücahitlerimizden biri de 1877’deki Türk-Rus Harbi’nde gösterdiği kahramanlığıyla şöhretin doruğuna yükselen Erzurumlu Nene Hatun’dur. Erzurum’un Pasinler ilçesi Çeperli köyündendir. Hüseyin Efendi ile Zeliha Hanım’dan 1853-1854 yılları arasında doğmuş, 22 Mayıs 1955’te Erzurum Numûne Hastanesi’nde hayata veda etmiştir.
Nene, onun asıl adı, Kırkgöz ise soyadıdır. Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çeperli köyü Ruslar tarafından işgal edilince, Nene Hatun, kocası ve küçük oğlu Nazım’la Erzurum’a göç etmişlerdir. Sonradan iki oğlu daha dünyaya gelmiş, en büyük oğlu Nâzım ile onun küçüğü I. Dünya Savaşı’nda şehit düşmüşlerdir.
Kahramanlığın simgesindeki o günler…
Türk-Rus Savaşı’nın karışık günlerinden biri…. Köyleri Rus askerleri tarafından işgal edilince, Nene Hatun ailesiyle birlikte Erzurum’a göç etmiş. Erzurum’u ele geçirmeyi hedefleyen Ruslar, şehrin 10 km kuzeydoğusunda bulunan Top Dağı’ndaki Aziziye Tabyası’nı baskınla ele geçirmeyi planlamış. Bunun için de Türk dilini konuşan Ermeni köylülerin yardımıyla gizlice harekete geçerek, sinsice yaklaşıp ve o sırada Tabya’yı savunan bir avuç Türk askerini derin uykuda yakalamışlar. 8-9 Kasım l877 gecesi saldırıp uykudaki nöbetçileri şehit ettiler.. Böylece Rus askerleri hiçbir direnme görmeden Aziziye Tabyası’na yerleştiler. Orada bulunan Türk askerlerini yalnızca biri canını kurtarabilmişti. Erzurum Cephesi Komutanı Ahmet Muhtar Paşa’ya bu kara haberi o asker ulaştırdı. Ahmet Muhtar Paşa, Erzurum halkından yardım istemiş. O sırada,Nene Hatun genç kadındı. Kundaktaki üç aylık kızını emzirerek ve ondan biraz büyük olan oğlunu; “Sizi bana Allah verdi. Ben de ona emanet ediyorum.” diyerek onlarla vedalaştıktan sonra, cepheden yaralı gelip birkaç saat önce ölen ağabeyinin tüfeğini alıp Tabya’ya doğru koşanlar arasına katılmış. Erzurumlular Tabya’ya varıldığında, ön sıradakiler Rusların açtığı yaylım ateş karşısında şehit düşmüşler. Belli bir süre doğrultusunda Rus askeri öldürülerek Tabya geri alınmıştır.. Türkler ise 1000 kadar şehit verilmişlerdi. Sağ kalanların hemen yaralarının tedavisine başlanılmış.. Nene Hatun da yaralılar arasında. Fakat o yarasına aldırmıyor, evindeki bebeğini unutmuş, diğer yaralıların kanını durdurabilmek, yaralarını sararabilmek için çırpınmış…..
Nene Hatun böyle bir ortamda tanındı, sayıldı ve sevildi. Onun vatan için o gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum’dan kovuluncaya dek sürdü. Erzurum’un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın zaferinde Nene Hatun’un ve onun vatan aşkını paylaşan sivil insanların katkısı büyüktü. Sonraki yıllarda oğlunu Çanakkale Savaşı’nda şehit veren Nene Hatun, Kurtuluş Savaşı başladığında yaşı ilerlediği için cepheye gidip savaşamamış. 1954 yılında Orgeneral Nurettin Baransel’in gayretleriyle kendisine “3.Ordunun Nenesi” unvanı verilmiş…
1955 yılında, ölümünden birkaç ay önce Türk kadınlar birliği tarafından “Yılın Annesi” seçilmiş.
Nene Hatun, bir kahramanlık ve analık simgesi olarak 98 yaşına dek yaşamıştır.. 22 Mayıs 1955’te zatürre hastalığından gözlerini hayata yumdu. Türk kadınlarının kahramanlık simgesi durumuna gelen Nene Hatun’un, türbesi Aziziye Tabyası'ndadır.
Genç yaşta gösterdiği büyük kahramanlıkla gönüllerde taht kuran ve Türk kadınının kahramanlığının simgesi olan Nene Hatun'un bugün de dillerden düşmeyen bu cesareti, nesilden nesle aktarılmaya devam etmeli…
İsimsiz yüzlerce cesur kadın 93 Harbi’nde ön saflarda yer aldılar…
Bugünkü anaların ilk örneklerinden birisi de Nene Hatun. Allah rahmet eylesin...